Gündem

Dursun Çiçek'ten 'İdlib operasyonu' yorumu: Ülke çıkarlarına uygun

Kılıçdaroğlu "Gelecek her şehidin sorumlusu Erdoğan’dır" demişti

13 Ekim 2017 18:05

Türkiye’nin Astana görüşmeleri kapsamında güvenli bölge oluşturmak için 7 Ekim’de Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) bağlı güçleri operasyona yönlendirmesinin ardından başlayan İdlib operasyonu hakkında CHP'de 'anlaşmazlık' yaşandı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Şovdan ibaret dış politikalarıyla, Türkiye'ye cihatçıları temizleme görevi kaldı" derken İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek, "İktidarın, Türkiye’nin çıkarlarına uygun bir politika izlediğini görüyoruz" ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, İdlib' operasyonuyla ilgili kişisel sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu. Kılıçdaroğlu, "Şovdan ibaret dış politikalarıyla, Türkiye'ye cihatçıları temizleme görevi kaldı. İdlib’den gelecek her şehidin sorumlusu Erdoğan’dır" demişti.

"ABD, AKP Hükümeti ile anlaşmazlığının faturasını 80 milyona kesmiştir. Bu krizin sorumlusu ülkemizi 3. dünya ülkesi haline getiren AKP'dir" diyen Kılıçdaroğlu, "Esad’ı devirmek için batmadığımız bela kalmadı. Şimdi Esad’ın güvencesi oldular. Bunların basiretsizliğinin bedelini masum halkımız ödüyor" şeklinde konuşmuştu.

"Türkiye’nin esas politikası bölgedeki silahlı güçlerle çatışmaya girmek yerine bölgede güvenliği sağlamak" tespitini yapan CHP'li Çiçek, "Bu kapsamda, bu sıkıntıları yaratan iktidarın kendisi olmasına rağmen; Büyük Ortadoğu Projesi'nden dönüş yapıp Türkiye’nin çıkarlarına uygun bir politika izlediğini görüyoruz" dedi.

CHP İstanbul Milletvekili, Meclis Mili Savunma Komisyonu Üyesi Çiçek şöyle konuştu:

"İblid’de Astana görüşmelerinde sağlanan mutabakat çerçevesinde gözlem istasyonu oluşturuyor. Türkiye’de, bölgede coğrafi yakınlığı nedeniyle ve özel ilgisi nedeniyle ilk gözlemci heyeti gönderen ve gözlem istasyonlarını kuran ülke oldu.

"Amaç: Göçü önlemek"

Bunun esas amacı bölgede Türkiye’ye yönelik bir göçü önlemek ayrıcı Kürt koridorunu önlemek, bölgeden Türkiye’ye yönelik terör faaliyetlerini özellikle PKK ve uzantılarıyla ilgili Afrin'le ileriye dönük amaçlarla iyi bir konum elde etmek.

"Ülke çıkarlarına uygun"

Türkiye’nin esas politikası bölgedeki silahlı güçlerle çatışmaya girmek yerine bölgede güvenliği sağlamak. Bu kapsamda bu sıkıntıları yaratan iktidarın kendisi olmasına rağmen büyük Ortadoğu projesinden dönüş yapıp Türkiye’nin çıkarlarına uygun bir politika izlediğini görüyoruz. Geçmişte, Barzani ile ABD ile hareket eden bir iktidar vardı son 6 aydır özellikle Kuzey Irak referandumundan sonra bu politikayı terkettiğini görüyoruz. Esas olan bu  operasyonda Mehmetçiklerin zarar görmeden Astana zirvesinde alınan  kararların uygulanmasıdır."

 

MHP'li Erkan Akçay: Büyük önem taşıyor


MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay ise şöyle konuştu:

"Aralık 2016 yılında Astana’da mutabık kalınana anlaşma çerçevesinde bir gözlem noktaları, çatışmasızlık bölgesi ve güvenliğini oluşturma şeklinde TSK bazı görevler üstlendi. O görevinin gereği olarak bu anlaşma çerçevesinde görevini yerine getiriyor. Suriye ve Irak’ta yaşananlar Türkiye’yi, güvenliğini ve bölgenin güvenliğini çok yakından ilgilendiriyor. O bakımdan TSK’nin bu görevinden başarıyla çıkacağına inanıyoruz ve destekliyoruz. Bilhassa o bölgede İdlib bölgesinde yaşayan insanların bir kısmı zaten Suriye içinde göçmen vaziyetine düşmüş yüz binlerce insan var. Değişik yerlerden gelenler birikmiş ve oranın da güvenliği sağlanamazsa bu defa insanlar  tekrara kitlesel göçlere kitlesel kıyımlara yol açacak felaketli durumlar olabilir. Buna mani olacak. PKK/ PYD yapılanmasının  oluşturmak istediği bu koridora mani olunması ve çok kritik bölgede olması nedeniyle  o açıdan  büyük önem taşıyor"

CHP'li Öztürk Yılmaz: Türkiye’nin yerel unsurları azami ölçüde yanına alıp faaliyet göstermesi önem taşıyor

CHP Genel Başkan Yardımcısı, Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz,  İdlib bölgesindeki yapıya dikkat çekerek, “Kırılgan bir yapı bundan sonraki süreçte en önemli bir konu Türk askerinin orada provokasyona maruz kalmaması” dedi.

T24’e yaptığı değerlendirmede provokasyon ihtimaline dikkat çeken Yılmaz, “Arazi çok mayınlı. Siyasi bir mayından söz ediyorum.  Ve çok istihbarat örgütü var, Türkiye’nin orada mutlaka yerel unsurları azami ölçüde yanına alıp faaliyet göstermesi önem taşıyor” görüşünü aktardı. CHP’li Yılmaz, Bölgesel Kürt yönetiminin bağımsızlık kararının bu gelişmelerle ikinci plana itildiğine dikkat çekerek,” Bu konuda uluslararası sanki böyle bir bir siyaset mühendisliği olduğunu da söyleyebiliriz” uyarısında bulundu.

Yılmaz’ın  değerlendirmeleri şöyle.

Dört tane  görev var bir tanesi gözetleme, yani ne oluyor bitiyor onu gözetleyecek iki kontrol etme  üçüncüsü terör örgütü sayılmayan silahlı unsurları terör örgütü sayılan  Nusracı, El kaide  ve  IŞİD’den  ayıklama, dördüncü bu silahlı unsurlara karşı mücadele.  Bu çok kapsamlı bir şey şu aşamada  olayların seyri umuyoruz planladığı gibi devam eder ve arazide bir sıkıntı çıkmaz.

PYD alanı olan Afrin’in çevrelenmesinden başlandı yani Afrin’in İdlib’e genişmesinin engellenmesi yönünde bir adım atıldı ve bunu akabinde de İdlib merkezine doğru da bir harekat planı olacağı görülüyor. Riskli bir alan, sınırımızda El Nusracı terör gurupları var bunların işlerine gelmediği anda Türk askeriyle bir çatışmaya girmeleri durumunda işler değişebilir. Bunları birileri provoke edebilir, ayrıca bunlar Türkleri provoke edip Esat ya da diğer guruplarla çatıştırıp Türkiye’yi yanlarına almak isteyebilirler. Arazi çok mayınlı. Siyasi bir mayından söz ediyorum.  Ve çok istihbarat örgütü var, Türkiye’de orada mutlaka yerel unsurları azami ölçüde  yanına  alıp faaliyet göstermesi önem taşıyor. Bu yerel unsunlar terör örgütleri Nusracı falan değil. Bu zamana kadar daha ılımlı unsurlardan bahsediyorum.

Kırılgan bir yapı bundan sonraki süreçte en önemli bir konu Türk askerinin orada provokasyona maruz kalmaması.  Özellikle AB ile ABD ile çatışma siyasi çekişme Türkiye’nin hem Irakta hem Suriye’deki elini güçlendirmiyor biraya da dikkat edilmesi gerekiyor aksi takdirde Türkiye’ye dönük bir hasmane tutum Türkiye’nin Suriyede’ki askerine dönük bir provokasyon şeklinde cereyan edebilir. Irak’ta da  farklı gelişmeler olabilir. Bölgesel Kürt yönetiminin bağımsızlık kararı üzerine konu birkaç gün  gündeme  gelmişti. Bu gelişmeler onu ikinci plana itti.  Bu konuda uluslararası  sanki böyle bir  siyaset mühendisliği olduğunu da söyleyebiliriz.”,