Gündem

Brunson serbest bırakıldı; işte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuya ilişkin tüm açıklamaları

‘Papazı verin' diyorlar. Bir papaz da sizde var, bize verin, biz de onu size verelim"

13 Ekim 2018 01:40

T24 Haber Merkezi

İzmir’de 'FETÖ ve PKK adına suç işlediği', casusluk yaptığı iddiasıyla tutukluluğu ev hapsine çevrilen ABD uyruklu rahip Andrew Craig Brunson hakkında 'örgüt içi hiyerarşik yapıda olmamasına rağmen örgüt üyeliği' suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verildi. Brunson’ın hakkındaki 'yurt dışına çıkış yasağı' ve ev hapsi kararları da kaldırılarak tahliye edilmesi akıllara Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuya ilişkin yaptığı önceki açıklamaları getirdi.

"Ver papazı, al papazı"

Erdoğan’ın bu konuya en dikkat çeken açıklaması 28 Eylül 2017'de yaptığı bir konuşmada, Brunson'ın serbest bırakılmasını Fethullah Gülen'in ABD'den iadesiyle bağdaştıran ifadeler kullanmasıydı. Erdoğan konuya ilişkin "Pensilvanya'daki nasipsiz adamın arkasından giden profesörler de var. Sen nasıl profesörsün? Sen profesör olsan ne yazar? 'Papazı verin' diyorlar. Bir papaz da sizde var, bize verin, yargılayalım, biz de onu size verelim. 'Onu karıştırma' diyorlar" dedi. Bu açıklamalar The Economist dergisi tarafından “Brunson, ABD ile Türkiye arasındaki kavgada bir piyon" olarak nitelendirildi.

 

-

Erdoğan, bu konudaki bir başka açıklamayı ise 24 Haziran seçimleri öncesinde partisinin Yalova’da düzenlediği mitingde yaptı. Buradaki konuşmasında ABD’de bulunan ‘FETÖ’ üyelerine atıfta bulunan Erdoğan, "Yatıp kalkıp Brunson diyip duruyorlar, bizden onu vermemizi istediler, dedim ki kusura bakmayın yargı kararını verir. Biz o karara uyarız. FETÖ serbest neden vermiyorsunuz?"

“Takas için anlaşıldı” iddiası

Temmuz 2018’e gelindiğinde mahkeme, Brunson’ın sağlık sorunlarını gerekçe göstererek, tutukluluğunun ev hapsine çevrilmesine hükmetti. Ancak mahkemenin bu kararı Ankara’daki, ABD ile ilişkilerin normalleşeceği beklentisinin aksine, ABD ile tarihin en gerilimli dönemlerinden birine girilmesine neden oldu. Tam da bu dönemde Amerikan Washington Post gazetesi Erdoğan ve Trump'ın, NATO Zirvesi'ndeki görüşmede Brunson'a karşılık İsrail'de yargılanan Ebru Özkan'ın serbest bırakılması konusunda anlaştığı iddiasını haberleştirdi. İddia ABD Başkanı Donald Trump tarafından da Reuters’a verdiği mülakatta doğrulandı. Erdoğan ile “bir anlaşma yaptıklarını” söyleyen ABD Başkanı, bu çerçevede kendisinin İsrail'de tutuklu Türkiye vatandaşı Ebru Özkan'ın serbest kalmasını sağladığını, buna karşılık da Erdoğan'ın Rahip Brunson'ı salıvereceğini düşündüğünü söyledi. Trump, “O'nun için (Erdoğan) o kişinin serbest kalmasını sağladım. O'nun da (Erdoğan) bu çok masum ve mükemmel insanı, müthiş bir baba ve iyi bir Hristiyan olan o adamı (Brunson) Türkiye'den çıkarmasını bekledim” açıklamasında bulundu.

Erdoğan’dan takas iddiasına yalanlama

Erdoğan, Trump’ın açıklamasına Güney Afrika ziyareti sırasında gazetecilere yaptığı açıklama ile cevap verdi. Erdoğan, “Tavır değişikliği Trump'ın sorunu. Söylenmeyen şeylerin söylenmiş gibi ortaya konulmasını doğru bulmayız. Dışişleri Bakanımız aracılığıyla, Ebru Hanım'ın İsrail'den çıkışına yardımcı olunması iletilmiştir. Ebru serbest bırakılmış ama pasaportuna el konulmuştu. ABD'lilere pasaportunun verilerek Türkiye'ye dönüşüne yardımcı olabileceklerini söyledik. 'Karşılığında Brunson'u vereceğiz' demedik. Bu tür bir pazarlık olmadı” dedi.

Özkan’ın serbest bırakılması konusunda Trump’ın devreye girdiğini doğrulayan Erdoğan, “İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, 'Bana Trump telefon etti, biz de bıraktık' açıklaması oldu. Türkiye'deki yargı, Brunson hakkında, hastalığını göz önüne alarak, iyi niyetle ev hapsi yönünde karar vermiş. Karara saygı duymak yerine, konuyu Türkiye'ye yaptırım meselesi haline getiriyorlar. Yaptırımlarla geri adım attıramazsınız” şeklinde konuştu.

“ABD tehdit etti” dedi!

Washington ile Ankara arasındaki bu anlaşma krizini ABD’nin Türkiye’ye yönelik yaptırım kararları takip etti. ABD, Brunson’ın serbest bırakılmamasına en üst düzeyden tepki gösterirken, iki Türk bakan hakkında yaptırım kararı alındı, Türkiye’nin de yapımında rol aldığı F-35 savaş uçaklarının teslimatı ertelendi.

Rahip Brunson’ın 3 yıllık yargılama süreci boyunca, Erdoğan’ın konuya ilişkin en dikkat çekici konuşmalarından biri de bu gerilimin hemen ardından geldi. “ABD’nin rahip Brunson’ın serbest bırakılması konusunda Türkiye’ye saat ve tarih vererek tehdit ettiğini” açıklayan Erdoğan, 11 Ağustos 2018’de yaptığı konuşmasında ABD’ye "Tehdit ediyor ya… Yarın saat 18:00'e dek göndereceksiniz. Burası çatladıkapı ülkesi mi ya, burası Türkiye, ne yapıyorsunuz?" diye seslendi.

“Terör örgütleriyle münasebetleri olduğu için tutuklanmıştır”

Erdoğan, 26 Eylül 2018’de Birleşmiş Milletler zirvesine katılmak amacıyla gittiği ABD’de yaptığı açıklamada ise Brunson’ın ‘terör suçlaması” ile yargılandığına dikkat çekti. Erdoğan, Reuters haber ajansına verdiği mülakatta Brunson’ın ismini anmadan şunları söyledi:

"İsmini andığımız zat, terör örgütleriyle münasebetleri olduğu için tutuklanmıştır. Şu an bu tutukluluk içerisindedir. Sağlık nedeniyle yargı kendisinin eve çıkmasına izin vermiştir. 12 Ekim’de mahkemesi var. Mahkemede yargı ne karar verir bunu bilemem. Buna siyasiler de karar veremez. Benzer şeyler özellikle ABD’de olmuş durumda. Örneğin, ABD’de şu anda Türkiye’de 251 kişi, darbe girişiminde bulunan FETÖ ABD’dedir. ABD’de olan bu zat şu an yargılanmıyor. Biz dosyalarını gönderdiğimiz halde, yargılanmamakta buradaki yetkililer ne yazık ki direnmektedir. Türkiye ile ABD arasında suçluların iade anlaşması vardır. Buna rağmen burada Fethullah Gülen denen şahıs rahatlıkla bırakılabilecekken bırakılmamaktadır. Brunson şu an yargılanmaktadır. Yargılanan bir kişiye bıraktım, git demeye ne ben, ne başkaları yetkilidir. Bu yetki hakimlerindir. 12 Ekim’de mahkeme ne karar veriri bilemem. 12 Ekim gelsin göreceğiz."

Erdoğan’ın son açıklaması

Erdoğan’ın son açıklaması ise Brunson, hâkim karşısına çıkmadan bir gün önce geldi. Macaristan dönüşü uçakta gazetecilere açıklamalarda bulunan Erdoğan, Rahip Brunson’ın 12 Ekim’deki davasının hatırlatılması ve Amerikalıların serbest kalması yönünde yüksek bir beklenti içerisinde olduklarının ifade edilmesi üzerine “Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olması sebebiyle, ben yargıya müdahale edecek konumda değilim. Yargı ne karar verirse, o karara uymak zorundayım. O işin muhatabı olanlar da yargı kararına uymak zorunda” dedi.