Politika

Demirtaş: Yüksekdağ'ın tasfiyesi suçtur; yargı siyasi partilerin rakibi değildir

"İktidarı elinde tutanlar, ortalığa korku yaydılar diye biz de korkacak değiliz"

16 Mart 2017 16:57

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında 2016 yılında dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun şikayetiyle "T.C. Hükümetini, yargı organlarını, askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılama" suçlamasıyla açılan davada ikinci duruşma görüldü. Hakkında 4 yıl 8 ay hapis cezası istenen duruşmada konuşan Demirtaş, Figen Yüksekdağ’ın yargı operasyonuyla tasfiye edildiğini savunarak, "Eş genel başkanımız yargı operasyonuyla tasfiye edildi. Bu bir suçtur. Herkes bilsin ki bugün iktidarı elinde tutanlar, ortalığa korku yaydılar diye biz de korkacak değiliz. Yargı siyasi partilerin rakibi değildir. Yargının görevi iktidarın çıkarlarını korumak değildir" görüşünü dile getirdi. Değişikliğin anayasaya aykırı olduğunu bizzat bu teklifi getiren AKP'li Mustafa Şentop tarafından dile getirildiğini aktaran Demirtaş, "Yine Ahmet Davutoğlu ve ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu bu teklifin anayasaya aykırı olmasına rağmen değişikliğe 'Evet' diyeceklerini açıklamışlardır. Anayasa Mahkemesi’ne itiraz edilebilirdi. Anayasa Mahkemesi’ne itiraz etmek için 110 milletvekilinin imzası bulunamadığı için itiraz edilemedi" diye konuştu. 

Mersin 14. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya çok sayıda HDP'li ve Demirtaş'ın avukatlarının yanı sıra HDP Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırım katıldı. Demirtaş, tutulduğu Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi'nden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı. Davutoğlu'nun avukatı ise duruşmaya mazeret bildirerek katılmadı. 

Kimlik tespitinin ardından Demirtaş hakkındaki 2016/541 numaralı dosya ile yine 2017 yılında Mersin'de yapmış olduğu bir başka konuşması nedeniyle hakkında TCK'nin 301/2'den açılan 2017/84 numaralı dosyanın birleştirildiği belirtildi.

"SEGBİS işkence ve hukuksuzluktur"

Savunmasına başlayan Demirtaş, öncelikle tutuklu olmasından ve davanın görüldüğü mahkemeden coğrafi olarak uzak olmasından dolayı SEGBİS aracılığı ile duruşmaya katıldığını savunarak, "Yine hakkımda açılan çok sayıda dava nedeniyle fiilen mahkemenizde olmam imkansız hale gelmiştir. SEGBİS üzerinden savunma yapmak zorunda bırakılmışımdır. SEGBİS ile yapılan yargılama fiili bir işkence ve hukuksuz bir uygulamadır. Kabul edilecek bir yanı yoktur" ifadelerini kullandı. 

"Dokunulmazlıkların kaldırılması anayasa ihlalidir"

"Dokunulmazlıkların kaldırılmasının başlı başına bir Anayasa ihlali olduğunu" belirten Demirtaş, şunları söyledi: "Dokunulmazlıkların nasıl kaldırılacağı parlamento iç tüzüğünde belirtilmiştir. Dokunulmazlıkların kaldırılması, yapılan bir hukuksuzluğun acil durumlarda parlamento tarafından uygulanması ile mümkündür. Anayasamız ve Meclis İç Tüzüğü'nde dokunulmazlıkların kaldırılması şu şekilde düzenlenmiştir. Hakkında fezleke düzenlenen bir milletvekili ile ilgili öncelikle anayasa ve adalet komisyonlarının birleşmesinden oluşan karma komisyonda her vekilin ayrı ayrı değerlendirmesi yapılır. Bu karma komisyonda hakkında fezleke hazırlanan her milletvekili savunmasını yapar. Eğer dokunulmazlığın kaldırılması kabul edilirse, Anayasa Komisyonu'nda ikinci kez savunma yapılır. Eğer anayasa Komisyonu da kabul ederse Meclis'e sunulur. Meclis'e sunulunca da ilgili milletvekili her fezleke için ayrı ayrı savunmasını yapar. Parlamento ardından oylama yapar. Dokunulmazlıkları kaldırılmış ise ilgili vekil Anayasa Mahkemesi’ne itiraz hakkını kullanır. Anayasa Mahkemesi’nde de itirazı değerlendirilir” diye konuştu. 

"Ucube bir değişikliktir"

Bunun yapılmasının amaçlarını sayan Demirtaş, en önemli amacın ise "halkın iradesine duyulan saygının gereği olarak milletvekilinin saygınlığını korumak ve sudan gerekçelerle milletvekilinin yargılanmasının önüne geçmek" olduğunu söyledi. "Bu değişiklik ile ise milletvekili dokunulmazlıklarının sorgusuz sualsiz kaldırıldığını görüyoruz" diyen Demirtaş, değişikliğin ucube bir değişiklik olduğunu dile getirdi. Değişikliğin anayasaya aykırı olduğunu bizzat bu teklifi getiren AKP'li Mustafa Şentop tarafından dile getirildiğini aktaran Demirtaş, "Yine Ahmet Davutoğlu ve ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu bu teklifin anayasaya aykırı olmasına rağmen değişikliğe 'Evet' diyeceklerini açıklamışlardır. Anayasa Mahkemesi’ne itiraz edilebilirdi. Anayasa Mahkemesi’ne itiraz etmek için 110 milletvekilinin imzası bulunamadığı için itiraz edilemedi” diye konuştu. 

"Yargılama ihlal ile başladı"

Hali hazırda Venedik Komisyonu ve Avrupa Birliği İnsan Hakları Komisyonu tarafından hazırlanan insan hakları raporlarının haklar açısından bu düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğunu açık bir şekilde ortaya koyduğunu kaydeden Demirtaş, şunları söyledi: “Milletvekili olmak sıradan basit bir durum değildir. Herhangi bir yurttaşı yargı karşısına çıkarmak da sıradan basit bir durum değildir. AİHM’nin Taner Akçam davasında verdiği karar emsal bir karardır. Aynı şekilde AİHM üst kurulu bu karara ilişkin 301. maddeden soruşturma açılmasına takipsizlik kararı verilmesini dahi hak ihlali olarak görmüştür. Siz şimdi Türkiye’nin en büyük üçüncü partisi olan bir partinin eş genel başkanını hiçbir mekanizmayı kullanmadan sanık olarak yargıladığınız için bu yargılama ihlal ile başlamıştır. Mahkemenin şu an yapması gereken şey yargılamayı durdurarak dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin değişikliğin Anayasa’ya aykırı olduğunu durumun ciddiyetine dikkat çekerek Anayasa Mahkemesi’ne başvurmaktadır.”

"Yüksekdağ yargı yoluyla tasfiye edildi"

“Bugünkü siyasi atmosfer HDP milletvekili ve 10 bine yakın üyesini yargı yoluyla linç ettirebilir” diyen Demirtaş, yargının buna alet olmaması gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti: “Bu bir siyasi rekabet konusudur. Yargı konusu olamaz. Türkiye'de yargımız baskının ve bir siyasi partinin yargı eliyle hukuk dışı bir şekilde linç edilmesine tasfiye edilmesine alet olmamalıdır. Yargı siyasi partilerin rakibi değildir. Yargının görevi iktidarın çıkarlarını korumak değildir. Yargının görevi iktidarın kamuoyu önünde verdiği talimatlara uymak değildir. Yargının bir tek görevi vardır, adaleti sağlamaktır. Ben Türkiye'nin en büyük üçüncü partisinin eş genel başkanıyım. Diğer eş genel başkanımız yargı operasyonuyla tasfiye edildi. Bu bir suçtur.”

Dava 1 Haziran'a ertelendi

Yargının bu suça ortak olmaması gerektiğinin altını çizen Demirtaş, şöyle dedi: “Herkes bilsin ki biz adil bir yargıya saygılı olacağız. Ama herkes bilsin ki bugün iktidarı elinde tutanlar, ortalığa korku yaydılar diye biz de korkacak değiliz. Mahkemenizin de adalet ve Allah korkusu dışında bir şey taşımadığını umut ediyorum. Mahkemenizden talebim somut norm denetimi yapılması açısından dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin değişikliğin Anayasa mahkemesine götürülmesini ve yargılamanın durdurulmasıdır.”

Demirtaş’ın avukatları da ayrı ayrı söz alarak, Demirtaş’ın talebinin kabul edilmesini istedi. Mahkeme ise, eksikliklerin giderilmesi amacıyla duruşmayı 1 Haziran’a erteledi.

Yıldırım: Demokrasi naraları atanlar kendilerine baksın

Duruşmanın ardından adliye önünde açıklama yapan HDP Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırım, referanduma giderken tüm siyasi parti liderlerinin televizyonlarda canlı yayınlara katıldığını belirterek, “Onlar havuz medyalarında her gün konuşurken, biz eş genel başkanımızı SEGBİS aracılığıyla izliyoruz. Her gün ‘Demokrasi demokrasi’ deyip Hollanda’ya çatıyorlar, başka Avrupa ülkelerine çatıyorlar. Dönüp bir zahmet kendilerine baksınlar. Dönüp bir Cizre’ye baksınlar. Dönüp bir Sur’a baksınlar. Avrupa’nın uygulamalarını savunmuyorum. Ama gelin görün ki demokrasi naraları atanlar kendilerine bir baksınlar” diye konuştu.