Kültür-Sanat

Bülent Eczacıbaşı: Tasarım Bienali, İstanbul'un yaratıcı gücünü dünyaya tanıtıyor

"Amacımız, tasarım konusunda insanları düşündürmek, farkındalığı artırmak, Türkiye'deki kültürüne katkıda bulunmak"

Bülent Eczacıbaşı, İstanbul Tasarım Bienali Direktörü Deniz Ova ile Rahmi Koç Müzesi'nde sergilenen 'Yüzen Ev' adlı eserin önünde (Fotoğraf: T24 Doğan Akın)

23 Ekim 2018 18:29

Eczacıbaşı Topluluğu ve İstanbul Kültür Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, 22 Eylül'de kapılarını açan ve 4 Kasım'da sonra erecek olan 4. İstanbul Tasarım Bienali'nin uluslararası bir ağırlığa  kavuştuğunu açıkladı. Bu yıl 4'üncüsü düzenlenen tasarım bienaliyle ilgili olarak, dünya medyasına yansıyan yorumları paylaşan Eczacıbaşı, "İstanbul Tasarım Bienali, yeni tartışmaları İstanbul’a taşırken, İstanbul’un yaratıcı gücünü de dünyaya tanıtıyor. Bienal süresince tüm dünyadan tasarım profesyonelleri, tasarım alanında yazanlar, düşünenler, tasarımcılar, küratörler, müze müdürleri İstanbul’a geliyor, takvimlerinde İstanbul’a yer açıyorlar. Uluslararası basında yer alan haberler, yazılarla İstanbul’un yaratıcı yönü dünyaya tanıtılıyor" dedi.

Eczacıbaşı, Rahmi Koç Müzesi'nin kıyısında bağlı olan Fenerbahçe vapurunda düzenlenen etkinlikte konuştu. 

Türkiye'de tasarım kültürü ve bilincine katkıda bulunmak amacıyla 2010 yılında çalışmalara başladıklarını belirten Eczacıbaşı, "Birinci bienali İKSV’nin 40. yaşını kutladığımız 2012 yılında düzenledik. Amacımız, tasarım konusunda insanları düşündürmek, farkındalığı artırmak, tasarımın her yaştan, her insanı ilgilendiren bir konu olduğunun altını çizmek ve Türkiye’deki tasarım kültürüne katkıda bulunmak" diye konuştu.

"Tasarımın üretime, ekonomik kalkınmaya, sosyal ve toplumsal gelişime, kültürel etkileşime ve bireylerin yaşam kalitesine olumlu etkisini vurgulamayı amaçlıyor" değerlendirmesinde bulunan Eczacıbaşı, "Bienaller doğaları gereği sınırları biraz zorluyorlar, aykırı sorular soruyorlar, böylece kalıpların kırılmasını, tartışmalı konuların gündeme getirilmesini sağlıyorlar. Bienaller yeni akımların, güncel tartışmaların ele alındığı kültürel etkinlikler. Gelecekte tasarımın üzerinde çalışacağı konuları, alanları ve fikirleri önce bienallerde görüyorsunuz" ifadesini kullandı.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı Genel Müdürü Görgün Taner, Tasarım Bienali buluşmasına katılanlarla selfie yaptı

Eczacıbaşı'nın açıklamaları şöyle:

“Türkiye’deki tasarım kültürüne, tasarım duyarlılığına, tasarım bilincine katkıda bulunmak amacıyla 2010 yılında çalışmalarımıza başladık ve birinci bienali İKSV’nin 40. yaşını kutladığımız 2012 yılında düzenledik.

Tasarım, birçok farklı alanla yakın temasta bulunuyor, hayatımızın tamamına nüfuz etmiş durumda. Sabah gözümüzü açtığımız andan itibaren temas ettiğimiz her şey bir tasarım ürünü. Tasarıma yalnızca daha iyi ürünler elde etmek için değil, dünyamızın geleceği için de ihtiyacımız var. 

Biz de öncelikle tasarımı anlamayı, anlatmayı ve bu alandaki farklı tartışmaları gündeme taşımayı hedefledik. Amacımız, tasarım konusunda insanları düşündürmek, farkındalığı artırmak, tasarımın her yaştan, her insanı ilgilendiren bir konu olduğunun altını çizmek ve Türkiye’deki tasarım kültürüne katkıda bulunmak.

İKSV Genel Müdürü Görgün Taner,  İKSV Medya İlişkileri Direktörü Ayşe Bulutgil, yazar Yekta Kopan, Hürriyet yazarı İhsan Yılmaz 'Yüzen Ev'in önünde (Fotoğraf: T24 Doğan Akın)

Bienalle uluslararası tasarım gündemini İstanbul’a taşırken, günden güne gelişen yerel yaratıcı potansiyelimizin de uluslararası tasarım dünyasıyla paylaşılmasını hedefliyoruz. Tüm dünyada yaratıcılığın ve yenilikçiliğin önemi arttı. İstanbul da bu bölgede yaratıcı endüstriler için önemli bir nokta oldu.

İstanbul Tasarım Bienali, ilk günden bu yana pek çok farklı alanın tasarım ile ilişkisini geniş bir yelpazede inceliyor. Tasarımın üretime, ekonomik kalkınmaya, sosyal ve toplumsal gelişime, kültürel etkileşime ve bireylerin yaşam kalitesine olumlu etkisini vurgulamayı amaçlıyor.

Tasarımı ticari tasarım etkinliklerinden farklı bir biçimde ele alan, bu pratiğin farklı disiplinlerle ilişkisini ve hayatımızdaki etkisini vurgulayan; düşündüren, soru soran ve araştıran bir etkinlik olan İstanbul Tasarım Bienali başladığı yıldan beri çizgisini giderek yükseltiyor.

Bienaller doğaları gereği sınırları biraz zorluyorlar, aykırı sorular soruyorlar, böylece kalıpların kırılmasını, tartışmalı konuların gündeme getirilmesini sağlıyorlar. Bienaller yeni akımların, güncel tartışmaların ele alındığı kültürel etkinlikler. Gelecekte tasarımın üzerinde çalışacağı konuları, alanları ve fikirleri önce bienallerde görüyorsunuz. Bizim bienallerimiz de bunu başardı, birincisinden itibaren, 3 boyutlu yazıcılardan açık kaynaklara, ileriye yönelik tartışmalar başlattı, tasarıma dair güncel ve önemli sorular sordu ve izleyicileri de bu konular üzerine düşünmeye teşvik etti.

Kültür ve sanat alanında gerçekleştirilen her etkinlik gibi, İstanbul Tasarım Bienali’nin de İstanbul’a önemli katkıları olduğunu düşünüyoruz. İstanbul Tasarım Bienali, yeni tartışmaları İstanbul’a taşırken, İstanbul’un yaratıcı gücünü de dünyaya tanıtıyor. Bienal süresince tüm dünyadan tasarım profesyonelleri, tasarım alanında yazanlar, düşünenler, tasarımcılar, küratörler, müze müdürleri İstanbul’a geliyor, takvimlerinde İstanbul’a yer açıyorlar. Uluslararası basında yer alan haberler, yazılarla İstanbul’un yaratıcı yönü dünyaya tanıtılıyor.

Türkiye’deki tasarım kültürünün gelişmemesi için hiçbir neden yok, kültürümüzde tasarımcılarımıza esin kaynağı olacak sonsuz malzeme var. Tasarım kültürümüzün üzerine eğildiğimiz ölçüde bu kültür mutlaka oluşacaktır ve endüstrimizi ve ekonomimizi de olumlu yönde etkileyecektir. Biz de Tasarım Bienali’mizle buna katkıda bulunmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Başladığımız günden bu yana bienalin, tasarımın tartışıldığı ve farklı bir açıdan öğrenildiği bir platform olmasını arzu ettik. Nihayet bu anlamda dünya tasarım haritasında yerini aldı, kendini ispatladı. Gelecek için hayalimizde bienalin “öğrenme” ayağını ve akademik işbirliklerini daha da geliştirmek, İstanbul Tasarım Bienali’ni iki senede bir yapılan süreli bir sergi olmanın ötesine taşımaya devam etmek ve tasarımın tartışılacağı, konuşulacağı, üzerine düşünüleceği etkinlikleri tüm sene yayacak bir proje alanı oluşturmak yer alıyor.”