Çevre

'Çılgın Proje'nin sonu çılgın felaket olacak, Kanal İstanbul iptal edilmeli'

Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Saydam, Kanal İstanbul projesinin doğaya vereceği olumsuzluğu, okullarda öğrencilere öğretilen 'havuz problemi'ne benzetti

21 Mayıs 2013 02:59

 

Ahmet Küçük

www.twitter.com/kucukxahmet

[email protected]

 

Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Saydam, Kanal İstanbul projesinin iptal edilmesi için imza kampanyası başlatırken, “Karadeniz git gide kuruyup yok olurken, diğer tarafta Marmara ve Akdeniz’in sıcaklık, tuz oranı bozulacak ‘Çılgın Proje’nin sonu Çılgın Felaket olacak” dedi.

Change.org’da “Kanal İstanbul” projesinin durdurulması için imza kampanyası başlatan Prof. Saydam, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na “derhal iptal edilsin” çağrısında bulundu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “çılgın proje” olarak açıkladığı, Kanal İstanbul için Prof. Saydam, “İkinci bir İstanbul Boğazı yaratıp etrafını ticaret merkezleri ve beton sitelerle doldurulmak için tasarlanmış bir nevi İstanbul’un idam fermanı” yorumunda bulundu.

Karadeniz ile Akdeniz arasındaki su dengesinin bozulacağına dikkat çeken Saydam şunları söyledi:

Doğaya ait olmayan bu  yapay kanal, sadece yakın çevresini değil Çanakkale’den Karadeniz’e hem Türkiye’yi hem de Doğu Avrupa’yı olumsuz etkileyecek. Projenin hayata geçmesi ile Karadeniz’in soğuk ve tatlı olan suyu ile Akdeniz’den Marmara’ya, oradan da Karadeniz’e varan sıcak ve tuzlu su arasındaki denge ters düz olacak.”

Prof. Saydam “Sıcak ve tuzlu su arasındaki denge”nin nasıl ters düz olacağını şöyle anlattı:

“Projede kanal derinliği 25 metre olarak planlanıyor. Bu, beslendiği nehir ve yağmur suları dışında kaynağı olmayan ve doğal bir tatlı su gölü olan Karadeniz’e yeni bir musluk açacak ve Karadeniz’in devamlı Marmara’ya tatlı su iletmesini sağlayacak hatta denizi buna zorlayacak. Fakat kanalın derinliği yetersiz olduğu ve Karadeniz Akdeniz’den yaklaşık 30cm. yüksek olduğu için Akdeniz ve Marmara’dan gelen sıcak ve tuzlu su Karadeniz’e geçemeyecek. 

Yeri gelmişken söyleyeyim, maalesef bu sorun ‘kanalı daha derin’ yapmakla çözülemez. Çünkü derinlik tek problem değil, sorunun sadece bir parçası.”

 

‘Okullardaki havuz problemi gibi’

 

Kanal İstanbul projesinin doğaya vereceği olumsuzluğu, okullarda öğrencilere öğretilen “havuz problemi”ne benzeten Prof. Saydam, bu projede asıl çözümün, “projenin iptal edilmesi” olduğunu dile getirdi.

Prof. Saydam şunları söyledi:

“Kendi içinde bir denge ile tek bir musluk ile birbirini doldurup boşaltan bu denizlere ikinci musluğu takmak, hepimiz için geri dönülemez felaketin başı olur. Çünkü Karadeniz iki musluktan iki kat hızla boşalacak fakat Karadeniz’i dolduran ve besleyen nehirlerin, Tuna’nın, Dinyeper’in debisi ve kapasitesi artmayacak! Durduk yerde Karadeniz havuzuna giren tatlı suyun debisini arttırmadan havuzu tek muslukla boşaltmak yerine bir musluk daha takılırsa sistem alt üst olur. Karadeniz git gide kuruyup yok olurken, diğer tarafta Marmara ve Akdeniz’in sıcaklık, tuz oranı bozulacak ‘Çılgın Proje’nin sonu Çılgın Felaket olacak!

Projenin sahibi Türkiye olsa da etkileyeceği ülkeler ve doğacak sonuçlara bakılırsa bu felaketin sonuçları Karadeniz’e kıyısı olan tüm ülkeleri etkileyecek. Ortak doğamız olan bu denize yapacağımız her şeyde diğer ülkelerin de söz hakkı var ve er ya da geç o ülkeler de bu projenin hayata geçemeyeceğini söyleyecekler.”

 

‘Rüya gördümle olmaz bu işler’

 

Prof. Saydam, daha önce yaptığı açıklamada da projeye tepki göstermiş ve  “Eğer Kanal İstanbul projesini Süveyş, Panama, Korint kanallarıyla kıyaslarsanız, Marmara boğazlar sisteminin dinamiğinden haberiniz yok demektir. Süveyş Kanalı veya Panama Kanalı’nda sadece iki deniz birleşiyor. Denizlerin birbirine akıntısı söz konusu değil. Karadeniz’in boğazlar yoluyla Marmara ve Ege denizlerine akmasını sağlayan dinamikler ise tamamen farklıdır. Bir rüya gördümle olmaz bu işler” demişti.

 

Başbakan ve bakanlara dilekçe

 

Change.org’da başlatılan iptal kampanyası dilekçesinde şu ifadeler yer aldı:

“Karadeniz ile Marmara'yı birleştirmeyi amaçlayan ‘Kanal İstanbul’ projesi hakkında bu işin oşinografi uzmanları tarafından detaylı olarak dile getirilen ve basitçe bir havuz problemi ile anlatılan nedenlerden dolayı doğada geri dönüşü imkânsız olaylara neden olacağı anlaşılmaktadır.

İki denizi birleştirmeyi amaçlayan ancak konunun deniz bilimleri boyutu göz önüne alınmadan planlandığı anlaşılan ve dünyada sadece bize has olan bu ekosistemin bir daha geri dönüşü olmayacak şekilde tahrip edilmemesini ve uzmanların ifade ettiği gibi gelecek nesillere bir uluslararası çevre felaketi olarak yansımaması için projenin iptal edilmesini istiyorum.”

Change.org’daki kampanyaya imza atmak için tıklayınız…

 

Yeşiller ve Sol Gelecek’ten çağrı

 

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (YSGP) Kanal İstanbul projesinin iptal edilmesi için hükümete çağrı yaptı. Karadeniz ve ekosistemin ortak bir doğal varlık olduğu vurgulandı.

Doğal dengenin yanı sıra ekosistem üzerinde yıkıcı etkiler taşıdığı belirtilen çağrıda İstanbul’un batısındaki orman alanlarının da tahrip edileceği belirtildi.

Projenin “dar görüşlü ve sorumsuz” bir niteliğe sahip olduğu söylenerek, sadece Türkiye’nin değil komşu ülkelerin de etkileneceğine dikkat çekildi.