Dünya
Deutsche Welle

Çocuk radikaller ürkütüyor

IŞİD örgütü Irak ve Suriye'de ilerlemeye devam ederken Batı ülkeleri tehlikenin Avrupa'ya da sıçrayacağı endişesini taşıyor. Çocuk yaştaki gençlerin de cihada gitmesi endişeyi artıyor.

23 Eylül 2014 23:07


IŞİD örgütü Irak ve Suriye'de ilerlemeye devam ederken Batı ülkeleri de tehlikenin Avrupa'ya da sıçrayacağı endişesi taşıyor. Başta Almanya olmak üzere birçok Avrupa ülkesinden çok sayıda genç radikallerin saflarında savaşmak için bölgeye gidiyor. Almanya'dan bölgeye giden gençlerin sayılarının 400 kadar olduğu tahmin ediliyor. Alman istihbaratına göre, IŞİD saflarında savaşan 130 genç ise Almanya'ya geri döndü. Peki Almanya için bir tehlike söz konusu mu? Radikal gençler gelecek için birer risk mi? İslam bilimci Jochen Müller, DW'nin sorularını yanıtladı.

IŞİD saflarında savaşmak için bölgeye giden gençlerin profilleri incelendiğinde sadece Müslüman kökenli gençlerin radikalleşmediği görülüyor. Anne ve babası Alman olan, Hıristiyan inancıyla ya da seküler bir çevrede yetişen gençlerin de radikalleştiği ve Irak ve Suriye'ye gittiği tespit edildi.

Almanya'da IŞİD saflarına çocukların da katılması ise yaşanan korkuyu daha da perçinliyor. İstihbarat verilerine göre reşit olmayan çok sayıda çocuk bölgeye savaşmaya gitti. Bunlardan en küçüğünün yaşı 13. Bu bilgiyi veren ise Almanya Anayasayı Koruma Dairesi Başkanı Hans Georg Maassen.

'Risk potansiyeli var'

İslam Bilimci Jochen Müller, uzun yıllar Ortodoğu'da gazetecilik yapmış, bölgeyi yakından izleyen bir uzman. Müller'e göre Almanya için bir tehlike olası, ama bunun boyutlarını kestirmek güç.

Bir risk potansiyeli bulunduğunu ifade eden Müller, "Bunu gözardı etmemek gerekir. Bazı gençler savaş eğitimi almış ve Almanya'ya terör eylemleri düzenlemek için gönderilmiş olabilir. Bu konuda güvenlik birimleri teyakkuzda olmalı. Ancak bu risklere rağmen ben söz konusu gençlere birer terörist gözüyle bakmıyorum. Onları yardıma muhtaç gençler olarak görüyorum. Bunlar dışlanmış gençler. Geri gelenlerin çoğu hayal kırıklığı yaşıyor. Döndükten sonra sorunları devam ediyor. Hangi gerekçelerle savaşa gittikleri irdelenmeli ve Alman toplumuna uyumları için çaba harcanmalı" diyor.

Müller bu kesimin daha çok sorunlu gençlerden oluştuğuna inanıyor. Uzmana göre özellikle baba figürünün noksanlığı çocuklarda olumsuz gelişmelere yol açıyor. Bu durum çocukların terörizme itilmesine de vesile olabiliyor.

Çocukların radikalleşmesini "Korkunç bir durum" olarak nitelendiren Müller, "Bunu, öfkelerini kusmak için silahla okul tarayan çocukların durumuna benzetiyorum. Macera hevesi rol oynuyor. Ama bu genelda istisna. Okullarda radikalleşme arifesinde 13 yaşında çocuklarla karşılaşıyorum. Harçlıklarını biriktirip, cihada gideceklerini söylüyorlar. Radikalleşme süreçleri farklı gelişiyor. Bazılarında uzun sürüyor. Bir topluma katılıyor, orada zamanla radikalleşiyor. Daha sonra radikal düşüncelerini eyleme dönüştürme süreci başlıyor. Bazı gençlerde ise dinin etkili olmadığını gözlemliyoruz. Ailevi, sosyal, kişisel etkenler tetikleyebiliyor. Din burada sadece araç oluyor" diye devam ediyor.

Neler yapılmalı?

Gençleri radikalleşemeye iten çok sayıda neden var. Güvenlik güçleri de radikal gençleri mercek altında tutuyor, faaliyetlerini yakından izliyor. Ancak Jochen Müller'e göre toplumda bir hassasiyetin de oluşturulması şart.

Müller, "Bu gençlere ulaşabilmek için, konuya duyarlı olan, değişimleri gözlemleyebilecek hassasiyette kişilere gereksinim var. Bu nedenle çevremize daha duyarlı olmalıyız. Gençlerle daha yakın ilişkiler geliştirmeliyiz. Bunu kardeşler, futbol antrenörleri veya imamlar yapabilir"diye önerilerde bulunuyor.

Uzmana göre polisiye önlemler elbette alınmalı. Ama sorumluluk sadece bürokrasiye emanet edilmemeli.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle