Gündem

Erdoğan: ABD, müttefikini kendini bilmez büyükelçisine feda etti; size muhtaç değiliz!

"ABD'yi büyükelçi yönetiyorsa yazıklar olsun"

12 Ekim 2017 16:24

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD ile yaşanan vize krizine ilişkin olarak, "ABD, müttefikini kendini bilmez büyükelçisine feda etti; size muhtaç değiliz" dedi.

"İleri garnizon olarak görülen Türkiye'nin irade göstermesini kabul edemiyorlar" ifadesini kullanan Erdoğan, ABD Dışişleri Sözcüsünün "Vize kararı bizimle ve Beyaz Saray'la koordinasyon içinde alındı" sözlerini de değerlendirdi. Erdoğan, "Krizi John Bass yarattı" iddiasını sürdürdü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirirken, eski Başbakan Bülent Ecevit'i kast ederek, "ABD'deki lider poposunu dayıyor, bunlar el pençe divan duruyor. Böyle bir Türkiye yok artık" şeklinde konuştu.

Erdoğan, ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarını deldiği iddiasıyla Mart 2016'dan bu yana tutuklu bulunan Türkiye ve İran vatandaşı Reza Zarrab hakkında ABD'ye tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı, "Vatandaşımı tutuklayacaksın, sonra da itirafçı olarak kullanmak isteyeceksin" ifadesini kullandı.

Valiler Toplantısı'nda konuşan Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

"Bağımsızlığına leke sürdürmeme kararlılığı birilerini rahatsız ediyor"

Ülkemiz bir süredir tarihinin en kritik sürecini yaşamaktadır. Türkiye içerden ve dışardan kuşatılmaya çalışılıyor. Bizim alan el değil de veren el durumuna gelmemiz birilerinin kabusudur. Türkiye'nin bağımsızlığına leke sürdürmeme kararlılığı birilerini rahatsız ediyor.

Sırbistan yakınlaşmamız alt üst etti

AB Sırbistan'ı arka kapısı olarak gördüğü için Türkiye buralara uzandı. Olmaz öyle şey diyorlar. Tedbir geliştirme anlayışındalar. Bizi Sırbistan'da Cumhurbaşkanının kabinesiyle karşılaması, Noyi Pazar'a birlikte gidişimiz birilerini tabii ki alt üst etti. Konforlarını bozdu. Türkiye kendine geldikçe, gücünün farkına vardıkça, baskılara eyvallah etmedikçe birileri emin olun ne yapacaklarını şaşırıyor.

Bu yükselişi engellemek için yönlü plan devrede

Çünkü emin olun güçlü Türkiye gemek mazlumlara sahip çıkmak demektir. Hepsinden önemlisi böyle bir Türkiye diğer ülkelere emsal ve umut olan bir ülke demektir. Bu yükselişimizi engellemek için çok yönlü, çok aktörlü kirli bir plan uyguluyorlar. Bu planın içinde ekonomik tetikçilik var. Millet iradesini tank ve topla esir almak var. Mezhep ve etnik temelli kışkırtmalar var. Terör örgütlerine sahip çıkma var.

"Biz size muhtaç değiliz"

Ülkemizin bu yükselişini engellemek, büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını durdurmak için çok yönlü kirli bir plan uyguluyorlar. Bu planın içinde ekonomik tetikçilik, millet iradesin tank ve topla esir alma var. Mezhep ve etnik temelli kışkırtmalar var. Terör örgütlerine sahip çıkma, teröristleri baş tacı etme var. Figüran olarak FETÖ, PKK, DEAŞ, DHKP-C, eli kanlı çeteler de var. Medya manipülasyonları, şahsıma, hükümetimize ve devletimize karşı düzenlenen itibar suikatı da var. Diplomatik teamüllerin ayaklar altına alınması da var. Amerika ile vize gerginliği bunun ifadesidir. Bu olayı ortaya çıkaran buradaki bir büyükelçidir. Amerika'nın stratejik ortağını bir kendini bilmez büyükelçiye feda etmesi kabul edilemez. Biz kabile devleti değiliz. Biz size muhtaç değiliz. Biz sizden paramızla silah istediğimizde 'kongre' diyorsun ama terör örgütüne ücretsiz silah veriyorsun. Niye, "Türkiye'yi güneyden kuşatalım" diye. 

Bunlar bizi herhalde görmez, sağır, böyle zannediyorlar. Öyle alışmışlar çünkü ama böyle bir Türkiye yok artık. Uluslararası rekabette de yerini alacak bir Türkiye'yiz. Bunun köşe taşları da sizlersiniz. Sizler dik durusanız bunlar, buralarda en ufak bir cirit atamazlar. Tüm piyonları ile yıllardır besledikleri lejyonerleri ile bunlar üzerimize geliyorlar, gelecekler ama biz sağlam duralım. 

Türkiye asırlık bir hesaplaşma ile karşı karşıyadır. Gezi olaylarında duvarlara ne yazdılar, "Zulüm 1453'te başladı" diye yazılması, Kadıköy'de, asla tesadüfi değildir. Zulüm olarak görenler olsa olsa Bizans'ın çocukları olur. Bu milletin evladı olmaz. 

Güney sınırımız boyunca oluşturulmaya çalışılan terör koridorunun amacının DEAŞ'la mücadele olduğunu kim iddia edebilir. Terör koridoru sadece Türkiye'yi kuşatmaya yöneliktir. Rejim, PKK'ya oradan 'yanınızdayız', Barzani'ye 'yanınızdayız' diyor. Barzani ile çatışan PYD şimdi 'beraberiz' diyor. 

"Sig Sauer bundan sonra kullanılmayacak"

Buradan bakanımıza da söylüyorum. Sig Sauer diye tabir edilen silah bundan sonra emniyet teşkilatımızda kullanılmayacak. Kendi silahımızı kullanacağız. Bunlar Türk milletine diz çöktürme planlarıdır. 

Bu tarz hezayanlar, bir ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanından çıkıyorsa, artık bu zatı ben yerli ve milli göremeyeceğim gibi, bu ülkenin hassasiyetlerine kulak veren birisi olarak görmem de mümkün değildir. Bu zor günler aynı zamanda eleme, elenme ve ayrışma günleridir. 

Vize olayıyla ilgili ülkemizin kaybı "50 milyar lira" diye açıklama yapıyorlar. Neye göre bu hesabı yapıyorlar? 

Böyle bir yerde kavgaya girdiğiniz zaman atılan yumruk sayısı sayılmaz. Kalkacak bize karşı böyle bir tavrı takınacaklar, ondan sonra da orada şu kadar kayıp, bu kadar kayıp varmış. Öğrenci burada Amerika'ya gidemiyor, gidemeyebilir. Mesele burada vatandır, gerisi teferruattır. 

Uluslararası hukukun temelinde egemen devletlerin eşitliği ilkesi vardır. Biz mevcut çarpık sistemi kabul etmedik, etmiyoruz. Bugüne kadar hiçbir ülke ile dostluğumuza halel getirecek bir tutumun içine girmedik, girmiyoruz. 

Teröristleri ülkelerinde saklayan, bu ülkelerden başka ülke var mı? Bir taraftan demokrasinin ana vatanı diyeceksin, teröristi saklayacaksın, ondan sonra FETÖ ile irtibatlı olan ülkemizdeki diplomat vasfı olmayan, konsolosluğunda saklanan kişinin kendine göre hakkını arayacaksın. FETÖ ile açık net her şeyi ile ilişkili, bağı irtibatı var. Bunları koruyacaksınız. Böyle bir şey olamaz? Benim bankamın genel müdür muavinini hiçbir şey olmadan tutuklayacak, vatandaşımı yargılayıp itirafçı olarak kullanmak isteyeceksin. 

"ABD'yi büyükelçi yönetiyorsa yazıklar olsun"

Lafa geldi mi koskoca Amerika'sın. Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanını terör örgütleri mensupları rahatsız ediyorsa ve bu ülkenin vatansever evlatları da orada onları engellemek isterken bizim evlatlarımızı tutukluyorsun, teröristleri birkaç gün geçince serbest bırakıyorsun, o evlatlarımız hala içeride. Adalet bu mu? Bunları kendilerine söylediğimiz zaman talimatları verdik diyor, biz de talimatları verdik. Yargı sürecinde olan değil, onun dışında olana verdik. Koskoca ABD'yi bir büyükelçi yönetiyorsa yazıklar olsun. "Sen benim stratejik müttefikime böyle diyemezsin" demeleri lazımdır. Büyükelçi "hükümetin adına bu adımı attım" diyorsa, sayın Başkan da savunuyorsa, biz de şu anda aldığımız kararın sonuna kadar arkasındayız. 

Kimsenin Türkiye'ye hukuk devleti dersi varmaya hakkı yoktur. Kandil'deki terör baronları ile doğrudan hat kuranlar bize hukuk dersi veremez. Adli süreçleri tamamen anayasa ve yasalara uygun şekilde yürütüyoruz. 

Diplomatik dokunulmazlığı olmayan bir kişi ile ilgili hukuki süreç de yine teamüllere, anlaşmalara ve Viyana Sözleşmesi'ne uygun yürütülmüştür. Ne kendi yakınları ne avukatının herhangi bir görüşme talebi olmamıştır. Sadece dün, kendisinin bir görüşme talebinin olduğu savcılığa ulaşmıştır. Olayın aslı bana ulaştığı kadarıyla bu.

Türkiye atılan adımlar karşısında mütekabiliyet esasına göre hareket etmiştir. Sorunu büyüten asla biz değiliz.

Valilere mesajlar

Siz işinizi iyi yaparsanız, size yönelik dışarıdan müdahale zeminini ortadan kaldırmış olursunuz. Devlet kapısı, unutmayın, umut kapısıdır. Valilik demek sadece evrak işlerinin görüldüğü, devletin soğuk yüzünün görüldüğü yer değildir.