Gündem

Bülent Eczacıbaşı, 45 yıllık iş yaşamını yazdı: İşim gücüm budur benim

"Gökyüzünü boyarım her sabah, hepiniz uykudayken, uyanır bakarsınız ki mavi..."

14 Eylül 2018 15:43

T24

Eczacıbaşı Topluluğu ile İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, 45 yıllık iş hayatı deneyimlerini “İşim gücüm budur benim” isimli kitapta topladı. 

Yapı Kredi Yayınları tarafından yayınlanan kitapta Eczacıbaşı, kitabı iş yaşamında başarılı olmak isteyen gençler için yazdığını söylerken "Buradaki tartışmalar, onlara yeni bakış açıları kazandırabilirse, ne mutlu bana, ne mutlu bizlere” dedi. 

Yönetim, ekonomi, sürdürülebilirlik, toplum ve kültür-sanat alanlarına odaklanan kitabın ismi, Türk edebiyatının önemli isimlerinden Orhan Veli Kanık’ın Dalgacı Mahmut adlı şiirinin ilk dizesini taşıyor: "İşim gücüm budur benim.”

Kitap, Eczacıbaşı’nın annesi Beyhan Eczacıbaşı ve Eczacıbaşı Topluluğu’nun kurucusu olan babası Nejat Eczacıbaşı’na atfedildi.

Eczacıbaşı’nın, kitabında "İş insanı olmak” başlığıyla yazdığı önsözün bir kısmı şöyle:

Benim meslek seçimi üzerinde kafa yorduğum zamanlar, “68 kuşağı" gençlerinin dünyayı ayağa kaldırdığı yıllara rastlar. O dönemlerde iş insanının veya şimdilik hâlâ daha sık kullanılan şekliyle “iş adamı”nın itibarı pek yüksek değildi. Belki “Bugünkü kadar bile yüksek değildi!” demek daha doğru olur. Zamanın Türk filmlerinde Hulusi Kentmen tarafından canlandırılan, Bedri Koraman’ın karikatürlerinde rastlanan ağzı purolu, göbekli, ceplerinden paralar fışkıran tipler, toplumun büyük bir kesiminin gözünde iş adamının örnekleriydi.

68 Hareketi’nin de etkisiyle, dünyada olup biteni izleyen, ülke sorunları üzerinde tartışmayı seven gençler arasında ise “solculuk”, hatta “devrimcilik” modaydı. Bu modaya uygun kitaplar okumak, müzik dinlemek gerekiyordu. Marksist düşüncenin temelleri hakkında bilgi sahibi olmak şarttı. Sartre okuyacaktınız, Brecht’i sevecektiniz, Nâzım Hikmet hayranı olacaktınız, Joan Bez ve Bob Dylan dinleyecektiniz. Das Kapital’i okumuş olmanız gerekmezdi, nasıl olsa okumuş olduğunuz varsayılırdı. Marksist terminolojiye biraz hâkim olmanız yeterliydi. “Aydın” veya “entelektüel” olmakla “solcu” olmak neredeyse eş anlamlıydı. İş adamı, “kapitalist” veya “komprador”, “kötü adam”dı, insanları sömürerek kendini zenginleştiren kişiydi. Nefret odağı olmadığı zaman iş adamı bu gençlerin sohbetlerinde alay konusuydu. İş adamının en zararsızı ve en iyisi, hiçbir işe yaramayanı idi.

Bir keresinde kitap meraklısı bir arkadaş grubuyla romanlardan ve hikâyelerden paragraflar okuyup, hayali kişilerin yaşamlarıyla ilgili senaryolar üreterek bir oyun oynadığımızı hatırlıyorum. Bir arkadaşımız Orhan Veli’nin bilinen şiirnden bir bölüm okuduktan sonra bunları söyleyen kişinin mesleğini sormuştu:

İşim gücüm budur benim,
Gökyüzünü boyarım her sabah,
Hepiniz uykudayken,
Uyanır bakarsınız ki mavi.

Deniz yırtılır kimi zaman,
Bilmezsiniz kim diker,
Ben dikerim.

Üstelik yanıt için de dört seçenek veriyordu: Boyacı, sanatçı, iş adamı, üçkâğıtçı… Şakanın amacı belliydi. Cevaplar hemen ve hep bir ağızdan, istenen yönde geldi: İş adamıııı!..

Sonra tartışmalar biraz ileri gittiğinde bazı duyarlı arkadaşlarımdan o zamanlar işitmeye alışmış olduğum sözler:

“Bülent, üzerine alınmıyorsun, değil mi?”

Bir rahatsızlık duydum ama içimden sordum: Orhan Veli’nin “Dalgacı Mahmut”u kartvizit bastırsaydı, isminin altında ne yazardı acaba?

Kitapta hangi bölümler var?

Kitabın “Kurumların Kaptan Köşkünde İş İnsanı” bölümünde Yılmaz Argüden ve Özlem Yıldırım-Öktem ile ağırlıklı olarak kurumsallaşma, yönetim ve yönetişim sorunları tartışılıyor. Şirketlerin ömrünü uzatmak, etkin biçimde yönetilmelerini sağlamak için yapılması gerekenlerin, aile şirketlerinin zayıf ve güçlü yönlerinin ele alındığı bu bölümde, aile anayasası, kurum kültürü, değerler, girişimcilik, yetkin insan kaynağının önemi ve liderlik gibi konulara değiniliyor.

“Ekonominin Çarkları Arasında İş İnsanı” başlıklı bölümde ise, Refet Gürkaynak ve Murat Üçer ile ekonominin sorunları ele alınıyor. Tartışmanın ana başlıklarının, orta gelir tuzağı, inovasyon, verimlilik, enflasyon, kur, teşvikler ve sanayi politikaları olduğu bu bölümde, dünyadaki gelişmeler de dikkate alınarak, Türkiye’nin sürdürülebilir büyümesi ve şirketlerin başarısı için alınması gereken vizyoner kararlar değerlendiriliyor.

Bülent Eczacıbaşı, “İş İnsanı ve Gezegenimizin Geleceği” başlıklı bölümde, Fikret Adaman ve Hande Paker ile sürdürülebilirliği çevre, toplum ve ekonomi boyutlarıyla ele alıyor. Bu bölümün ağırlıklı konusu, sürdürülebilirliğin iş insanını birinci derecede ilgilendiren unsurları… Dünyamızı tehdit eden en büyük sorun olan iklim değişikliğinin önemli bir yer tuttuğu bu bölümde, ortak hedeflere ulaşmanın zorlukları, yeni büyüme paradigmaları, iş insanları ile siyasetçilerin sorumlulukları tartışılıyor.

“Toplumsal Oyuncu Olarak İş İnsanı” başlıklı bölümde, toplumun iş insanına bakışından yola çıkarak şirketlerin toplumsal konularda neler yapabilecekleri, Ali Çarkoğlu ve Işık Özel ile birlikte tartışılırken, Türkiye’de hayırseverlik, eğitim, fırsat eşitliği, özel kesimin STK’larla ilişkileri gibi konulara değiniliyor.

“İş İnsanı ve Kültür Dünyamız” bölümünde ise, Hasan Bülent Kahraman ve Jale Nejdet Erzen ile birlikte, “En büyük zenginliğimiz olan kültür, neden aynı zamanda en büyük sorunumuz? Yaratıcı insan gücümüzü nasıl artırabiliriz?” sorularına yanıtlar aranıyor ve özellikle kapsayıcı kültür politikaları için yapılabilecekler sıralanıyor.

Bülent Eczacıbaşı kimdir?

Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, çalışma yaşamına 1974 yılında başladı. Eczacıbaşı Holding’in çeşitli kuruluşlarında yönetim görevlerinde bulundu. 1991-1993 yıllarında Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanlığı, 1997-2001 yıllarında TÜSİAD

Yüksek İstişare Konseyi Başkanlığı, 1993-1997 yıllarında Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) Kurucu Yönetim Kurulu Başkanlığı, 2000-2008 yıllarında ise İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı. Imperial College Londra kimya bölümünden lisans, Massachusetts Institute of Technology’den kimya mühendisliği yüksek lisans derecelerini alan Bülent Eczacıbaşı halen, TÜSİAD ve İEİS’in Onursal Başkanıdır. Aynı zamanda, İstanbul Modern Sanat Müzesi’ni bünyesinde bulunduran İstanbul Modern Sanat Vakfı’nın Mütevelli Heyeti Başkanlığı, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Yönetim Kurulu Başkanlığı ve TESEV Yüksek Danışma Kurulu Üyeliği görevlerini sürdürmektedir.