Gündem

'ByLock' kullanıcısı olduğu iddia edilen İper'in telefonunda hiçbir inceleme yapılmamış!

Cumhuriyet gazetesi çalışanı Emre İper 121 gündür tutuklu...

05 Ağustos 2017 10:28

Cumhuriyet davasında 121 gündür tutuklu bulunan gazetenin muhasebe servisi çalışanı Emre İper hakkında iddianame hazırlayan savcı, İper'in telefonunda inceleme yaptırmadığı ortaya çıktı. Savcı'nın İper'in 'ByLock' kullanıcısı olduğunu Emniyet’in raporuna dayandırdığı bildirildi.

İper'in 'ByLock' kullanıcısı olarak görmesi nedeniyle savcılığa sunulmak üzere hazırlanan telefonun yedeklemesi de savcı Yasemin Baba’nın dosyasında yer alıyordu. Ancak Baba’nın iddianamesi bu yedeklemeye ilişkin 4 ay boyunca hiçbir işlem yapılmadığını ortaya koydu.

Cumhuriyet'te yer alan haber aynen şöyle:

Cumhuriyet iddianamesini hazırlayan savcı Yasemin Baba’nın ByLock kullandığı iddiasıyla tutuklattırdığı muhasebe çalışanı Emre İper hakkında hazırlanan iddianamenin detayları ortaya çıktı. Savcı Baba, İper’in telefonunda inceleme yapmaksızın, ByLock kullanıcısı olduğunu iddia etti. İper’in MİT TIR’ları haberinin ardından Erdoğan’ın ‘bedel ödetme’ yaklaşımına karşı yazarların ve çalışanların imzalarının bulunduğu "Sorumlu benim" metninde imzasının bulunmasını delil kabul eden savcı Baba, dosyasındaki boşluğu İper’in Twitter paylaşımlarıyla doldurmaya çabaladı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu savcılarından Yasemin Baba, iddianamede İper’in "silahlı terör örgütüne üye olma" suçlamasıyla 15 yıldan 22.5 yıla kadar hapsini talep etti. Savcı Baba, iddianamesine delil olarak, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılaması süren Cumhuriyetçilerin dosyasındaki HTS raporunu, MİT ve Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün hazırladığı ByLock raporlarını, Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu’ndan alınan HTS kayıtlarını, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı (KOM) raporu, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün (TEM) dijital delillere ilişkin inceleme raporu ve İper’in Twitter paylaşımlarını koydu.

4 aydır sürüncemede

Savcı Baba, İper hakkındaki soruşturmayı 17 yazar ve yöneticinin yargılandığı Cumhuriyet ana dava dosyasından ayırdığını belirterek, başka bir soruşturma numarası üzerinden soruşturma işlemlerine başlandığını iddia etti. Savcı Baba, bunun ardından İper'in tutuklu olması sebebiyle dosyayı sürüncemede bırakmamak adına dosyayı tekrar ayırdığını ifade etti. Oysa savcı Baba, Cumhuriyet iddianamesinin 4 Nisan’da Sabah gazetesine servis edilmesinin ardından 5 Nisan’da gazetenin ulaştırma servisi çalışanı Yavuz Yakışkan, bir gün sonra da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016’da başlattığı bir soruşturma kapsamında Emre İper’i gözaltına aldırmıştı. Dosyanın sürüncemede kalmasını istemeyen savcı Baba, 1 yıl önce başlatılan bu soruşturma kapsamında gözaltına aldırana dek İper’i ifadeye de çağırmamıştı. Üstelik, İper’in Cumhuriyet ana dosyasının iddianamesinde ismini ByLock kullanıcısı olarak görmesi nedeniyle savcılığa sunulmak üzere hazırlanan telefonun yedeklemesi de Baba’nın dosyasında yer alıyordu. Ancak Baba’nın iddianamesi bu yedeklemeye ilişkin 4 ay boyunca hiçbir işlem yapılmadığını ortaya koydu.

Gizlilik hassasiyeti

Savcı Baba, telefon incelemesi yerine İper’in telefon baz bilgilerinin yer aldığı HTS raporundan yola çıkarak, Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu’ndan ‘ByLock programı için kiralanan sunuculara hangi gün ve saatte erişim sağladığına ilişkin’ rapor istedi. Raporda İper’in ‘söz konusu sunucuya ilk defa 26 Ağustos 2014’te bağlantı yaptığı, takip eden tarihlerde aynı IP numarası ile toplamda 204 bağlantı kaydının görüldüğü ve son bağlantının 13 Eylül 2014’te yapıldığı’ öne sürüldü. İddianamede bu rapordan yola çıkarak KOM Daire Başkanlığı’nın analiz raporu hazırladığını belirten savcı Baba, rapora ek olarak darbe girişimi sonrası hakkında işlem yapılan kişilerle irtibat sayısı ve tarihiyle ilgili listeyi içeren CD gönderildiğini, ancak ‘soruşturmaların devam etmesi ve taraf sıfatının süreç içerisinde değişebilecek olması sebebiyle’ kapalı zarf içerisinde gönderildiğini belirtti. Savcı Baba, bunu soruşturmaların gizliliğini ihlal etmemek adına yaptığını öne sürdü.

Sorular hâlâ yanıtsız

Oysa dosyaya sunulan adli bilişim uzmanı Koray Peksayar’ın İper’in telefonunun yedeklemesine ilişkin raporunda ise, ByLock adlı yazılımın kurulduğuna ya da kurulup kaldırıldığına dair ize rastlanmadığı kaydedildi. Savcılığın erişimin sağlandığı ilk gün olarak kabul ettiği 26 Ağustos 2014’ten sonra ‘takip eden tarihlerde’ de ByLock sunucusuyla bağlantı kurulduğu iddiasına karşılık Peksayar, raporunda, 26 Ağustos 2014’ün programın kurulma tarihi mi mesajlaşma tarihi mi olduğu bilgisinin eksik olduğunu kaydetmişti. Savcı Baba, iddianamesinde buna yanıt vermediği gibi, ByLock kullandığını iddia ettiği İper’in mesaj içeriklerinin de tespit edilemediğini belirtti. Öte yandan Peksayar, raporunda, soruşturmada suç tarihi olarak belirtilen 26 Ağustos’u kapsayan 24 Ağustos 2014-29 Ağustos 2014 tarihleri arasında telefonda hiçbir dosyaya erişim yapılmadığını ve hiçbir dosya oluşturulmadığını tespit etti.

IMEI geçerli değil

Baba, iddianamesinde İper’in kullandığı telefona ait olduğunu öne sürdüğü 14 haneli bir IMEI numarasına yer verdi. Söz konusu IMEI numarası ile ilgili, adli bilişim uzmanı Peksayar, raporunda “Bu numaranın IMEI numarası olabilmesi için 15 haneden oluşması gereklidir. Bu numara 14 hane olup, 1 hanesi eksiktir” demişti.

Yine tweet'e sarıldı

Savcı Baba, delil üretme çabasıyla İper’in Twitter paylaşımlarını da dosyaya ekledi. İper’in 6 Mayıs 2016 tarihli dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaşadığı gerginlik sonucunda istifa etmesi ve siyasiler ve yazarlar tarafından ‘Pelikan darbesi’, ‘Saray darbesi’ olarak nitelenen bu olayla ilgili ‘darbe’ kelimesini içeren tweet’ini delilden saydı. Baba, mayıs ayında paylaşılan tweet’in ‘15 Temmuz darbe girişiminden kısa süre önce yazıldığını’ öne sürerek, ‘darbe’ ifadesinin büyük harflerle yazılmasının da dikkat çekici olduğunu savundu.

Manşeti delil yaptı

Savcı Yasemin Baba, dosyadaki boşluğu doldurma çabasıyla son hamle olarak, İper’in isminin Mayıs 2015’te yayımlanan MİT TIR’ları haberinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Haberi yapan bedelini ağır ödeyecek’ yaklaşımı nedeniyle gazetenin 2 Haziran 2015 nüshasında çok sayıda yazar ve yöneticinin imzasının bulunduğu ‘Sorumlu benim’ metninin altında imzasının bulunmasını suç olarak yorumlamaya çalıştı. Öte yandan bu iddianame de Cumhuriyet ana soruşturma iddianamesinde olduğu gibi ilk olarak Sabah gazetesine servis edildi.