15 Temmuz Darbe Girişimi

Diyanet'in 'FETÖ' raporundan: Gülen'in Dinlerarası Diyalog Projesi, II. Vatikan Konsili'nin kararıyla uygulanmaya başlamıştır

"Bu hastalıklı yapı, dinî bir cemaat değil, üst aklın sinsi bir projesidir"

05 Ekim 2016 13:05

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla Olağanüstü Din Şûrası'nı toplayarak 'FETÖ'yle ilgili bir rapor hazırladığı belirtildi. Raporda, darbe girişiminden suçlanan Fethullah Gülen'in liderliğini yaptığı Gülen cemaatinin 'üst akıl' projesi olduğu ileri sürülerek "II. Vatikan Konsili'nde alınan kararlara dayanan Dinlerarası Diyalog Projesi'yle Gülen, ulusal ve uluslararası birçok etkinlik düzenleyerek, bir taraftan bağlarını Hristiyan kültürüne yaklaştırırken diğer taraftan örgütün Batı dünyası tarafından akredite edilmesini sağlamıştır" iddiası yer aldı.

İkinci Vatikan Konsili nedir?

İkinci Vatikan Konsili veya Vatikan II, Katolik Kilisesi’nin Ekümenik Konsillerindendir. 1962'de Papa XXIII. Ioannes tarafından açılan konsil, 1965'te Papa VI. Paulus tarafından sonlandırılmıştır. 2007 itibarıyla Katolik Kilisesi’nin en son konsilidir.

Melih Gökçek: Fethullah Gülen'in cinleri var!

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Fethullah Gülen’in kontrolünde cinlerinin olduğunu ve insanları esir aldığını savunmuştu:

Sabah gazetesinden Hasan Ay'ın haberine göre, Diyanet'in hazırladığı ilerisürülen 'FETÖ' raporunun satır başları şöyle:

"Birçok maske kullanıldı"

"40 yıllık söylem ve eylemlerine bakıldığında birçok maskeyi ustalıkla kullandıkları görülüyor.

"Hedef, İslam'a hizmet değil karanlık güçler adına dünyevi bir hâkimiyet elde etmekt. Nitekim Gülen'in uzun yıllar önce söylediği "Biz, yeryüzünü bütünüyle fethetsek bile, ona takılıp kalmadan gökyüzünü fethetmek için yollar aramalıyız" sözü, onun ne kadar hayalperest ve ihtiraslı olduğunu göstermekte.

"Örgüt için din, o sinsi planlarını uygulamak için sadece bir araç. Örgüt elebaşısı, başlangıçta dinî eğitim vaadiyle geniş halk kitlelerini aldatmış, sonunda ise ülkemizi fesat yerine çevirmeye çalışmıştır.

"Din kisvesi altında faaliyet gösteren örgüt mensuplarının karakterleri, Medine döneminde yaşayan münafıklar ile örtüşmekte. Nitekim münafıklarla ilgili ayetlerde bu kimselerin kalben hastalıklı oldukları, inananlara sinsice tuzak kurdukları, gizli ajandalarını gerçekleştirme adına şeytanî odaklarla buluştuklarında onlarla beraber olduklarını beyan ettikleri anlatılmakta.

"Bu hastalıklı yapı, dinî bir cemaat değil, küresel sistemin sinsi bir projesidir. Kuran ve Sünnet rehberliğinde değil; belli bir 'üst akıl' ile sevk ve idare edilen, egemen güçlerin gizli emellerine hizmet eden bir yapı asla dinî bir teşekkül olamaz. FETÖ/batılı kamuoyunun ilgi ve desteğini sağlamak, medeniyetler çatışması tezine karşı duyarlılık üretme adına 'Dinlerarası diyalog' ve 'ılımlı İslam' diyerek şaibeli girişimler başlatmış, pek çok sırlı ve gizemli ilişkiyle uluslararası dünyada Müslümanların aleyhine oluşturulan karanlık projelerin bir parçası olmaktan çekinmemiştir.

"Gerçekte II. Vatikan Konsili'nde alınan kararlara dayanan Dinlerarası Diyalog projesiyle Gülen, ulusal ve uluslararası birçok etkinlik düzenleyerek, bir taraftan bağlarını Hıristiyan kültürüne yaklaştırırken diğer taraftan örgütün Batı dünyası tarafından akredite edilmesini sağlamıştır. Bu sayede Gülen, kendisine Pensilvanya'da üs kurma fırsatı bulurken, birçok batılı ülkenin kapıları örgüte bu sayede açılmıştır.

"Diyalog sürecine meşruiyet kazandırmak için, Âl-i İmrân Suresi'nin 64. ayeti istismar edilmiş, bilinçli şekilde kelime-i tevhidin sadece ilk kısmı öne çıkarılmıştır. Gülen 'Lâ ilâhe illallah diyeni başıma koyarım' demiş, bu da müntesiplerince Kelime-i Tevhid'in 'Muhammedün Rasûlullah' kısmı söylenmese de kurtuluşa erilebileceği şeklinde algılanmasına yol açmıştır. Müslüman olmak için kelime-i tevhidin ilk kısmı olan 'Lâ ilâhe illallah" demenin yeterli olduğu ve Hz. Muhammed'e iman etmeyenlerin de cennete girebileceği safsatası ileri sürülmüştür.

"FETÖ'nün günah galeri diye yayımlayın"

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 4 Ağustos'ta yapılan Olağanüstü Din Şûrası açılışında yaptığı konuşmada, "Sözde kitaplar yazıyormuş, sözde eserleri varmış. Artık ne tür intihaller yapıldığını bilemem, ama çok intihaller olduğu belli. Diyanet İşleri Başkanımıza da bir ara söyledim. 'Bunun sözde eserlerini Din İşleri Yüksek Kurulumuza verin de A'da Z'ye incelesinler, inceletsinler. Bu kitapların içinde dinimizle bağdaşmayan ifadeler var. Ve ondan sonra da FETÖ'nün Günah Galerisi diye bir kitabı siz yayımlayın.' Ve burada bütün gerçekleri ortaya serilsin. Bunun en ideali, Din İşleri Yüksek Kurulu'nun bu çalışmayı yapmasıdır, bunu bekliyoruz" açıklamasını yapmıştı.