Dünya
Deutsche Welle

Berlin'den kadın kotası atağı

Almanya'da koalisyon ortakları, borsada işlem gören şirketlerin denetleme kurullarının yüzde 30'unun kadınlardan oluşması konusunda anlaştı. Ancak iş dünyası kotaya tepkili.

26 Kasım 2014 19:40


Almanya'da Hristiyan Birlik partileri ve Sosyal Demokrat Parti, 2016 yılından itibaren borsada işlem gören 108 Alman şirketinin denetim kurullarına kadın kotası uygulaması getirilmesi konusunda uzlaşmaya vardı. 11 Aralık'ta kabineden de geçmesi beklenen düzenleme, söz konusu şirketlerin denetim kurulu üyelerinin yüzde 30'unun kadınlardan oluşmasını öngörüyor.

Kadın kotasını yerine getirmeyen şirketlere ise yaptırım uygulanması planlanıyor. Yeterli sayıda kadın üyesi olmayan şirketlerin denetim kurullarında kadınlar için ayrılan koltukların daha sonra boş bırakılması öngörülüyor.

Ancak bu görevi yerine getirecek çok sayıda nitelikli kadın olduğunu ve koltukların boş kalacağını sanmadığını söyleyen Aile Bakanı Manuela Schwesig, "Bu yasa, iş dünyasında kültürel dönüşümün öncülüğünü de yapacağı için cinsiyet eşitliği konusunda atılmış önemli bir adım" diye konuştu.

Adalet Bakanı Heiko Maas da borsada işlem gören şirketlerin denetim kurullarında boş yer kalmayacağından emin olduğunu söyledi.

Koalisyon anlaşmasında kamusal alanda faaliyet gösteren şirketlere de kadın kotası getirilmesi yer alıyordu. İktidar ortaklarının bu konuda da girişimde bulunması bekleniyor.

Muhalefet ve iş dünyası tepkili

Kadın kotası uygulamasına muhalefet partilerinden ve iş dünyasından tepkiler geldi. Yeşiller'den Renate Künast, "Kadınlara tüm alanlarda gerçek bir fırsat eşitliği sağlanması için çalışmalıyız" diyerek kota uygulamanın yeterli olmadığını kaydetti. Sol Parti Genel Başkanı Katja Kipping de alınan kararın yeterli olmadığına dikkat çekti.

İş dünyasından ise daha sert açıklamalar yapıldı. Alman İşverenler Birliği'nden (BDA) yapılan açıklamada, böyle bir kota uygulamasının uzmanlık nitelikleriyle ilgili belirli kriterleri yok saydığı belirtildi.

Kota uygulamasının şirketlere ve çalışanlara zarar vereceğini savunan BDA, "bir seçimin yanlış cinsiyet nedeniyle geçersiz sayılmasının anayasal açıdan da sorun teşkil edeceğini" savundu.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle