Gündem

Can Dündar: Avukatlarımız, MİT TIR'ları haberini basmadan önce hapse girebileceğimize dair bizi uyarmıştı

"92 gün hiç güneş görmedik; müziği açıp kendi kendime dans ettim"

26 Şubat 2016 21:26

Anayasa Mahkemesi'nin 'hak ihlali' kararı vermesinin ardından MİT TIR'ları haberleri nedeniyle tutuklanarak kondukları Silivri Cezaevi'nden tahliye edilen Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar“Avukatlarımız hapse girebileceğimiz konusunda uyardı. Bir defa devlet sırrı olduğunu bilmiyorsunuz. Biz içinde ne olduğunu bilmiyoruz ki. Dünyanın her yerinde haber. Bunu basmayana gazeteci demem ben. Meclis’te tartışılan bir konu. İnsanlar sadece görüntüleri gördü ve şok oldu”  dedi.

Can Dündar, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın haberi "casusluk faaliyeti" olarak nitelemesiyle ilgili olarak, "Bize casus dedi ya. Casus, Fethullahçı… Buna kim inanır? Biz Fethullahçı olabilir miyiz Allah aşkına? Fethullah Gülen'i hayatımda görmedim" dedi. Dündar "içerisi dışarıdan daha güvenli, değil mi?" sorusuna "İçeride gazeteciler var, polis şefleri var. Silivri dışdarıdan daha güvenli çünkü oraya hırsızları almıyorlar" diye konuştu.

Fox TV Ana Haber'de Fatih Portakal'a konuk olan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün açıklamaları şöyle: 

Can DündarBen ilk hafta sonunda baktım azıcık güneş var, masayı dışarıya taşıdım, orada yedim. Hiç güneş görmeden yaşadık. Müziği sonuna kadar açıp kendi kendime dans ettim. 

Erdem Gül: Biz siyasetçi değiliz ki. Son yıllarda memlekette haberin kendisini vermek eleştiri oldu. Haberin kendisi eleştiri oldu.

C.D: Bize casus dediler ya. Casus, Fethullahçı… Buna kim inanır? Biz Fethullahçı olabilir miyiz Allah aşkına? Fethullah Gülen'i hayatımda görmedim.

E.G.: Hiç kendi hakkımda acaba Fethullahçı mıyım diye bir sorgulamaya düşmedim.

C.D.: Dünya sesimizi duydu. Dünyadan ne kastettiğimize bağlı aslında. Dünyada bir dayanışma yarattık. Merkel’de yaratmadık belki ama Alman basınında yarattık.

E.G.: Dünyanın bir kısmının Türkiye’deki gazetecilerin haber yazdıkları için tutuklandıklarını duydu. 

C.D.: Ben o sırada gülüşün o kadar yüksek sesle çıkıyordu ki. Bir hapishanede Başbakanın bu konudaki kırmızı çizginisini izlemek çok güzel.

E.G.: Başbakan tutuksuz yargılanmamızı söyledi. E biz yargıya talimat veremeyiz diye devam ediyor Türkiye’deki yasaları kim yapıyor?

C.D.: Dört partinin temsilcileri de memnuniyetlerini ifade ettiler. Biz buna vesile olduysak ne güzel.

E.G.: Devlet sırrı kavramı sübjektif bir kavram, iktidardaki güçlerin kendilerine atfettikleri bir kavram.

C.D.: Avukatlarımız hapse girebileceğimiz konusunda uyardı. Bir defa devlet sırrı olduğunu bilmiyorsunuz. Biz içinde ne olduğunu bilmiyoruz ki. Dünyanın her yerinde haber. Bunu basmayana gazeteci demem ben. Meclis’te tartışılan bir konu. İnsanlar sadece görüntüleri gördü ve şok oldu.

E.G.: 474 sayfa iddianame geldi. 15 dakika okuyabildim. İkimize yönelik iddianame denebilecek 10-15 dakikalık bir şey var. Gerisi alıntı. Yazılar, haberler.

C.D.: Kaçmadık, 4 kere çıktım yurt dışına. İfadeye çağırdılar, koşarak gittim. Hiçbir suçlu pozisyonunda hissetmedim kendimi. 

C.D: Sistemin özü işkence. Tecrit işkencesi. İki ayağınızın üstüne çöküp mazgaldan bağırarak haberleşmek mümkün. 350 civarında konuğumuz oldu. Milletvekili ve avukat dışında izin vermediler. “Cumhurbaşkanı’na açık teşekkür” adlı bir yazı yazdım, yarın okuyabilirsiniz.

 

İlgili Haberler