Politika

CHP'den Torba Kanun için iptal başvurusu

CHP Grup Başkanvekili Altay: Hiç kimsenin, Türkiye'ye, bu topluma, milletimize bu kötülüğü yapmaya hakkı yok. Bence devlet, devletin güvenlik kuvvetleri de yasa dışı bir iş yapmaktadır

27 Eylül 2013 21:10

 
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, kamuoyunda "Torba Kanun" olarak bilinen 6495 sayılı Kanun'un, bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması için partisi adına Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.
Altay, Yüksek Mahkeme önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, sözlerine, sanatçı Tuncel Kurtiz'e rahmet dileyerek başladı.
Altay, "Kendisi geç keşfedildi. Kıymeti geç bilindi. Ama milletimizin gönlünde de çok büyük bir sevgi edindi" ifadesini kullandı.
Başvuruyu 9 başlık altında gerçekleştirdiklerini belirten Altay, bunlardan birinin kamulaştırmayla ilgili bölüm olduğunu, yasayla taşınmazların kamulaştırıldığını, kişilerin ön alım hakkının kaldırıldığını söyledi.
Altay, "Geriye dönük olarak da güya yasayı işleterek, hak kaybına uğramış vatandaşlarımızın, mahkemelerdeki süreçleri de ortadan kaldırılmak isteniyor. Bunu kabul etmiyoruz. Bu bir suçüstü belgesidir" dedi.
Sanat eseri sayılan, fikri mülkiyet hakkı kazanmış binaların, projelerin ve yapıların, müellifin izni olmaksızın değiştirmenin mümkün olmadığını anımsatan Altay, "Şimdi bu yasa ile bir bakanlıkta kurulan bir komisyon, 'bu sanat eseri değildir' demek suretiyle bu fikri mülkiyet hakkını ortadan kaldırarak değiştirecekler. Bu da kabul edilemez bir durumdur" ifadesini kullandı.
Meralara ilişkin düzenlemeyi de eleştiren Altay, meraların imara açılacağını, bunun yeni bir rant kapısı oluşturacağını ifade etti.
Mahkemeye başvuruda bulundukları konulardan birinin de kişisel verilerle ilgili düzenleme olduğunu aktaran Altay, vatandaşların tetkik ve tedavilerin tümünün, Sağlık Bakanlığı Veri Merkezi'ne aktarılacağını ve bu bilgilerin isteyen diğer kamu kuruluşlarına da verileceğini anlattı.
Altay, bu durumun kişi hak ve hürriyetlerine aykırılık taşıdığını belirtti.
Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nda yapılan değişikle ÖSYM Sınavı'nda sorulan soruların ve cevapların, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'ndan muaf tutulduğunu ifade eden Altay, "Bu da herkesin, bütün ailelerin, öğrencilerin midesini bulandıran bir başka konu. Bu da yine en temel Anayasal hakları, haklarımızı ihlal altına almıştır" dedi.
Bir başka düzenlemeyle doktorların, sonucu öngörülen, riskli müdahaleler yaptıklarında ve hastada kalıcı sakatlık ya da ölüm hali meydana geldiğinde meslekten ihraçlarının söz konusu olacağını hatırlatan Altay, "Burada, SGK'ya masraf olmasın anlayışının bulunduğunu, bunun kabul edilemez olduğunu" söyledi.
Diş muayene tedavilerinde rehber tarifeye uygulamasını da Yüksek Mahkeme'ye taşıdıklarını anlatan Altay, Maliye Bakanlığı Personel Kanunu'nda yapılan değişikliğin Ticaret Hukuku'na ve Anayasa'nın ilgili maddelerine aykırılık taşıdığını belirtti.
Dışişleri Bakanlığı Teşkilat Kanunu'ndaki düzenlemeyi eleştiren Altay, "Bu Türk dış politikasını çok derinden yaralar, Dışişleri Bakanlığında büyük bir tahribata yol açar. Ayrıca kamu görevine girme ve görevde yükselme merhaleleri açısından da büyük sakıncalar içermektedir" ifadesini kullandı.
TMMOB Kanunu'nda yapılan değişiklikle TMMOB'nin, üyeleri üzerindeki denetimi ve koordinasyon yetkisinin zayıflatıldığını ileri süren Altay, bunun diğer meslek örgütlerine de uygulanacağını ifade etti.
 

Taraftar gruplarına yönelik operasyon

 
Bir gazetecinin, taraftar gruplarına yönelik operasyonla ilgili değerlendirmesini sorması üzerine Altay, suça ve suç örgütlerine bulaşmış insanlarla ilgili devletin gereğini yapmasının önemine işaret ederek, "Ama şimdi taraftar gruplarına kör bir anlayışla baskın yapmak, insanları gözaltına almak, olsa olsa Hitler Almanyasında, Mussolini İtalyasında olabilir. Hükümetin kendisine yönelik muhalefete ve eleştirilere karşı ne kadar tahammülsüz olduğunun daha açık bir göstergesidir" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin büyük bir kamplaşma ve kutuplaşma iklimine girdiğini belirten Altay, "Bu kamplaşma, kutuplaşma ortamına, iklimine Türkiye'yi evrilten hiçkimse değildir. Bir kişidir. Sayın Başbakan'dır. Sayın Başbakan'ın bu kin, ihtiras, öfkeden bir an önce kendini kurtarması lazım. Hiç kimsenin, Türkiye'ye, bu topluma, milletimize bu kötülüğü yapmaya hakkı yok. Bence devlet, devletin güvenlik kuvvetleri de yasa dışı bir iş yapmaktadır" diye konuştu.
Beşiktaş-Galatasaray maçındaki olayların, planlı bir provokosyonun sonucunda meydana geldiğini iddia eden Altay, "Bu provokasyonun, bu planın arkasında, AKP'nin kimi yöneticileri, yerel ve genelde kimi etkili güçleri vardır diye düşünüyorum" dedi.