Gündem

Boğaziçili öğrencilerin yurt dışına çıkış yasakları kaldırıldı

"Hayatların kaybedilişini kutlamak savunulabilir bir hadise değildir"

03 Ekim 2018 16:40

"Terör örgütü propagandası" ile suçlanan 30 Boğaziçi Üniversitesi öğrencisinin yargılandığı davada ikinci duruşma görüldü. Tamamının yurt dışına çıkış yasakları ayrı ayrı kaldırılırken duruşmalardan vareste tutulma talepleri de kabul edildi.

bianet’ten Tansu Pişkin’in haberine göre, Afrin operasyonu sonrasında üniversitede lokum dağıtılmasına karşı "İşgalin, katliamın lokumu olmaz" pankartı açtıkları için "Terör örgütü propagandası" ile suçlanan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin ikinci duruşması Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam etti.

22 öğrencinin yargılandığı davanın ilk celsesinde tutuklu bulunan 14 kişi hakkında tahliye kararı verilmişti. Bugünkü duruşmada 22 sanıklı dosyada firari olarak bilinen sekiz sanığın ayrı görülen dosyalarının da ana dosyayla birleştirildiği ifade edildi.

Mahkeme heyeti, ilk duruşmada yurt dışı çıkış yasağı kaldırılan doktora öğrencisi Kültigin Demirlioğlu'na ek olarak geriye kalan 29 öğrencinin de yurt dışı çıkış yasaklarının ayrı ayrı kaldırılmasına hükmetti.

Öğrencilerin ve avukatların eğitim çalışmaları nedeniyle duruşmalardan vareste tutulmaları talebi de kabul edildi. Heyet, polis baskınları sırasında el konulan dijital materyallerin teslim edilmesi taleplerini ise "yargılama ve inceleme henüz devam ettiği" gerekçesiyle reddetti.

Bir sonraki duruşma 19 Mart 2019'da görülecek.

Mahkeme heyeti şu isimlerden oluştu: Onur Sert; Üyeler: Habibe Ertuğrul, Ahmet Selçuk Özkan; Savcı: Adnan Enez.

Sekiz öğrenci savunma yaptı

Öğrencilerden Muhammet Bilgin sınavı olduğu için duruşmaya katılamadı. Hazır bulunan 29 kişiden dosyada firari olarak bilindiği için savunması alınmayan İrem Gelkuş, Elif Nur Aybaş, Ozan Yaman, Ayşe İdil Ügüt, Bektaş Deneri, Damla Uyar, Oğuzcan Ünlü, Ekim Devrim Çapartaş ifade verdi.

Olay gününü anlatan öğrenciler, eyleme katıldıklarını, fiziksel münakaşaya girmediklerini, yaptıkları eylemin ya da attıkları sloganların örgüt propagandası olmadığını belirtti.

Haklarında beraat kararı verilmesini talep ederek mahkemenin aksi kanaatte olması halinde yurt dışına çıkış yasaklarının kaldırılmasını istediler.

"Yargı gücünün yanlış kullanımı"

Savunmasını yazılı ve sözlü olarak sunan öğrenci Ekim Devrim Çapartaş ise duruşmada şu beyanlarda bulundu:

“Öncelikle, gerçekleşen ve arbede diye nitelendirilen olay bir üniversite kampüsünde gerçekleşmiş olup kimsenin fiziksel bir zarar görmediği de göz önünde bulundurulduğunda meseleninn yargıya taşınması ve TMK kapsamında değerlendirilmesi yargı gücünün yanlış kullanımıdır.

Uluslararası sözleşmeler ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası tarafından güvence altına alınmış ifade özgürlüğü hakkı barışı savunmayı dışlamazken, ölümü kutlamak ve kutsamak en başta yaşam hakkı olmak üzere tüm verili insan haklarını tehdit ettiği için ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez.

"Kutlama yapmak savunulabilir bir hadise değil"

Hayatların kaybedilişi üzerine lokum dağıtarak kutlama yapmak insani, hukuki, evrensel hiçbir bağlamda kabul edilebilir ve savunulabilir bir hadise değildir.

Üniversite içinde gerçekleşen ve medyanın bu boyutta dahiliyeti sonucu kamuoyu gündemini işgal eden bir vakadan makro düzeyde çıkarımlar yapmak niyet okumaya girer ve sanık tarafa yönelik niyet okuması girişimi de masumiyet karinesinin ihlalidir.”

Yurt dışı yasakları kaldırıldı

Mahkeme heyeti ara kararında "sanıkların öğrenimleri doğrultusunda yurtdışı eğitim kurumlarından ve uluslararası kuruluşlardan kabul gördükleri ve okudukları okul itibariyle yurtdışı eğitimine olanaklarının bulunmasını" dikkate alarak haklarındaki yurdışına çıkışın yaasaklanması şeklindeki adli kontrol kararlarının ayrı ayrı kaldırılmasına karar verdi.

Sanık ve avukatların derhal beraat ve dosyada kullanılan görüntülerin yasak delil olması nedeniyle çıkarılması talepleri reddedildi.

Duruşmayı izleyenler

Duruşmayı izleyenler arasında çok sayıda öğrenci ve akademisyenin yanı sıra Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Erkan Baş ve Hüda Kaya da yer aldı.

Ne olmuştu?

19 Mart'ta Boğaziçi Üniversitesi'nde "Afrin Lokumu" dağıtılmasına tepki gösteren öğrenciler “İşgalin katliamın lokumu olmaz“ yazılı bir pankartla eylem yapmıştı.

Öğrenciler önce sosyal medyada daha sonra da Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından hedef gösterilmişti.

Olayın ardından farklı tarihlerde ev, yurt baskınlarıyla ve kampüs içinde gözaltına alınan öğrencilerden 14'ü tutuklanmış, sekizi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.