Gündem

Erdoğan: Güneydoğu’daki olaylar bahane edilerek bize verilmeyen silahlar var

"Suriye’deki gelişmeler sürerken terör örgütlerine silah yardımı yapanlar Türkiye’ye bu desteği vermiyor"

30 Nisan 2016 20:28

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 'Türkiye'nin güçlü bir savunma sanayi altyapısı kurmak yerine dışa bağımlı bir hale getirildiğini' savunarak, "Doğu ve Güneydoğu’daki çatışmalar bahane edilerek bize verilmeyen silahlar mevcuttur. Şu anda. Bunlar NATO’da beraber olduğumuz ülkeler. Suriye’deki gelişmeler sürerken terör örgütlerine silah yardımı yapanlar Türkiye’ye bu desteği vermiyor" dedi.

Erdoğan ayrıca, geminin denize indirilme süresiyle ilgili olarak, "5,5 yılı biraz uzun görüyorum. Bunu biraz daha öne çekmemiz lazım. Bu millet tarihi böyle yazdı. Ulaştırma Bakanımız ne diyor. Arkadan bir büyüğümüz ilginç bir işaret yapıyor. 3 yılda bu biter diyor. Ben de bu 5,5 yılı geri çekeriz diye inanıyorum. Burada daha fazla çalışacağız ve bu 5,5 yılı geri çekeceğiz. Ve göreceksiniz, çekin bunu 4’e falan. Genelkurmay Başkanım 3 diyor, “Hadi 4 olsun” diyor. 4’e çektiğinizde size yeni siparişler geleceği gibi, bizden de gelecek. Dört biliyorsunuz tabi çok önemli. Tek vatan, tek millet, tek bayrak, tek devlet" ifadesini kullandı.

Çok amaçlı amfibi hücum gemisi Anadolu'nun inşa başlangıç törenine katılan Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

"Bu adımı geç kalmış bir adım olarak niteliyorum. Bu millet kendi göbeğini kendi kesmek zorundadır. Mevcut projeleri hassasiyetle takip ederken, tehditler ve fırsatlar bakımından yeni hazırlıkları da süratlendirmeliyiz. Türkiye’nin hala modern, nükleer bir uçak gemisine sahip olmamasını büyük eksiklik olarak görüyorum. Semalarımızda kendi savaş uçaklarımızın uçmamasını eksiklik olarak görüyorum. Bir yandan da mutluyum, silahlı insansız hava araçlarının yaptıkları tatbikatlarda aldıkları neticeden mutlu olduğumu ifade etmek istiyorum. Hamdolsun, bunu yakaladık. Nükleer santral inşası aşamasına dahi yeni geçtiğimizin farkındayım fakat ufkumuzu genişletmek zorundayız.

Başbakanlık görevini devraldıktan sonra, Türkiye’nin içinde bulunduğu durumun ve vizyonumuzun kapsamlı bir analizini yaptık. Savunma sanayine çok önem verdiğimizi tespit ettik. Bürokratik oligarşiden neler çektik neler. Belki de bu gemiyi bitirme noktasında olacaktık. Hep bu oligarşi. 

 

"Türkiye, dışa bağımlılığa adeta mahkûm edildi"

 

İlk uydumuz Göktürk 2’yi uzaya fırlattık. Ülkemizde bir uydu fırlatma merkeziyle ilgili çalışmalarımız sürüyor. Tam 416 projede çalışmalar devam ediyor. Geçmişte, ülkemizde yıllarca milliyetçilik adına, vatan adına öyle boş işlerle uğraşıldı ki, kimse asıl meselelere odaklanmadı. Bunun başında savunma sanayine geliyor. Osmanlı’nın son döneminde ve cumhuriyetin ilk yıllarında çok ciddi atılımlar yapılmıştı.

 

"Parasını ödediğimiz halde satılmayan silahlar var"

 

Türkiye güçlü bir savunma sanayi altyapısı kurmak yerine dışa bağımlılığa adeta mahkum edilmiştir. Bazıları bunu sadece NATO üyeliğine bağlıyor. Ben o kadar masum olduğunu düşünmüyorum. Savunma sanayi konusunda da farklı saiklerin devreye girdiğine inanıyorum. Parasını ödediğimiz halde 1. Dünya Savaşı’nda alamadığımız gemiler var. Kullanılarak verilmiş gemi örneği var.

 

"Sen bu yardımları ne yoluyla yapıyorsun?"

 

Siz zaten neler çektiğimizi biliyorsunuz. İyi ki çekmişiz. ASELSAN’ı kazandık. Doğu ve Güneydoğu’daki çatışmalar bahane edilerek bize verilmeyen silahlar mevcuttur. Şu anda. Bunlar NATO’da beraber olduğumuz ülkeler. Suriye’deki gelişmeler sürerken terör örgütlerine silah yardımı yapanlar Türkiye’ye bu desteği vermiyor. Bana diyorlar ki telefonda, bu konuşmaları medya yoluyla yapmayalım. Doğru, yapmayalım da, sen bu yardımları ne yoluyla yapıyorsun?

 

"Yeni nesilleri çok iyi bilgilendirmeliyiz"

 

Biz Balkan yenilgisinin ardından birkaç yıl içinde yeniden teşkilatlanan bir ordunun, o dönemki en büyük güçlerine karşı yazılan destan var ya, kendi insanımıza bile bunu anlatamamış bir ülkeyiz. Bizler işimiz gereği elbette meselenin farkındayız. Yeni nesilleri çok iyi bilgilendirmeliyiz. Tarihini, kültürünü, hedefini bilen nesiller yetiştirmeden geleceğe güvenle bakamayız. Gençliğimizi aşağılık kompleksiyle değil, özgüvenle yetiştirmek mecburiyetindeyiz. Bana göre hiçbir evladımız Çanakkale’yi teneffüs etmeden hayata başlamamalı. Kut’ül Amare’yi bilmeyen hiçbir evladımız kalmamalı. Kurtuluş Savaşı’nı başından sonuna kadar bilmeyen hiçbir vatandaşımız kalmamalı. Okul kitaplarından sinemaya, tiyatroya kapsamlı bir bilinçlendirme kampanyası başlatmalıyız.

 

"5,5 yılı geri çekeriz diye inanıyorum"

 

Yüklenici firmaya onu soruyorum. Ne kadar zamanda bitireceğiz. Metin düşünceli bakıyorsun. Nevzat Bey de öyle. İspanyollarla nasıl konuştunuz bilmiyorum ama 5,5 yılı biraz uzun görüyorum. Bunu biraz daha öne çekmemiz lazım. Bu millet tarihi böyle yazdı. Ulaştırma Bakanımız ne diyor. Arkadan bir büyüğümüz ilginç bir işaret yapıyor. 3 yılda bu biter diyor. Ben de bu 5,5 yılı geri çekeriz diye inanıyorum. Burada daha fazla çalışacağız ve bu 5,5 yılı geri çekeceğiz. Ve göreceksiniz, çekin bunu 4’e falan. Genelkurmay Başkanım 3 diyor, “Hadi 4 olsun” diyor. 4’e çektiğinizde size yeni siparişler geleceği gibi, bizden de gelecek. Dört biliyorsunuz tabi çok önemli. Tek vatan, tek millet, tek bayrak, tek devlet."