Gündem

Demirtaş: Hakkımda açılan soruşturmaların tamamı hükümete eleştirilerimden ibarettir

"Yargı eliyle muhalefet baskı altına alınmaya çalışılmaktadır"

16 Şubat 2017 21:35

HDP’nin tutuklu eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, hakkında açılan 102 soruşturmanın da hükümete yönelik eleştirilerden oluştuğunu söyledi. Demirtaş, “Soruşturma ve davaların yoğunluğu da göstermektedir ki, yargı eliyle muhalefet baskı altına alınmaya çalışılmaktadır. Her ne kadar Cumhurbaşkanı’nın avukatları suç duyurusu yapmışsa da, bunun temel hedefi bizi yargı eliyle baskı altına almaktır” dedi.

Demirtaş, Erdem Gül ve Can Dündar'ın tutuklanmasına tepki gösterdiği açıklaması nedeniyle SEGBİS ile ifade verdi.

"Tamamıyla eleştiri, tek bir hakaret ima eden cümle yok"

Evrensel’de yer alan habere göre, üzerine atılı suçla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kovuşturmaya yer olmadığına dair verdiği kararın doğru bir karar olduğunu belirten Demirtaş: 

“Bu tamamıyla eleştiri hakkıdır. Açıklamada tek bir hakaret cümlesi ya da hakaret ima eden bir cümle yoktur. Parlamenterin iki temel görevi vardır. Biri yasama, birisi denetleme görevidir. Parlamentoda denetleme görevini önergelerle yapabilecekleri gibi, parlamento içi ve dışı konuşmalarla da bunu yaparlar. Burada söz konusu konuşmaya dair açıklamada, Türkiye Cumhuriyet Devleti adına yürütme yetkisini kullanan görevlilerin, bu görevden kaynaklı eylem ve işlemlerine karşı bir eleştiri yapılmıştır. Bu konuşmadaki asıl önemli konu, parlamenterin denetleme hakkı ve görevidir. Bu soruşturmanın sadece ifade özgürlüğümüzü değil, parlamenter denetleme hakkımızın da ihlali olduğunu düşünüyorum” dedi. 

"Yargı eliyle muhalefete baskı"

Hakkında açılmış 102 soruşturma olduğunu ve bunların tamamının hükümete yönelik eleştirilerden ibaret olduğunun altını çizen Demirtaş şunları söyledi:

“Soruşturma ve davaların yoğunluğu da göstermektedir ki, yargı eliyle muhalefet baskı altına alınmaya çalışılmaktadır. Her ne kadar Cumhurbaşkanı’nın avukatları suç duyurusu yapmışsa da, bunun temel hedefi bizi yargı eliyle baskı altına almaktır. 

"Yargının bu tür siyasi oyunlara alet olmaması gerekir. Bağımsız ve güçlü bir yargı bireylerin değil devletin de demokratik geleceği açısından önemlidir. Kaldı ki, buna benzer eleştirileri daha önce grup toplantılarında da yapmıştım. Örneğin 3 Şubat 2015 tarihli Meclis Grup toplantımız; ya da 14 Ekim 2014 tarihli Grup toplantımız buna benzer eleştirilerin yapıldığı konuşmalardır. Dolayısıyla soruşturma konusu konuşma dokunulmazlık değil, sorumsuzluk kapsamındadır."

"Soruşturma bile ifade özgürlüğünün ihlali"

Dokunulmazlık kaldırılmış olsa bile, kürsü dokunulmazlığının milletvekilleri açısından her zaman bir güvence olduğunu söyleyen Demirtaş şöyle devam etti:

“Ancak sorumsuzluk sorunu gözetilmeden Sulh Ceza Hakimliğinin kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılması açık bir anayasa ihlalidir, Anayasa'nın 83/1 maddesine açıkça aykırıdır. 

"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bazı içtihatlarında da belirtildiği gibi, bir konuşma ile ilgili soruşturmanın açılması bile ifade özgürlüğünün ihlalinin oluşması için yeterlidir. Şu anda bir milletvekili, Eş Genel Başkan olarak bu konu ile ilgili karşınızda ifade vermem bile ihlaldir. 

"Savcılığınızın artık bu ihlale daha fazla izin vermemesini talep ediyorum. Takdir savcılığınızındır."

Can Dündar ve Erdem Gül açıklaması

Demirtaş’ın Erdem Gül ve Can Dündar’ın tutuklanmasına yönelik tepki gösterdiği açıklaması şöyleydi:

Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün yaptıkları haberden dolayı tutuklanmalarını en sert biçimde kınıyoruz. Atılan bu adım Türkiye’deki bazı gerçeklerin bir kez daha görülmesine yol açmıştır.

- Türkiye’de düşünce ve ifade özgürlüğü, halkın haber alma ve basın özgürlüğü her gün ayaklar altına alınmakta ve çiğnenmektedir. Evrensel ve demokratik hiçbir ölçü geçerli değildir. 

- Adalet mekanizması iktidarın ve Saray’ın denetimi altında davranmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılan haberin bedelini ödetmek için tutuklatmayı dayatmıştır. 

- Yıllardır El Kaide türevi El Nusra, IŞİD ve Ahrar ul Şam gibi örgütlere maddi ve manevi yardım yapanlar, lojistik destek sağlayanlar, silah ve para yardımında bulunanlar, bu konuların konuşulmasını yasaklamak için çabalamaktadır. Ancak bu çabalar hem uluslararası hem de bağımsız ve tarafsız ulusal hukuk önünde hesap vermeyi engelleyemeyecektir. 

Günün ve dönemin gereği, demokrasi, adalet, eşitlik ve özgürlük mücadelesinde her vicdan sahibi yurttaşın birlikte hareket etmesi, nerede ve hangi şekilde olursa olsun baskı ve zulme karşı durmasıdır.