Kültür-Sanat

‘Ciğerdeki kum'un yok ettiği hayatları anlatan belgesel: Kumun Gecesi

Madenci hastalığı olarak bilinen ölümcül silikozis hastalığı nedeniyle yalnızca Bingöl'de 66 kişi hayatını kaybetti

13 Kasım 2018 02:15

Hak ihlallerine yönelik birçok belgesele imza atan yönetmen, sosyolog Ali Ergül son belgeseli ‘Kumun Gecesi’nde (Şeva Xîzê) silokozis hastalarının yaşadıklarına odaklanıyor.

Madenci hastalığı olarak bilinen ölümcül silikozis hastalığı kot kumlama işçileri ve dış teknisyenlerinde sıkça görülüyor. Bu hastalığın bir diğer adı ise ‘Ciğerdeki kum’. Bingöl’de şu ana kadar 66 kişi silikozisten dolayı hayatını kaybetti. Yönetmen Ergül de Bingöl’ün Karlıova ilçesine bağlı Taşlıçay köyünde silokozis hastalarının yaşadıkları ağır süreci ‘Kumun Gecesi/Şeva Xîzê’ belgeseli ile beyaz perdeye aktarıyor.

“Silokozise bağlı ölüm haberini okumakla başladı her şey…”

Belgesele ilişkin BasNews’e bilgi veren Ergül, böyle bir projeye nasıl başladığını şu sözlerle anlatıyor:

“Belgesel çalışması 25 Aralık 2017 tarihinde okuduğum bir haberle başladı.  Haberde Bingöl'ün Karlıova ilçesine bağlı Taşlıçay köyünde Silikozis hastası Faysal Demir'in yaşamını yitirdiği yazıyordu.  Bu haber üzerinde okumaya araştırmaya başladım ve yıllardır kot kumlamaya bağlı  Silikozis hastalarının sadece ölüm haberleriyle hatırladığını gördüm. Tabi bu ölüm haberleri de sadece sözünü ettiğimiz köy ile ilgili olduğunu. Yaşam koşulları ne sorusuyla başlayan bir çalışma oldu. AB Sivil Düşün Programının desteğiyle çekimlere Mart ayında başladık.”

“Göçmen işçilerin bilgilerine ulaşamadık”

Silokozis hastalığına ilişkin yaptığı araştırmaları da paylaşan Ergül, “Silokozis hastalığı yoğunlukla Kürt kentlerinde. Bu atölyelerinin çalışmaya başlama tarihi 1980'lerin sonu. 2009-2010 a kadar devam ediyor. Zorunlu göçün tarihiyle denk gelen bir dönemden söz ediyoruz.  Bu yüzden kümelenme olduğunu görüyoruz. Bingöl, Erzurum, Muş, Batman, Urfa, Tokat, Çorum ve Gümüşhane'den binlerce belki de 10 binlerce işçi bu atölyelerde çalışmış. Tabi bir de bu atölyelerde çalışan göçmenler var ki onlarla ilgili kısmı bir bilgiye bile ulaşamadık” dedi.

“Silokozis hastaları yalnız bırakılmış”

Belgeselin çekim aşamasında bazı hastaların konuşmak istemediğini ve son anda görüşmeleri iptal ettiğini de aktaran Ergül bunun nedenini ise şu sözlerle açıklıyor: “Aslında 2 temel nedeni vardı.  Bunlardan birincisi korku iklimi. Bu hastaların bir kısmı çok düşük maaşlar ya da katkılar alıyorlar. Bunu yitirme korkusu. Bir kısmı eğer silikozis hastası olduğu öğrenilirse işinden çıkarılacağı korkusu. 2. Neden ise psikolojik neden. Silikozis hastaları yalnız bırakılmış. Hem sağlık olanaklarına ulaşma noktasında sorun yaşıyorlar hem de öğrenebildiğimiz kadarıyla hiç bir hastaya psikolojik destek verilmemiş. Hatırlamak istememek en büyük neden sanırım. Yatağa bağlı hastalarda da bu yaklaşım hâkim.”

Öte yandan belgeselin galasının ne zaman yapılacağı ise henüz belli değil. Ergül geçtiğimiz yıl ise ‘Suyun Ölüm Tarihi’ belgeseli ile Ilısu Barajı suları altında kalacak olan Hasankeyf’in mücadelesini anlatmıştı.

Silokozis hakkında

Kot kumlama, diş teknisyenliği gibi iş yerlerinde solunan tozun yarattığı bu ölümcül toz, denetimsiz ve sağlıksız işyerlerinde silikozise dönüştü.  Türkiye’de şu ana kadar 99 kişi silokozisten dolayı hayatını kaybederken bunun 65’i Bingöl’den…

Madenci hastalığı olarak bilinen ölümcül silikozis hastalığı kot kumlama işçileri ve dış teknisyenlerinde sıkça görülüyor. Bu hastalığın bir diğer anlamı ise ‘Ciğerdeki kum’. Bingöl’de şu ana kadar 66 kişi silikozisten dolayı hayatını kaybetti. Toplamda bu hastalığın aldığı can sayısı ise100. Türkiye genelinde yaklaşık 2 bin kişinin de silikozis hastası olduğu tahmin ediliyor. Silikozis, şu anda yasaklanmış bir çalışma alanı olan kot kumlama, diş protez teknisyenleri, seramik fabrikaları, inşaat işçileri, madenciler ve tersane işçilerinde ortaya çıkan bir hastalık. Silikozis, bundan 6 yıl öncesinde kot taşlama (kot beyazlatma) işlemi ile bilinse de son yıllarda diş teknisyenlerinin sağlıksız ve güvencesiz koşullarda protez yapımı sırasında çıkan tozlar ile tekrar gündeme geldi.

Dünyada ilk silikozis teşhisi 2005 yılında Türkiye’de

Silikozis, ilk kez 2005 yılında Türkiye’de teşhisi konulan bir hastalık. Sektörde yaşanan ölümlerin ardından 2008’den 2011’e kadar Ankara’ya yürüyüş de dâhil olmak üzere ses getiren bir mücadele de Kot Kumlama İşçileri Dayanışma Komitesi tarafından gerçekleşti.

2009’da kot kumlama yasaklandı

Türkiye’de kot kumlama yasağı ilk teşhisten 4 yıl sonra 2009’da getirildi. 2009’da Sağlık Bakanlığı bir genelge yayınlayarak püskürtme işleminde kullanılan kum, silis tozu veya silika kristalleri içeren herhangi bir madde kullanmayı yasaklandığını açıkladı. 2010’da Bakanlar Kurulu kararı ile silikozisin tedavisi ücretsiz hale getirildi. Silokozis hastaları 2011’de dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile de görüşerek bir yasanın hazırlanmasını sağladı. 6111 Sayılı Torba Kanun’un 67. Maddesince silikozis hastalarına emeklilik hakkı tanındı. Hastalık oranı yüzde 15 ile yüzde 34 olanlar bir kademe yüzde 35 ile yüzde 54 olanlar bir diğer kademe ve yüzde 55 ve üstü 3. kademe olarak emekliliğe hak kazandı. Ancak bu hak sadece kayıtlı çalışanlar için geçerli oldu. 3- 4 yıllık sürede birçok işçi adına suç duyurusunda bulunuldu. Ancak işyerleri tespit edilmediği için dava açılamadı.