Gündem

Başbakan Yıldırım: Türkiye birçok ülkeden daha güvenlidir

"Küresel yatırımcıların Türkiye'de hem yeni iş kurma hem de yeni işlerini uzun vadede geliştirmesine yönelik beklentilerini karşılayacağız"

27 Ekim 2016 13:16

Başbakan Binali Yıldırım, iş dünyasındaki tüm bireyleri Türkiye'ye yatırım yapmaya teşvik ederek "Küresel yatırımcıların Türkiye'de hem yeni iş kurma hem de yeni işlerini uzun vadede geliştirmesine yönelik beklentilerini karşılayacağız" dedi. Türkiye'nin birçok ülkeden daha güvenli olduğunu vurgulayan Yıldırım "Güven hepinizin bildiği gibi yatırımcı için en büyük beklentiir. Güvenin devam etmesi yatırımcı için uzun vadede yeni projelerin, planların hayata geçmesi anlamına geliyor. Güven noktasında Türkiye'de zerre kadar tereddütünüz olmasın. Türkiye, dünyanın birçok ülkesinden daha güvenli bir ülkedir." diye konuştu. 

Başbakan Yıldırım'ın, İstanbul Dolmabahçe'deki Yatırım Danışma Konseyi Toplantısı'nda yaptığı açıklamalardan satır başları şöyle:

Yatırım Dayanışma Konseyi'ni uluslararası iş dünyasının görüş ve önerilerini almak için 2004 yılında başlattık. Bu 9.'sunu gerçekleştiriyoruz. Bundan önce 8 toplantı yaptık, her yıl değerlendirme ve izleme mekanizmasını da koyduk. Bunlar raporlanıyor ve bir sonraki toplantıda bir önceki toplantının sonuçları, öğrenilen dersler gözden geçiriliyor ve ne yapılması gerektiğine karar veriliyor.

20 değişik ülkeden 1 milyona iş sağlayan, 66 civarında küresel firmanın temsilcileri bu yatırım danışma konseyine katıldılar, görüşlerini paylaştılar. Bu toplantılarda dile getirilen konular, şeffaf, rekabetçi ve ön görülebilir bir yatırım ortamının tesisinde bize yardımcı oldu.

Bugün enine boyuna bütün konuları değerlendireceğiz ve sizlerin görüşleri, önerileri, bundan sonra ekonomi dünyamız için, iş alemimiz için yapacağımız yeni yapısal dönüşümlerin, alacağımız yeni kararlar için de önemli bir zemin oluşturacaktır.
Değerli konuklar, bir şeyi açık açık söylemek istiyorum. Türkiye son 14 yılda çok önemli işler başardı.

Bunların hangi alanlarda yaptığımızı ifade edersek; Türkiye yapısal dönüşüm reformları gerçekleştirdik ama bunlarla beraber kalkınma alanında ekonomik büyüme alanında da kayda değer iş yaptığımızı söyleyebiliriz. Eğer 2002, AKP hükümetinin ilk defa göreve geldiği yıllardaki ekonomik görünümle bugünkü görünümü kıyaslarsanız neler yapıldığını kolayca göreceksiniz.

Ben rakamlara, yüzdelere girip tereciye tere satacak değilim. Siz Türkiye'nin de, dünyanın da rakamlarını biliyorsunuz. Kimin, küresel krizlerde hangi performansı gösterdiğini de biliyorsunuz. Dünya ekonomisi 2008'den itibaren büyük bir küresel krizle karşı karşıya kaldı. Bu küresel krizin sorumlusu gelişmiş ülkeler, buralardaki yanlış yatırımlar, kazanç iştahı böyle bir küresel krizi ortaya çıkardı. Bundan sonra da ne oldu? Küresel anlamda güven bozuldu.

Ülkelerin birbirine güveni azaldı, piyasalar daha tedbirli hareket etmeye başladılar. Küresel ticaretin finansmanı zorlaştı, küresel büyüme azalmaya başladı. Yani bir anlamda dünya ekonomisi büyümek yerine daralma yoluna gitti. Bu birçok ülke için büyük bir felaket, bazı ülkeler için de fırsat anlamına geldi. Türkiye olarak biz 2009'da başlayan ve hala devam etmekte olan küresel krize ortaya koyduğumuz kararlı politikalar ve küresel krizin ilacını yatırım, istihdam, üretim olması gerektiği gerçeğinden hareketle 2009 dışında, 27 çeyrek boyunca büyümemizi sürdürdük.

Hele hele şartların en zor olduğu 2015 yılında, Türkiye yüzde 4 bir büyümeyi yakalamak suretiyle yine de durumu nispeten daha iyi yılı kapatan ülkeler arasında yerini aldı. Yüzde 3'ün altındaki büyümeler ülkede ilave istihdam yaratmaz. Ekonomide ciddi sıçrama gerçekleştirmez. Yani büyümek tamam ama büyüme belirli bir barajın üstünde olması lazım.

Mali disiplinden vazgeçecek değiliz. Bir tarafı yaparken bir tarafı yıkarak yol almamız mümkün değil. Hem mali disiplinimizi koruyacağız hem de büyümemizi belirli bir düzeyde tutmaya çalışacağız. Uzun vadeli istihdama, üretime yönelik ve ihracata yönelik tedbirlerle yapacağız. Küresel yatırımcıların Türkiye'de hem yeni iş urma hem de yeni işlerini uzun vadede geliştirmesine yönelik beklentilerini karşılayacağız.

Güven hepinizin bildiği gibi yatırımcı için en büyük beklentidir. Güvenin devam etmesi yatırımcı için uzun vadede yeni projelerin, planların hayata geçmesi anlamına geliyor. Güven noktasında Türkiye'de zerre kadar tereddütünüz olmasın. Türkiye, dünyanın birçok ülkesinden daha güvenli bir ülkedir.

Hem siyasi istikrar hem de sürekli kendini yenileyen, yapısal reformlarını hız kaybetmeden gerçekleştiren bir yönetim anlayışıyla sürdürülebilir güveni sağlamaktadır. Türkiye, çok değil 3.5 ay önce büyük bir olay yaşadı. 15 Temmuz... 15 Temmuz'da Türkiye bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldı. Şaka gibi belki size ama silahlı bir darbe teşebbüsünü silahsız bir güçle alt eden bir Türkiye'den bahsediyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesini, bayrağını, geleceğini seven vatandaşlarımız silahlı darbecilere karşı göğsünü siper ederek darbe yapmak isteyenlere darbe vurdu. Türkiye'nin demokrasisini yok etmek isteyenlere hak ettikleri cevabı verdi. Aslında Türk milleti Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, demokratik yollarla seçilmiş hükümetimizin kararlılığıyla ve milletimizin topyekun bir olarak, beraber olarak meydanları doldurmasıyla bu büyük tehlikeyi, o alçakça girişimi bertaraf etmiş ve ülkeyi karartmak isteyenlere hak ettikleri dersi vermiştir.

O gün sadece darbe bastırılmadı o gün aynı zamanda Türk milleti ekonomiyi de teminat altına aldı. Türk ekonomisinin darbe sonrası görünümü herhangi bir olayda küresel veya bölgesel olaylardaki görünümü arasında farkı olmadı. Göstergelerdeki değişimler çok sınırlı kaldı ve Merkez Bankası bile piyasalara müdahale etme ihtiyacı duymadı.

Değerli dostlar;

Kamunun bütün kurumları da tıkır tıkır darbeden sonra işlerini görmeye devam etti. Ekonomimiz gücünü korudu, hiçbir sarsıntı yaşamadık. Ekonominin de demokrasimiz gibi sağlam temellere oturduğunu bu darbe vesilesiyle görmüş oldu tüm dünya. Bu alçak saldırı karşısında çok kararlı bir duruş sergileyen iş dünyamızın siz değerli temsilcilere şükranlarımı ifade etmek istiyorum.


Yanıbaşımızdaki ülkelerde toplumsal acılar yaşanıyor. Bölgesel ve küresel sorunların ortak akıl etrafında bir araya gelerek çözüleceğine inanıyoruz. Az önce ekonomimizle ilgili bilgileri size verdim. Sözü fazla uzatmak istemiyorum; biz yönetim olarak görevimiz sizlerin işini kolaylaştırmak, iş yapma iştahınızı, iş yapma kararlılığınızı artırmak. İşi siz yapacaksınız, yatırımı siz yapacaksınız, ürettiğiniz malı bütün dünyada siz pazarlayacaksınız, parayı siz kazanacaksınız ama çalıştığınız birçok insana da hayatını idame ettirecek istihdam sağlayacaksınız.

Bize düşen görev de sizin önünüzü açmak, derdinize çözüm üretmek, engelleri kaldırmak. Onun için özellikle sizden şunu istiyorum. Burada her şeyi açık açık söyleyin. Siyaset yapmayın. "Ya söylersek şikayet anlamına gelir, alınırlar" diye düşünmeyin. Asıl gerçekleri bizden saklarsanız o zaman üzülürüz. Burada kader birliği yapmışız, bu ülkeye yıllardan biri emek vermişiz, yatırım yapmışız. Sizler, yerli yatırımcılar kim olursa olsun, taş üstüne taş koyan, istihdam oluşturan, ekonomimizin, ekmeğimizin büyümesine katkı sağlayan herkesin başımızın üzerinde yeri vardır. Türkiye'de yatırım yapan hiç kimseye yabancı gözüyle bakmayız emin olun.

"Yabancı" lafı, Türkiye'ye yatırım yapanlar için geçersizdir, buraya yatırım yapanlar bu ülkenin firmasıdır, yatırımcısıdır, bunun bilincinde olarak hiçbir ayrım yapmadan, bütün sağladığımız imkanlardan sizler de aynı şekilde yararlanacaksınız. Bugünkü toplantımızın ana amaçlarından biri, önceki yılın değerlendirmesini yapmak, yeni yıldaki sizlerden müjdeli haberleri dinlemek ve bu konuda bizim üzerimize ne düşüyor onları da sizden duymak istiyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle daha elverişli bir yatırım ortamı oluşturmak ve ülkemizi daha fazla küresel yatırımcı için cazibe merkezi haline getirebilmek için neler yapabileceğimizi sizlerden duyacağımız önerilerle gözden geçireceğiz.
Aslında hazirandan bugüne kadar geçen 4-5 aylık süre içerisinde ciddi anlamda ekonomiyi ilgilendiren, yatırımları düzenleyen idari tedbirler aldık. Bunların çoğunu bilmiyorsunuzdur, bugün uzmanlarımız, bakanlarımız, danışmanlarımız, Yatırım Danışma Konseyi'nin üyeleri bunları detaylı bir şekilde paylaşacaklar.

Daha sonrasında bir sonuç bildirisi çıkacak, bu bildiriyi de toplantı sonrasında kabul etmiş olacağız. Bir kez daha bu önemli toplantı için katıldığınız için teşekkür ediyorum. 
"