Politika

CHP'den Binali Yıldırım uyarısı: Hem grup başkanvekili hem MKYK üyesi olamaz

Özgür Özel: Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu'nu uyarıyoruz, Binali Yıldırım'ı grup başkanı seçerseniz, MKYK'dan istifa etmesi lazım

22 Mayıs 2017 23:04

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, AKP’nin dün gerçekleşen 3. Olağanüstü Genel Kurulu sonrası MKYK üyesi seçilen Binali Yıldırım’ın durumuna ilişkin değerlendirmede bulundu. Siyasi Partiler Kanunu'nun 32. maddesinin, siyasi partilerin MKYK üyelerinin o partinin Meclis'teki parti grubunun yönetim kurulunda görev alamayacağını düzenlediğine işaret eden Özel, "Sayın Binali Yıldırım MKYK'ya girdiyse ve MKYK üyeliği sıfatıyla genel başkan vekilliği yapacaksa, burada grup başkanı olamaz. Burada grup başkanı olursa, orada MKYK üyesi olamaz. Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu'nu uyarıyoruz, Binali Yıldırım'ı grup başkanı seçerseniz, MKYK'dan istifa etmesi lazım." değerlendirmesinde bulundu. 

Özgür Özel, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, AK Parti 3. Olağanüstü Büyük Kongresi'ne parti olarak temsilci göndermediklerini belirtti. 

Anayasa değişikliğiyle cumhurbaşkanının partisiyle bağının kesileceğine ilişkin hükmün kaldırıldığını anlatan Özel, "Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu'nun 4. maddesi ne diyor? 'Eğer Cumhurbaşkanı seçilen bir kişinin bir partiye aidiyeti varsa, o partiyle bağı kesilir' diyor. Anayasadaki bağlayıcılık ortadan kalktı ama Cumhurbaşkanlığı Seçim Kanunu'nun 4. maddesi kalkmadı." diye konuştu. 

Özel, öncelikle bu maddenin de kaldırılması gerektiğini ifade ederek, yapılan işin tam kanunsuzluk halinin devamı olduğunu öne sürdü. 

Siyasi Partiler Kanunu'nun 32. maddesinin, siyasi partilerin MKYK üyelerinin o partinin Meclis'teki parti grubunun yönetim kurulunda görev alamayacağını düzenlediğine işaret eden Özel, "Sayın Binali Yıldırım MKYK'ya girdiyse ve MKYK üyeliği sıfatıyla genel başkan vekilliği yapacaksa, burada grup başkanı olamaz. Burada grup başkanı olursa, orada MKYK üyesi olamaz. Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu'nu uyarıyoruz, Binali Yıldırım'ı grup başkanı seçerseniz, MKYK'dan istifa etmesi lazım." değerlendirmesinde bulundu. 

"Görünen o ki Adalet ve Kalkınma Partisi'nde işler yolunda gitmiyor" diyen Özel, konuşmasına şöyle devam etti: 

"Kongreyi dikkatle takip ettik. 2002 yılındaki başlangıca benzetmek istiyorlar. Demokrasi, değişim ve reform kongresinden bahsediyorlar. Gerçekten insan hayret ediyor. 15 yıl hükümet etmiş birisi 'demokrasi getireceğim' diyor. Götürmeyeydin kardeşim. Bir tek Tunceli'de OHAL vardı. Son 20 günüydü, kendi döneminde sona erdi, uzatmadın bilboardlarda övünüyordun. Bütün Türkiye'de OHAL var. 'Bir aylığına ilan ettik' dediniz. 10 ay oldu. Şimdi, 'süreceği kadar sürer, huzur bulana kadar' diyorsunuz. OHAL, ülkenin demokrasisinin damarlarını kesmiştir. Demokrasi kan kaybetmektedir. Ülkede insanlar demokrasi eksikliğinden, haksızlıklardan, eşitsizliklerden, kötü muameleden dolayı nefes alamaz durumdadırlar. Bu durumda kendini güvende, mutlu, sakin hisseden tek kişi Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır." 

Özgür Özel, "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devletin" AK Parti tüzüğüne girmesine değinerek, "Herkes biliyor ki tüzüklere, zihinlere, AKP'ye devşirilen, Türkiye'de dayatılan bir tek şey var. O Rabia'nın birleşimi, tek adamdır. Tek adam ne diyorsa onu tekrar eden, neye zorluyorsa ona doğru evrilen, tek adamın güdümünde devam eden ve buna zorlanan bir Türkiye'nin kongresini dün hep beraber yaşadık." ifadesini kullandı. 

"KHK ile kamudan ihraç edildikleri" gerekçesiyle açlık grevi yapan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın gözaltına alındığını belirten Özel, şunları söyledi: 

"Açlık grevinin sonlandırılması konusunda en yürekten çağrıları yaptık. Ancak, bedenin dokunulmazlığı, kişinin kendisine uygulanacak olan sağlık müdahaleleri konusunda bilinci varsa kendisinin, yoksa birinci derecede yakınlarının rızasının aranması evrensel bir insan hakkıdır." 

Özel, "Sözcü gazetesine FETÖ'cü damgası vurulması, siyasi tarihimizde unutmayacağımız bir kuru iftira, kara lekedir ve asla Sözcü'nün üzerine yapışmayacak çamurdan başka bir şey değildir." değerlendirmesini yaptı. 

FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimiyle ilgili Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde Genelkurmay çatı davasının görülmeye başlandığını anlatan Özel, sözlerine şöyle devam etti: 

"Genelkurmay ana davasına CHP olarak bugün müdahillik dilekçemizi sunuyoruz. Anayasal düzeni ortadan kaldırmayla ilgili darbenin hedefi belliyken, her bir milletvekilimiz de ayrıca müdahillik talebinde bulunacaklar. Ayrıca, 1 Ağustos'ta başlayacak olan Akıncı Üssü davasında da hem CHP olarak hem partinin milletvekilleri ve o gece Meclis'te bulunan 16 milletvekili olarak müdahillik başvurusunda bulunacağız. Doğrudan zarar görme sıfatıyla, mahkeme heyetinden müdahilliğimizin davaya kabul edilmesini talep edeceğiz." 

AK Parti MKYK'da Şaban Dişli'nin yer almamasına ilişkin değerlendirmesi sorulan Özel, "Doldur, boşalt prensibi ile çalışıldığını." öne sürdü. 

Özel, "MKYK'da devam etmesi çok tartışma yaratacak, kardeşi darbe girişiminde bizzat görev almış bir kişiyi liste dışında bıraktılar. Anlaşılan öyle bir noktaya gelmiş ki Adalet ve Kalkınma Partisi, o kadar hassas dengeler içinde duruyor ki Şaban Dişli sembol isim de mesela Cahit Özkan sembol isim değil mi? Bülent Karakuş sembol isim değil mi?" diye konuştu. 

Adil Öksüz'ü serbest bırakan hakimin de itirafçı olarak serbest bırakılmasına ilişkin bir soruya da Özel, "Ben Yasin Aktay gidince yerine, Adil Öksüz gelir mi diye baktım ama daha sonra listede olmadığını görünce herhalde bunu ileri bir zamana bıraktılar. Adil Öksüz'ü bırakanı da bıraktılar, zaten tutuklamak için çok uzun süre beklemişlerdi. Kamuoyunda artan beklenti üzerine meslekten ihraç edilmişti ama şimdi itirafçı olmak suretiyle tutuksuz olarak yargılandığı anlaşılıyor." yanıtını verdi.