Ekonomi

Ekonominin başına kim gelecek?

Cumhuriyet yazarı Utku Çakırözer, yabancı yatırımcıların Türkiye ile meşgul oldukları öncelikli konunun ekonominin başına kimin geleceği olduğunu yazdı

25 Temmuz 2014 12:27

Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer, yabancı yatırımcıların Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra “ekonominin yeni patronu kim olacak” sorusunu sorduğunu yazdı. Çakırözer, konuşulan 4 senaryoyu yazarak, ekonominin Ali Babacan, Mehmet Şimşek, Numan Kurtulmuş veya teknokrat bakan formülü ile sürdürülebileceğini belirtti.  

Utku Çakırözer’in Cumhuriyet’te “Yabancı Yatırımcı Ekonominin Yeni Patronunu Merak Ediyor” başlığıyla yayımlanan (25 Temmuz 2014) yazısı şöyle:

 

Yabancı Yatırımcı Ekonominin Yeni Patronunu Merak Ediyor

 

Babacan’ın Yerine Kurtulmuş mu?

Önce ABD’nin başkenti Washington’da TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile yapılan görüşmelerde gündeme gelmişti. Dün de Ankara’da temaslarda bulunan Londra merkezli ünlü bir yatırım şirketinin üst düzey yöneticilerinden kendi kulağımızla duyduk. Batı başkentlerindeki yatırımcıların Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili en çok merak ettikleri isim, Ali Babacan!

Neden mi?

 

Başbakan’ı değil Babacan’ı soruyorlar

 

Çünkü Batı başkentleri, Erdoğan’ın ilk turda olmasa bile ikinci turda cumhurbaşkanı olacağı fikrini piyasa tabiriyle ‘satın almış’ gözüküyor. İkinci önkabul de Erdoğan’ın yürütmeye müdahale eden güçlü bir cumhurbaşkanı olacağına inanılması. Bu fikre de kendilerini alıştırmış gözüktükleri için ‘Başbakan kim olacak?’ sorusu biraz daha ikincil öneme sahip artık. Yabancılar başbakanın kim olacağından çok, ‘ekonominin patronunun’ kim olacağını merak ediyor.

Kemal Derviş tarafından başlatılan ekonomi politikalarını başarıyla yürüten ve 12 yıl içinde yaşanan siyasi krizlere karşın ekonomik dengelerin bozulmaması için yoğun çaba harcayan Babacan, iç ve dış piyasalar tarafından AKP hükümetlerinin ‘ekonomik sigortası’ olarak algılanıyor. AKP hükümetinin iç ve dış politikadaki icraatlarının birçoğu yerden yere vurulurken ekonominin performansı hep olumlu izlenim yarattı.

 

Gündemdeki dört senaryo

 

İşte bu nedenle, Washington’daki görüşmelerde Amerikan yönetiminin etkili isimleri TOBB Başkanı Hisarcoklıoğlu’na Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın Köşk seçimlerinden sonra bu pozisyonunu koruyup koruyamayacağını ısrarla sormuşlardı. Biz de dün Avrupalı portföy yöneticilerinden aynı soruyu işittik. Tabii o merkezlerde yapılan tahminleri de dinleme fırsatı bulduk. Dışarıdan bakıldığında ekonominin yönetimine ilişkin dile getirilen senaryolar şöyle sıralanıyor:

1. Babacan ile devam: AKP’nin üç dönem kuralına takılan Babacan’ın milletvekili olma şansı yok. Ancak uluslararası piyasalar onu Türk ekonomisi açısından bir güven simgesi olarak görüyor. Bu yüzden Erdoğan ile AKP’nin başına getireceği yeni başbakan, Babacan’ı dışarıdan bakan olarak atayarak görevini sürdürmesini sağlar.

2. Mehmet Şimşek formülü: Erdoğan’ın Ali Babacan için dışarıdan bakanlık gibi bir istisna düşünmemesi durumunda, en güçlü aday Maliye Bakanı Mehmet Şimşek. 2007’de AKP’ye katılan Şimşek üç dönem kuralına takılmıyor. Ancak Şimşek’in yakın çalışma arkadaşlarının önemli bir bölümünün Gülen cemaati ile mücadele kapsamında görevlerinden alınması başbakanın güvenip güvenmeyeceği sorusunu da akıllara getiriyor.

3. Numan Kurtulmuş formülü: AKP içi dengeler gözetildiğinde bu göreve en yakın isim Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş olarak gözüküyor. Erdoğan’ın güvendiği ve partide etkili konuma getirdiği Kurtulmuş konusunda piyasalar tereddütlü. Özellikle Erdoğan ile aynı yönde ‘düşük faiz’ ısrarı içinde olması nedeniyle piyasalar ‘siyasi’ bir atama olacağı kanaatinde.

4. Teknokrat bakan formülü: Yabancı analistler, Kurtulmuş gibi ekonomiyi ‘siyasi’ gözlükle yönetecek bir ismin yabancı piyasalar tarafından çok sıcak karşılanmayacağı görüşünde. İçeriden ya da dışarıdan, piyasaları bilen başarılı bir ekonomistin ya da teknokratın seçilmesinin bile piyasalar açısından daha fazla güven yaratacağına inanıyorlar.

 

Babacan veda eğiliminde

 

Bahsedilen senaryolardan ilkini oluşturan ‘dışarıdan atama’ yöntemi ile Babacan’ın görevine devam etmesi formülünün önündeki temel engel ise yine Babacan gözüküyor. Yabancı yatırımcıların dahi kulağına ulaşan kabine kulislerine göre Babacan, 2015 sonrasında siyasete veda ederek aile şirketlerinin başına dönmekten yana. Ailesinin de bu yönde ısrarları olduğu söyleniyor. Babacan’ın katıldığı bazı toplantılarda bu görüşünü dile getirdiği de biliniyor.

 

Sadece Gül ikna edebilir

 

Ekonominin geleceğine ilişkin tahminlerde göz önünde bulundurulması gereken bir başka faktör de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül. Babacan’ın Gül’e yakınlığı AKP içinde ve dışında iyi bilinen bir gerçek. Erdoğan’ın, seçilmesi halinde Cumhurbaşkanlığı görevini devralacağı 28 Ağustos sonrası senaryolarda Gül’e vereceği rol de Babacan’ın kararını etkileyebilir. İş dünyası kulislerinde, Gül’ün yeni dönemde AKP Genel Başkanı ve başbakan olması durumunda Babacan’ın ekonominin başında kalmaya ikna edilmesinin daha kolay olacağı ileri sürülüyor.

Tabii tüm bu senaryolar, Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olacağı önkabulü üzerine yapılan planlar. Batı başkentleri henüz ‘Muhalefetin adayı Köşk’e çıkarsa ekonominin dengeleri ne olur?’ sorusunu sormaya başlamış değil...