Politika

CHP’li Hakverdi: AKP iktidarı döneminde mahkum sayısı yüzde 200 arttı

"Türkiye’de hapishanedeki insan sayısı yedi şehrin nüfusundan daha fazladır"

28 Nisan 2016 01:40

CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, AKP’nin iktidarı döneminde mahkum sayısının yüzde 212 arttığını, doluluk oranıyla da darbe dönemlerini geride bıraktığını söyledi. 12 Eylül darbesinin yapıldığı 1980 yılının sonunda hapisteki kişi sayısının 70 bin 172 olduğunu, 1981’de ise bu oranın 79 bin 786 kişiye ulaştığını söyleyen Hakverdi, AKP döneminde yıllar geçtikçe mahkûm sayısındaki artışın daha yüksek olduğunu söyledi. 2010 yılından 2015 yılının sonuna kadar olan dönemde mahkûm sayısındaki artışın yaklaşık 60 bin olduğunu söyleyen Hakverdi, “Bu da göstermektedir ki AKP daha çok otoritelermiş ve daha baskıcı olmuştur” dedi.

Hakverdi’nin hapishane raporu şöyle:

“Türkiye’de 18.02.2016 tarihi itibariyle toplam 362 ceza infaz kurumu bulunmakta olup, bu kurumların kapasitesi 180.256 kişidir. Hapishanedeki mahkûm sayısı ise 04.03.2016 tarihiyle 185.228’dir. Bu veriler gösteriyor ki hapishanelerdeki tutuklu ve hükümlü sayısı, yatak sayısından fazla duruma gelmiştir. Aynı zamanda Türkiye’de Cumhuriyet tarihinin en büyük doluluk oranına ulaşılmıştır.  Hapishanelerdeki mahkûm sayısı, erken tahliye, denetimli serbestlik, elektronik kelepçe gibi yasal düzenlemelere rağmen bir türlü azalmıyor. Kısacası hapishaneler kapasitelerinin çok çok üzerine çıkmıştır. Hapisteki kişi sayısı her geçen gün artmaktadır. Bu artışa hükümetin düşündüğü çözüm ise ‘yeni hapishaneler’ inşa etmektir.

“AKP iktidarı döneminde, 2006 yılından başlayıp 2015 yılına kadar toplam 184 ilçe ceza infaz kurumu kapatılmış buna karşılık 2006 yılından başlayıp 2016 yılına kadar toplam 105 adet yeni ceza infaz kurumu açılarak 100.118 kişilik kapasite, 2010 yılından 2015 yılına kadar 34 ceza infaz kurumuna ek bina ve ek açık yapılmak suretiyle 9.312 kişilik kapasite olmak üzere toplam 109.430 kapasiteli yeni ceza infaz kurumu, ek bina ve ek açık hapishane açılmıştır. AKP hükümetinin inşa ettiği yeni hapishaneler de sayıları katlanarak artan mahkûmları almaya yetmediği için önümüzdeki 4 yıllık süreçte 165 yeni hapishane daha yapılması planlanmaktadır. Bu da hapsedilmesi planlanan 100 binin üzerinde bir insan kitlesinin olduğunu göstermektedir. Yani yeni hapishaneler açıldıkça yeni mahkûmlar olacak. Çünkü iktidar bugüne kadar olduğu gibi bir hapishane açmışsa mutlaka doldurmuştur.

“Sürekli hapishane inşa eden AKP’nin ceza adaletinin acımasız ve yakıcı olması, adaletle ve ceza hukuku ile sorunlu olduğunu göstermektedir. AKP hükümetleri döneminde hapishanelerdeki tutuklu ve hükümlü sayıları üç kat artmıştır. Londra merkezli Kriminal Politikalar Araştırma Enstitüsü ICPR’ın hazırladığı Dünya Cezaevleri Raporu’na göre, Türkiye dünya genelinde hapishanelerde en çok tutuklu ve hükümlü barındıran dokuzuncu ülke iken Avrupa’da ise tutuklu ve hükümlü nüfusuna sahip ikinci ülke konumuna gelmiştir.

 

Günde 112 kişi mahkûm oluyor!

 

“AKP, iktidara muhalefet eden tüm toplumsal kesimlere yönelik bir susturma aracı olarak hapishaneleri kullanmaktadır. İlk göreve geldiği 2002 yılının sonunda 34.808’i hükümlü, 24.621’i tutuklu olmak üzere 59.429 tutuklu ve hükümlü varken, 04.03.2016 tarihi itibariyle 159.028’i hükümlü, 26.200’ü tutuklu olmak üzere toplam 185.228 hükümlü ve tutuklu vardır. Yani AKP döneminde nüfus yaklaşık olarak yüzde 20 artarken, mahkûm sayısında yüzde 211 oranında bir artış olmuştur. 2002 yılının sonundan 4 Mart 2016 tarihine kadar olan sürede hükümlü sayısı ise yaklaşık olarak yüzde 400 artmıştır.

“AKP iktidarı ile darbe dönemlerinin hapishane doluluk oranlarını karşılaştırdığımızda AKP, darbe dönemlerini geride bırakmıştır. 1970 yılında 56 bin 511 kişi hapishanede bulunurken 12 Mart Muhtırası’nın verildiği 1971 sonunda bu sayı 61 bin 463’e ulaşıyor. 12 Eylül darbesinin yapıldığı 1980 yılının sonunda hapisteki kişi sayısı 70 bin 172 olarak kayıtlara geçiyor.

“1981 yılında bu oran 79 bin 786 kişiye ulaşıyor. AKP döneminde ise yıllar geçtikçe mahkûm sayısındaki artışta daha yüksek olmuştur. Özellikle 2010 yılı referandumu sonrasında günümüze hapishanelerdeki artış ciddi boyutlara ulaşmıştır. 2010 yılından 2015 yılının sonuna kadar olan dönemde mahkûm sayısındaki artış, yaklaşık olarak 60 bindir. Yani yüzde 50’lik bir artış olmuştur. Bu da göstermektedir ki AKP daha çok otoritelermiş ve daha baskıcı olmuştur.

 

362 Hapishanede: 11 doktor ve 39 ambulans!

 

“04.03.2016 tarihinde Adalet Bakanlığı’na 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu uyarınca başvuru yaptım. 07.04.2016 tarihinde verilen cevapta dikkat çeken veriler vardır. Bu verilere göre 04.03.2016 tarihi itibariyle;

  • 159.028 hükümlü, 26.200 tutuklu olmak üzere toplam 185.228 mahkûm vardır. Mahkûmların 178.542’si erkek, 6.686’sı kadındır. Yani hapishanedekilerin 96,4’ünü erkekler oluşturmaktadır.
  • Bunların yüzde 23’ü hırsızlık, yüzde 19’u uyuşturucu, yüzde 16’sı öldürme, yüzde 12’si yaralama, yüzde 12’si yağma, yüzde 8’i cinsel suçlar, yüzde 5’i sahtecilik, yüzde 3’ü dolandırıcılık ve geri kalanı da diğer suçlardan yatmaktadır.
  • Annesinin mahkûmluğundan dolayı annesi ile birlikte hapishanede kalmak zorunda olan 0-6 yaş arası çocuk sayısı 513’dür.
  • 12-17 yaş arası çocuk mahkûm sayısı: 2.375
  • 18-20 yaş arası genç mahkûm sayısı: 9.057
  • 21-39 yaş arası mahkûm sayısı: 117.490
  • 40-64 yaş arası mahkûm sayısı: 53.428
  • 65-79 yaş arası mahkûm sayısı (yaşlı): 2.583
  • 80 üstü (ileri yaşlı) mahkûm sayısı: 127
  • Hapishanelerde hazır bulundurulan ambulanslar ile ilgili sorumuza verilen yanıtta; “Taşra teşkilatlarında kullanılmak üzere 39 adet ambulans bulunmaktadır” denilmiştir. Toplamda 362 hapishane olduğuna göre 9 hapishaneye 1 ambulans düşmektedir. Bu veride göstermektedir ki mahkûmlar için hapishanelerde ambulanslar hazır bekletilmemektedir. Acil durumlar için sevk edilecek ambulans olmadığı için mahkûmların hayatlarını kaybettiği bilinmektedir.
  • Hapishanelerde görev yapan doktorların sayılarına ilişkin sorumuza verilen yanıtta ise “Ceza ve Tevkifevleri bünyesindeki doktorların Sağlık Bakanlığı’na devredildiğini ve sağlık hizmetlerinin Sağlık Bakanlığı tarafından verildiği; hali hazırda ceza infaz kurumlarında 11 doktor ve 4 diş hekiminin görev yapmaktadır” ifadeleri yer almaktadır. Her hapishanede bir doktorun bulunması gerekirken 33 hapishaneye ve 16.839 mahkûma 1 doktor düşmektedir. Yüzlerce mahkûmun kaldığı hapishanelerde doktorların olmaması kabul edilemez.
  • Ceza infaz kurumlarında toplam 37.383 infaz ve koruma memuru görev yapmaktadır.
  • Türkiye’de 02.12.2015 tarihi itibariyle suç gruplarına göre dağılım incelendiğinde ilk üç sıralaması hırsızlık (39.017 kişi), uyuşturucu (33.261 kişi) ve adam öldürme (28.727 kişi) olarak görülmektedir.

 

"Mahkum sayısı, yedi ilin nüfusundan 
daha fazladır"

 

"Bütün bu veriler dikkate alındığında; Adalet Bakanlığı’nın “13 Ocak 2016 tarihi itibarıyla hapishanelerde 179 bin 611 kişi bulunuyor.” açıklaması ile karşılaştırdığımızda 50 günde 5.617 kişi yani günde 112 kişi mahkûm olmuştur.

"Bakan Bozdağ, Türkiye’de 3 Ocak 2014 itibariyle, “hapishanelerde 27 bin 563’ü tutuklu, 118 bin 051’i hükümlü olmak üzere toplam 145 bin 614 kişinin yattığını” açıklamıştır. 2016 yılı Mart ayına kadar geçen 2 yıllık sürede 39.614 kişi mahkûm olmuştur. Yine bu iki yıllık sürede hükümlü sayısında 41 bin kişilik artış olmuştur. 

"Türkiye’de hapishanedeki insan sayısı yedi şehrin nüfusundan daha fazladır.

"Türkiye’de en çok suç işleme yaşının 117.490 kişi ile 21-39 yaş arasında olduğu ortaya çıkmaktadır.

"Sonuç olarak Türkiye, diğer birçok sorun gibi, hapishaneler sorununu da çözememiş bir ülke konumundadır. Hapishanelerin kapasitelerinin üzerinde dolu olması mahkûmların büyük sorunlar yaşamasına neden olmaktadır. Hapishanelerde mahkûmlar, yerlerde yatmakta, beslenme, sağlık gibi temel ihtiyaçların karşılanması da sıkıntıya girmektedir. Hapishaneler, kaderlerine bırakılması gereken yerler değildir. Şu bilinmelidir ki bugün hapishane ile tecrit edilen insan, günün birinde yeniden toplumdaki yerini alacaktır. Bugünkü hapishaneler ‘suçlu’ üretme merkezleri olmaktan çıkmalıdır. Mahkûmların cezası her ne olursa olsun insan onuruna yaraşan şekilde infaz edilmesi gerekmektedir."