Politika

CHP’li Erdemir: Çankaya vetosu, Kopenhag öncesi son çıkıştır

CHP'li Aykan Erdemir: Cumhurbaşkanımız Çankaya’dan dur demezse Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik süreci zarar görecektir

10 Şubat 2014 18:35

Hülya Karabağlı / Ankara

CHP Bursa Milletvekili Doç. Dr. Aykan Erdemir, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün internet yasaklarına geçit vermeyeceğine inandığını söyledi.  Erdemir, “Unutmayalım ki Çankaya vetosu, Kopenhag önceki son çıkıştır. Unutmayalım ki Çankaya vetosu, Strazburg’daki yeni bir AİHM mahkûmiyeti önceki son çıkıştır. Unutmayalım ki Çankaya vetosu Brüksel’de üyelik sürecimize ilişkin verilebilecek olumsuz bir karar öncesi son çıkıştır. Eğer sayın Cumhurbaşkanımız bu akıl tutulmasına Çankaya’dan dur demezse Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecinin yanı sıra Avrupa Konseyi ve AGİT üyelikleri de zarar görecektir” dedi.

Erdemir’in açıklamaları şöyle:  

“5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun 2007 yılında yürürlüğe girmiştir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Ahmet Yıldırım-Türkiye davasına ilişkin 18 Aralık 2012 tarihli kararıyla 5651 sayılı kanunu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı bulmuştur.

Ne yazık ki AKP Hükümeti, AİHM kararını görmezden gelmiş ve torba yasayla Türkiye’deki İnternet özgürlüklerini daha da kısıtlamıştır.

2010 yılında Sınır Tanımayan Gazeteciler kuruluşu tarafından İnternet özgürlükleri açısından “Gözlem Altındaki Ülkeler” listesine dahil edilen Türkiye, yakında “İnternet’in Düşmanları” listesine girecek ve Kuzey Kore, Suudi Arabistan, İran ve Çin ile aynı kategoride yer alacaktır.

Torba yasadaki İnternet yasaklarının Türkiye için yol açacağı bir diğer sıkıntı da Avrupa Birliği üyelik sürecinde yaşanacaktır.

Avrupa Parlamentosu Liberal Grup milletvekili Marietje Schaake tarafından kaleme alınan ve 11 Aralık 2012 tarihinde Avrupa Parlamentosu’nca kabul edilen “AB Dış Politikası’nda Dijital Özgürlükler Stratejisi” kararında İnternet özgürlüklerinin Kopenhag Kriterleri’nin bir parçası olduğunun altı çizilmiştir.

Kopenhag Kriterleri kabul edildiği 1993 yılından bugüne aday ülkelerin Avrupa Birliği’ne üye olabilmeleri için gereken asgari demokratik standartları belirlemiştir. Dünyada temel hak ve özgürlüklere ilişkin çerçeve zamanla geliştikçe bu kriterler de genişlemiştir. Bu süreçte Türkiye gibi diğer aday ülkelerin de karşılaması gereken kriterler çıtası yükselmiştir.

Avrupa Parlamentosu üyesi Marietje Schaake tarafından 1 Haziran 2011 tarihinde Avrupa Komisyonu’na verilen “AB Üyeliği için İnternet Özgürlükleri Kriteri” başlıklı soru önergesinde, Avrupa Komisyonu’nun İnternet’i de kapsayan basın ve medya özgürlüğünü AB üyeliği için bir kriter olarak görüp görmediği sorulmuştu.

Avrupa Komisyonu adına Genişlemeden Sorumlu üye Stefan Fühle tarafından 18 Temmuz 2011 tarihinde verilen yanıtta İnternet’i de kapsayan tüm mecralarda medya özgürlüğünün Türkiye’nin tam üyelik için yerine getirmesi gereken Kopenhag kriterlerinin bir parçası olduğu teyit edilmişti. Fühle, verdiği yanıtta Türkiye’deki yasal düzenlemenin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve AGİT yükümlülükleriyle uyumlu hale getirilmesini talep etmişti.

Son olarak, Marietje Schaake torba yasanın kabulünün ardından 4 Şubat 2014 tarihinde Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı açıklamada dijital özgürlüklerin tam üyelik için bir önşart olduğunu bir kez daha hatırlatmıştır. Schaake, Avrupa Komisyonu’na, Türkiye’de torba yasayla İnternet’e getirilen engel ve yasakların Kopenhag kriterleriyle çeliştiğini hatırlatması talebinde bulunmuştur.

Görüldüğü üzere, torba yasayla getirilen İnternet yasakları Türkiye’nin Kopenahg Kriterleri’ni yerine getirmesinin önünde bir engeldir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne yeni aykırılıklar içermekte ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde yeni mahkumiyetlere yol açmak üzeredir.

Bugün buradan Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül’e bir çağrıda bulunmak istiyorum. Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecinde geri dönülmez hasarlara sebep olabilecek torba yasa yanlışından bir an önce geri dönülmelidir. Toplumun geniş kesimlerinin ortak beklentisi Sayın Cumhurbaşkanımızın bu yasayı veto etmesidir.”