Gündem

Dışişleri Bakanı'ndan Hollanda tepkisi: Nazi döneminde bile böyle bir uygulama olmadı

"Sanki tüm Avrupa Türkiye'ye karşıymış gibi hava estiriliyor"

17 Mart 2017 00:40

Dışişler Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hollanda ile yaşanan diplomatik kriz ile ilgili olarak “Türk Bakan'ın gelmesini istemiyoruz.' Neden isteye miyorsun? Senin başbakanın benim üzerimden popülizm yapıyor. Bu iki ülke arasındaki dostluğa sığar mı? Bunun bir izahı yoktur. Nazi döneminde bile böyle bir uygulama olmamıştır” ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, "Avrupa'dan uzaklaşmamız için bir sebep yok. Sanki tüm Avrupa Türkiye'ye karşıymış gibi hava estiriliyor. Ama biz iyi biliyoruz ki birçok Avrupa ülkesi de Türkiye'nin değerini gayet iyi biliyor” ifadelerini kullandı.

ABD'den Türkiye'ye yakın zamanda üst düzey bir ziyaretin yapılıp yapılmayacağı yönündeki soru üzerine Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Tillerson'un 30 Mart'ta Türkiye'ye gelmek istediğini belirtti.

Kendisinin de Ankara'da ve uygun olacağını mevkidaşına ilettiğini dile getiren Çavuşoğlu, "Kendisini misafir etmek istediğimizi de söyledim. Sayın Cumhurbaşkanımıza da ilettik. Sayın Cumhurbaşkanımız da bir aksilik çıkmazsa kabul edecek. Aynı şekilde de Sayın Başbakan'a söyledik. 30 Mart'ta bir aksilik çıkmazsa Tillerson Türkiye'ye gelecek." dedi.

Habertürk TV ekranlarında Bülent Aydın ve Muharrem Sarıkaya'nın sorularını yanıtlayan Çavuşoğlu’nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:

 

"Önemli olan Hollanda'nın seçim sonrası tavırları"

 

"Mesele Wilders meselesi değil. Onun tutumu belli. Wilders AB'ye de karşı. Avrupa'daki yabancılarada karşı . Tam bir faşist. Başka bir tarifi olamaz. Bugün Hollanda'ya baktığımız zaman merkezdeki partilerin söylemleride Wilders'ın politikalarından farklı değil. Önemli olan seçimden sonra da bu tutumlarını sürdürecekler mi? Popülizmle halkı birleştirdiğiniz zaman geri adım atması zor olur. Benim seçimden sonra gelebilirim önerime seçimden sonra da gelme dediler."

 

"Nazi döneminde bile böyle bir uygulama olmadı"

 

"Bu program belli olduktan sonra Hollanda Başbakanı'ndan bir açıklama. 'Türk Bakan'ın gelmesini istemiyoruz.' Neden isteye miyorsun? Senin başbakanın benim üzerimden popülizm yapıyor. Bu iki ülke arasındaki dostluğa sığar mı? Bunun bir izahı yoktur. Nazi döneminde bile böyle bir uygulama olmamıştır. Sonra Dışişleri Bakanı aradı. Dedim ki 'sizin başbakanınızın yaptığı çok ayıp.' En sonunda diyorlar ki bakanınız Rotterdam'a gelmesin Lahey'e gelsin. Dedik tamam. Bu sefer de dediler ki en fazla 50 kişiyle görüşsün. Ya sen buna niye karışıyorsun? 'Böyle saçma şey mi olur' demiş bizimkiler ve oraya gelecek olanların listesini bize vereceksiniz dediler. Böyle şey olur mu ya? Ben kendi vatandaşlarımı fişleyeceğim ve sana vereceğim? Ondan sonra iptal ettik. Ben tabi gitmedim iptal olunca. Bu sefer Almanya'da olan Fatma Hanım oraya gitti. Olanları gördünüz. O gece ilerleyen dakikalarda benim başkonsolosumu ve maslahatgüzarımı tutukladılar ve hücreye attılar. Vatandaşlara yapılan muhameleyi de gördünüz. Vur emri! Bu savaş nedenidir. Ne için yapıyorsun bunu? Sorun ne? Hollanda'nın iç işlerine mi karıştık? Askeri üssüne mi girdik? Gözünü böyle kan bürümüş bir anlayış olabiliri mi?" 

 

"AB'den uzaklaşmamız için bir sebep yok"

 

"Avrupa'dan uzaklaşmamız için bir sebep yok. Sanki tüm Avrupa Türkiye'ye karşıymış gibi hava estiriliyor. Ama biz iyi biliyoruz ki bir çok Avrupa ülkesi de Türkiye'nin değerini gayet iyi biliyor. Tusk'un yaptığı açıklama bizi şaşırtmaz. Bunlar dayanışma göstererek AB'nin ömrünü uzatmaya çalışıyorlar. AB'nin değerlere sahip çıkması lazım. Bunlar AB üyesi olduğu için Hollanda'ya sahip çıkıyorlar. Fransa ile bizim Suriye politikalarımız örtüşüyor. Irak politikamızda örtüşüyor. Tusk tabi Hollanda ile dayanışma göstermek için bu açıklamayı yapıyor. Bazı ülkeler beni aradılar ve Hollanda’nın yaptığının kabul edilemez olduğunu söylediler. Daha sonra Hollanda'ya destek açıklaması yaptılar. Demek ki bazı şeyleri zorunda oldukları için yapıyorlar. AB'nin bazı kurumları politize oldu. Venedik Komisyonu son 7 yıldır siyasi yorumlar yapmaya başladı. AYM mahkemesine bireysel başvuru hakkını reform yaparak biz tanıdık.

Venedik Komisyonu istediği için falan değil. Problem şu. Türkiye 2013'ten bu yana olağanüstü bir süreç yaşıyor. Bu süreçte biz özellikle Avrupa kurumlarından ve ülkelerinden destek görmedik. Bunun iki nedeni var. Avrupa'da artan İslam karşıtlığı nedeniyle Türkiye'ye tavır aldılar. Darbe gecesi 1'den 2'den sonra denge değiştikten sonra beni arayan bazı dışişleri bakanları benim hatrımı bile sormadan o darbecilerin akıbetinin nasıl olacağını sordular. Bariz bir Türkiye karşıtlığı var. İkincisi Türkiye 15 yıldır giderek güçleniyor ve güçlendikçe de daha bağımsız politika izliyor. Türkiye'yi bağımsız dış politika izlediği için sorguluyorlar."

 

Avrupa’da başörtüsü yasağı

 

"İnsanların inancından dolayı giyindiği takındığı şeylere dini sembol olarak bakamazsınız. Mahkemeler buna müdahale edemez. Kimse karışamaz buna. 

 

"Türkiye'ye nasıl davranacaklarını öğrenmeliler"

 

"Göç anlaşmasında en yakın çalıştığımız kişi Rutte'ydi. Tüm çalışmaları Almanya ve Hollanda ile yaptık. Bu kadar çifte standart çok ayıp. Bu kadar iki yüzlülük olmaz. Bundan sonra bu ülkelerin bize öğreteceği bir şey de olamaz. Hollanda yaptığı hatayı düzeltecek adımlar atmazsa ilave adımlarımız olacak. Almanya'ya biz hangi tarihlerde hangi programları yapacağımızı söyledik. Bugün bi haber aldım. Mehdi Eker'in programı iptal edişmiş. Buna bakmak lazım teknik bir sebeple mi diye? Bizim görüşmemizden sonra Almanya'nın tutumunda bir değişiklik oldu. Sonuç olarak AB ile ilişkilerimizde ciddi bir kriz var. Ve bu krizin başlangıcı da 15 Temmuz'dur. AB'nin 'Türkiye'yi ne içeri alalım ne de bizden uzaklaşsın tavrı kabul edilemez. Avustueya Türkiye aleyhine çok çirkin, yanlış davranışları oldu. Ben cevap verdiğim zaman hep suçlu Türkiye olacak. Türkiye hep dinlesin cevap vermesin. Halkımız bunu kabul etmez. Ben 80 milyon insanı temsil ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nin Dışişleri Bakanıyım. AB ve Avrupa ülkelerinin Türkiye'ye nasıl davranacağını öğrenmesi lazım"

 

ABD Dışişleri Bakanı Türkiye'ye geliyor

 

"ABD Dışişleri Bakanı 30 Mart'ta gelmek istediğini söyledi ve ben de kendisine uygun olduğumuzu söyledim. O gün Başbakanımız da Ankara'da olursa kabul edecekler. Trump ve Cumhurbaşkanımızın yüz yüze görüşmeleri referandumdan sonra olacak. FETÖ'nün iadesi konusunda net bir sonuç yok. Şu anda belirgin bir tutumları yok. Esasen Washington'da şuan bir geçiş dönemi var. Daha bu konulara ağırlık verecek bir şeyleri olmadı."

 

"Mültecileri silah olarak kullanmıyoruz"

 

"Şimdi basit bir özür yetmez. Bunları yapanların cezalandırılması gerekiyor. O köpeği getirenin falan Bizim hedefimiz Hollanda vatandaşları değil. BM'ye başvurumuzu yaptık. Viyana Sözleşmesi ihlala edildi. Mülteci anlaşması esasen iki anlaşma ile bağlantılıdır. Şimdi vize serbestisi olmayacaksa göç anlaşmasını da iptal edebiliriz. Bu Yunanistan adalarına geçenleri geri almayacağız demektir. Mültecilerileri silah olarak kullanmıyoruz. 3 anlaşma imzalamışız. Ya hepsi uygulanır. Ya da hiçbiri uygulanmaz."

 

"ABD'yi her zaman müttefik olarak gördük"

 

"ABD'yi her zaman gerçek müttefik olarak gördük. FETÖ konusunda da PYD konusunda da dikkatli hareket etmesi gerekiyor. Türkiye'nin hava savunma sisteminde eksiklik var. NATO'da şu ana kadar tüm Türkiye'yi kapsayacak şekilde alınan kararlara rağmen henüz sözler tutulmadı. İsterim ki hava savunma sistemini NATO ülkelerinden alalım. Ama NATO ülkeleri savunma ithalatına karşı. Ben nereden alacağım bunu? Sen bana vermiyorsun. Verirken de sınırlı veriyorsun. Sonra da ben başka ülkeden alacağım dediğimde bu NATO müttefikliğine sığmaz diyorsun. Ekonomik ilişkilerde de herkes yapıyor. Neden ben yapmayayım? İslam dünyası ile de Afrika ile de ilişkilerimizi güçlendirmek zorundayım. Neden seçmek zorunda olayım. Ukrayna seçti ne oldu? Bu bakış açısı sağlıklı bir bakış açısı değil. Bunu değiştirmeliler."

 

"İran ile politikalarımız örtüşmüyor"

 

"Burada Türkiye Irak'ın aleyhine adım atıyormuş gibi bir hava yarattılar. Biz bunun böyle olmadığını izah ettik. Temaslar oldu gerginlikler oldu. Ama ilişkilerimiz yumuşadı. Musul operasyonu bittikten sonra beraber karar vereceğiz. Sincar'da PKK'lılar var. Suriye ve Irak'ta İran ile politikalarımız örtüşmüyor. Esasen ortak çalışsak Suriye'de ateşkesi tam olarak sağlayabiliriz. Onların Suriye ve İrak politikalarını desteklememiz mümkün değil. İran politikalarının yanlış olduğunu görse çok iyi olurdu. Ayrımcı gerginliğe sebep olan politikaların bırakılması lazım."

 

Yunanistan ile ilişkiler

 

"Yunanistan kışkırtıcı tutumlar içerisinde oluyor. Yunanistan ile bunları çok konuştuk. Şikayet edince diyor ki şımarık bir çocuk ama iyi bir çocuk. Daha sonra bu şımarık çocuk bazı açıklamalar yaptı. Biz de açıklama yaptık. Daha sonra Yunanistan Başbakanı bir açıklama yaptı. Mısırla bakan düzeyinde görüşüyoruz. Mısır'ın içinde bulunduğu şarttan kurtulması gerekiyor. Bir uzlaşı kültürünün oluşması lazım. Rusya'nın Ermenistan konusundaki önerisi normal. Bizde Rusya'nın Karabağ konusunun çözümü için atacağı adımı destekliyoruz. Bu uygulanırsa Azerbaycan ile birlikte gerekli adımları atarız. Ama Ermenistan'ın da bu anlayış içerisinde olması lazım. Biz durup dururken hiç bir ülke ile kötü olmak istemeyiz. İsteriz ki ticaretimiz artsın, kültürel etkileşimimiz artsın. İsrail ile ilişkilerimiz normale döndü."

 

16 Nisan'daki beklentiler

 

"Referandumdan sonra dışardakiler sakinleşecek, yaptıklarını hataların farkında olacak. Birçok ülke referandumun neyi getirdiğini biliyor. Üç gündür Edirne'den başlayarak Çanakkale, Antalya'ya geldikten sonra iş adamalarıyla 7-8 program yaptım. Gittiğim her yerde ciddi bir ilgi var. Vatandaşların bir fikri yoktu şimdi bilgileri artmış. Evet oyu artmış Antalya'da hiç bu kadar kalabalık toplantı yapmamıştım. 60-63 arası oy çıkacak."

"Milli dış politika izliyoruz. Bu da milletten ayrı olamaz. İç politika ile dış politika ayrı olamaz. Ben vatandaşların sorununu çözmeyi çok seviyorum. Biraz zor oluyor ama neyden fedakarlık yapıyorsunuz uykudan, özel hayattan. Bu zamanları seçmene ayırıyorsunuz. Bütün arkadaşlarımız böyle. İç politika ile dış politika arasında çok fark kalmadı."

"Vatandaş cumhurbaşkanı sistemi gelince Türkiye'nin daha güçlü olacağını biliyor. Terör örgütlerinin hayır için çalıştığını görüyor. Demokrasilerdeki sistemlerden bahsediyoruz. Demokrasilerde bir sistem olması lazım ya parlamenter, ya cumhurbaşkanlığı sistemi ya da yarı başkanlık. Birini seçmesi lazım. Yetki çatışması olur, krizler olur. Ya cumhurbaşkanını yetkilerini alıp sembolik yapmak lazım tam parlamenter sisteme geçmek lazım. Yetkiler başbakana vermek lazım. Ya da cumhurbaşkanlığı sistemine geçmek lazım. Tek başına iktidar olması lazım. Koalisyonları önlemelisiniz. Parlamento denetimi çok iyi yapacak. Yetki sahibi cumhurbaşkanı ve bakanlar soruşturulabilecek yeni sistemde. Suç işleyen herkes soruşturulmalı. Herkes hesap verebilir olmalı. Biz sistemi getirirken şeffaf olsun, kavgalar krizler olmasın bunu yaparken hukuku korumak lazım ki demokrasi için esas kriterler budur. Yeter ki demokrasi işlesin burada parlamento ile cumhurbaşkanı arasında bağlantı kurulsun."

 

Tek adam söylemi

 

"Hollanda'da HSYK üyelerinin tamamı Adalet Bakanının teklifi ile kral atar. Tek başına öneriyor. Ve kral atıyor. İspanya bu kurul üyelerin tamamı parlamento tarafından öneriyor kral atıyor. İsveç Norveç gibi ülkeler demokraside daha ileridir. İsveç'te 11 üyesi var tamamı hükümet tarafından atanıyor. Bizde 4 tanesini Cumhurbaşkanı atayınca tek adamlık mı geliyor? Bizde 7 tanesini parlamento seçiyor üçte iki çoğunlukla. Mecliste uzlaşılması demek. Tarafsız kişilerin atanması demek yargının tarafsız olması demek. Milletvekili seçebilir. Bunlar olabilir hepsi demokrasinin başladığı yer sandıktır. Sandığın geldiği yerde hata payı düşük olur. Sistemi güçlü yapacaksınız bunu yaparken demokrasiyi , yargının bağımsızlığını güçlendireceksiniz. Tayyip Erdoğan için yada AK Parti için çıkarılmış bir sistem değil. Uzun zamandır tartışılıyor."

"2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra uluslararası çift başlılıktan dolayı çok sorun yaşadık. Cumhurbaşkanı var ve Başbakan var ona da saygı duymanız gerekiyor dedik. Her bakımdan iyi olacak. Koalisyonlar olmayacak, demokrasi olacak. 18 maddenin 18'ini okuyan kişi ikna olur.

 

“Yüzde 60-63 bekliyoruz”

 

Cumhuriyet yüzüncü yılına emin adımlarla gidiyor. Cumhuriyete ne hizmetin oldu yok. Projen var mı o da yok. Türkiye için çok ciddi bir konu. Ciddi olup anlatacağız ve iyi değerlendireceğiz. Yüzde 60-63 bekliyoruz. Anketler yükseliyor zaten gidişata bakıyoruz bir ay hem anketler hem de hissiyatımı söylüyorum. Değişik illerdeki tepkileri de görüyorum. Anketlerimiz bizi hiç yanıltmaz."

 

17 Nisan'dan sonra neler olacak?

 

"Biz seçim nedeniyle politika izlerseniz sizin güvenilirliğiniz kalmaz. İsraille şartlar koyduk 6 sene sonra yerine getirdi barıştık. Hollanda yanlış yaptı hatasını düzeltirse ilişkilerimizi düzeltiriz. Hiç bir şey olmamış gibi davranmak bizim kabul edeceğimiz bir şey değil. Niye küs gezelim bugün benim küs olduğum bir şey yok. Bana çok kötülük yapanlar oldu sonra ben onlara iyilik yaptım. Hayatta kindar değilim."