Çevre

Ekoloji raporundan: Yeni iklim rejimi Türkiye için daha güçlü ekonomi demek

İklim Eylem Haftası 19 - 21 Ekim'de Ankara - ODTÜ Vişnelik Tesisleri'nde gerçekleşiyor

20 Ekim 2016 18:32

Dünyaca ünlü New Climate Institute (NCI) ile CAN Europe (Avrupa İklim Ağı) tarafından Türkiye İklim Ağı’nın desteği ile hazırlanan raporda "Yeni iklim rejimi Türkiye için daha güçlü ekonomi demek" dendi. 'İklim Hareketine Geçmenin Yan Faydaları: Türkiye İklim Taahhüdünün Değerlendirmesi Raporu' Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’na uygun, 2050 yılına kadar yüzde 100 yenilenebilir enerji hedefi ile önemli sosyal ve ekonomik faydalar elde edebileceğini ortaya koyuyor.

Rapor AB Delegasyonu’nun düzenlediği İklim Eylem Haftası’nda kamuoyu ile paylaşıldı. AB Türkiye Delegasyonu İklim Eylemi Haftası kapsamında düzenlenen Sivil Düşün Danışma Kurulu Toplantısı ve İklim Eylemi Fuarı’nda iklim değişikliği tartışılıyor. Sivil Düşün, AB Programı’nın 19 - 21 Ekim’de Ankara-ODTÜ Vişnelik Tesisleri’nde gerçekleşen Danışma Kurulu Toplantısı’nda sivil toplum örgütleri (STÖ), sivil oluşumlar ve aktivistler; bir arada “iklim değişikliği, iklim adaleti, temiz enerji, sürdürülebilirlik, eko-aktivizm” gibi konuları tartışıyor. 

Raporun tamamı için tıklayınız

New Climate Institute ile Can Europe tarafından hazırlanan basın bülteni şöyle:

Yeni İklim Rejimi Türkiye için daha güçlü ekonomi demek!

Paris 1.5C derece hedefine uygun enerji politikaları ile Türkiye, önemli ekonomik ve sosyal faydalar elde edebilir. 

Dünyaca ünlü NewClimate Institute (NCI) ile CAN Europe (Avrupa İklim Ağı) tarafından Türkiye İklim Ağı’nın desteği ile hazırlanan “İklim Hareketine Geçmenin Yan Faydaları: Türkiye İklim Taahhüdünün Değerlendirmesi Raporu Avrupa Birliği Delegasyonu’nun düzenlediği İklim Eylem Haftası’nda kamuoyu ile paylaşıldı. Rapor, Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’na uygun, 2050 yılına kadar yüzde100 yenilenebilir enerji hedefi ile önemli sosyal ve ekonomik faydalar elde edebileceğini ortaya koyuyor.

4 Kasım 2016’da yürürlüğe girecek olan Paris İklim Anlaşması, şimdiden tüm dünyada düşük karbonlu ekonomiye geçişi hızlandırdı. Bir yandan büyük yatırım şirketleri fosil yakıtlardaki yatırımlarını geri çekmeye başlarken, diğer bir yandan kamu ve yerel yönetimler düşük karbonlu seçeneklere yönelen politikaları hayata geçiriyor.

Raporun yazarlarından, NCI’dan Thomas Day, Türkiye’nin bu küresel dönüşümün çok geç olmadan parçası olması gerektiğine vurgu yapıyor:
Ülkeler ve şehirler, sektörel seviyede gittikçe daha sürdürülebilir ve düşük karbonlu seçeneklere yöneliyorlar. Bunun başlıca nedeni, ekonomik güvence isteği ve kalkınma hedefleri. İnsanlar, yerel ve ulusal yönetimlerinden daha sürdürülebilir politikalar talep ediyorlar çünkü her gün yaşadıkları, gerçek sorunlara çözüm niteliğinde cevaplar arıyorlar. Dünyada özellikle kalkınmakta olan ekonomilerde, sürdürülebilir, düşük karbonlu çözümlere yöneliş daha hızlı bir şekilde artıyor çünkü hızlı büyüme hali, ekonomik ve sosyal zorlukları arttırıyor. Ancak aynı zamanda Türkiye gibi hızlı kalkınan ekonomiler, sektörde liderlik ve ilk hamle avantajları için ciddi potansiyele sahipler.”

Daha güçlü iklim hedefleri, daha güçlü ekonomi

4 Kasım 2016’da yürürlüğe girecek olan Paris İklim Anlaşması, küresel işbirliği ve enerjide dönüşüm ile küresel sıcaklık artışını 1.5C derecede sınırlandırmayı hedefliyor. Rapor, Türkiye’nin bu hedefe uygun politikalar benimsediğinde elde edebileceği yan faydaları ortaya koyuyor. Rapora göre, Türkiye sadece enerji politikalarını değiştirerek 2030 yılına kadar enerji ithalatında 23 milyar dolarlık tasarruf elde edebilir. Bu 23 milyar dolarlık ekonomik fayda aynı zamanda  Türkiye 2014 GSYİH’sinin yaklaşık yüzde 3'ü kadar tasarruf anlamına geliyor.

Yüzde 100 yenilebilir enerji sosyal fayda üretecek

Raporun bulguları, 1.5C derece hedefine uygun politikalarla enerjide dışa bağımlılığı azaltmanın yanı sıra işsizlik ile mücadele için de fırsatların yakalanabileceğini ortaya koyuyor. Türkiye, 2050 yılına kadar %100 yenilebilir enerjiye geçmeyi hedefleyerek, yerli yenilenebilir enerji sektöründe 64.000 yeni yeşil iş fırsatı yakalayabilir.

Paris İklim Anlaşması, kömürü terk eden bir enerji politikası anlamına geliyor. Türkiye bu doğrultuda adım atarsa, kömürün sadece iklim değişikliğini arttıran etkisinden kurtulmayacak, aynı zamanda kömürlü termik santral kaynaklı hava kirliliğinin yol açabileceği 34.000 erken ölümü de önleyebilecek.

Dönüşüm Kaçınılmaz

Avrupa İklim Ağı’nda Türkiye İklim ve Enerji Politikaları Koordinatörü Elif Gündüzyeli enerjideki dönüşümün önemine vurgu yapıyor:
“Paris Anlaşması birkaç hafta içinde yürürlüğe girecekken Türkiye gibi halihazırda yüksek karbonlu büyüme yolundaki ülkeler için düşük karbonlu bir patikaya geçiş kaçınılmaz. Bu raporda, Paris Anlaşması'nın imzacılarından olan Türkiye'nin, küresel sıcaklık artışını 1.5-2C derecede sınırlama yolunda ve 2050'ye kadar 100% yenilenebilir enerjiyi hedefleyen politikaları benimsediği takdirde elde edebileceği kalkınma odaklı faydaları ortaya koyuyoruz. Diğer hızla gelişen ekonomiler düşük karbonlu politikaları benimsemeye başlamışken, Türkiye'nin bir an evvel iddialı iklim politikalarını hayata geçirerek hem imzacısı olduğu Paris İklim Anlaşması'nın ortaya koyduğu geri dönüşü olmayan iklim değişikliğini engelleme hedefine yönelmesi, hem de çok geç olmadan mevcut fırsatları değerlendirmesi şart".