Gündem

Devlet savunmada: Bu hukuki yetkinin kullanılması en doğal hak

MEB, ihraca karşı ret kararının itirazının kabul edilmemesini istedi

23 Ekim 2018 10:24

Kanun hükmünde kararname ile  kamu görevinden çıkarılan bir memur, OHAL Komisyonu’ndan ret kararı alınca, dosyasını Ankara 19. İdare Mahkemesi Başkanlığı’na taşıdı. Milli Eğitim Bakanlığı, komisyonun kararından 6 ay sonra, mahkemeye 17 sayfalık savunma yazdı. Savunmada, “Demokrasi ve halkın iradesini korumak amacıyla devletin bu hukuki yetkisini kullanması en doğal hakkıdır” denilmesi dikkati çekti.

Cumhuriyet'ten Sinan Tartanoğlu'nun haberine göre MEB’in savunmasında, memurun ihracının hukuka uygun olduğuna ilişkin bölümün 4 paragraftan oluştu. Savunmanın kalan bölümünde; FETÖ’nün amacı, stratejisi, yapısı ve faaliyetleri uzun uzun anlatılırken, darbe girişimi sonrasında yapılan işlemlerin hukuka uygunluğu mahkeme kararları ile savunuldu. MEB, mahkemeden; OHAL Komisyonu’nun aldığı ihraca karşı ret kararının itirazının kabul edilmemesini istedi.

Bir kamu idaresi olarak yapılan savunmada, siyasilerin sık sık yaptığı gibi OHAL kararının kişilerin hak ve özgürlüklerini sınırlamak için değil, FETÖ ve diğer terör örgütleri ile etkili mücadele kapsamında devletin daha hızlı hareket edebilmesi amacıyla alındığı ifade edildi. Savunmada, “Demokrasi ve halkın iradesini korumak amacıyla devletin bu hukuki yetkisini kullanması en doğal hakkıdır” denilmesi dikkat çekti.

İhraç edilen kamu görevlilerinin “kazanılmış hak talep edemeyeceklerinin” belirtildiği savunmada, “Devlete olan sadakatsizlikleri, bağlılıklarının devlete değil terör örgütüne olması dikkate alındığında, davacıların kazanılmış hak ilkesine dayanmaları hukuken mümkün değildir” değerlendirmesi de yapıldı.

Savunmada; idari mevzuattaki ‘ ihraç’ ile KHK ’lerdeki “kamu görevinden çıkarmanın” birbirlerinden farklı olduğu belirtilerek; “Kamu görevinden çıkarmanın farklı ve münhasır bir müessese olması karşısında, ihraç ve disiplin müesseselerine ilişkin savunma alınması gibi kural ve usullerin somut olay bakımından öngörülmediği, niteliğiyle dahi bağdaşmadığı tartışmasızdır. Bu tedbirin OHAL kapsamında öngörüldüğü dikkate alındığında, ‘savunma hakkının kullandırılması veya engellenmesi’ şeklinde bir iddia ileri sürülmesi mümkün değildir” denildi.