Politika

Erdoğan: Genel af ve Öcalan'a ev hapsi söz konusu değil, olamaz

Erdoğan: Daha önce bir Oslo süreci vardı. Şu anda gündemde yok. Gelecekte olur mu ona da kapıları kapatmamak lazım. Avrupa bu sürecin bir ayağıdır

06 Ocak 2013 13:13

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "AKP'ye kredi veriyoruz, bu olayı çözsün" diyen CHP'ye "Ana muhalefet partisi kredi veriyoruz diyor. Sen hangi krediyi veriyorsun sen krediye muhtaçsın" diye seslendi. Erdoğan, "Teröre bulaşanlar için genel af söz konusu değil. İmralı için ev hapsi söz konusu değildir. AK Parti iktidarında böyle bir şey olamaz. Yapılacakların birçoğu uygulamada görülecek" dedi.

Erdoğan, Gabon, Nijer ve Senegal'i kapsayan Afrika turu kapsamında Gabon'un başkenti Libreville'ye hareketi öncesinde Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde basın toplantısı düzenledi.    

Bir gazetecinin, İmralı ile yaşanan sürece ilişkin sorusu üzerine Erdoğan, ''Bu yeni başlamış bir süreç değil. Bizim buradaki gayretimiz, terörle mücadelede başarılı olabilmektir. Huzur ve refahı tam manasıyla ülkemizin dört bir köşesine getirebilmektir'' diye konuştu.    

Başbakan Erdoğan, konuyla ilgili olarak, olayın kendileri açısından ''devlet'' ve ''siyaset'' ayağı olduğunu kaydederek, şunları söyledi:    

''Bunu bilmeyenler, anlamayanlar var. Siyasetle, hükümetle veya hükümet etmeyle devleti yönetmeyle devlet mekanizmalarının çalıştırmasını arasındaki inceliği ayırt edemeyen siyasetçiler var. Biz burada bu inceliği koruyarak bir yol takip ediyoruz. Burada da daha önce başladığımız bir süreci devam ettirmenin gayreti içerisindeyiz. Bu konuyla ilgili yurt içi ve yurt dışında daha önce hükümet ederken, siyasetin enstrümanları vardır ve bu enstrümanlarını da kullanır. O da nedir- Devletin mekanizmaları içerisindeki enstrümanlardır. Bu konuda da en önemli enstrüman her zaman için istihbarat teşkilatıdır. İstihbarat teşkilatı özellikle yürütmenin en önemli ayağıdır; bunu da içeride ve dışarıda en ideal şekilde kullanmanın gayreti içerisinde olmuştur. Bu, dünyanın her yerinde böyledir. Sadece terörle mücadelede kullanmaz, asayişte de kullanır. Çok farklı etkili olmak istediği alanlarda da kullanır. Bizler de şu anda bu adımı attık, atıyoruz ve atacağız.''    

Bu esnada gelişmeler yaşandığını belirten Erdoğan, ''Bu gelişmeler esnasında dikkat edilirse bizler, şu anda siyasetçi olarak böyle bir görüşmenin içinde olmadık, olmuyoruz'' dedi.    
    

'Bölücü terör örgütüyle böyle mücadele olmaz'    
    

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir yolculuğunda, ''Terörle mücadele ederiz, siyasetçiyle müzakere ederiz'' ifadesini kullandığını aktarırken, müzakereyle görüşmelerin farklı şeyler olduğunu kaydederek, ''Görüşmeleri yaparsınız. Görüşmeler esnasındaki gelişmelere göre de adımınızı atarsınız'' diye konuştu.    

Daha önce ''Oslo olayı'' olduğunu ancak şu anda gündemlerinde Oslo'nun bulunmadığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:    

''Gelecekte buna benzer farklı gelişmeler olabilir mi? Olabilir. Önünü kapamanın da bir anlamı yok. Oslo olmaz da başka bir yer olur. Biliyorsunuz Avrupa, bölücü terör örgütünün siyasi ayağıdır, kendi içinde siyasi ayağıdır. Onlar şu anda İmralı'ya karşı farklı yaklaşmaktadır, daha farklı yaklaşmaktadır. Bu hassasiyetleri, incelikleri görmemiz lazım. Eğer bu hassasiyetleri, bu incelikleri iyi görecek olursak ve burada ülkemizdeki gerek sivil toplum kuruluşları olsun gerek yazılı görsel medya olsun eğer burada el ele verebilirsek başarılı oluruz. Ama şu ana kadar olduğu gibi el ele vermemekte direnirsek, biz hala el ele vermiş değiliz onu söyleyeyim, ne yazılı görsel medyadan gerekli desteği alıyoruz ne sivil toplum kuruluşlarından... Bölücü terör örgütüyle böyle mücadele olmaz. Bu konuda herkesin üzerine düşeni yapması gerekir. Biz şu anda hükümet olarak üzerimize düşeni yapıyoruz.''


CHP’ye: Sen krediye muhtaçsın    
 

Başbakan Erdoğan, ''Anamuhalefet partisi diyor ki; 'Kredi veriyoruz'. Kendisi muhtac-ı himmet bir dede, nerede kaldı gayrıya himmet ede... Sen nereye kredi vereceksin, sen krediye muhtaçsın. Hangi krediyi vereceksin?'' dedi.    

Bir gazetecinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''Biz geçmişteki bütün hatalara karşın olarak Adalet Kalkınma Partisi'ne yeni bir kredi açıyoruz. Çözün terör sorununu'' sözlerini nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine Erdoğan, ''Anamuhalefet partisi diyor ki: 'Kredi veriyoruz'. Kendisi muhtac-ı himmet bir dede, nerede kaldı gayrıya himmet ede... Sen nereye kredi vereceksin, sen krediye muhtaçsın. Hangi krediyi vereceksin- 'Bu işin çözüm yeri Meclis'tir' diyor. Meclis'te bununla ilgili bugüne kadar çok bilgiler verildi. Fakat yenilen pehlivan güreşe doymamış. Bunlar, buna doymuyor'' diye konuştu.    

CHP'nin bu konu ile ilgili ziyaretlerine geldiğini hatırlatan Erdoğan, ziyarete geldiklerinde de ''Şu anda MHP kabul etmiyor' ifadesini kullandıklarını, diğeriyle de zaten görüşme niyetleri olmadığını ifade ettiklerini anlattı.    

Başbakan Erdoğan, kendilerinin de ''Onların kabul edip etmemesi önemli değil. Buyurun biz beraber yapalım bu işi'' dediklerini aktararak, kendisinin ''Bakın 3 arkadaşım benim yanımda, 3 arkadaşınız da sizin yanınızda. Ben şu anda arkadaşlarıma talimatı veriyorum'' dediğini söyledi.    

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:    

''Ama dürüst olması lazım, dürüst değil, sıkıntı burada. Televizyonlarda maalesef hala doğru olmayan, gerçeği yansıtmayan konuşmalar yapıyor. İnsanı bu üzüyor. Dürüstsen, bak bugün tekrar bu basın toplantısında söylüyorum, samimiysen, o ziyarette benim yanımda Başbakan Yardımcım (Beşir Atalay) var idi, Ömer Bey (Çelik) yanımızdaydı, Grup Başkanvekilim Mahir Ünal Bey yanımdaydı. Kendileri 3 arkadaşıyla geldi. Ben 3 arkadaşımı görevlendirdim, şu anda bu arkadaşlarım yine görevli. Kendisi de bu 3 arkadaşını görevlendiriyorsa, hemen çalışmaya başlasınlar, ne yapacaksak, ne yapabilirsek beraber yapalım. Yasal düzenleme yapacaksak yasal düzenleme, beraber atmamız gereken adımlar varsa, adımlar atalım. Bu konuda iktidar bu adımları atmıyorsa bunları konuşma hakkın var. Ama iktidar konuşulup da ortaya konan veyahut da yapılan bir sözleşmenin gereğini yerine getirmiyorsa o zaman sözleşmeyi çıkarırsın. Bazen sözleşmeyi de yanlış okuyorlar, son bütçe müzakerelerinde olduğu gibi. Burada da yanlış okumalar yapabilir.    

Bakın bu kadar açık konuşuyorum. Kendi yardımcısı Akif Hamzaçebi, 'Bu hemen olmaz, şöyle 2-3 ay bize bu işte müsaade edin' dediler. Ondan sonra 3 ayı devirdik. Buna rağmen yine söylüyorum, eğer samimiyse, dürüstse, versin 3 arkadaşına talimatı, ben 3 arkadaşıma, hepinizi şahit tutarak, talimatı veriyorum. Bu çalışmayı başlatalım. Daha başka bir şey olabilir mi? Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanı bu sözü veriyor size. Başbakan yardımcım yanımda, genel başkan yardımcım yanımda, grup başkanvekili arkadaşım aynı şekilde, hepsi hazır. Buyursunlar bu çalışmayı yapalım.''
    

‘Genel af ve Öcalan’a ev hapsi söz konusu değil’
 

Erdoğan, 4. Yargı Paketi ile ilgili çalışmaların devam ettiğini ve yakın zamanda çıkarmanın gayreti içinde olduklarını belirterek, ''Fakat şunu çok açık net söyleyeyim; teröre bulaşmış olanları bağışlayan böyle genel bir af asla söz konusu değildir. Bunun da bilinmesini istiyorum. Örneğin İmralı için ev hapsi gibi şeyler uydurulup duruluyor. Asla böyle bir şey söz konusu değildir. Yani AK Parti'nin iktidarında böyle bir şey olamaz'' dedi.    

Bir gazetecinin, ''Yeni bir süreç başlıyor diyebiliriz. Çözümü baltalamak için derin güçler devreye girebilir mi- Yeni provokasyon beklentiniz var mı? 4. Yargı Paketi içerisinde terör suçlularının serbest bırakılması gibi bir yol açılacak mı?'' sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:    

''Arkadaşlar bakın ben başka bir şey söylüyorum, siz başka bir şey söylüyorsunuz. Ben yeni bir süreçten bahsetmiyorum. Niye buna yeni bir süreç diyorsunuz. Başlamış, devam ediyor. Dolayısıyla devam eden süreç içerisinde de diyorum ki, eğer dürüst, samimi davranacaklarsa bizim ekibimiz hazırdır. Hazırlıklıdır. Bunu da söylüyorum. Buyursunlar yapalım. Meclis bugüne kadar defaatle bu konuyla ilgili bilgilendirilmiştir. Başbakan Yardımcımın bilgilendirmesi olmuştur, Dışişleri Bakanımın bilgilendirmesi olmuştur. İçeriyle dışarıyla ilgili olarak bunlar hep yapılmıştır.    

Bununla ilgili kapalı oturum da yaptık yine Meclis'te. Hatta bundan dolayı da rahatsız oldular. Niye kapalı oturum? 'Her şeyi rahat konuşalım' diye kapalı oturum yapıyoruz. Bunlar yapıldı. Dolayısıyla şu anda yeni bir süreç söz konusu değil, devam eder bir süreç var.''    
    

'Her şeyi sizinle paylaşamam'    
    

Başbakan Erdoğan, 4. Yargı Paketi ile ilgili çalışmaların da devam ettiğini belirterek, şunları kaydetti:    

''Bu çalışmalar çerçevesinde de en kısa zamanda 4. Yargı Paketi'ni de Meclis gündemine getirmek suretiyle çıkarmanın gayreti içerisindeyiz. Fakat şunu çok açık net söyleyeyim; teröre bulaşmış olanları bağışlayan böyle genel bir af asla söz konusu değildir. Bunun da bilinmesini istiyorum. Örneğin İmralı için ev hapsi gibi şeyler uydurulup duruluyor. Asla böyle bir şey söz konusu değildir. Yani AK Parti'nin iktidarında böyle bir şey olamaz.''    

Erdoğan, provokatif eylemlerin her zaman olduğunu ve her zaman da olabileceğini belirterek, ''İlla da böyle bir süreçte bu olur diye bir şey yok. Hiç böyle bir sürecin olmadığı yerlerde de provokatif eylemler olur. Bunlar her zaman olabilir. Ona göre de gerekli hazırlığınızı yapacaksınız. Bunları en az zayiatla atlatacaksınız. Olay budur'' dedi.    

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, başka bir gazetecinin, ''Görüşmeler çerçevesinde İmralı'dan gelen somut talepler var mı'' sorusu üzerine, ''Arkadaşlar her şeyi ben sizinle paylaşamam. Paylaşacağım şeyleri ifade ettim zaten. Paylaşacaklarım var, paylaşamayacaklarım var. Ama bunların bir çoğunu da uygulamada görürsünüz. Paylaşılmaz ama uygulanır'' diye konuştu.    
    

Suriye'deki durum    
    

Başbakan Erdoğan, ''Beşşar Esed, bugün halka hitap edecek. Konuşmasında 2014'teki seçimde başkanlığa adaylığını açıklayacağı ve iç savaşı sona erdirmek için şartlarını söyleyeceği belirtiliyor. Bu konuda neler diyeceksiniz-'' sorusunu şöyle yanıtladı:    

''Bunun kararını tabii biz veremeyiz. Bunun kararını Suriye halkı verir. Ama şu anda benim tanıdığım, bildiğim, görüştüğüm Suriye'nin, Suriye halkının, özellikle işte en son biliyorsunuz Akçakale'de, Suriye Ulusal Koalisyon Güçlerinin başındaki Muaz el-Hatib kardeşimizle görüşmelerimiz oldu, tabii böyle bir şeyi şu anda kabulü söz konusu değil. Çünkü 50 bin insanı öldüren, 60 bine doğru yürüyen ve sadece Türkiye'de şu anda arkadaşlar 230-240 bini buldu. Kamplarda 160-170 bin, bir de kampların dışında kendi imkânlarıyla şu anda ülkemizde olan Suriyeli kardeşlerimiz var. Toplam rakam herhalde 220-230 bini bulmuş vaziyette. Ve o kamplardaki kardeşlerimizin halini bizzat gidip gördük. Daha önce Kilis'i ziyaret ettim. Şimdi Akçakale'yi ziyaret ettim. Bunların halini bu kardeşlerimizin görüyoruz.''    

Tüm imkânların seferber edildiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:    

''Şu ana kadar yaptığımız harcama, 450-500 milyon doları neredeyse buldu. Bu devam ediyor. Biz açık kapı politikasıyla da bu desteğimizi vermeye devem ediyoruz, devam edeceğiz. Kendisinin hala 2014'te 'Ben kendimi devlet başkanlığına aday gösteriyorum' gibi bugün onun basın toplantısını yapacak olması falan bu işi çözer diye düşünmüyorum. Bunun da nihai kararını biz değil, bunun nihai kararını zaten şu anda Suriye'de bu mücadeleyi sürdüren Suriye halkı verecektir. Suriye halkının vereceği böyle bir karara, irade beyanına, bizim müdahale yetkimiz yoktur. Kimsenin de böyle bir müdahale yetkisinin olmaması gerekir diye düşünüyorum.''

 

‘Afrika ülkeleriyle ticaret hacmini 50 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz’

 

Erdoğan, Türkiye'nin Afrika ülkeleriyle olan toplam ticaret hacmini 2015 yılı itibariyle 50 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini belirterek, ''Türkiye'nin Afrika kıtasına olan yönelimi sadece ekonomik ve ticari hedeflerle sınırlı değil. Bu noktada çok daha bütüncül bir politika izliyor, Afrika'nın gelişmesi ve kalkınması için çabalarımızı da sürdürüyoruz'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Gabon, Nijer ve Senegal'e gerçekleştireceği resmi ziyaretler çerçevesinde bakan, milletvekili, genç bir işadamı grubu, teknokrat ve bürokratlarla Gabon'un başkenti Libreville'ye hareket edeceklerini, Gabon, Nijer ve Senegal'deki temasların ardından 10 Ocak Perşembe gününü Cuma gününe bağlayan gece Türkiye'de olacaklarını belirtti.    

Resmi ziyarette bulunacağı ülkelerde iş görüşmelerinin yanı sıra ülkeler arasında ikili, bölgesel ve uluslararası görüşmelerin de gerçekleştirileceğini anlatan Erdoğan, üç ülkeyi kapsayan ziyareti sırasında Gabon, Nijer ve Senegal'in Cumhurbaşkanları ile Gabon ve Senegal'de Başbakanlarla görüşmeler yapacağını ifade etti.    

Bu görüşmelerin yanında heyetler arası görüşmeler de yapacaklarını aktaran Erdoğan, iş adamlarının da sektörleriyle ilgili bu ülkelerdeki iş adamlarıyla bir araya geleceğini söyledi.    
    

'Ziyaretim, Başbakan düzeyinde bu ülkelere ilk ziyarettir'    
    

Başbakan Erdoğan, son 10 yıl içerisinde bölgedeki gelişmelerin daha da artmasına vesile olacak adımları, bu çıtayı yükseltmek suretiyle devam ettireceklerini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:    

''Ziyaretim, Başbakan düzeyinde bu ülkelere ilk ziyarettir. Bu bakımdan ayrıca önem taşıyor. Diğer taraftan bu 3 ülkeyle de son yıllarda her düzeyde artan işbirliğimiz mevcut. Geçtiğimiz yıl temmuz ayında Gabon Cumhurbaşkanı, kasım ayında da Senegal Başbakanı'nı ülkemizde ağırlamıştık. Hükümet olarak Afrika'ya açılım politikamız 2005 yılında yoğun bir şekilde başladı ve devam ediyor. Bundan 4 yıl önce kıtada sadece 12 büyükelçiliğimiz vardı, şu anda Afrika'da 26'sı Sahra'nın güneyinde olmak üzere 31 büyükelçiliğimiz var ve birkaç ay içerinde bu sayıyı 34'e çıkartacağız. Bunlarla beraber diplomatik temsilciliklerimiz arasında gerek Niamey gerekse Libreville'de büyükelçiliklerimiz mevcut. 2012 yılı başında bunlar faaliyetlerine başladılar.''    
    

'İkili ticaret hacmi 17 milyar dolara yükseldi'    
    

Erdoğan, Afrika ülkeleriyle ikili ticaret hacminin 2003 yılında 5 milyar dolar olduğunu, bu rakamın 2011 yılı sonu itibariyle 17 milyar dolara yükseldiğini ifade ederek, ''Bunun yaklaşık 7,5 milyar doları Sahra'nın güneyindeki ülkelerle yapılıyor. Avrupa Birliği üyesi ülkelerde bir gerileme mevcut olmasına rağmen, bu ciddi gerilemeyi Afrika ve Latin Amerika ülkeleriyle telafi etmiş durumdayız. Afrika ülkeleriyle toplam ticaret hacmimizi 2015 yılı itibariyle 50 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz'' diye konuştu.    

Kıta ülkeleriyle ikili ilişkilerin temelinin her alanda kuvvetlendirilmesi yönündeki çalışmaları kararlılıkla sürdürmeye devam edeceklerini dile getiren Erdoğan, ziyareti sırasında özellikle Gabon ve Nijer makamlarıyla çeşitli alanlarda işbirliği anlaşmalarının imzalanmasını da öngördüklerini söyledi.    

Başbakan Erdoğan, ''Türkiye'nin Afrika kıtasına olan yönelimi sadece ekonomik ve ticari hedeflerle sınırlı değil. Bu noktada çok daha bütüncül bir politika izliyor, Afrika'nın gelişmesi ve kalkınması için çabalarımızı da sürdürüyoruz. Tabii bu meyanda hastalıklarla mücadele, tarımsal gelişme, sulama, enerji ve eğitim alanlarında teknik yardımlar ile düzenli insani yardımlarımız devam ediyor'' bilgisini verdi.    

Erdoğan, Ağustos 2008'de İstanbul'da düzenlenen 1. Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi'nin, Afrika'ya açılım politikalarını, sürdürülebilir bir mekanizma haline dönüştürdüğünü kaydederek, zirvede oluşturulan izleme mekanizması uyarınca geçen 5 yıl içinde bakanlar ve kıdemli memurlar düzeyinde toplantılar yapıldığını, ayrıca 2010-2014 Ortak Uygulama Planı'nın kabul edildiğini anlattı.    
    

2. Türkiye-Afriya İşbirliği Zirvesi düzenlenecek    
    

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu yılın ekim ayında Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi'nin ikinci toplantısının düzenleneceğini bildirdi.    

Bugüne kadar 37 Afrika ülkesinde proje gerçekleştiren TİKA'nın, Afrika'daki bürolarının, yerleşik oldukları ve mücavir bulundukları ülkelerdeki kalkınma projelerine teknik destek sağlamaya devam ettiğini anlatan Erdoğan, bu noktada gerçekten örnek alınacak bir artışın söz konusu olduğunu kaydetti.    

Erdoğan, 2005 yılında kıtada TİKA tarafından gerçekleştirilen resmi kalkınma yardımları sadece 3 milyon dolarken, bu oranın 2011 yılı sonu itibariyle yaklaşık 156 milyon dolara ulaştığını belirterek, şöyle konuştu:    

''Keza hükümet dışı kuruluşlarımız da ciddi yardımlar sağladılar. Bu destekler, bu yardımlar da bölgede devam ediyor. Özellikle hükümet dışı kuruluşlarımızın yanında da Türkiye, Afrika kıtasında bir donör ülke konumuna yükselirken, gidiş-gelişlerde ciddi manada artış var. Dolayısıyla THY burada çok ciddi bir fonksiyon icra etmeye başladı. Şu anda Afrika'nın 23 ülkesine 32 noktaya uçuş yapıyor THY. Önümüzdeki dönemde açılması planlanan yeni hatlarla birlikte İstanbul, Afrika ülkeleri için dünyanın tüm ülkelerine en kolay, en uygun koşullarda bağlantı sağlayan bir havaalanı konumuna gelecek. Sadece buradan değil, aynı zamanda farklı ülkelerden endirekt olarak İstanbul üzerinden Afrika'ya uçuşların yapılabileceği bir havaalanı.''    

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gabon, Nijer, Senagal üçgeni içerisinde önemli bir ülkenin de Mali olduğunu ve ülkede çok ciddi sıkıntılar yaşandığını kaydederek, ülke halkının kendi kendisiyle olan sıkıntılarından rahatsız olduklarını ifade etti.    

Erdoğan, ''Temennimiz aslında bu ziyarette Mali'ye de uğrayabilmekti fakat oradaki mevcut durum sebebiyle daha sonra telafi etmenin gayreti içinde olacağız. Bunun da altyapısını hazırlıyoruz. Bu ziyaretimizin genel olarak Türkiye Afrika ilişkilerine, özellikle de Türkiye-Gabon, Türkiye-Nijer ve Türkiye-Senagal ilişkileri açısından büyük faydalar sağlayacağına inanıyorum'' dedi.    

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, basın toplantısının ardından eşi Emine Erdoğan, kızı Sümeyye Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, AKP genel başkan yardımcıları Numan Kurtulmuş ile Ömer Çelik, milletvekilleri ve iş adamları da Gabon'a gitti.

İlgili Haberler