AKP'nin kurucularından ve eski Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Bülent Arınç, darbe girişiminin ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a mektup göndererek 'Gülen cemaati' konusunda özür dilediği yönündeki iddiayla ilgili olarak açıklama yaptı. "Çok yanıldım", "Hakkınızı helal edin" gibi ifadeleri kullanmadığını belirten Arınç, söz konusu mektubu sosyal medya hesabında yayınladı.
Arınç'ın mektubunda "Şahsen ben de bu olay vesilesiyle geçmişte birlikte olduğum ve hüsn-ü zanda bulunduğum sivil-asker bazı kişiler için şimdi daha sağlıklı bir değerlendirme yapabiliyorum", "Zat-ı alilerinizi bütün gönlümle tebrik ve takdir ediyor; Rabbimden sağlık ve uzun ömürler dileği ile selam ve saygılarımın kabulünü istirham ediyorum" ifadeleri yer alıyor.
Milat Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Serdar Arseven, Bülent Arınç'ın mektubunda "17-25 Aralık sürecinde FETÖ'nün gerçek yüzünü göremediğini, bu konuda çok yanıldığını, yanıltıldığını; menfur 15 Temmuz darbe girişimiyle bütün gerçeklerin gün gibi ortaya çıktığını" yazdığını öne sürmüştü.
Arınç, Serdar Arseven'in söz konusu yazısıyla ilgili olarak da "Gazetenin ilgili birimleri de 'Yahu bu konu zaten bilindik bir şey, siz bulmuşsunuz gibi yazarsanız siz de biz de rezil oluruz' demiyor; yazı yayımlanıyor ve resmen o gazetenin okuyucularıyla alay ediliyor. Peki sonuç ne oluyor? Rezil olan bir yazar, o yazarın rezil ettiği bir gazete ve aldatılmış okurlar" dedi.
Arınç'ın "Bu mektupta tövbe, özür, af vesaire var mı? Yalancılar utanır mı?" notuyla sosyal medya hesabında paylaştığı mektubu şöyle:
"Sayın Cumhurbaşkanım,
Yaşadığımız darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması nedeni ile başta Zat-i alilerinize, Hükümetimize ve Aziz Milletimize geçmiş olsun dileklerimi ifade ediyorum. Milletimizin maruz kaldığı bu ihanet ve alçaklık hiçbir zaman unutulmayacak ve sebep olanlar en ağır şekilde cezalandırılacaktır. Bu ihanet şebekesinin tüm unsurları da yok edilmelidir.
Sayın Cumhurbaşkanım,
Darbe girişiminin sonuçsuz kalmasının en baştaki sebebi Zat-i alilerinizin güçlü liderliği, cesareti ve kahramanlığıdır. Verdiğiniz cesaret ile halkımız sokağa çıkmış, darbecilere karşı durmuş, Hükümetimiz de krizi fevkalade başarılı yöneterek, tüm tedbiri almıştır. Demokrasimizi ve özgürlüğümüzü en çok sizlere borçlu olduğumuza inanıyorum. Zat-ı alilerinizle birlikte Milli Güvenlik Kurulu’nda, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesinde ve Yüksek Askeri Şura’nın içerisinde mesai arkadaşları olarak bulunan bazı kişilerin ihanetini görmek bizleri çok üzdü. Şahsen ben de bu olay vesilesiyle geçmişte birlikte olduğum ve hüsn-ü zanda bulunduğum sivil-asker bazı kişiler için şimdi daha sağlıklı bir değerlendirme yapabiliyorum.
Zat-ı alilerinizi bütün gönlümle tebrik ve takdir ediyor; Rabbimden sağlık ve uzun ömürler dileği ile selam ve saygılarımın kabulünü istirham ediyorum"
