Gündem

AİHM'in Türk yargıcı Işıl Karakaş: Artık Türkiye'de din dersi zorunlu olamaz

Eğitimciler, Alevi dernekleri ve yargıçlar AİHM'in 'zorunlu din dersi kaldırılmalı' kararını yorumladı

18 Eylül 2014 11:37

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), zorunlu din dersi uygulamasının kaldırılmasına ilişkin kararı tartışmaya yol açtı. Aralarında AİHM yargıçlarının da bulunduğu eğitimciler ve dernekler kararı yorumladı. AİHM Yargıcı Işıl Karakaş, "Mevcut sistem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) uygun değil. Bu karardan sonra din dersi zorunlu olamaz" dedi.

Hürriyet'ten Gamze Kolcu'nun haberine göre, CHP İzmir Milletvekili ve eski AİHM Yargıcı Rıza Türmen, hükümetin bu kararı Büyük Daire'ye taşıyabileceğine dikkat çekerek, "Devletin din dersinde seçimlik hakkı getirmesi ya da onun yerine başka bir dersi koyması gerekir" ifadesini kullandı.

İşte AİHM'in kararına ilişkin yorumlardan bazıları:

AİHS’ye aykırı

 

Işıl Karakaş (AİHM Yargıcı): Karar ile ilgili olarak atılacak somut adım belli. Türkiye, Anayasa’nın 24’üncü maddesinde yer alan ‘Din ve ahlak eğitim ve öğretimi devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlak öğretimi ilk ve orta-öğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır’ hükmünü değiştirmek zorunda. Mevcut sistem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) uygun değil. Bu karardan sonra din dersi zorunlu olamaz.

 

'Barış bozulur'

 

Kamuran Karaca (Eğitim-Sen Genel Başkanı): Okullar, belli bir mezhebin propagandasının yapılacağı yerler değildir. Zorla din dersini okutmak laiklik anlayışına aykırı bir tutum ve uygulamadır. Hükümet her konuda olduğu gibi eğitim yoluyla da öğrencileri zorluyor. Zorlama bir tutumla devam edilmesi halinde kurumlardaki tüm barış bozulacak, tartışma süreci başlatılacaktır. Okullarda öğrenciler başta olmak üzere toplumun tüm kesimleri yine karşı karşıya getirilir. AİHM’nin kararının ivedilikle uygulanmasını bekliyoruz.

 

'Not da olmasın'

 

 

Veli Demir (Eğitim İş Genel Başkanı): Din dersi seçmeli olmalı ve not ile değerlendirilmemeli. Bu ders 12 Eylül darbesinden sonra zorunlu hale getirildi ve 34 yıldır farklı dinler, mezhepler yok sayılarak Sünnilik mezhebi dayatıldı. Bu dersin notla değerlendirilmesi, bilgilerin sınava tabi tutulması da son derece garip. Din dersi seçmeli olmalı. Çeşitli uygulamalarla okulların iklimi değişti ve eğitim yuvaları medreselere dönüştü. Karar ivedilikle uygulanmalı hatta TEOG’da çıkan din dersi soruları iptal edilmeli. AİHM’nin kararının takipçisi olacağız. Kaldırılmayacaksa bile müfredat değişmeli, tüm din ve mezhepler öğrencilere anlatılmalı.

 

'İşkence bitsin'

 

Alevi Bektaşi Federasyonu: Mahkeme ‘Öğrencilerin, anne ve babalarının dini ya da felsefi görüşlerini açıklamadan din ve ahlak derslerinden muaf olabilecekleri bir sistem sunmalıdır’ kararı ile yalnız Aleviler açısından değil tüm öğrenciler açısından din dersinin zorunlu olamayacağına hükmetmiştir. Ayrıca mahkeme din dersi almamak için gerekçe açıklamaya zorlanamayacağına da hükmetmiştir. Zorunlu din dersi işkencesi derhal son bulmalıdır.

 

'Aldatmaca müfredat'

 

Ali Kenanoğlu (Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı): AİHM, kararıyla Milli Eğitim Bakanlığı’nın aldatmaca müfredatını mahkum etti. Karar, sırf AİHM’de dava kazanmak amacıyla din derslerinde yapılan değişikliğin ve konulan 2 ünite Aleviliğin asimilasyonu sonlandırmadığını ve sadece bir aldatmacadan ibaret olduğunu ortaya koymaktadır. Bu karar bu aldatmacaya kimsenin inanmadığını da ortaya çıkardı.

 

'Başka ders konsun'

 

Rıza Türmen (CHP İzmir Milletvekili ve eski AİHM Yargıcı) Hükümet bu kararı Büyük Daire’ye götürebilir. 3 ay içinde başvurmak lazım. Büyük Daire’ye gitmeye karar verilirse, bu dava 1 yıl daha sürer. Bu sorunu ortadan kaldırmak için en kısa zamanda devletin bu derste seçimlik hakkı getirmesi ya da onun yerine başka bir dersi koyması gerekir.

 

'Kendi çapında değerli bir karar'

 

Ak Parti’nin hukukçu kurmaylarından İstanbul Milletvekili Bülent Turan, AİHM’nin zorunlu din dersi kararı için “Önemli olduğu ölçüde irdelenmeye de muhtaç” derken, din derslerinin baskıyla ilgisinin olmadığını savundu. Turan, Hürriyet’e şöyle konuştu: “Cumhuriyet’in kurulmasıyla birlikte başlayan, eğitimin ‘millileştirilmesi’ hamlesi, belli bazı öğretilerin öğrencilere aktarımını zorunlu kılmıştır. Bunlardan en önemlisi şüphesiz toplumun her kesiminin sahip olduğu dini inançların öğretimidir. Nitekim din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinde Şamanizm’den tutun da Türklerin tarih boyunca tüm inanç pratikleri ele alınmaktadır. AİHM’nin verdiği, din derslerinin iptaline değil de müfredatına ilişkin kararı, daha önceki her karar gibi kendi çapında değerli bir karardır. Fakat toplumun çoğunluğunun sahip olduğu değerlerin daha yoğun olarak dile getirilmesi değil, azınlığın sahip olduğu inançların minimum düzeyde korunmamasının demokrasi ve insan haklarına aykırılık teşkil ettiği bugün birçok demokrasi kuramında kabul görmektedir. Dolayısıyla AİHM’nin verdiği kadar önemli olduğu ölçüde irdelenmeye de muhtaçtır.”

 

'AİHM kararları bağlayıcı'

 

Türkiye, Mayıs 2004’te Anayasa’nın 90’ıncı maddesinde yaptığı düzenlemeyle, uluslararası anlaşmalara uyacağını kayda geçirdi. Bu maddenin son fıkrasında, “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası Andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasa’ya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır” deniliyor. Avrupa Konseyi’nin kurucu üyelerinden olan Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne de taraf oldu. Sözleşme doğrultusunda 1989’da, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin zorunlu yargı yetkisini kabul etti. Bu nedenle AİHM kararları Türkiye açısından bağlayıcı hale geldi.