Gündem

Erdoğan: Gelin, şu yüzde 100 yerli üretim otomobilimizi made in Turkey olarak TOBB'un içinden çıkartalım

"Yüksek faizin çözülmesi şart, takdir edersiniz ki her şey bir anda olmuyor"

24 Mayıs 2017 15:28

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Genel Kurulu'nda iş insanlarına seslenerek, "Ve şimdi ben diyorum ki, TOBB, başkan, kendi çatısı altından yüzde 100 yerli otomobilini made in Turkey olarak çıkarsın" çağrısını yaptı. 

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da, "Müsaadenizle siz bunu istedikten sonra, Türk iş dünyası bunu çok rahat yapar. Siz yeter ki yanımızda olun" karşılığını verdi. Bunun üzerine Erdoğan, "Bakın bizi tüm Türkiye izliyor, bu adımı atarsanız ben her konuda yanınızda olurum. Hayırlı olsun" diyerek teşekkür etti.

Erdoğan, faize yönelik eleştisini sürdürerek, "Bunun çözülmesi şart. Takdir edersiniz ki her şey bir anda olmuyor, kararlılığımız var en azından" diye konuştu.

Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

Bu salon aslında Türkiye'nin yelpazesidir. İş dünyamızın lokomotifliği, itici gücü olmadan hedefimize ulaşmamız mümkün değildir. Üreten, istihdam oluşturan, ihracat yapan, hep daha iyisine ulaşmak için gayret gösteren sizlerin azmi, heyecanı, bizim için en büyük güç kaynağıdır. Bu bakımdan geçmiş dönemin muhasebesinin yapılmasının yanı sıra, geleceğe dönük beklentilerin tartışıldığı Genel Kurul'un ciddi katkılar sağlayacağına inanıyorum. Esasen toplumumuzun her kesimi ile bizim kadar yakın ilişkide olan bir başka kurumun da olduğunu sanmıyorum. Esnaf ve zanaatkarımızın daima yanında yer aldık. Aynı şekilde ulusal ve uluslararası düzeyde projelere imza atan büyük yatırımcılarımıza hep destek olduk. Yurt dışı seyahatlerimizde mümkün olan her yere iş dünyamızla gittik. Mevzuat veya bürokrasi engeli varsa kaldırmak için birlikte çalıştık. Mevzuat amcadan hala kurtulmuş değiliz, ama dediğim gibi özellikle de bürokratik oligarşi 14-15 yıldır kavgasını verdiğim en önemli  konu. Fakat ne yazık ki bu bürokratik oligarşi her yerde sorun olmaya devam ediyor. Kredi imkanlarının genişletilmesine ihtiyaç varsa, onun mücadelesini birlikte verdik. Fakat oluşumların içerisinde dahi, örneğin bir kredi faizleri noktasında bakıyorsunuz her yerde yüksek faizden şikayet var. Bunu hep gündemimde tuttum. Hala da gündemimde. Gündemimde olmaya da devam edecek. Çünkü faizi ben ülkede hep söylüyorum, yüksek faizi ben bir sömürü aracı olarak görüyorum. Burada kar amaçlı bir faiz mantığı yok. Sömürü aracı olarak bir faiz mantığı var. Ve bu, ben bu kredi faizini uygun şartlar da vereyim de ülkem de kazansın, ben de kazanayım anlayışı yok. Karınca yazısıyla sözleşmeler var ya, o krediye mahkum olan girişimci ne yapıyor? Altına imza atıyor. Geri çağırma olduğu zaman eli mahkum, elinde ne var ne yok vermek zorunda kalıyor. Bunun çözülmesi şart. Takdir edersiniz ki her şey bir anda olmuyor, kararlılığımız var en azından. Tek derdi üretmek olan, kendisi ile birlikte ülkesini büyütmek, kalkındırmak olan herkesin yanında yer almaya devam edeceğiz. Bunun da böyle bilinmesini istiyorum. Ülkemizde kazanmak isteyen hiç kimseye engel olmadığımız gibi tam tersine her türlü desteği de sağladık. Tüm bu çalışmalarımızda iş dünyamızın temsilcileriyle hep istişarede bulunduk.

"Benim de sırtlanacağım bir yük var"

Ahilik sistemimizin önümüzdeki ve gündemimizde mümessili olan odalarımız kendi aralarındaki dayanışmaları güçlendikçe, bu kurumların itibarları da artmıştır. Tabii ahilik dediğimizde, ülkesine ve milletine sahip çıkma anlayışı da devreye giriyor. Son zamanlarda yaşadığımız tüm sıkıntılarda, özellikle 15 Temmuz'da ortaya koyduğunuz güçlü duruşla ahilik sıfatını hak ettiğinizi ortaya koydunuz. Bunun için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Zira o çağrıya anında cevap vermek suretiyle meydanlara dökülen bu milletin bir ferdi olmaktan iftihar ediyorum. TOBB, ülkemizin geleceği için ekonomi ile, demokrasinin aynı bütünün ayrılmaz parçaları olduğunu kabul etmiş bir birliğimizdir. Hak ve özgürlüklerin korunması konusundaki hassasiyetiyle de milletimizin gönlündeki yerini koruyacağını biliyorum. Eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaştırmada, enerjide, bilimde, sanayide, ticarette, haberleşmede, tüm alanlarda Türkiye'nin nereden nereye geldiğini yaşayarak hiç unutmamalıyız. Gücümüzü ve motivasyonumuzu işte bu yaptıklarımızdan alıyoruz. Sürekli ecdada atıfta bulunmamızın, söze ahilikten başlamamızın sebebi budur. Geçmişini bilmeyen, gelecekte nereye yürüyeceğini de kestiremez. Biliyorsunuz Türkiye'nin 2023 hedeflerini, 2011 seçimlerinin ardından ilan ettik. Adım adım ilerliyoruz. 2023 ve 2071 vizyonlarımızı bizden sonraki nesillere emanet ettik. Bu arada şunu özellikle ifade edeceğim, inşallah yıl sonuna kadar bütün bakan arkadaşlarımıza şunu kendilerinden isteyeceğim; yol haritanızı altı aylık olarak hazırlayın, getirin diyeceğim. Bu altı aylık yol haritası ile birlikte 2019'un hazırlıklarını yoğun bir şekilde yürüteceğiz. 2023, Türkiye'nin adeta bir dönüm noktası olacak. 100. yıl, sıçramanın ispat edildiği bir dönüm noktası olacaktır. Dünyanın içinden geçtiği değişim ve dönüşüm süreci, bizi kendimizi yenilemeye mecbur kılıyor. Teknolojik gelişmeler, siyasi dönüşümle tahkim edilmediği sürece tek başına bir anlam taşımıyor. Aslında bu salon, bunu inşa edecek, ihya edecek bir salondur. Buradaki herkes, "Benim de sırtlanacağım bir yük var" görüşünde olacaktır. 

"Yüksek faizin çözülmesi şart"

Türkiye 2035 yılında 90 milyonu aşacak nüfusuyla, bu bakımdan dünyanın ilk 20 ülkesinden bri olarak gücünü devam ettirecektir. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline gelerek bu nüfusu en iyi şekilde değerlendirme noktasına geleceğiz. Eğitim seviyesindeki artış sayesinde, rekabet gücümüz de her geçen gün yükselecektir. Dünyanın müreffeh milletleri arasındaki yerimizi de almış olacağız. Biz her meydan okumayı bir fırsat olarak görüyoruz. 2035 yılında ulaşacağımız insani gelişmişlik seviyesini, gelir eşitsizliğini en az düzeye indirerek ülke geneline yayacağız. Herkesin kendine yer bulabileceği üretken bir istihdam politikası ile tüm vatandaşlarımızın geleceğini güvence altına alacağız. İşte malum, TOBB'da yaptığımız istihdam daveti. Ve bu davete iş dünyamız sağ olsun gayet başarılı, net bir cevap verdi. Ve rakam 1 milyon 170 bine ulaştı. Demek ki benim girişimcim istediği zaman bunu yapabiliyor. Bundan sonraki süreçte de ben bunu yapabileceğine inanıyorum. Tüm bunlar bu ülkeye bir dayanışma ruhu getirecek. O birlik ve beraberlik bizi muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne taşıyacak. Bunu beraber yaptığımız zaman bu milleti tutamazlar. Çok daha hızlı büyüyeceğiz, çok daha hızlı büyüyerek ülkemizi ilk 10'un içerisinde göreceğiz. 

"Yüzde 100 yerli üretim otomobilimizi made in Turkey olarak TOBB'un içinden çıkartalım"

Amacımız Türkiye'yi bölgesel bir güç olmanın yanında, küresel düzeyde bilgiye dayalı bir güce kavuşturmaktır. Gelecek, bilgi temelli bir ekonomi üzerine kurulacaktır. Nitelikli iş gücünü yakalamış bir alt yapıyı süratle tesis etmeliyiz.

Ve şimdi ben diyorum ki, TOBB, başkan, kendi çatısı altından yüzde 100 yerli otomobilini made in Turkey olarak çıkarsın.

TOBB Başkanı: Müsaadenizle siz bunu istedikten sonra, Türk iş dünyası bunu çok rahat yapar. Siz yeter ki yanımızda olun. 

Erdoğan: Bakın bizi tüm Türkiye izliyor, bu adımı atarsanız ben her konuda yanınızda olurum. Hayırlı olsun.

Demokratik ve ekonomik standartları yüksek bir Türkiye için hep birlikte çalışmalıyız. 15 senedir teklif ediyorum, gelin kendi otomobilimizi üretelim. Ne yapıyor? Montaj, montaj, montaj, Ya montajcılık bu ülkeye yakışmıyor. Bu millete bu yakışmıyor. Artık bu millet, kendisi bunu üretecek beyine de sahip kabiliyete de. E bunu yapabilir miyiz? Yaparız. Niye yapmıyoruz? Çünkü öbüründen daha fazla kazanıyorum. Ama artık sözünü aldık. 80 milyon da buna şahit. İnşallah TOBB çatısı altında bunu başaracağız. Biz de üzerimize düşeni yapacağız. Ve bir başka önemli konu, kendimizle birlikte dünyanın tüm mazlumları için bizler bu başarıları yakalamak mecburiyetindeyiz. İş dünyamızın kıymetli temsilcileri, tüm bunları sizlerle yapacağız. Bakan arkadaşlarımızı sizler de sıkıştıracaksınız. Bunu beraber yapacağız. Türk milleti, tarihin her döneminde verdiği mücadele ve elde ettiği başarılarla dünyanın kalanını şaşırtmış bir millettir. İnşallah bürokratik oligarşide de bunu başaracağız. Birileri bizim bu vizyonumuza dudak bükerek bakıyor olabilir. Ama şunu unutmayalım, 1990'lar Türkiye'sine bakan kimsenin, bugünleri tasavvur etmesi mümkün değildir. Gelin şimdi hep birlikte 2023 Türkiye'sini inşa ederek bize "hasta adam" diye bakanlara derslerini verelim. Siz yatırım yapmak için, yüksek teknolojiye dayalı üretim için ne gerekiyorsa söyleyeceksiniz. Biz de bunları hayata geçirmenin yollarını aralayacağız. Yaptığınız işleri gördükçe, sizin önünüzdeki kapılarını açmak için çok daha büyük şevkle çalışırız. Sizin attığınız her adıma devletin mukabil birkaç adımla cevap vereceğinizden emin olunuz. 16 Nisan halk oylaması kampanyası sırasında gittiğim her yerde "güçlü Türkiye, büyük Türkiye, müreffeh Türkiye" dedim. Bunlar sadece slogan değildir. Bunları yapmalıyız. Biz eserlerimizle konuşuyoruz. Şu ana kadar 250 bin civarında derslik yaptı. Şehir hastanelerimize başladık ki Mersin, Balıkesir, Yozgat, Isparta şehir hastanelerimizin bugün hiçbir yerde eşi benzeri yok. Eksiğimiz bir tek doktor. Dün de söyledim, sizler mezuniyetinizde yaşamadıklarınızı yeni dönemde çok daha farklı şekilde yaşayacaksınız. Çünkü fiziki şartlarımızı da artıyoruz. İnşası devam eden 20 tane şehir hastanemiz var. Onlar da hizmete girecek. Böylece benim vatandaşım hastanenin bir kapısından girdiği zaman, içeride gördükleri ona şifanın yolunu gösterecek.