Gündem

'Başbakanlık'tan geliyorum' diyen bir kişi Ermeni Patrikliği'ni dolandırdı

Başepiskopos Aram Ateşyan: Bu şahıs elinde Başbakanlık antetli kâğıtlarla geldi. Daha birkaç gün önce konuyu Başbakan’a açtığımız için inandık

07 Haziran 2014 11:59

Başepiskopos Aram Ateşyan ve İstanbul Ermeni Patrikliği, ilginç bir dolandırıcılık hikâyesiyle karşı karşıya. Başepiskopos Ateşyan, geçtiğimiz yıl 25 Temmuz tarihinde Patrikhane’ye gelen ve kendisini Başbakanlık Milli Emlak Müfettişi olarak tanıtan Kemal Tayfun Nargin tarafından dolandırıldı. Nargin’in kendilerine Başbakanlık antetli bazı kâğıtlar gösterdiğini söyleyen Başepiskopos Ateşyan, “Sadece biz dolandırılmadık, Başbakanlık da dolandırıldı” dedi.

Agos gazetesinden Uygar Gültekin’in haberine göre, Patriklik Sekretaryası’nı telefonla arayan Nargin, Başbakanlık görevlisi olduğunu ve Başepiskopos Ateşyan’la görüşmek istediğini söyleyerek Patrikhane’nin adresini aldı.  Başepiskopos Ateşyan’la görüşen Nargin, Başbakanlık’ta Sanasaryan Han’ın iadesinin kararlaştırıldığını ve iade için işlemlere başlanacağını söyledi. Nargin, elindeki Başbakanlık antetli ve üzerinde ‘acil, gizli, kontrol edildi’ gibi ibareler bulunan belgeleri Başepiskopos Ateşyan’a imzalattı. İmzalanan kâğıdın fotokopisini Başepiskopos Ateşyan’a vererek aslını kendisine aldı.

Nargin ayrıca dosya masrafları olarak 6 bin TL istedi. Patrikhane muhasebesi istediği parayı kendisine ödedi. Olayın ardından, söz konusu belgeleri inceleyen Patriklik avukatları, metinde bazı tutarsızlıklar gördüler. Yapılan incelemeler sonucunda belgelerin sahte olduğu anlaşıldı. Bunun üzerine Başepiskopos Ateşyan durumu Başbakanlık yetkililerine bildirdi. Ateşyan ayrıca, söz konusu kişi hakkında şikâyetçi oldu.

 

Kamera kayıtları yok

 

Polis tarafından yapılan incelemede Patrikhanenin o güne ait kamera ve telefon kayıtlarının silindiği ortaya çıktı. Olay gününe ait Patrikhane’nin hemen önünde bulunan MOBESE kamerası ile Meryem Ana Kilisesi’ne ait kamera kayıtlarının olmadığı ve hatta olay yerine arabayla gelen kişinin geçtiği güzergahta bulunan hiçbir kameranın kayıt yapmadığı iddia edildi. Aracın kamera kaydının yapılmaması için özel bir donanıma sahip olduğu iddia edildi. Patrikhane’nin kamera kayıtları özel bir güvenlik birimi tarafından tutuluyor.

 

Gizli görüşme bilgisi

 

Patrikhane kaynakları, Nargin’in verdiği bilgilerin Başbakan Erdoğan ve Başepiskopos Ateşyan arasında, Temmuz 2013’te gayrimüslim cemaatlerin Başbakan onuruna verdiği iftar yemeği sırasında  geçen ve Başbakan’a yakın görevliler dışında kimsenin bilmediği bilgiler olduğunu aktardı.

Kemal Tayfun Nargin’in yakalanmasının ardından hakkında dava açıldı. Nitelikli dolandırıcılık suçundan yargılanan 36 yaşındaki Nargin’in, dokuz ayrı suçtan sabıkalı olduğu ortaya çıktı.

Dolandırıcı sadece birkaç kişinin bildiği görüşmenin detaylarını biliyordu. Başepiskopos Aram Ateşyan yaşanan olayı Agos’a şu sözlerle anlattı:

“Bu şahıs elinde Başbakanlık antetli kâğıtlarla geldi. Başbakan’ın emri ile Sanasaryan Han’ın bize iade edileceğini, konunun şu aşamada gizli olduğunu söyledi. Kendisini tanıtırken eski bir bürokratın adını kullandı. Daha birkaç gün önce konuyu Başbakan’a açtığımız için inandık. Hatta son derece sevindik. Sonra bizden 6 bin lira talep etti. Patriklik muhasebesi söz konusu ödemeyi yaptı. Ancak sonra avukatlar inceleme yaptılar ve eldeki metinde atıfta bulunulan yasa maddesinin mülklerin iadesiyle ilgili olamayacağı anlaşıldı. Bunun üzerine Başbakanlık’a başvurduk. Başbakanlık Teftiş Kurulu konuyu inceledi. Kamera ve telefon kayıtları neden olduğunu bilmediğimiz şekilde silinmiş. Olay gününe ait Patrikhane kayıtları yok. Bizi aradığı numarayı tespit . Bunun üzerine şahıs yakalanabildi. Burada yalnız biz dolandırılmadık, Başbakanlık da dolandırılmış oldu.”

Başbakan Erdoğan ile yaptıkları görüşmenin sadece birkaç kişinin bildiği bir görüşme olduğunu aktaran Başepiskopos Ateşyan, içeriğine dair şunları söyledi;

“Cemaatler olarak verdiğimiz iftar yemeğinde, Başbakan Erdoğan’la Sanasaryan Han konusunu görüştük. Sıkıntılarımızı anlattık. Hanın kiralanma süreci devam ediyordu. Yasal mevzuata bakacaklarını ve ona göre hareket edeceklerini söyledi. Kiralanma sürecini bütün bu incelemeler devam edene kadar durdurabileceklerini söylemişti. Sonrasında böyle bir olay olunca, biz de taleplerimizin yerinde bulunduğunu düşünüp inandık. Ancak kısa sürede işin aslı ortaya çıktı.”