Gündem

Cübbeli Ahmet Hoca: Ermeniler zulüm yaptı, ecdadımız tehcirle Allah’ın emrini uyguladı!

'Onlar zalimlik yapmışken biz niye özür diliyoruz?'

25 Nisan 2015 12:57

1915 kıyımının başlangıcı olarak kabul edilen 24 Nisan 1915’in 100’üncü yıl dönümünde yaşanan tartışmalara kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Vahdet yazarı Ahmet Mahmut Ünlü de katıldı. Ünlü, “Ermeniler ülkemizde zulüm yaptığı için ecdadımız da Allah’ın emrini uygulamıştır” dedi.

Vahdet gazetesinin "Tehcir Allah’ın emri" başlığıyla manşettten duyurduğu yazısında Kuran’daki Maide Suresi’ne atıf yapan Ünlü şunları söyledi:

“Maide Suresi’nde yeryüzünde fesat çıkaranların cezası belli. ‘Öldürülecekler, asılacaklar ya da elleri ayakları çaprazlama kesilecek’ buyruluyor. 4. şık ‘sürgüne gönderilecekler’. Sen kesilmeyi bile hak etmişsin, ecdadımız 4. şıkkı yapıp sürmüş, ne var bunda.”

 

‘Özür dilemek caiz değil’

 

Ermenilerden özür dilemenin de ‘caiz’ olmadığını savunan Ünlü şöyle devam etti:

“Onlar zalimlik yapmışken biz niye özür diliyoruz? Sen özür diledikçe üstüne üstüne geliyorlar. Güneydoğu’yu PKK’ya ver. Öbür tarafı Ermeni’ye ver. Bir şey kalmadı yahu!”

Cübbeli Ahmet'in Vahdet'te "Tehcir Allah'ın emridir" başlığıyla yayımlanan (25 Nisan 2015) yazısı şöyle:

Kur’an’ı Kerim’de “Allah'a ve peygamberine karşı savaşmaya kalkışan ve yeryüzünde bozgunculuğa çalışanların cezası, öldürülmelerinden veya asılmalarından veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesinden veya bulundukları yerden sürülmelerinden başka bir şey olmaz” buyruluyor. Ermeniler ülkemizde zulüm yaptığı için ecdadımız da Allah’ın bu emrini uygulamıştır. Soykırım değil tehcir yapılmıştır.

İslam’da yeri geldiğinde kılıç da vardır. İslam’da cihat var, kâfirleri püskürtmek var, sürgün var. Biz zamanında Ermenileri tehcir ettik. Soykırım yapmadık. Müslüman soykırım yapmaz. Soykırımı onlar yaptı. Biz tehcir yaptık. Şimdi birisi “Tehcir yaptık” diyor, diğeri “Tehcir insanlık suçudur” diye cevap veriyor.

 

‘İslam ile savaştılar’

 

Tehcir sürgün etmek demektir. Sürgün İslam’da vardır. Ayette var. “Allah'a ve peygamberine karşı savaşmaya kalkışan ve yeryüzünde bozgunculuğa çalışanların cezası, öldürülmelerinden veya asılmalarından veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesinden veya bulundukları yerden sürülmelerinden başka bir şey olmaz. Bu, onların dünyada çekecekleri bir zillettir. Ahirette ise kendilerine büyük bir azap vardır.” (Maide Suresi, 33) buyruluyor. Ermeniler İslam ve Kur’an ile savaştı. Yeryüzünde fesat çıkarttı. Gidin Erzurum tarafına bir bakın.

Bizim Şakir hocanın abisi Selahattin Daloğlu bu konu hakkında kitap yazdı. Sonra o da Aksaray’da evinde işkence edilmiş halde ölü bulundu. O bu Ermeni mezaliminin kitabını yazdı. Ve onda ne belgeler, bilgiler vardı. Şimdi de araştırmacılar, profesörler hepsi anlatıyor. Birinci Dünya Savaşı’nda Ermeni çetelerinin zulmünden 519 bin Müslüman kayıp. Evleri bastılar, kadınlara tecavüz ettiler, toplu mezarlara gömdüler, çocuk süt emerken anasının kucağından alıp, çocuğu tandıra attılar. Çocuğu cayır cayır yaktılar, bağıra bağıra öldü. Çocuğun etini anasının ağzına soktular. Anasına “Bunu yiyeceksin” dediler.

 

‘En iyi savunma saldırıdır’

 

Kadın durdu durdu “Sizi gâvurlar, kâfirler” diye bağırdıktan sonra ağzından kan geldi. Acıya dayanamadığından kalbi, damarları patladı, ağzından kan geldi, kadın öldü. Siz Ermeni dölleri şimdi kalkmışsınız da Ermenilere soykırım yaptığımızı iddia edip, tanımamızı istiyorsunuz. Sizde Ermenilik olmasa böyle yapar mısınız?! 519 bin Müslümana katliam, soykırım yaptı bu dinsiz, kitapsız Ermeniler. Onlar yaptı.

Savunmaya geçersek rezil oluruz. Özür dileyemeyiz. Özür dilemek caiz değil. Gavurdan niye özür diliyorum?! Özür dilenmez. Taziye falan yapıyorlar, ne taziyesi! Hiç öyle bir şey yok. Onlar zalimlik yaptı. Biz onlara hiçbir şey yapmadık. Onlar zalimlik yapmışken biz niye özür diliyor muşuz yahu?!

En iyi savunma saldırıdır. Sen ona yaptığı suçu anlatacaksın, rezil olacak, susacak. Sen özür diledikçe üstüne üstüne geliyorlar. Şimdi bütün devletler soykırımı tanımaya başladı. Ondan sonra Güneydoğu’yu PKK’ya ver. Öbür tarafı Ermeni’ye ver. Bir şey kalmadı yahu! Özür dilemek yok. Ben gavurdan niye özür dileyeceğim?!

 

‘Dağlar, taşlar şahit’

 

Kur’an yeryüzünde fesat çıkaranların cezasını söylüyor. “Kıtır, kıtır öldürülecekler, asılacaklar ya da elleri ayakları çaprazlama kesilecek” buyruluyor. Üç şıkkı yapmadığınız takdirde “Sürgüne gönderilecekler” buyruluyor. Osmanlı yine de ilk 3 şıkkı yapmamış, 4. Şıkkı yapmış. Yani sürgüne göndermiş. Ne var bunda?! Sen kesilmeyi bile hak etmişsin! Yaşlı insanlar anlatıyor, “Dağlar, taşlar şahittir Ermenilerin bu köylerde yaptıklarına” diyor. Hala ne şahitliklerimiz var.

 

‘Özür dileyen sıkıntıya girer’

 

Etlerin üzerine “Çocuk kavurması” yazmışlar. Ermeniler çocukları kesmişler, sırf çocukların etinden kavurma yapmışlar. Gülmek için üzerlerine etiketler asmışlar, “Çocuk kavurması, kadın kavurması” şeklinde. Bunlar böyle kitapsız. Bunlardan özür dileyen sıkıntıya girer. Biz asla özür dilemiyoruz. Biz yanlış yapmadık çünkü. Kur’an ayeti 4 seçenek söylüyor. Bizimkilerde öldürmek yerine sürgün etmişler. Yolda aç kalmışlar, açıkta kalmışlar, ölenler olmuş. Onu Birinci Dünya Savaşı’nda bütün Türkler de yaşadı, Müslümanlar da yaşadı.

Yemen’e giden askerler Yemen’den dönemediler. Çanakkale’de aynısı oldu. O Allah’ın kaderi. Sen onları aç bırakmadın, açık bırakmadın.

 

‘Gâvur general bile dondu’

 

O dönem Kazım Karabekir Paşa’nın yanına bir gâvur general geliyor. O da onu alıp “Gelin, bakın şu Ermenilerin yaptığı mezalime” diyerek gezdiriyor onu. Gâvurun generali gördükleri karşısında gözlerine inanamamış; “İsa’nın kulları bu zulmü nasıl yapabildi?” demiş. Çünkü biliyorsunuz İsa (Aleyhisselam)ın dini biraz daha yumuşaktır. Yahudi gibi değildir. Hristiyanlıkta merhamet, acıma var gibi lafları var. Gâvurun generali bile dondum kaldım demiş.

 

‘Yalandır, asılsızdır’

 

“Arşivleri açalım” diyorsun, yanaşmıyorlar. “Tarihçiler araştırsın” diyorsun, yok! “Kayıtlar var, çıkaralım bakalım kim kime ne yapmış” diyorsun, yok! Anca “Sen bana soykırım uyguladın” diyorlar, kabul etmemizi istiyorlar. Yalandır, asılsızdır bunlar.

 

‘Nasıl sabredilsin?’

 

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kılıçla gönderildi. Regaib gecesinde gönderildi. Ama kılıcı da hak edenine kullandı. Hak etmeyene kılıç kullanmadı. Yine bizim atalarımız bu Ermeni çetelerine, Müslümanlara yaptıkları zulme rağmen “Bari başka taraflara sürgün gidin” demiş. Buradaki Müslümanların köylerini yaktınız, yıktınız, viran ettiniz. Milleti ahırlara doldurdunuz, kestiniz, tecavüz ettiniz. Buna nasıl sabredilsin?

 

‘Ecdadımız yapmaz’

 

Prof. Erol Kürkçüoğlu söylüyor. Ermeni mezaliminden bizim 519 bin kaybımız var. Bu nedir yahu! Ondan sonra sürgün edilenler yolda hastalanmış, ölmüş. Onu ne yapacaksın! Şimdi de yolda giderken adam hastalanıyor, ölüyor. O ayrı bir şey.

Bizim ecdadımız asla soykırım yapmadı ve yapmaz. Tehcir yaptık. Tehcir de sürgün demektir. Sürgün yapmak da hakkımızdır. Kur’an’da Allah’ın bize bir emridir. Ermeniler de rahat dursaydı.

Biz gavurlara bir şey yapmadık ki. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethedince gavurları kesti mi?

Kiliselerini bile sakladı. Fatih Sultan onları korudu. Bütün haklarını da muhafaza etti. Ama Kur’an “Yeryüzünde fesat çıkaranların, Allah’a ve peygambere savaş açanların cezası budur. Bu, onların dünyada çekecekleri bir zillettir.

Ahirette ise kendilerine büyük bir azap vardır.” diyor. Dünyada da bir rezillik tattırın diyor. Ecdadımız da Müslümandır ve bunu uygulamıştır. Allah-u Teâla kabirlerini nur eylesin.

 

'Biz niye anıt yapmadık?'

 

Allah Ermeni mezalimiyle katledilen, yakılan, yıkılan bütün kabirlere nur doldursun. Biz o Müslüman erkeklere, kadınlara, sabi sübyanlara dua edelim. Biz onlara niye bir anıt yapmadık?!

Biz bu kadar senedir onları niye ziyaret etmiyoruz?! Niye devlet buna bugüne kadar el atmadı?!

Ermeniler bu işin yaygarasını yapıyor da, bizim zulme uğramış insanlarımızın mezarları bulunup Çanakkale gibi bir anıt niye yapılmıyor?! Bütün millet otobüs otobüs niye Erzurum’a, Kars’a gitmiyor?! Bunlar niye yapılmadı 100 senedir?

100 sene oturup oturup şimdi “Obama soykırım dedi mi, demedi mi?” bunu bekliyoruz. Bize yakışır mı bu rezillik?! Bize yakışır mı bu zillet?!

Kainata nizam vermiş, bütün dünyaya adalet getirmiş ecdadın ahfadıyız. Yazıktır, boşuna oturmayalım. Dinimize, ecdadımıza, vatanımıza sahip çıkalım.