Gündem

Belçika'da ölen Türk 'Yeşil' mi?

Cenazeye adının 'Süleyman' olduğunu söyleyen bir kişi refakat etti

09 Temmuz 2015 23:55

Belçika'da ölen bir Türk'ün çok sayıda faili meçhul cinayetle suçlanan 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'a ait olduğu öne sürüldü. Belçika'da bir internet sitesinde yer alan haberi Anadolu Ajansı aboneleriyle paylaştı. Cenazeye adının "Süleyman" olduğunu söyleyen bir kişi refakat etti.

Anadolu Ajansı'nın geçtiği habere göre, çok sayıda cinayetle anılan ve Belçika'da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden kişinin "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım olduğu iddia edildi. Cenaze, Erzincan'da toprağa verildi

Belçika'nın Verviers şehrinde tedavi gördüğü hastanede 3 Temmuz'da öldüğü belirtilen kişinin cenazesi, havayoluyla önce Kayseri'ye getirildi, buradan da karayoluyla Erzincan'a nakledildi.

Cenaze, Cami Kebir Camisinde öğleyin kılınan cenaze namazının ardından, aynı camide namazı kılınan iki cenaze ile Terzibaba Mezarlığı'na götürüldü. Söz konusu kişinin cenazesi, vatandaşların yardımıyla mezarlığa defnedildi.

Cenazeye refakat eden ve isminin "Süleyman" olduğunu söyleyen bir kişi, defin işlemlerini yürüttü. Tabutun başından ayrılmayan ve kendisini görüntüleyen basın mensuplarına zaman zaman tepki gösteren bu kişi, taziyeleri kabul etti. Defin işlemi sırasında, ölen kişinin başka bir yakınının olmadığı görüldü. Cami ve mezarlık çevresinde sivil polisler görev aldı.

Bu arada, cenaze nakil belgesinde, cenazenin Mahmut Özer'e ait olduğu, Erzincan 10.12.1953 doğumlu Özer'in annesinin adının Ayşe, babasının adının Ahmet, ölüm sebebinin "solunum sistemi tüberkülozu" olduğu bilgileri yer aldı.

Belçika'da bir internet sitesinde yer alan haberde, "Mahmut Özer adına düzenlenen kimlikle Belçika'nın Verviers şehrinde yaşayan 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın kanser tedavisi gördüğü hastanede cuma günü öldüğü" iddia edilmişti.

'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım kimdir? 

 

Mahmut Yıldırım, kod adı: Yeşil ya da bilinen diğer adıyla Ahmet Demir (d. 1951 - Solhan, Bingöl) Zaza kökenli Türk Kontrgerilla

Hayatı

1973'te Bingöl Genç İlçe Jandarma Komutanlığı'nda görev aldı ve ilişki aynı yıl MİT Tatvan Bölge Müdürlüğü'ne tayin edildi.

Kasım 1975'te askerden geldikten sonra Millî Görüş hareketi içinde MİT adına çalıştı.

Yıldırım, Elazığ'da 1977'de Etibank Ferro Krom tesislerinde puantör olarak göreve başladı. İşlemleri 20938 sicil numarası üzerinden yapılıyordu.

Tam dört yıl sonra farklı bir göreve soyunup, farklı bir isimle anılmaya başladı. Operasyonlarda PKK’lı gibi giyinen Mahmut Yıldırım, güvenlik görevlilerince ayırt edilebilmek için ‘yeşil fular’ takıyordu. Abdullah Öcalan'ı öldürmek için gönderildikten 3 ay sonra öldürülmemesi için emir verilmiştir ve Yıldırım'ın buna isyanı üzerine vatan haini ilan edilmiştir, Daha sonra ülkeyi terkederek 1996'da Şam'da bulunduktan sonra tekrar kendisinden haber alınamamıştır.

Susurluk kazasından sonra ortaya dökülen ilişkiler, pek çok cinayetin tetikçisi olduğunu ortaya koydu. Herkes Yeşil'den söz etti ancak bulunamadı. Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz, aldığı bilgileri aktarırken Yeşil'in öldürüldüğünü söyledi.

Ancak kısa bir süre sonra Yeşil, İHD Başkanı Akın Birdal'ı vuranların arkasındaki isim olarak ortaya çıktı. Daha sonraki bilgiler Yeşil'in hâlâ hayatta olduğunu ortaya koydu. Susurluk Raporu'nda da Yeşil'e 12 sayfalık özel bir yer ayrıldı.

Ahmet Demir, Mehmet Kırmızı sahte kimliklerini kullanan, Güneydoğu'da "Sakallı" adıyla bilinen Solhanlı Mahmut Yıldırım'ın geçmişi bir ölçüde deşifre edilebildi. Bir dönem MİT'te, bir dönem JİTEM'de görev aldığı anlaşıldı.

JİTEM subayı Ahmet Cem Ersever' in öldürülmesinden, Güneydoğu'daki pek çok fail-i meçhul cinayete kadar sayısız olayda tetikçilik yaptığı belirlendi. Hatta Abdullah Öcalan'ın Suriye'de öldürülmesi için görevlendirilen ekipte de yer aldı.

Afyon Cezaevi'nde Sabancı suikastı sanıklarından DHKP-C'li Mustafa Duyar'ı Türkiye'nin Şam Büyükelçiliği'nden alıp getiren ekipte onun da adı sayıldı. Ancak istihbarat birimlerinin kamuoyuyla pek de paylaşmadığı kanıya göre, aslında "Yeşil" tek bir kişinin değil, birden fazla görevlinin kullandığı ortak kod adı. 

Yeşil kodunu kullananlardan biri üst düzey görevlerde bulunuyor. Bir dönem Güneydoğu'da PKK'ya karşı yürütülen mücadelede özel operasyonlar, karşı gerilla eylemleri ve taktikleri onun yönetiminde yürütüldü.

Mahmut Yıldırım ise Yeşil kod adıyla dolaşan bir tetikçi. Ankara'da bir pavyonda eğlenirken olay çıkarttığı için gözaltına alınan, götürüldüğü Emniyet Müdürlüğü binasında Orhan Taşanlar ve ekibi tarafından kaburgaları kırılana kadar dövülen Yeşil'i polisin elinden alan ve MİT'te tedavi ettiren kişinin Mehmet Eymür olduğu öne sürüldü.

Üzerinde taşıdığı telefonla aradığı yerler arasında resmî kurumların yanı sıra Abdullah Çatlı, Sami Hoştan, Sedat Peker gibi isimler de bulunuyor. Mesut Yılmaz'a Budapeşte'te yumruk atanlar da Yeşil'in telefonundan arananlar arasında yer alıyor.

Yeşil adının korkuyla anılması Susurluk çetesi tarafından tahsilat amacıyla kullanıldı. Susurluk çetesinin tehditle para topladığı kişileri arayan hep Yeşil idi. Ömer Lütfü Topal'ın öldürülmeden önce para yatırdığı Ziraat Bankası Ankara Heykel Şubesi'ndeki hesabın sahibinin de Ahmet Demir kimliğini kullanan Yeşil olduğu ortaya çıktı.

Musa Anter, Cem Ersever, Tarık Ümit ve Behcet Cantürk olmak üzere birçok faili meçhul cinayette "zanlı" olarak isminden söz edilmektedir.