Gündem

"CHP'de Gül önerisine en çok sevinen kişi Erdoğan olmuştur; onun işini çok kolaylaştırır"

"Dilerim ki Bahçeli, 2002'de yaptığı şeyi yine tekrarlar"

26 Nisan 2018 13:22

BirGün Medya’da Ece Zereycan’ın hazırlayıp sunduğu programda erken seçim gündemini değerlendiren BirGün yazarı Oğuzhan Müftüoğlu, bu seçimin yeni bir “hayır” seçimi olduğunu söyledi. 11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün CHP'nin adayı olabileceği yönündeki iddialara ilişkin olarak konuşan Müftüoğlu, İsmet İnönü'nün, "Ben de herkes gibi hata yaparım. Ama bir farkla; bir hatayı bir kere yaparım" dözünü hatırlatrak, "Buna müstahak bir seçmenin olmadığını düşünüyorum. CHP ikinci kez Ekmeleddin İhsanoğlu gibi bir hatayı yaparsa gerisini kendileri düşünmesi lazım" dedi. Müftüoğlu, "Bence Gül önerisine en çok sevinen kişi Tayyip Erdoğan olmuştur. Onun işini çok daha kolaylaştırır diye düşünüyorum" sözlerini kaybetti.

24 Haziran’da yapılacak erken seçim süreci devam ederken muhalefet ve AKP-MHP ittifakı arasındaki tartışmalar sürüyor. CHP’nin Cumhurbaşkanlığı seçiminde adayının kim olacağı noktasında belirsizlik hâlâ sürerken, başta CHP, İyi Parti ve Saadet Partisi arasında trafik de hız kazandı. Müftüoğlu, alınan erken seçim kararının hızı, CHP’nin Abdullah Gül’ün adaylığını tartışması, İyi Parti’nin seçime girebilmesi için CHP’den İyi Parti’ye geçen 15 vekil olmak üzere birçok konuda gündemi değerlendirdi.

Erken seçimi bir seçim meselesi olarak görmediğini ifade eden Müftüoğlu, 24 Haziran’da gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı seçiminin Nisan 2016’daki Anayasa değişikliği referandumunun ikinci turu olarak gördüğünü vurguladı. Müftüoğlu, Bahçeli’nin Anayasa değişikliği referandumunda da yaptığı gibi alelacele ortaya attığı erken seçimin, “erken seçim istemek vatan hainliğidir” diyenler tarafından kabul edildiğini söyledi. 2002 yılında içinde bulunduğu koalisyonu zorla erken seçime götüren Bahçeli’nin, seçimde tepetaklak olduğunu hatırlatan Müftüoğlu, “Ben dilerim ki Bahçeli, 2002’de yaptığı şeyi yine tekrarlar. Kendi oyunlarıyla sırt üstü gitmiş olsunlar. Tarih böyle ivmelerle doludur” dedi.

"Muhalefetin güçlenmesinden korkuyorlar"

AKP-MHP ittifakının ülkeyi erken seçime götürme sebeplerini sıralayan Müftüoğlu, sistemin iktidar partisi tarafından sürdürülemediğini vurguladı. Normal şartlarda 2019’da yapılması gereken seçimlerin, o tarihe kadar AKP-MHP ittifakında iktidarın yürütemediği sisteme karşı tepkilerin daha da büyümesi yönüyle endişe yarattığının altını çizen Müftüoğlu, “Esas olarak giderek muhalefetin güçleneceğinden korkuyorlar. Zaten hile hurda ile elde ettikleri iktidarı 2019’a kadar elde tutmaya çalışırlarsa, ellerindeki iktidarı çamura saplayacaklarından hem de ellerinden kaybedeceklerinden korktular” dedi.

Müftüoğlu 24 Haziran seçimine ilişkin olarak da şunları kaydetti:

“Buna da ben 2016 Referandumu’nun yenilenmesi diye bakmak gerektiğini düşünüyorum. Tıpkı o zaman olduğu gibi bugün var olan seçimde iktidar partilerine evet demek, başkanlık sistemine evet demektir. Bu yeni rejime hayır demek, Erdoğan’ın şahsında getirilmeye çalışan dinci, otoriter, sermayeden ve kâr hırsından başka bir şey düşünmeyen sisteme hayır demektir. Erken seçim meselesini biraz böyle görüyorum. Bu seçim Erdoğan’a evet mi, hayır mı diyorsunuz demektir."

"Boykotu savunmak Erdoğan’a evet demek"

24 Haziran seçimlerinde olası ‘boykot’ çağrılarına yönelik ise Müftüoğlu, “Boykot, 2010’daki referandumunun evet olarak geçmesi anlamına geldi. Çekimser olmak, evet demektir. Boykotun ilerici güçler tarafından savunulacak bir şey olduğunu düşünmüyorum” dedi.

Müftüoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Düşünün, eskiden erken seçim olup olmayacağına parlamentoda karar verilirdi. Milletvekilleri, hükümetler Meclis’te tartışırdı. Ama şimdi öyle değil. Bir gün beyefendinin yardımcısı “Hadi hadi seçime gidelim!” dedi; beyefendi gece düşündü, sabah da “En erken tarihte gidelim” dedi ve öyle oldu. Tartışılma olmadan, gerçek sebepleri tartışılmadan, millet fala bakar gibi acaba bunu neden yaptılar, hangi sebepten yaptılar diyemeden bu karar alındı. Normalde bir demokratik sistemde her şey berrak ve şeffaftır. Toplumun karşısına geçilir, karar verilir. Meclis de bunu tartışır. Herkes bilir ne olduğunu. Şimdi yorumcular yorum yapıyor kahve falına bakar gibi. Bütün bir toplumla alay eder gibi.”

Müftüoğlu şunları kaydetti:

“Beyefendi televizyona çıktı ve ‘Muhalefet partisi ‘erken seçim, erken seçim’ dedi, ben de onun ısrarına dayanamadım; ‘işte hodri meydan, işte seçim!’ dedim’ dedi. Böylesine bütün milletin aklıyla, milletin aptal olduğuna kani olmuş gibi her şeyi, her yalanı, her sahtekârlığı yapabiliyorlar.”


"Ahlakları var mı ki başkasını suçluyorlar"

CHP’den 15 milletvekilinin İyi Parti’nin seçime girebilmesi için İyi Parti’ye geçmesinin kendi gündemlerini ilgilendiren bir mesele olmadığını söyleyen Müftüoğlu, AKP’nin bu işlemi ahlaksızlık olarak görmesini şu sözlerle eleştirdi: “İktidarın yürüttüğü çalışmalar içerisinde ortada siyasi ahlaka uygun ne var? Ben önce şunu söyleyeyim, 1-1,5 yıldan bu yana iktidar, bütün devlet olanaklarını kullanarak seçim çalışması yürütüyor. Açık açık dosdoğru seçim çalışması yürütüyor.

Ulufe dağıtıyor, devlet olanaklarını zorluyor. Bakanlıkların, valiliklerin, polisin güçleri iktidarın seçim propagandası olarak yürütülüyor. Bütün medya kontrol altına alındı. Azıcık kenarda duran, yarım yamalak duran Doğan Medya’yı yandaş bir medya haline getirdiler. Bütün televizyonlar bir yıldan beri sadece ve sadece -Başkan’ın, Başkan’ın yardımcılarının, Başbakan’ın ve Başbakan’ın yardımcılarının, bakanların konuşmalarını anlatıyor, onların reklamını yapıyor. Neresi adalet bunun? Neresi eşitlik? Bir gün oturuyorlar 1,5 yıl sonra olacak seçim için ittifakı kuruyor. İttifak yasası değiştiriyor. Bunu ilan ediyor. Altyapısını hazırlıyor. Bir muhalefet partisinin seçime girmesini de engellemeye uğraşarak çaba gösteriyor. Nerede adalet? Nerede eşitlik var kurdukları sistemde? Nerede ahlak var ki birilerini ahlaksızlıkla suçluyorlar? Öyle bir meşrepleri var ki, zaten bütün muhalefeti düşman olarak görüyorlar. Düşmana karşı hile yapmanın, yalan söylemenin mübah olduğunu kabul eden, öyle dinsel argümanlar geliştirmeye çalışan zihniyete sahipler.

Yürüttükleri sistemde, getirdikleri hukukta, hiçbirinde, söyledikleri sözlerinde, politikalarında adalet yok, eşitlik ve hakkaniyet yok. Tamamen haksız hukuksuz bir sistem yürütüyorlar. Kimseye söyleyecekleri tek lafları yok. Kendilerine baksınlar.”


"Gül’ün adaylığı Erdoğan’ı sevindirir"

Günlerdir süren CHP’nin adayının Abdullah Gül olacağına yönelik iddialara da değinen Müftüoğlu, İsmet İnönü’nün bir sözünü hatırlatarak şöyle dedi:

“Şaka gibi. Buna müstahak bir seçmenin olmadığını düşünüyorum. İnönü’nün bir lafı var o aklıma geliyor. İnönü şöyle diyor: ‘Ben de herkes gibi hata yaparım. Ama bir farkla; bir hatayı bir kere yaparım.’ CHP ikinci kez Ekmeleddin İhsanoğlu gibi bir hatayı yaparsa gerisini kendileri düşünmesi lazım.”

Muhalefetin diğer bir hatasını, gündeme dair meseleyi salt bir Erdoğan meselesi olarak görmesi olarak yorumlayan Müftüoğlu, “Mesele Erdoğan meselesi değil. Erdoğan üzerinden bir sistem oturtuluyor. Muhalefet liderleri, ‘Başkanlık sistemini değil eski sistemi savunuyoruz’ diyorlar. Bu yenilgiyi baştan kabul etmek demek. Eski sistem kırık bir biçimde çalışıyordu. Eski sistem 12 Eylül’e dayanan bir sistem ve demokrasiyle uzak yakın alakası olmayan tamamen anti demokratik hükümlerle, barajlarla, partilerin içerisinde tek adam diktatörlüğüne izin veren, bir kişinin parti içerisinde karar vermesini sağlayan bir sistem. Onun yerine gerçekten demokratik, eşitlikçi, özgürlükçü bir sistem önermek gerekir” dedi.

Müftüoğlu, “Bence Gül önerisine en çok sevinen kişi Tayyip Erdoğan olmuştur. Onun işini çok daha kolaylaştırır diye düşünüyorum" ifadesini kullandı.