Gündem

Bir daha asla

'Eleştirilere rağmen her türlü ırkçılığın karşısında duran, barış için çabalayan ve anma törenine katılan herkesi sevgi ve saygıyla anıyoruz'

28 Ocak 2015 17:39

“Fransa’daki terör saldırıları yüzünden bana,aileme ve dinime laf edilmesin”dedi Fransız vatandaşı Elif.

“Gazze –İsrail olaylarında bana,aileme ve dinme laf edilmesin!”dedi Türk vatandaşı Moiz.

“Camilerimize saldırıyorlar,baş örtüme laf ediyorlar. Niye böyle oluyor?”diye sordu Ayşe.

“O ne ki? Sinagoglarımıza yapılan terör saldırılarından sonra polisler korumasında ibadet ediyoruz. Daha geçen gün birinin astığı “YIKILACAK MEKAN” yazısını sinagog kapımızdan söktük .”dedi Moiz.

“Burada bize nefret söylemleri arttı . Hele o PAGIDA? Geleceğimden endişeleniyorum.” dedi Ayşe..

Endişelenme.”dedi Moiz.

“Politikacılar, din adamları, toplum önderleri sence bizi koruyabilecek mi?” dedi Ayşe.

“Kimden?” dedi Moiz.

“İnsanlardan..”
 

* * *


27 Ocak’ta 6 milyon insanın dini inancı sivilin katledildiği Holokost ilk defa Ankara’da resmi bir törenle anıldı. Farklı ülkelerin elçileri, ordu mensupları, akademisyenler ve en önemlisi devleti temsilen TBMM Başkanı Cemil Çiçek anma törenine katıldı.

Holokost dünyadaki tüm soykırımların, nefret söylemlerinin suça nasıl dönüşebileceğinin sembolüdür. İnsanoğlu olarak bize nefret öğretilir. Önce ailemizden, sonra televizyonlardan, sonra gazetelerden, okulda öğretmenlerimizden, arkadaşlarımızdan ve tabi ki ve ne yazık ki politikacılardan nefret üzerine sistematik eğitim alırız.Eşcinsellerden nefret edilir, Müslüman’lardan nefret edilir, Yahudilerden, Ermenilerden, Rumlardan, Kürtlerden, Suryanilerden, Hristiyanlardan..

Nefret kokarız. Bizden olmayanı sevemeyiz, pek de çaba göstermeyiz zaten. Ötekileştiririz, hor görürüz. Bize benzemeyeni, bizden olmayanı iteriz. Nefretimize beynimiz hemen mantık bulur ki keyfimiz bozulmasın.

Cemil Çiçek’in anma töreninde dediği gibi “Toplumları katı ve homojen görmek doğru değildir.Böyle bir fikre toplumlar hazır değildir.Siyasilerin,din adamlarının,toplum önderlerinin toplumları bu fikre hazırlaması görevidir.Dünyanın neresi olursa olsun terörle bir din birlikte anılamaz

Nefretle eğitilirsek;

Gazze’de olanlardan dünyadaki tüm Yahudileri sorumlu tutarız.

Paris’teki terör saldırılarından dünyadaki tüm Müslüman’ları sorumlu tutarız.

Kürtlerin hepsi terörist biliriz.

Ermenileri malın mülkün peşinde zannederiz.

Rum desen gitsin başka ülkeye.

Eşcinseller hastalıklıdır, iyileşsinler diye reçete yazarız.

Hadi hepimiz birbirimizden nefret edelim.

Kolay böyle.

İnsan oğlu zayıf..

İnsan oğlu bazen çirkin..

Her insanın içinde Holokost tohumu yatar,biri ateşlemeye dursun.En eğitimlisi,kendini revizyonist olarak tanıtır.Holokostu sorgulayarak içindeki tohumu öyle filizler-Sanki barışa giden yola  oradan gidilecekmiş gibi-.

Konuşmacılardan Doçent Umut Uzer’in “Holokost araştırması yapan kişiler,ülkemizde nefret söylemlerine hedef olmaktadır” sözü ne kadar düşündürse de hayat hepimiz için devam ediyor.

İşte böyle,

27 Ocak,nefrete karşı atılan adım olarak tarihi bir gündü. Türk Musevi Cemaati başkanı İshak İbrahimzadeh ‘in “Bu topraklarda, Holokost yaşamamış bir ailenin çocuğu olarak..” diye başladığı konuşmanın metni keşke bir yerlerde yayınlansaydı..

Özetle,Cemil Çiçek’in anma törenine katılıp, orada barış adına bir duruş sergilemesi sadece Moiz ve Ayşeler için değil hepimiz için önemliydi. Barış, gerçekten emek ve eğitim isteyen zorlu bir yol.

Eğitim demişken…

Tören bitince Ayşe Moiz’e sordu:

Sahi sizin ibadethanenizin kapısına “Yıkılacak Mekan” pankartını asan kimdi?

Moiz cevap verdi “ Bir öğretmendi Ayşe..”

* * *

Eleştirilere rağmen her türlü ırkçılığın karşısında duran, barış için çabalayan ve anma törenine katılan herkesi  sevgi ve saygıyla anıyorum.

BİR DAHA ASLA..

İmza:  Akrabası  Nazilerin elinden Türk diplomatlar tarafından kurtarılan bir Türk Vatandaşı

Bu yazı Nazilerin elinden Musevi vatandaşlarını kaçıran ve hayatlarını kurtaran Türk Diplomatlara ithafen yazılmıştır.

Listede geçen ve geçmeyen insanlara selam olsun..

Numan Menemencioğlu (Dışişleri Bakanı),

Behiç Erkin (Vichy),

Saffet Arıkan (Berlin),

Selahattin Ülkümen (Rodos),

İnayetullah Cemal Özkaya (Atina),

Firuzan Selçuk (Belgrad)

Necdet Kent (Marsilya),

Pertev Sevki Kantemir(Budapeşte),

Abdülhalat Birden (Budapeşte),

Kudret Erbey (Hamburg),

Galip Evren (Hamburg),

Fuat Aktan (Constanza),

Ragıp Rauf Arman (Constanza),

Bedii Arbel (Marsilya),

Mehmet Fuat Carim (Marsilya),

Cevdet Dülger (Paris),

Fikret Şefik Özdoğan (Paris),

Namık Kemal Yolga (Paris),

İrfan Sabit Akca (Prag),

Selahattin Ülkümen (Rodos),

Burhan Işın (Varna)

* Posta.com.tr'den alınmıştır