Gündem

Basın örgütleri “Habere özgürlük istiyoruz!” kampanyası başlattı

Kampanyayı TGC, TGS, ÇGD, DİSK Basın İş, Haber-Sen ve Basın Enstitüsü Derneği başlattı

09 Mart 2016 21:36

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) , Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), DİSK Basın İş, Haber Sen ve Basın Enstitüsü Derneği tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması ve habere özgürlük için uluslararası bir kampanya başlattı. Kampanyaya Avrupa Gazetecilik Federasyonu (EFJ) Uluslararası Gazetecilik Federasyonu (IFJ), IPI, Medya Etik Ağı (EJN) ve Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) destek verdiği belirtildi.

Gazetecilik meslek örgütlerinin hazırladığı imza kampanyası için hazırlanan çağrı metninde şu görüşler yer aldı:
 

"34 gazeteci tutuklu"
 

 “Biz aşağıda imzaları bulunan çağrıcı gazetecilik meslek örgütleri başkanları olarak 34 gazetecinin hala tutuklu olduğu, binlerce gazetecinin de haklarında açılan davalarla yargılandığı Türkiye’de habere ve düşünceye özgürlük istiyoruz. Türkiye’de yaygın ve yerel medyada görev yapan gazeteciler çok zorlu bir süreçten geçmektedir. Gazetecilerin ancak beşte biri 5953 Sayılı Basın İş Yasası ile çalıştırılırken, diğerleri sosyal güvenceleri olmaksızın görev yapmaktadır.
 

"Gazetecilerin çoğu yoksulluk sınırında ücret almaktadır"
 

 Gazetecilerin çoğunluğu yoksulluk sınırında ücret almaktadır. Türkiye’de basın sektöründeki işsizlik oranı diğer sektörlere göre üç kat daha yüksektir. Toplumsal olaylarda basın kartı olmadığı için yüzlerce gazeteci güvenlik güçlerinin şiddetine maruz kalmakta, bu tip olaylarda yapılan şikayet başvurularına da kolluk güçlerince yanıt verilmemektedir. TCK ve TMK’daki boşlukların gazeteci aleyhine yorumlanması nedeniyle çatışma bölgelerinde görev yapan gazeteciler sürekli gözaltına alınmakta, hedef gösterilmektedir. Kamu görevlilerinin gazetecilere karşı kullandıkları şiddet ise cezasız kalmaktadır.
 

"Gazeteciler taraf olmaya zorlanmaktadır"
 

Çatışma bölgelerinde gazetecilere can ve çalışma güvenliği sağlanamamaktadır. Gazeteciler taraf olmaya zorlanmaktadır. Oysa ki, Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi; Gazetecinin Temel Görev ve İlkeleri’ni “Gazeteci; başta barış, demokrasi ve insan hakları olmak üzere, insanlığın evrensel değerlerini, çok sesliliği, farklılıklara saygıyı savunur. İnsanlar, topluluklar ve uluslararasında nefreti, düşmanlığı körükleyici yayından kaçınır. Gazeteci; her türden şiddeti haklı gösterici, özendirici ve kışkırtan yayın yapamaz” diye tarif eder.

Bu gerçekler ışığında diyoruz ki;

Halkın haber alma hakkını engelleyecek baskılardan vazgeçilmelidir.

Gazetecileri hedef alan baskılar sona ermeli, gazetecilerin tüm ülkede serbest dolaşımı, güvenliği ve haber kaynaklarına erişimi sağlanmalıdır

Gazetecilere yönelik hukuk dışı soruşturmalar sonlandırılmalıdır.

Hapisteki tutuklu ve hükümlü 34 gazeteci serbest bırakılmalıdır.

Gazeteciler tutuksuz yargılanmalıdır.

Pek çok toplantıya siyasi iktidar destekli TRT ve Anadolu Ajansı temsilcileri alınmakta, diğer gazetecileri alınmamaktadır. Haber  almada eşitlik ilkesini ortadan kaldıran akreditasyon uygulamasından vazgeçilmelidir.

Olaylar ne kadar sarsıcı olursa olsun yayın yasaklarıyla halkın haber alma hakkı engellenmemelidir. Her sarsıcı olayda Anayasa’ya da aykırı olan yayın yasakları uygulamasının getirilmesinden vazgeçilmeli, halkın bilgi alma ve gerçekleri öğrenme hakkı zedelenmemelidir.

İnternet sansürüne son verilmelidir. 

Kamu ihalelerinin, kamu şirketlerine ait reklamların medyada adil bir biçimde dağıtımı sağlanmalıdır.

Türksat uydusu ve kamu dijital yayın platformları medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara tarafsız, hakkâniyet ölçülerinde, makul ve ayrımcılık içermeyecek koşullarda hizmet vermek ile yükümlüdür. İktidarın hoşuna gitmeyen yayın kuruluşlarının sansür amacıyla hukuksuz bir biçimde uydudan ve dijital yayın platformlarından çıkarılmasından vazgeçilmelidir.

Cumhurbaşkanı ve kamu görevlilerine hakaret adı altında dava açılmasına neden olan TCK’daki 199.  Madde değiştirilmelidir. Hakaret suçlamasıyla gazetecilerin oto sansüre itilmesi alışkanlığından vazgeçilmelidir.

Medyada sendikalaşmayı zorlaştıracak yaklaşımlardan uzak durulmalıdır.

Gazete sahiplerine yönelik baskılar nedeniyle sektörde artan işsiz gazeteci sorununun araştırılması için TBMM’de bir komisyon kurulmalıdır.

Siyasi iktidar evrensel gazetecilik değerleriyle de örtüşen Türkiye Gazetecilik Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uygun gazetecilik yapılmasını engelleyecek yaklaşımlardan kaçınmalıdır.


Kampanyaya ulaşmak için tıklayın.