Medya

Can Dündar: Hem gururu hem de utancı bir arada yaşıyorum

Dündar, 2016 Uluslararası Basın Özgürlüğü Ödülü'ne layık görüldü

25 Kasım 2016 02:13

Eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, Gazetecileri Koruma Komitesi'nin (CPJ) 2016 Uluslararası Basın Özgürlüğü Ödülü'nü almak için gittiği ABD'de, CNN muhabiri Christiane Amanpour'un programına konuk oldu. Röportajda Dündar, "Biz yapmamız gerekeni yaptık. Ama Cumhurbaşkanı tarafından kanıt olmadan casus ilan edildik" dedi. 2016 Uluslararası Basın Özgürlüğü Ödülü'ne layık görülen Dündar, "Hem gururu hem de utancı bir arada yaşıyorum" dedi.

CNN muhabiri Christiane Amanpour'un "Özgür ve ödüllendirilmiş olmak nasıl bir duygu? Ülkenizdekinden farklı olmalı" sorusu üzerine "Elbette. Ama diğer yandan da üzücü. Çünkü arkadaşlarım hapiste. Onların adına, onların haklarını ve bizim haklarımızı savunmak için de oradaydım (New York'taki törende). Buradaki meslektaşlarımızdan büyük bir destek de aldık" cevabını verdi.

“Bizleri casuslukla suçladı”

Amanpour'un "Erdoğan'ın, kendisini casuslukla suçladığını" anımsatması üzerine Dündar, "Mahkeme 'Bu bir terörizm değil, bu gazetecilik eylemidir' dedi. Bu yüzden Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla salıverildik. Erdoğan'ın herhangi bir kanıt olmadan nasıl gazetecileri casus olmakla suçlayabildiğini bilmiyorum. Biz yapmamız gereken şeyi yaptık" dedi.

"Türkiye'de Avrupa değerlerine inananlar için bir ceza"

Avrupa Birliği'nin sığınmacı anlaşması nedeniyle Türkiye'yi eleştirme konusunda pek hevesli olmadığını belirten Dündar, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin dondurulması yönündeki tavsiye kararını eleştirerek "Şimdi başka bir tehlike var. Türkiye'yi izole olmaya zorlamak gibi. Bu Avrupa değerlerine inanmayan Erdoğan için bir ceza değil. Bu modern Türkiye'deki Avrupa değerlerine inanan insanlar için bir ceza" diye konuştu.

Programda Dündar'a düzenlenmek istenen suikast girişimi de konuşuldu. Dündar'ın, eşinin hayatını kurtardığını ancak şimdi ülkeden çıkışına izin verilmediğini söylemesi Amanpour'u şaşkına çevirdi.

"Sorunları çözebileceğimiz bir eğilim değil"

Amanpour'un ABD'nin yeni başkanı seçilen Donald Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Flynn'in "İslam bir kanserdir" benzetmesini sorması üzerine Dündar, "Hükümet seçim sonucunda oldukça mutlu görünüyor. Ben ABD'deki yeni yönetimin, Türkiye'deki İslamcı eğilimleri çok hoş karşılamayacağını düşünüyorum. İslamcılığın da bir hastalık olduğunu düşünmüyorum. Irak, Afganistan gibi işgal edilen ülkeler bu 'hastalığı' yarattı. Bu yaklaşım, sorunları çözeceğimiz bir eğilim değil" dedi.

"Aramıza hoş geldiniz"

Amanpour'un, ABD'de Donald Trump'ın seçilmesinin ardından verilen 'özgür basın mücadelesini' sorması üzerine Dündar "Bu çok şaşırtıcı. Sadece 'Aramıza hoş geldiniz' diyorum. Biz de buna benzer bir zulümden kurtulmaya çalışıyoruz. (Ödülü kastederek) Bu hepimiz için çok büyük bir destekti. Sadece benim için değil Türkiye'deki tüm hapisteki gazeteciler için. Ödül, onlara 'yalnız değilsiniz', hükümete de 'yanlış yapıyorsunuz' mesajıydı" dedi

Dündar'a Basın Özgürlüğü Ödülü

Gazetecileri Koruma Komitesi'nin 2016 Uluslararası Basın Özgürlüğü Ödülü'ne layık görülen dört isimden biri olan Can Dündar, dün New York'taki Waldorf Astoria otelde düzenlenen, Amerikan medyasının yanı sıra uluslararası medyanın da yoğun ilgi gösterdiği törende aldığı ödülünü hapisteki gazetecilere adadığını söyledi. Dündar'a ödülünü CPJ Yönetim Kurulu Başkanı Sandra Mims Rowe verdi. Dündar, ödül töreninde, aldığı basın özgürlüğü ödülüyle ilgili, "Hem gururu hem de utancı bir arada yaşıyorum" dedi.

Dündar, ödülünü almasının ardından izleyicilere hitaben bir konuşma yaptı. Bu ödülü hapiste yatan arkadaşları adına aldığını ifade eden Dündar, dünyanın en büyük gazeteci cezaevi ülkesinden geldiğini söyledi. Türkiye'de dinci yönetimin ülkeyi süratle batıdan uzaklaştırdığını belirtti. Hükümetin yayınlanmasını istemediği bir haber yüzünden hapisle cezalandırıldığını ancak tüm şartlara rağmen basın özgürlüklerini savunmaya devam edeceklerini söyledi. Kürsüden konuklara "Eğilmeyiz" manşetiyle yayınlanan Cumhuriyet gazetesini göstererek teşekkür etti. Dündar, konuşmasının sonunda salonda bulunanlar tarafından ayakta alkışlandı.

Dündar'ın dışında ödüle layık görülen diğer isimler, Mısırlı fotomuhabir Mahmud Ebu Seyid, Hindistanlı serbest gazeteci Malini Subramaniam ve El Salvadorlu araştırmacı gazeteci Oscar Martinez oldu. Ödül törenine, Amerika ve dünyanın önde gelen medya kuruluşlarının tamamı en üst düzey temsilcileriyle katıldı. Reuters Haber Ajansı, ödül gecesi onuruna bir resepsiyon düzenledi. Google geceyle ilgili etkinliklerine sponsor oldu.

Geçici pasaportla geldi

Türk pasaportu iptal edilen Can Dündar, ödülünü almak için, geçtiğimiz aylarda bir süredir yaşadığı Almanya'nın tarafından verilen seyahat belgesiyle ABD'ye giriş yaptı. Dündar, Cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmenliği görevi sırasında yayınlanan Türk istihbarat örgütü MİT'in Suriye'ye silah gönderdiği haberini yayınladığı için 5 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.

"Hum gururu hem utancı yaşıyorum"

Tören sırasında Amerika'nın Sesi'nin sorularını da yanıtlayan Dündar, "Aldığım ödülle gurur duyuyorum. Basın özgürlükleri için verdiğimiz mücadele ödüllendirildi. Aldığım ödülden gurur duyduğum kadar da üzüntüde duyuyorum. Çünkü bu ödülü Mısır'dan, Hindistan'dan ve El Salvador'dan baskı altındaki gazetecilerle birlikte alıyoruz. Türkiye'nin aslında ne kadar ağır bir medya krizini yaşamış olduğunu gösteren ve hükümete de mesaj veren bir durum bu aslında. Hem gururu hem utancı bir arada yaşıyorum" dedi.

Bu dört isme ek olarak, CNN'in uluslararası başmuhabiri ve ana haber sunucusu Christiane Amanpour'a da, "basın özgürlüğü bağlamında elde ettiği uzun süreli, olağanüstü başarıdan" dolayı Burton Benjamin Anma Ödülü takdim edildi. Amanpour'a ödülünü İran'da uzun bir süre hapis yattıktan sonra ABD'ye iade edilen Washington Post gazetesi muhabiri Jason Rezaian verdi. Amanpour, 2015 yılında UNESCO tarafından ifade özgürlüğü ve gazeteci güvenliği için İyi Niyet Elçisi ilan edilmişti.

CPJ: Türkiye'de basın özgürlüğü kalmadı

CPJ Direktörü Joel Simon, ödül töreninde yaptığı açıklamada, Türkiye'de süren otokrat yönetimle birlikte basın özgürlüklerinin tamamen çöktüğü bir ülke konumuna geldiğini söyledi. Simon, Can Dündar'a verdikleri ödülü, Türkiye'de yaşanan tüm olumsuzluklara dikkat çekmek için verdiklerini belirtti. Simon, baskının şiddetinin giderek arttığını belirterek, "Türkiye'de artık basın özgürlüğü kalmadı. Türkiye, dünyada en fazla gazeteciyi hapse atan ülkelerin başında yer alarak lider oldu. Bugün yine bazı gazeteler kapatıldı. İnternet sitemizde Türkiye'de basın özgürlükleriyle ilgili tüm olanları artık günlük olarak vermeye başladık. Her gün yeni bir şey oluyor. Yeni olaylar, yeni tutuklamalar, yeni tehditler. Türkiye'deki atmosfer gazeteciler için artık temel olarak çökmüş durumda" dedi.