Gündem

Cumhurbaşkanı "Okuma hakkı vermeyeceğiz" demişti; 9 Boğaziçili öğrenci tutuklandı

Gözaltına alınan öğrencilerin 6'sı adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı

03 Nisan 2018 20:53

Boğaziçi Üniversitesi’nde, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’de gerçekleştirilen Zeytin Dalı Harekâtı kapsamında Afrin merkezine girmesini lokum dağıtarak kutlayan öğrenciler ile "İşgalin, katliamın lokumu olmaz” diyen öğrenciler arasında çıkan gerilim sonrasında gözaltına alınan 15 öğrenciden 9'u tutuklanırken; 6'sı adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Tutuklanan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin isimleri şöyle:

Şükran Yaren Tuncer, Zülküf İbrahim Erkul, Esen Deniz Üstündağ, Sevde Öztürk, Kübra Sağır, Berke Aydoğan, Deniz Yılmaz, Agah Suat Atay, Yusuf Noyan Öztürk.

Dün emniyetteki sorguları tamamlanan öğrenciler, bugün savcılıkta da ifade vermelerinin ardından Terörle Mücadele Kanunu'nun 7. maddesinin 2. bendi kapsamında sulh ceza hakimliklerine sevk edilmişti. Gözaltına alınan öğrencilerin avukatlarından Doğuşcan Aygün, T24'e yaptığı açıklamada öğrencilerin bir kısmının 6., bir kısmının da 7. Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildiğini belirtmişti. 

"PKK / KCK /YPG silahlı terör örgütlerinin genel tavrı ve stratejisi doğrultusunda..."

"Boğaziçi Üniversitesi Kuzey Kampüsü'ne İslam Araştırmaları Kulübü organizesinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nce Afrin'de düzenlenen Zeytin Dalı Harekatı'nın başarıyla tamamlanması sonrasında gayet insani duygularla düzenlenen lokum dağıtımı etkinliği esnasında barışçıl bir biçimde etkinlik yapan öğrencilere saldırarak fiziksel şiddet uygulamaya çalışmaları neticesinde meydana gelen arbede üzerine Cumhuriyet Başsavcılığımızca soruşturma başlatılmıştır" denen sevk yazısında; şüphelilerin söz konusu olaya karışmadıklarını, oradan geçtiklerini söyledikleri ancak görüntü tespit tutanaklarına göre şüphelilerin suçtan kaçmak için yalan beyanda bulunduklarının tespit edildiği kaydedilmişti. Savcılığın sevk yazısının devamında şu ifadeler yer almıştı:

"Şüphelilerin PKK / KCK /YPG silahlı terör örgütlerinin genel tavrı ve stratejisi doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin Uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru müdafaa ve terör ile terörist faaliyetlerle mücadele haklarını kullanan bir devlet değil de bölgede işgal gerçekleştiren, şiddet uygulayan bu suretle gayri meşru faaliyette bulunan gayri meşru bir güç olarak gösterme çabası içerisindedirler.

"Demokratik tepki olarak gösterilmesi istenmekte ise de..."

"Bahse konu olaylar bir üniversite içerisinde masum bir öğrenci grup tarafından, masum duygularla hareket eden gösterilen demokratik tepki olarak gösterilmesi istenmekte ise de asıl amaç bu grubun organik bağlar içerisinde olduğu terör örgütlerinin yöntemlerinin meşru göstermeye yönelik kamuoyu oluşturmaya dair eylemler olduğu sabittir. Şüpheliler organik bağ içerisinde bulundukları terör örgütlerini meşrulaştırmaya çalışırken, gerek TSK  gerek Türkiye Cumhuriyeti devletini itibarsızlaştırmak, tepkisel uluslararası kamuoyu oluşturmak, terör örgütlerinin amacı doğrultusunda toplumda kargaşa yaratmak, barış ve huzur ortamını bozmayı amaçlamaktadır." 

TIKLAYIN - 1300'ün üzerinde akademisyen imza verdi, aileleri “Her zaman yanlarındayız” dedi; Boğaziçili öğrenciler savcılığa çıkarılıyor

Perşembe günü sona eren gözaltı süreleri bir hafta daha uzatılan 15 öğrenciye, dün gözaltına alınan bir öğrencinin de eklenmesiyle Boğaziçi Üniversitesi’ndeki olay sonrasında polis kontrolünde bulunan öğrenci sayısı 16’ya çıkmıştı. Dün emniyette ifadeleri alınan öğrenciler, bugün sorgu için savcılığa çıkarılmıştı. 


Terörle Mücadele Kanunu'nun 7. maddesi şöyle: 

TMK Madde 7 – (Değişik: 29/6/2006-5532/6 md.) Cebir ve şiddet kullanılarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemleriyle, 1 inci maddede belirtilen amaçlara yönelik olarak suç işlemek üzere, terör örgütü kuranlar, yönetenler ile bu örgüte üye olanlar Türk Ceza Kanununun 314 üncü maddesi hükümlerine göre cezalandırılır. Örgütün faaliyetini düzenleyenler de örgütün yöneticisi olarak cezalandırılır.

(Değişik ikinci fıkra: 11/4/2013-6459/8 md.) Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, basın ve yayın organlarının suçun işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında da bin günden beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Aşağıdaki fiil ve davranışlar da bu fıkra hükümlerine göre cezalandırılır:
a) (Mülga: 27/3/2015-6638/10 md.)
b) Toplantı ve gösteri yürüyüşü sırasında gerçekleşmese dahi, terör örgütünün üyesi veya destekçisi olduğunu belli edecek şekilde;
1. Örgüte ait amblem, resim veya işaretlerin asılması ya da taşınması,
2. Slogan atılması,
3. Ses cihazları ile yayın yapılması,
4. Terör örgütüne ait amblem, resim veya işaretlerin üzerinde bulunduğu üniformanın giyilmesi. (Ek fıkra: 27/3/2015-6638/10 md.) Terör örgütünün propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde, kimliklerini gizlemek amacıyla yüzünü tamamen veya kısmen kapatanlar üç yıldan beş yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Bu suçu işleyenlerin cebir ve şiddete başvurmaları ya da her türlü silah, molotof ve benzeri patlayıcı, yakıcı ya da yaralayıcı maddeler bulundurmaları veya kullanmaları hâlinde verilecek cezanın alt sınırı dört yıldan az olamaz. İkinci fıkrada belirtilen suçların; dernek, vakıf, siyasî parti, işçi ve meslek kuruluşlarına veya bunların yan kuruluşlarına ait bina, lokal, büro veya eklentilerinde veya öğretim kurumlarında veya öğrenci yurtlarında veya bunların eklentilerinde işlenmesi halinde bu fıkradaki cezanın iki katı hükmolunur.
(Ek fıkra: 11/4/2013-6459/8 md.) Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına;
a) İkinci fıkrada tanımlanan suçu,
b) 6 ncı maddenin ikinci fıkrasında tanımlanan suçu,
c) 6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 28 inci maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılma suçunu, işleyenler hakkında, 5237 sayılı Kanunun 220 nci maddesinin altıncı fıkrasında tanımlanan suçtan dolayı ayrıca ceza verilmez.

İlgili Haberler