Dünya

"Dünyada Netanyahu'nun bu sözleri, Erdoğan'ınkilerden daha çok itibar görüyor"

"Had bildirme diplomasisi ile bir yere varamayacağımız ortadadır"

12 Aralık 2017 12:38

Sözcü yazarı Can Ataklı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın sözlerine karşılık olarak söylediği, "Kendi ülkesinde Kürt köylerini bombalayan, gazetecileri hapse atan, İran'ın uluslararası yaptırımları delmesine yardım eden ve Gazze dahil teröristlerin masum insanları öldürmesine yardım eden bir liderden ahlâk dersi alacak değilim” sözlerini hatırlattı. Türkiye'nin itibarını tümüyle kaybettiğini ifade eden Ataklı, Netanyahu'nun söylediklerinin dünyada yankı uyandırdığını ve Erdoğan'dan çok daha itibar gördüğünü ifade etti.

Ataklı, "Had bildirme diplomasisi ile bir yere varamayacağımız ortadadır. Lafla kimseyi hizaya getiremeyiz" dedi.

Can Ataklı'nın, "Had bildirme diplomasisi" başlığıyla  (12 Aralık 2017) yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:

Canımı sıkan şeyler var

Had bildirme diplomasisi

Bu iktidar 15 yıldır Türkiye'yi yönetiyor. Türkiye şu 15 yılda hiç yaşamadığı olayları yaşadı. Türkiye bu iktidarla dünyadaki en itibarsız hale getirildi. Artık hiç kimsenin güvenmediği, inanmadığı bir ülke durumundayız. Hesapta ülkeyi yöneten AKP Genel Başkanı Amerika'sından Avrupası'na, İsrail'inden Mısır'ına her ülkeye ayar veriyor. Esiyor gürlüyor. Adeta bir tür “had bildirme diplomasisi” yürütüyor. Peki, sonuç nedir? Türkiye bu afra tafrasıyla bir mesafe alabiliyor mu? İstediklerini yaptırabiliyor mu? Örneğin AKP Genel Başkanı'nın Lozan krizi yarattığı son Yunanistan gezisinden dişe dokunur bir sonuç çıktı mı? Yunanistan'a 15 Temmuz dinci faşist darbe kalkışmasından sonra sığınan cemaatçi subayları istemiştik. Ne oldu, Yunan Başbakanı son gezisinde AKP Genel Başkanı'na bu konuda bir şey söyledi mi? Ya da Yunanistan'ın 18 adayı işgal edip silahlandırmasına karşı bir şey yapabildik mi? Şimdi Amerika'ya ve İsrail'e öfke saçıyoruz. Davos'taki “van minutes, van minutes” çıkışından sonra bozulan, Mavi Marmara olayı ile iyice kötüleşen ama sonra Amerika'nın araya girmesiyle ve İsrail'in 20 milyon dolar para göndermesiyle yeniden kurulan ilişki Amerika'nın Kudüs çıkışıyla eskisinden beter hale geldi. Erdoğan İsrail'i “terörist devlet” ilan etti. İsrail'in tavrı yıllardır biliniyor. Kimse özellikle Filistin halkına yaptıkları zulüm nedeniyle İsrail'i savunamaz. Ancak sonuç alamayacağınız çıkışlar yaparak da bir yere varamazsınız.

AKP Genel Başkanı'nın İsrail'e yönelik çıkışları sanıyorum her zaman olduğu gibi yine iç politikaya yönelik. Buradaki halkın duygularına hitap ediyor ve ülkenin bir kesimi Erdoğan'ın gerçekten “İsrail'i çok fena yaptığını” sanıyor. Oysa yaptığımız ve yapacağımız fazla bir şey yok. Üstelik itibarını tümüyle kaybetmiş Türkiye adına söylenen bu sözler dünyanın hiçbir ülkesinde yankı yaratmazken Netanyahu'nun verdiği cevap bütün dünyanın gündemine giriyor.

İşte insanın canını sıkan bu. Netanyahu dün Erdoğan'a cevap vermek için aynen şunu söyledi; “Sayın Erdoğan İsrail'e saldırdı. Kendi ülkesinde Kürt köylerini bombalayan, gazetecileri hapse atan, İran'ın uluslararası yaptırımları delmesine yardım eden ve Gazze dahil teröristlerin masum insanları öldürmesine yardım eden bir liderden ahlâk dersi alacak değilim.” Netanyahu'nun bu sözleri bilelim ki dünyada daha çok itibar görüyor.

Netanyahu'nun sözlerini yayınlayan dünya medyası, ona cevap olarak saray danışmanı İbrahim Kalın'ın yaptığı şu açıklamayı dikkate bile almıyor; “İlk kıblemiz olan Kudüs'ü, bir oldu bitti ile işgal devletinin başkenti yapacaklarını sananlar, abesle iştigal etmektedirler. İsrailli yetkililer ülkemize ve liderimize saldırmak yerine Filistin topraklarının işgaline son vermelidir. Türkiye Cumhuriyeti, dünyanın her yerinde olduğu gibi Filistin'de de hakkın, hukukun ve mazlumların yanında olmaya devam edecektir.”

Had bildirme diplomasisi ile bir yere varamayacağımız ortadadır. Lafla kimseyi hizaya getiremeyiz. Ama örneğin İsrail'in dış ticaretine çok büyük katkı sağlayan armatörlerimiz bu ülkeye mal taşımayı bırakabilir. Bu bile İsrail'i daha temkinli olmaya itecektir. Amerika'nın da had bildirmemizden etkilendiğini düşünmeyelim. Onlara da 11 milyarlık THY uçak alımını iptal ederek daha etkili bir cevap verebiliriz.

Bir soralım bakalım

Resmi sitede İsrail'in başkenti nedne yok?

Dışişleri Bakanlığı'nın resmi internet sitesine girin. Ana sayfanın en altında “Dış politika” başlığını göreceksiniz. Bunun alt kümesindeki “bölgeler” butonunu tıklayın. Dünyanın bütün bölgeleri çıkacak karşınıza. Örneğin Avrupa'ya tıklayın. Bütün Avrupa ülkelerinin sıralanmış olduğunu göreceksiniz. Bu ülkelerden herhangi birini tıkladığınızda karşınıza şu bölümler çıkacak; 

Ülke Künyesi

Siyasi İlişkileri

Ekonomisi

Siyasi Görünümü

Seyahat Edecek Türk Vatandaşlarının Dikkatine

Bunlardan ilk sıradaki “Künye'yi” tıkladığınızda o ülke ile ilgili bilgiler çıkıyor. İlk sırada “başkent” var. Hangi ülkeyi tıklarsanız tıklayın başkenti mutlaka yazılı Dışişleri sitesinde. Bir tek ülkenin başkenti yazmıyor. O da İsrail. Dışişleri Bakanlığı ülke tanıtımlarını yaptığı bölümde nedense İsrail'in başkentini yazmamış. Diğer bütün ülkelerin başkentleri yazılı olduğuna göre İsrail'in başkenti de yazılı olmalı değil mi? Ama yok işte. Dışişleri'nin buna verilecek “mantıklı” bir cevabı vardır herhalde. Bu arada yine aynı bölümün “Türkiye-İsrail siyasi ilişkileri” bölümünü tıkladığınızda ise son gerilimin hiç yer almadığını, bilgilerin 2016'daki ilişkilerin normalleşmesinde kaldığını göreceksiniz.