Gündem

“Çocuk istismarı sayısı hep aynıydı, farkındalık arttı!"

Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü Koruyucu Ve Önleyici Hizmetler Daire Başkanı Hacer Başer, Çocuk İstismarı Önleme komisyonundaki raporu değerlendirdi

27 Mayıs 2016 00:38

TBMM Çocuk İstismarını Önleme Araştırma Komisyonu’nda Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü Koruyucu Ve Önleyici Hizmetler Daire Başkanı Hacer Başer, CHP’li Mehmet Bekaroğlu’nun  ‘Bu kadar teorik güzel çalışma var iken yoğun bir şekilde istismar vakalarını görmekteyiz’ sorusuna  haberdarlığın artmasıyla açıkladı. Haber verme oranının artığını söyleyen Hacer Başer, “Yani sayı arttı değil, haberdarlığımız bu vesileyle artmış oldu. Dolayısıyla biz de daha yoğunluklu bir şekilde eylem planlarıyla farkındalığımız daha da artarak ve toplumun farkındalığını da artıracak şekilde neler yapabiliriz konusunda çalışmalarımıza hız vermiş olduk” diye konuştu.  AFAD’ın sorumluluğundaki kamplarda Suriyeli çocukların uğradığı cinsel istismarlarla ilgili sorulara icraatlarına ilişkin geniş bilgi den sonra “Biz kendi topraklarımızın içerisinde böyle bir şeye zaten müsaade edebilecek ya da duyarsız kalabilecek bir durumda değiliz” deyince CHP’li Bekeroğlu, Tam bir politikacı gibi konuşuyorsunuz ya” dedi.

Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nden Hacer Başer’in komisyondaki değerlendirmeleri şöyle:

“Yoğun bir şekilde geliyor.” dedi Mehmet Bey yani bu kadar teorik güzel çalışma var iken yoğun bir şekilde istismar vakalarını görmekteyiz. Biz bunu iki kurum, çocuktan sorumlu olan Millî Eğitim Bakanlığıyla da istişare ettik. Eğer şu anda görünürlük çok fazla, bir yoğunluk mu var, siz neyi tespit ettiniz, bize intikal eden boyutu kadarıyla biz biliyoruz ama Millî Eğitimde siz bunun çok daha yakinen de yaşıyorsunuz çünkü sonuçta bize geliyor çocuklar. Ortak kanaatimiz, vardığımız sonuç şudur ki özellikle rehber öğretmenlerin bilgilendirilmesi ve eğitimlerinin artırılması, rehber öğretmenler kanalıyla sınıf öğretmenlerinin ve çocukların bilinçlendirilmesi ve ailelerine dönük eğitimlerin verilmesi neticesinde bu söylenebilir hâle geldi. Yani istismar vakaları tarih boyunca vardı, insanlığın varoluşunda itibaren vardı fakat gizli kapılar arkasında kalmaktaydı. Şu anda kişiler nereye, ne şekilde, nasıl müracaat edebileceklerini biliyorlar, istismarın ne anlama geldiğini biliyorlar, dolayısıyla haber verme oranı arttı. Bu bize şunu gösteriyor: Yani sayı arttı değil, haberdarlığımız bu vesileyle artmış oldu. Dolayısıyla biz de daha yoğunluklu bir şekilde eylem planlarıyla farkındalığımız daha da artarak ve toplumun farkındalığını da artıracak şekilde neler yapabiliriz konusunda çalışmalarımıza hız vermiş olduk. Sanıyorum hani “Yoğun olarak arttı mı?” sorusunun cevabını vermiş oldum.

Suriyeli çocuklar konusunda da bildiğiniz üzere yakın zamanda Aile Bakanlığı Aile Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde özellikle Suriyelilerinden sorumlu olmak üzere bir Göç Daire Başkanlığı kuruldu. Hem onların, yani bütün Suriyelilerle alakalı çalışmaları koordine etmek hem de psiko-sosyal anlamda destek vermek, sorunlarına ve ihtiyaçlarına doğru zamanda doğru müdahalelerle yön verebilmek adına ve kurumlar arası yine i ş birliğiyle yapılacak çalışmaları Bakanlığımız adına takip etmek üzere bir daire başkanlığı kuruldu. Evveliyatında bu kimseler misafir olarak değerlendiriliyordu ve “Kısa sürede inşallah savaş neticeye erer ve dönerler.” şeklindeydi. Fakat bütün savaş sonrası yaşanan göçlerde olduğu gibi biz gördük ki ve yapılan araştırmalar özellikle kadınların tekrardan geriye dönüş noktasında çok daha istekli olmadıklarını, kendilerini artık burada kalıcı olarak değerlendirmek istediklerini bize yapılan araştırmalar net ice olarak göstermiş oldu. Dolayısıyla bu ihtiyaç ve bu gereklilik doğrultusunda bir daire başkanlığı kurularak çalışmalar burada takip ediliyor. Hem kamp içindeki Suriyelilerin desteklenmesi hem kamp dışındakilere dönük çalışmaların yapılmasına dönük kurumlar arası iş birliğiyle daha sistematik çalışmalar yapılsın diye bir eylem planı Kalkınma Bakanlığının öncülüğünde de hazırlık çalışmaları devam ediyor. Ama STK’lar, özellikle Suriyeliler konusunda STK’lar gerçekten çok aktif ve özverili bir şekilde çalış ıyor bölgede ve bütün

Türkiye'nin sınırları içerisinde. Onlarla iş birliği içerisinde birlikte Suriyelilerin farkındalıklarının geliştirilmesi, Türkiye toplumuyla ve hukuk sistemiyle bağlantılarının oluşturulması ve bilinir kılınması anlamında, yani onları n bilinç düzeyinin artırılması noktasında çalışmalar yapılıyor.

Bizim, aile eğitim programlarımız var kendi toplumumuz için oluşturduğumuz. Bu, Suriyelilere özel de verilmek üzere Arapçaya çevrildi ve ine kamp içinde ve dışında Suriyelilerden olacak eğit menleri yetiştirerek UNICEF’le birlikte böyle bir çalışma içerisine girilmiş oldu. Bizim, Çocuk Hakları Daire Başkanlığımız da çocuk hakları özelinde bu çocuklarla çalışmalar yapmakta. Ve istismarın önlenmesine dönük, söylenti şeklinde olmasın da gerçek anlamda derinlemesine bir araştırma yapılarak soruna çözüm üretilebilsin diye de eylem planı içerisinde maddeler geçirilmiş durumda. İnşallah hiçbir çocuk dünyanın hiçbir yerinde istismara maruz kalmasın diye zaten devletimiz öncülük etmekte. Biz kendi topraklarımızın içerisinde böyle bir şeye zaten müsaade edebilecek ya da duyarsız kalabilecek bir durumda değiliz.