Politika

Erdoğan: 10 Ağustos'ta Türkiye yarı başkanlık sistemine geçmiştir!

"Bize düşman olanlar, yayınlarında bizi biçmeye çalışıyorlar"

21 Mart 2016 10:23

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, başkanlık sistemine ilişkin olarak, "10 Ağustos'ta milletim şahsımı cumhurbaşkanı seçti bu fiili olarak yarı başkanlık sistemidir" görüşünü savundu. "Bizim ülke olarak zaman kaybetmeye tahammülümüz yok" diyen Erdoğan, "Cumhurbaşkanı farklı bir siyasi anlayışta ve de Başbakan farklı anlayışta olursa olmaz" ifadesini kullandı.

"Bize düşman olanlar, yayınlar ve sosyal mesajlarında dezenformasyonla bizi biçmeye çalışıyorlar" diyen Erdoğan, "Bunların böyle bir yetkisi yok ki. Halkım ne diyor yüzde 52 ile Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı yapıyor. Mesele bitmiştir. Mesele millete rağmen hiçbir şey olmaz. Biz kendimize güveniyoruz" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yıldız Sarayı Silahhane'de TRT Haber ekranlarından canlı yayınlanan 'Cumhurbaşkanı Erdoğan Gençlerle Buluşuyor Özel Yayını'nda Türkiye ve dünyada yaşanan gelişmelerle ilgili gençlerin sorularını yanıtladı.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

(Çözüm Süreci) Bu iyi niyet, ne yazık ki ciddi manada istismar edildi ve o süreç içerisinde ülkemize ciddi manada bir silah girişi oldu. Çünkü bizim sınırlar biliyorsunuz, çok çok uzun. Sadece Suriye sınırı 911 kilometre. Irak sınırına bakıyorsunuz, Irak sınırı hakeza 350 kilometre, İran sınırı var, bütün buralardan girme şansı var. Bunu da bunlar bu şekilde değerlendirdiler. İşte şimdi bu bütün operasyonlar yapılırken, evlerin bodrumlarından olsun, rögarların altından nasıl silahlar çıktığı, hepsi şu anda ortaya çıkıyor. O bakımdan bu operasyonların faydası çok fazla oldu.

 

"Bize her zaman çalım attılar"

 

Schengen konusu bizim aslında çoktan hakkımız. Bizim Avrupa Birliği'ne fiili müracaatımız 1959'dur, resmi 1963'tür ve bu süreç içerisinde bize her zaman çalım attılar. Hiçbir zaman samimi davranmadılar. Şu anda da samimi davranmıyorlar. 

 

"Delikli paraları arıyorduk"

 

Dikkat edin ülkemizde de dünyada da işte 'Erdoğan gitmeden Türkiye'ye istikrar gelmez' diyorlar. Ya tamam da şimdi Erdoğan'ın gitmesi veya gitmemesi... Peki 2002'nin sonunda veya 2003'ün başında Türkiye'de Erdoğan'ın başında olduğu bir iktidar mı vardı  Yoktu. Peki Türkiye neredeydi  Veren el miydi, alan el miydi  Alan eldi. Öyle mi  Delikli paraları arıyorduk, acaba bize birileri borç verir mi. Bunu arıyorduk ama vermiyorlardı. Böyle bir durumdaydık.

 

"Göreceksiniz dengeler çok daha farklı olacak"

 

Biz güçlü olmaya mecburuz. Çok çalışacağız, çok gayret edeceğiz. Şu anda kişi başına milli gelirimiz 10 bin dolarsa bu rakam, bizim bir defa hedefimiz neydi  İlk etapta 15 bin dolar, ardından 2023 bunu 25 bin dolara çıkarmamız lazım. 25 bin dolara çıkaracağız göreceksiniz dengeler o zaman çok daha farklı olacak.

 

Fezlekeler konusu

 

Bu ülkede siyaset bariyer olmaktan çıkmalıdır. Bu konuda zannediyorum ki Başnbakan'ın açmış olduğu bu yolda ana muhalefette kararını verecektir, onlar da kararı verecekler. Böylece parlementodan doğru karar çıkması lazım .

 

"Türkiye yarı başkanlık sistemine geçmiştir"

 

Bizim ülke olarak zaman kaybetmeye tahammülümüz yok. Gelişmiş ülkeler başkanlık sistemi kullanıyorsa varsa bildikleri. Cumhurbaşkanı farklı bir siyasi anlayışta ve de Başbakan farklı anlayışta olursa olmaz. 10 Ağustos'ta milletim şahsımı cumhurbaşkanı seçti bu fiili olarak yarı başkanlık sistemidir.

Bu kadar genç yaşta bir yerlere gelenler var dünyada, Türkiye'de neden olmasın? Türkiye'de gençliğe hakaret avr. On sekiz yaşa seçme hakkını madem veriyoruz, seçilme hakkını da on sekiz olmalı dedik. bunlar içinde o yarışın içinde kendini ispatlayanlar parlemontaya aday olacaklar ve parlementoya girecekler.

Bu ihtiyacın kullanış şekli önemlidir. Tahrik ve ahlaki değerlerle kullanımıyorsa, korsan olarak kulllanılıyorsa , örneğin Twitter hala Türkiye'de ofis açmamaktadır. Böyle bu durum varken bu gruplar gezi olaylarında ülkemizi kaosa sürüklemişlerdir. Bütün bunlar karşısında tedbirler almak devletin görevidir. Batı ülkelerinde bunları bu kadar rahat kullanamazsınız. Bu konuyla ilgili bazı adımlar atıldı. Bununla ilgili ciddi adımlar atılıyor. türkiye'de kesin tedbirler alındı diyemem. Bu kesinlikle Gezi olaylarında hareketle söyleyeceğim, kamu güvenliğidir. Bunların ne kamu ne kişişel hakları saygısı vardır.

Şu anda Suriye, Irak sınırlarında olanları biliyorsunuz. 3 milyon insan ülkemizde. Almanya'nın ekonomik gücü çok çok üzerimizde ama sığınmacı almıyorlar. Her şeyi bir yana bırakın üç milyon insana bakmaktan başka daha değerli insan hakları olabilir mi?

 

"Bizi biçmeye çalışıyorlar"

 

İstiklal Caddesi'nde yaşanan olaylar, bunların üzerine gidişimiz çok farklı. Benim İsrail Cumhurbaşkanı'na taziye mesajım oldu. Ama bunlar bize düşman olanların yayınlar ve sosyal mesajlarında dezenformasyonla bizi biçmeye çalışıyorlar. Bunların böyle bir yetkisi yok ki. Halkım ne diyor yüzde 52 ile Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı yapıyor. Mesele bitmiştir. Mesele millete rağmen hiçbir şey olmaz. Biz kendimize güveniyoruz.

 

"Dünyada en iyi kolejlerde profesörler var"

 

Bizim 76 tane üniveristemiz vardı şimdi 197 tanevar. Bize yanlış iş yapıyorsunuz dediler. Biz ilmi Hakkari'deki öğrencinin ayağına getirdik.

Düz okul ve liselerde müdür olmak isteyen profesör var mı doçent var mı diye. Bu da bir reformdur. Mesele inanmak. Dünyada en iyi kolejlerde profesörler var. Bizde öğretim var eğitim yok.