Gündem

Efelendiler, kükrediler, övdüler; işte Meclis'ten bütçe notları

Veli Ağbaba: Fetullah'ın okulunda okuyorlar, Fetullah'ın bankasına para yatırıyorlar

12 Aralık 2018 15:06

TBMM Genel Kurulunda üçüncü gününe giren bütçe maratonunda siyasi tartışmalar oturumları kilitledi, manzaranın dışarı taşmasına önlem olarak canlı yayınlar bu esnada kesildi. Milletvekillerinin üslubu zaman zaman sokağı aratmadı, "Lan, pislik, şerefsiz, terbiyesiz" lafları; had bildirmeler, meydana çağırmalar bütçe görüşmelere damgasını vurdu. İttifak ortağını bütçede ‘üzmeyen’ MHP, dünkü oturumda CHP ile karşıya geldi. Tartışmalar ve kavgalı pozisyonlardan kaçınan MHP’liler, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’e sinirlenince adeta ‘kükredi.' MHP’li Mustafa Baki Ersoy, CHP’li Veli Ağbaba’nın “Ayağını korkak alıştırma, gel” sözlerine, “Gel, gel, hadi, gelsene; varsa yüreğiniz, gelin!” diye seslendi. AKP'liler genel başkanları ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a övgüler yağdırdı.  

“Şu anda 2 TOKİ işçisi inşaatın tepesinde intihar girişiminde”

Genel Kurul karambolünde aralardan sıyrılarak acil koduyla söz alan HDP Ankara Milletvekili, Filiz Kerestecioğlu, “Acil diyorum çünkü şu anda 2 TOKİ işçisi inşaatın tepesinde intihar girişiminde bulunuyor” ihbarında bulunurken yardım ricasında bulundu. Bütçesi görüşüldüğü için komisyon sırasında oturan baş denetçi Şeref Malkoç’a da isim vermeden dikkat çeken Kerestecioğlu,” Kamu Başdenetçimiz de buradayken rica ediyorum.

“HDP’li vekil olunca telefonlara çıkmayabiliyorlar”

Gerçekten, valiler HDP'li vekil olunca telefonlara çıkmayabiliyorlar, lütfen, arayın ve söyleyin. En azından Mecliste gündeme geldiğini ve bu soruna çözüm bulunmaya çalışılacağını iletsinler o işçilere ve intihar girişiminden vazgeçirmeye çalışsınlar” dedi.  Kerestecioğlu’ndan sonra  konuyu bir kez daha gündeme getiren  HDP Grup Başkanvekili  Ayhan Bilgen’in  sesini  oturumu yöneten CHP’li Meclis Başkanvekili  Levent Gök’den yanıt geldi.

CHP’li Gök: Konuyla ilgileniyorlar

Gök, “Konuyla ilgili arkadaşlar bilgi verdiği zaman, ben de kendi arkadaşlarımı aradım, onlar da konuyla ilgileniyorlar. Ama tabii, insan hayatı hepimizin tartışmasız üzerine durması gereken, en başta gelen bir hak” bilgisini verdi.

CHP’li Uğur Bayraktutan kürsü konuşmasında, Başbakanlık için cenaze namazı kıldırdı. Bayraktutan şöyle dedi. CHP Grubuna soruyorum: Başbakanlığı nasıl bilirdiniz arkadaşlar? (CHP sıralarından "İyi bilirdik." sesleri) Nasıl bilirdiniz arkadaşlar? (CHP sıralarından "İyi bilirdik." sesleri) Nasıl bilirdiniz? (CHP sıralarından "iyi bilirdik." sesleri) Dünya ahiret hakkınızı helal ediyor musunuz? (CHP sıralarından "Etmiyoruz." sesleri) Etmiyor musunuz? Dünya ahiret hakkınızı helal etmiyor musunuz? (CHP sıralarından "Etmiyoruz." sesleri) Etmiyor musunuz?

Genel Kurul’da bütçe görüşmelerinden manzaralar tutanaklara şöyle yansıdı:

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Diyor ki: "17-25'ten sonra biz bunların suç örgütü olduğunu biliyorduk, öncesini de bilmiyorduk." Kabul. O zaman 17-25'ten sonraki yerel seçimlerde Melih Gökçek'i, Kadir Topbaş'ı, Bursa, Balıkesir, Uşak, Düzce'nin FETÖ'cü olduğunu daha sonra söylediğiniz ve görevden aldığınız belediye başkanlarını niye atadınız; hadi bakalım, hadi bakalım? (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın Başkan... Bir saniye... Sayın Başkan...

BAŞKAN - Kayıtlara geçsin, buyurun, bir cümle siz de.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, kayıtlara geçsin.

Şimdi şöyle: Sayın Özel insanların kişisel haklarına girerek burada bir yalan söylüyor. Hiç kimse bu belediye başkanlarını FETÖ'cü diye görevden almadı, alınmadılar.

BAŞKAN - Peki, teşekkür ederim.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Bunu söyle, bununla alakalı... (AK PARTİ ile CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Özel bunu ispat etmek zorundadır, aksi takdirde kendisi müfteridir.

(AK PARTİ ile CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

BAŞKAN - Bir saniye değerli arkadaşlar.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - İftira atıyor.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Madem tutanağa geçiyor. Şimdi, bunlar görevden alınırken kamuoyuna verdiğiniz izahat şu... (AK PARTİ ile CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - İspat et, ispat!

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Bir dakika yahu, niye... Senin bağlantın mı var?

RECEP ÖZEL (Isparta) - İstifa etti onlar.

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, son sözleri alıyorum. Lütfen... (AK PARTİ ile CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar... Sayın Muş, siz de arkadaşlarınıza bir rica edin.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Yahu ispat et.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Bağlantın mı var? Hangisiyle? Hangi liseden mezunsun?

Mahmut Tanal, bakın, arkadaşın FETÖ bağlantısını açıklayalım. Bakın arkadaşa; bakın, arkadaşın bağlantısını açıklayalım.

(AK PARTİ ile CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar... Değerli milletvekilleri...

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Yahu öyle hareket yapma.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Boşuna bağırmazsın sen, kesin FETÖ'cüsün. Hemen açıklayacağım... (AK PARTİ ile CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, bakın, böyle yaparak konuşmaları uzatıyorsunuz.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - FETÖ'cü sensin.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Boşuna bağırmazsın, kesin bir pislik var sende.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Terbiyesizlik yapma.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Bana terörist diyemezsin.

BAŞKAN - Sayın Özel... Sayın Özel... Siz bana son cümlenizi söyleyin lütfen, bitirelim.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, böyle bir usul olmaz.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan... Sayın Başkan...

BAŞKAN - Bir saniye.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Sayın Başkanım, lütfen sözünü geri alsın.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Bir saniye. Bir grup başkan vekili... (AK PARTİ ile CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sakin ol.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - İspat etmezse bu işin sonu kötü olur.

BAŞKAN - Siz bir oturur musunuz lütfen, bakın grup başkan vekiliniz var.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Hadi bakalım, hadi bakalım; hadi bakalım, hadi bakalım.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Boşuna bağırmaz bir AK PARTİ'li.

(AK PARTİ ile CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar... Sayın Özel...

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Bana bunu diyemezsin.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - O kadar adam duruyor, sen niye bağırıyorsun? Vardır bir pislik.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - İspat et, yoksa ispat etmezsen şerefsizsin, şerefsizsin.

(AK PARTİ ile CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

BAŞKAN - Sayın Muş... Sayın Muş, lütfen arkadaş... Arkadaşlar...

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Vardır bir pislik, mutlaka vardır bir pislik.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Buyur bakalım, aç dosyaları. Açacak.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Vardır, vardır bir pislik, olmazsa olmaz. Boşuna bağırmıyorsun sen, sen boşuna bağırmazsın.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın, tamam, kaşığı kırılsın. Terbiyesizlik yapma, bilmeden konuşma!

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Boşuna bağırmıyorsun sen, sen boşuna bağırmazsın. Otur, sensin terbiyesiz, otur!

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Bakın, buradan Sayın Özgür Özel'i uyarıyorum. "Bakın, FETÖ bağlantısı var mıdır?" diyor. Sen savcı mısın, sen kimsin ya? Sen kimsin kardeşim, kimsin sen ya!

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sen kimsin!

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Haddini bil sen, hadsiz! Haddini bil! Senin ne bağlantın var, onu bir anlat.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Boşu boşuna bağırmaz bunlar, bir bağlantı olmasa bağırmaz.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, bu grup başkan vekilini uyaracaksınız, böyle bir usul yok. Sen istihbarat mısın ya, sen savcı mısın kardeşim? Kimsin sen, kimsin sen? Sen kimsin, sen kimsin? (CHP sıralarından gürültüler) Sen insanlara nasıl iftira edersin? FETÖ'cü sensin. Böyle bir terbiyesizlik var mı? Bizim milletvekilimize böyle bir şey demeye hakkı yok. Bu işi düzeltin Sayın Başkan. Hadsiz, hadsiz!

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sensin hadsiz!

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar…

Sayın Muş, lütfen oturun…

(AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler ve birbirlerinin üzerine yürümeler)

---

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Dolayısıyla, bizi kendiniz gibi bilmeyin, kendinizle de karıştırmayın.

Yeni Hükûmet sisteminde Başbakanlık kaldırılmış, Başbakanlıktaki pek çok kurum, oradaki ilgili kuruluşlar Cumhurbaşkanlığı çatısı altında birleştirilmiştir ve onların bütçesi de artık Cumhurbaşkanlığı bütçesi altında müzakere edilmektedir, aslında artışın bir kısmı buradan gelir. Dolayısıyla, artık, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı iki ayrı kurum bulunmamaktadır, hepsi tek çatı altındadır. Bu aslında bilinen bir şey ama burada illa meseleyi farklı noktalara çekmek için böyle bir söylem geliştiriliyor.

İkincisi: Orası, arkadaşlar, saray değil, orası milletin evi. Orada toplumun her kesiminden insan gelip, her kesimden insan gelip derdini…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Havyar yiyorsunuz orada, hayvar!

BAŞKAN - Bir saniye Sayın Muş, açalım.

--

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, gayet açık bir şey söyledim: Mücadele ediyorken neredeydiniz?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Fetullah'ın okulunda okuyorlar, Fetullah'ın bankasına para yatırıyorlar, Fetullah'ın üniversitesine gidiyorlar.

BAŞKAN - Bir saniye…

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Şimdi, şunu söylemek lazım: "Neredeydiniz?" dedim. Ya, biz burada mücadele ediyorken nerede duruyordunuz? Bunu da çıkıp bir açıklayın.

CAVİT ARI (Antalya) - Kamer Genç'e siz saldırdınız burada, unutmayın bunları.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Bakın, darbeler demokrasilere karşı yapılır, darbeler demokratik düzeni ortadan kaldırmak için yapılır.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, herkes diplomasını göstersin.

----

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Şimdi, bu Diyanet İşleri Başkanının bir özelliği de şu: Hani şu Adil Öksüz var ya, onun doktora tezinde imzası olanlardan biri, bak burada kırmızıyla gösterdim. Yine, Kimse Yok mu Derneği vardı ya FETÖ'cülerin, onun vitrininde boy gösteren biri. Yine, FETÖ'cülerin Abant toplantıları vardı ya, bu toplantıların daimî konuğuydu ve üzülerek söylüyorum, hâlâ bu Diyanet İşleri Başkanının mutfağından makrube kokusu geliyor. (CHP sıralarından alkışlar) Hâlâ geliyor. Hâlâ geliyor. "FETÖ'yle mücadele edeceğiz." diyorsanız, çevrenizde bulunan bürokratlardan başlayarak bu mücadeleyi sürdürün. Ben bunu tavsiye ediyorum.

ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Makrube değil maklube, maklube.

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Makrube değil mi?

----

ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) - Şimdi, halk şunu soruyor: Biz buraya büyük umutlarla geldik, insanlar büyük umutlar besleyerek bizi getirdi. Bizim görevimiz ayda 20 bin lira maaş almak mı? VIP kullanmak mı? Özel hastanelerin hepsinden yararlanmak mı?

YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) - Kullanmayabilirsiniz! Kullanma! Kullanma!

ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) - Ben kullanmam.

İki yıl vekillik yapıp 11 bin lira emekli maaşını ömür boyu almak mı? Diplomatik pasaport kullanmak mı?

YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) - Vekilliği bırak, siyaset yapma!

ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) - Bakın, halk bizden bunları beklemiyor. Buraya 100 binlerce insanın, milyonlarca insanın, emeklilikte yaşa takılanların sorunu geliyor; reddediyoruz. 3600 ek gösterge geliyor, reddediyoruz. Tarım sektöründe kullanılan mazottan ÖTV'yi, vergiyi kaldıralım diyoruz; reddediyorsunuz. Emekliyi, öğrenciyi koruyalım diyoruz, reddediyorsunuz. Ben merak ediyorum, gerçekten ne işe yarıyorsunuz?

YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) - Sen ne işe yarıyorsun?

ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) - Ne kadar farkındasınız, bilmiyorum, bu ülkede atanamayan 42 öğretmen işsiz kaldığı için intihar etti. Daha geçenlerde 27 yaşında bir avukat arkadaşımız kredi borcunu ödeyemediği için kendini astı. Yine, çocuğuna pantolon alamayan baba intihar etti. Sadece 2017 yılında 233 vatandaşımız yaşamına son verdi ekonomik kriz sebebiyle.

Gece vardiyasında çalışan işçilerin durumunu görüyor musunuz? Fabrikaya gidiyor musunuz? Sokağa çıkıyor musunuz? Gece çalışıp sabah eve giderken fabrikadan artan yemekleri poşete koyup çocuklarına götürmek zorunda kalan işçiler var bu ülkede. Ama biz bütçede bunları tartışmıyoruz, bütçede bunları konuşamıyoruz.

YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) - Sen maaşını bağışlayabilirsin.

---

CHP GRUBU ADINA UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) -Gelinen noktada "Başbakanlık" diye bir kurum yok. Hatırlayın, geçmiş dönemde -Başbakanın şahsını kenara koyuyorum değerli arkadaşlarım- Başbakanlıkla alakalı… Hani derler ya bizim dinimizde, inancımızda "Ölünün arkasından konuşulmaz, ölüleri hayırla yâd ediniz." diye.

CHP Grubuna soruyorum: Başbakanlığı nasıl bilirdiniz arkadaşlar? (CHP sıralarından "İyi bilirdik." sesleri) Nasıl bilirdiniz arkadaşlar? (CHP sıralarından "İyi bilirdik." sesleri) Nasıl bilirdiniz? (CHP sıralarından "iyi bilirdik." sesleri) Dünya ahiret hakkınızı helal ediyor musunuz? (CHP sıralarından "Etmiyoruz." sesleri) Etmiyor musunuz? Dünya ahiret hakkınızı helal etmiyor musunuz? (CHP sıralarından "Etmiyoruz." sesleri) Etmiyor musunuz?

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Ettiler, ettiler, kapandı. Tamam, Başbakanlık ibra oldu.

--

MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Teşekkürler Başkan.

Fransa'da kendilerine "sarı yelekli" diyen emekçiler haftalardır eylemdedir ve bu eylemler sonucunda Fransa Hükûmeti geri adım atmış durumda. Fakat buraya kadar sorun yok, sorun şu: Sarı yelekliler saraya Gezi'yi hatırlattılar ve ilk başta Fransa Hükûmetinin eylemcilere yönelik şiddetini eleştiren saray, şimdi de Gezi ayaklanması ve Gezi isyanına karşı operasyonlar başlatmış durumda. Biz buradan şunu ilan ediyoruz: Biz Geziciyiz ve Gezi'de yitirdiklerimizi bir kez daha anıyoruz: Berkin Elvan, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Medeni Yıldırım ve Hasan Ferit Gedik onurumuzdur. Onlar umudun, onurun ve özgürlüğün isyanı için sokaklara çıktılar ve milyonlarca insan yalana, yolsuzluğa, hırsızlığa karşı hayır dediler, özgür bir yargı kurma mücadelesini yürüttüler.

---

MHP GRUBU ADINA FETİ YILDIZ (İstanbul) Ancak maalesef, basınımızın bazı yazarları, bazı televizyon yorumcuları, bazı siyasilerimiz bu meseleyi çarpıtmış, işi ucuzlatmış ve 640 suç içerisinden sadece uyuşturucu kullananlarla ilgili bir kanun teklifi gibi takdim edilmiştir. Oysa biz kanun teklifimizin istisnalarını tek tek söyledik, dedik ki: Devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene karşı suçlar, millî savunmaya karşı işlenen suçlar, soykırım, insanlığa karşı suçlar, hayata karşı suçlar, işkence, eziyet suçları, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar, Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlar ve Atatürk aleyhine işlenen suçlar kanunun istisnası dedik, geri kalan suçlarda elbette bir indirim yapılırdı. Türk Ceza Kanunu'nun 182'nci maddesi de, efendim, 83'üncü madde de 84'üncü maddede de hepsi elbette buna girecektir. Biz burada bir suç düzenlemesi yapmadık ama huzurumuzda Cumhuriyet Halk Partisinin sayın milletvekilleri var, kendilerine televizyonlarında sorulduğunda cevapları maalesef şu oldu: "Efendim, bu kanun teklifi konusunda dur bakalım Adalet ve Kalkınma Partisi ne yapıyor, biz ona göre bir cevap vereceğiz." dediler.

Sayın milletvekilleri, siz düşüncelerinizi, görüşlerinizi bir başka partiye göre mi yönlendirirsiniz ya da açıklarsınız?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Biz değil de siz AKP'ye göre yönlendiriyorsunuz ya, AKP ne diyorsa…

FETİ YILDIZ (Devamla) - Cevap veririm, her şeye cevap veririm ama ben yapı olarak polemiğe giren bir insan değilim.

VELİ AĞBABA (Malatya) - "Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar." diye laf var ya Sayın Vekilim.

BAŞKAN - Genel Kurula hitap edelim lütfen.

FETİ YILDIZ (Devamla) - Polemiği de sevmem Sayın Milletvekili. Ben meselemi anlatayım, eğer dağarcığında bir şey varsa çık buradan anlat, karşı olduklarını anlat. (MHP sıralarından alkışlar)

VELİ AĞBABA (Malatya) - Çok şey var, çok şey var; seni tartar o. Seni tartar, tarttırır seni, ağır gelir! Hafif gelirsin!

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Yerel seçimlerde ittifak yapmama noktasına iki partiyi iki şey getirdi. Bir tanesi: Andımızdaki yargı kararına AK PARTİ'nin verdiği, başta Bekir Bozdağ olmak üzere tepki ve Recep Tayyip Erdoğan'ın grup konuşmasında Bekir Bey'e sahip çıkıp size had bildirmesi, ikincisi de af konusunda böyle bir paragraf boyunca uyuşturucu suçlularının partisi noktasına haksız bir şekilde sizi eleştirmesiydi. Biz bunu gördük ve bu konuda sizin tutumunuzu merak ettik. Ama ne andımızda bir değişiklik var ne afta bir değişiklik var ama nereden geldiyse geldi siyasi bir vahiy geldi tekrar ittifak noktasına, aday göstermeme noktasına geldiniz. İttifaktan çekildiniz salon balkon ayakta alkışladınız…

MEHMET BÜLENT KARATAŞ (İstanbul) - Kes lan!

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - …ittifaka döndünüz salon balkon ayakta alkışladınız.

BAŞKAN - Peki, teşekkür ederim.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sana seni ilgilendirir mi? Sen kimsin ya?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sen ne diyorsun ya? Şunu da söyleyemeyecek miyiz! (CHP ve MHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar…

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Siz HDP'yle görüşürken normal değil mi? Sen HDP'yle ittifak kurduğunda normal.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Siz eleştirilemez misiniz? Bu nasıl bir şey ya! Çık konuş arkadaş.

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, lütfen, birbirimize hitap ederken nezaket sınırını aşmayalım.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sen HDP'yle görüşüyorsun, sen HDP'yle ittifak görüşmesi yapıyorsun, o normal!

BAŞKAN - Sayın Bülbül, ben size söz vereceğim ama…

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Sen kimsin!

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Sen kimsin!

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, grup başkan vekilleriniz herhâlde meramını anlatacak durumda.

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Konuşma!

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Sen konuşma, terbiyeli ol!

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Sen kimsin lan, konuşma!

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Baki Bey…

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Terbiyesizlik etme, adam ol!

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Orhan Ağabey…

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Herkes haddini bilecek!

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar…

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Kimsin lan sen!

BAŞKAN - Sayın Bülbül, Sayın Sancaklı; arkadaşlarınızı lütfen…

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ayağını korkak alıştırma, gel.

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Gel, gel, hadi, gelsene; varsa yüreğiniz, gelin!

--

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, öncelikle, zaten, aslında aynen o cümleyi söyleyeceğim, burada bir sataşma yok ancak bir partinin görüşlerini grup başkan vekili hakaret içermeden, eleştiri de yaparak, karşı tarafa söz hakkı doğuracak sataşmalarda da bulunarak söyleyebilir. Buna tahammül etmemek, oradan sinkafa sarılmak, arkadan tehdit dolu sözler söylemek siyasetin dili değil arkadaşlar, bunu bilin.

BAŞKAN - Peki, teşekkür ederim.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Karşıya bakarak konuş.

İBRAHİM ÖZYAVUZ (Şanlıurfa) - Tahrik etme.

BAŞKAN - Arkadaşlar, sessiz olalım.

MUHARREM VARLI (Adana) - Zırt zırt zırt konuşuyorsun her şeye ya! (MHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Değerli arkadaşlarım…

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bize yöneltilen eleştiriye karşı cevabımızı veririz, bağırsanız da veririz, bağırmasanız da veririz.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Grup Başkan Vekiliniz nazik bir üslupla Grubunuzun ifadelerini söylemiştir. Ancak burada "Parlamento" denen, konuşulan yerin altında "Konuşturmam, onu yaparım, bunu yaparım." gibi bir sokak ağzını reddediyoruz.

MUHARREM VARLI (Adana) - Provokasyon yapma!

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu tip yaklaşımlara pabuç bırakmayız, bunu böyle bilin. (CHP sıralarından alkışlar, MHP sıralarından gürültüler)

MUHARREM VARLI (Adana) - Ne yaparsın yani?

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) -Şunu ifade etmek isterim ki telaş almış gidiyor, Cumhur İttifakı'nın hakikaten gümbür gümbür netice almaya yöneldiğini görünce o konuda ara açmaya yönelik beyhude çabaları görüyorum.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Aman, aman, Allah bir yastıkta kocatsın; hatta birleşin yani.

--

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Evet, acil diyorum çünkü şu anda 2 TOKİ işçisi inşaatın tepesinde intihar girişiminde bulunuyorlar. Uzun süredir alacaklarını alamadıkları için direnişteydiler, daha sonra gözaltına alındılar, bırakıldılar ama hâlâ aynı sorun devam ettiği için inşaatlarının çatısındalar. Ben bütün partilerden -şu anda Kamu Başdenetçimiz de buradayken- rica ediyorum: Gerçekten, valiler HDP'li vekil olunca telefonlara çıkmayabiliyorlar, lütfen, arayın ve söyleyin. En azından Mecliste gündeme geldiğini ve bu soruna çözüm bulunmaya çalışılacağını iletsinler o işçilere ve intihar girişiminden vazgeçirmeye çalışsınlar. Bu nedenle söz almak istedim. Hazır bütçeyi konuşuyorken herhâlde bundan daha acil bir şey olamaz çünkü gerçekten Ankara'da son altı yılda en az 300 emekçi iş cinayetinde hayatını kaybetti Sayın Başkan.

Bu nedenle söz aldım, herkesten rica ediyorum.

---

AYHAN BİLGEN (Kars) - Sayın Başkan, biz bu kürsüyü de bu mikrofonu da bir tartışma platformu gibi görmüyoruz. Elbette bizim de bütün konuşmalara söyleyecek sözümüz, eleştirimiz var ki farklı yaklaşımlarımız var, farklı dış politika yorumumuz var, farklı bir ulus tarihi okumamız var. Ama ben onun için söz istemedim zaten, ilkesel olarak da doğrudan sataşma olmadan söz talebinde bulunmuyoruz.

Şimdi, 2 tane gariban paralarını alamadığı için bir binanın üstündeler. Biz burada çok iri laflar konuşarak saatlerdir bir tartışma yürütüyoruz ama o 2 garibanı oradan indirmek için muhatap alınacak henüz kimse bulunabilmiş değil. Genel Kurulun takdirine sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

Kimse intiharı bu kadar kolay göze almaz Sayın Başkan. Sadece bunun için söz istedim.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Duyarlılığınıza teşekkür ederim Sayın Bilgen.

Konuyla ilgili arkadaşlar bilgi verdiği zaman, ben de kendi arkadaşlarımı aradım, onlar da konuyla ilgileniyorlar. Ama tabii, insan hayatı hepimizin tartışmasız üzerine durması gereken, en başta gelen bir hak. Duyarlılığınıza tekrar teşekkür ederim.