Gündem

CHP'li Öztürk'ten Kılıçdaroğlu'na: Genel başkanlık konusunda hazırlık içinde olduğumu biliyorsun

Öztürk, Türkçe ezan tartışmasıyla ilgili olarak disipline sevk edilmişti

09 Kasım 2018 14:42

T24 Haber Merkezi

Türkçe ezan tartışmasıyla ilgili disipline sevk edilen CHP Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, kendisiyle ilgili yapılan disiplin soruşturmasının hukuksuz olduğunu söylerken partisinin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na sert sözlerle yüklendi. Yılmaz, 'genel başkanlık konusunda hazırlık içinde olduğu için Kılıçdaroğlu'nun kendisini disipline sevk ettiğini öne sürerken "Aşağılık bir işe imza attınız, defolup gideceksiniz; sıkıyorsa at bakalım beni buradan, istifa etmiyorum" dedi.

Öztürk Yılmaz, katıldığı bir televizyon programında "Ezan Türkçe okunsun" demişti. Yılmaz'ın bu ifadelerine Kılıçdaroğlu'ndan tepki gelirken vekil, 'kesin çıkarma cezası' ile 'önlemli olarak' cezalandırılması önerisiyle disiplin kuruluna sevk edilmişti.

Öztürk de bu konu hakkında TBMM'de açıklama yaptı. Öztürk'ün açıklamasından satırbaşları şöyle:

Bir televizyon programında bir trolün Türk diline karşı aşağılayıcı ve küçük düşürücü açıklamaları, CHP’nin geçmişini karalaması üzerine kendisine hak ettiği cevabı vermiş oldum. O tartışma bir din tartışması değildir. Tamamen Arapça fetişizmini ön plana çıkaran, benim de güzel dilimiz her yerden konuşulsun anlayışıyla dile getirdiğim yaklaşımdı. O programda söylediğim her şeyin kelimesi kelimesine arkasındayım.

Oradaki gerekçeye baktığımızda eften püften konular var. Parti programıyla zerre kadar alakalı olmayan bir durum söz konusu. Partinin ilkeleriyle, duruşuyla hiçbir zaman alakalı olmayan konuşmadan dolayı, Allahüekber'in Türkçesini bilmeyen bir trolün ayaklarının altına verildiğini gördüm. Bu disiplin soruşturması hukuksuzdur, bunu kınıyorum. Siz Atatürk’e saldıranlara, cumhuriyete saldıranlara, geçmişimize saldıranlara bir cevap veremiyorsunuz. Cevap verenleri de disipline sevk ediyorsunuz. Bu demokrasiyle otokrasi arasında bir çatışmadır. Bu aynı zamanda CHP’yi AKP’nin yedek lastiği haline dönüştürmek isteyen bir anlayışla, bunu reddeden bir anlayışın çatışmasıdır. Bu CHP’yi kendi babasının malı, tarlası, bahçesi gören, 'dediğim dedik, çaldığım düdük' diyen anlayışa karşı mücadeledir. Milletvekillerini biat eden robotlar olarak görenlerle halkın seçtiği vekiller olarak gören bir mücadeledir. Biz Müslümanız elhamdülillah, dini değerlerimize saygılıyız. Dini siyasete alet edenlere karşı bir anlayıştır bizim anlayışımız. Bunun net anlaşılması gerekir.

Benimle ilgili başlatılan bütün disiplin süreci hukuksuzdur ve iptal edilmesi gerekir. Bir Atatürkçüye karşı bu zulüm reva görülüyor. Yarın Atatürk’ün huzuruna hangi yüzle çıkacak, ne diyeceksin. Sen bu hareketinle partiye zarar vermiş olmuyor musun? Sen yanlış yoldasın, yanlış bir iş yapıyorsun. Partiyi küçültüyorsun. Bizim bir makam mevki derdimiz yok. Ülkemizin selametinden, iyiliğimizden başka bir derdimiz yok. Yeni büyükelçi olmuştum, bıraktım. Bir şey de istemedim. Çekip Ardahan’a gittim, iki dönem seçimi aldım, geldim. Tek istediğim buna son ver diyorum. Ben senden umudumu kesmiş, bitirmişim. Hiçbir umudum kalmadı. Bu ülkede senin iyilik yapacağına dair hiçbir inancım kalmamış. Arkamda duramadın. Beni trollere teslim ettin. Beni AKP'nin sözcüsüne onu verdiği mesajlara kurban ettin. Ama unutma, Allah büyüktür. Biz ona inanıyoruz. Dini, din bezirganlarına karşı savunuyorsak, CHP'nin de bu anlayış tarafından işgal edilmesine sonuna kadar karşı çıkacağız.

Öztürk Yılmaz, 'eften püften' gerekçelerle önünün kesilmeye çalışıldığını savunarak şu ifadeleri kullandı:

"İstiyorsunuz ki, çekip gideyim. İyi biliyorsunuz, sen yönetemiyorsun ve ben de bir hazırlık içindeyim. Benim çalışmamı biliyorsun. Genel başkanlık konusunda bir hazırlığım olduğunu biliyorsun. Hesabın benim önümü kesmek. Beni şeytanlaştırmak. Biz nerede duruyoruz. CHP'nin değerlerini sonuna kadar savunmak zorundayız. Sen istiyorsun, Öztürk Yılmaz partiden def olup gitsin. Çünkü sen beni rakip olarak görüyorsun. Koltuğundan korkuyorsun. 9 seçim kaybetmiş birisi olarak bu yola müracaat etmek yanlıştır. Tarih seni yargılayacak. Bir insan, bir selefinin iftirasına maruz kaldı, dilini savundu diye ihraç edildiğini yazacak.  Sen Atatürk’ün huzuruna çıktığın zaman sana cevabı millet verecek. Her yerden bir Öztürk Yılmaz ile karışılacaksınız. Öztürk Yılmaz sahipsiz değildir. Sahibi Allah ve millettir. Göreceksin sen bunu kardeşim. Sen AKP ile iş yürütüyor, onun dediklerini yapıyorsun. Yanlış yoldasın, dön bu yoldan. Size Allah koymayacak, bana bu revayı görenlere Allah koymayacak. Türkçe olsun bir dua edeyim, bari siz ondan anlarsınız. Musul’da esir alındım, döndüğümde bir şey istemedim. Ama siz aşağılık bir işe imza attınız. Göreceksiniz def olup gideceksiniz. Ve istifa etmiyorum kardeşim. Ne yapıyorsan yap, istifa etmiyorum. Ben bu partiye 'Gel Öztürk' diyerek gelmedim, 'Git Öztürk' diyerek gitmem. Sıkıyorsa at beni buradan. Rezil ol, kepaze ol."

Öztürk Yılmaz, basın toplantısının sonunda Türkçe dua okudu.