Gündem

"Başbakan Yıldırım, Irak'a 'Sincar’ı PKK'dan temizleyin, yoksa biz gireriz' mesajı verdi"

Yeni Şafak'ın hükümet kaynaklarına dayandırdığı iddiası...

11 Ocak 2017 12:21

Yeni Şafak gazetesi, hükümet kaynaklarına dayandırdığı iddiaya göre, Başbakan Binali Yıldırım'ın Irak ziyaretinde, "Sincar’da ikinci bir Kandil istemiyoruz. PKK’yı siz temizleyin, olmadı birlikte temizleyelim, olmadı biz temizleriz" mesajı verdiğini yazdı.

Yeni Şafak'ta yer alan haber şöyle:

Türkiye, Irak ziyareti ile komşu ülkelere yönelik adımlarını pekiştirirken, ziyaret ve bölge politikalarında gelinen duruma ilişkin hükümet kaynakları önemli bilgiler verdi. “Bir yandan DEAŞ ile mücadele ederken diğer taraftan kendi aramızdaki sorunlarımızı çözüp, iyi komşuluk ilişkilerimizi, güçlü bağlarımızı arttıralım istiyoruz" diyen kaynaklar, bu konuda da Başbakan'ın ziyaretinin 2 yıldır yapılamayan üst düzey ziyaretlerin başlangıcı olduğunu aktardı. Bugün terörün de küreselleştiğini, hiçbir ülkenin 'bu örgütle ben tek başıma mücadele ederim' diyemeyeceğini vurgulayan kaynaklar, terörist tehditlere karşı ortak tedbirlere ilişkin Türkiye'nin müttefikleriyle çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti.

 

"İkinci Kandil'e izin yok"

 

Irak ziyaretinde en çok üzerinde durulan konulardan biri Sincar'daki (Şengal) PKK varlığı oldu. Türkiye'nin Sincar Dağı'nın ikinci bir Kandil olmasına izin vermeyeceği net bir şekilde vurgulandı. Kaynaklar, bu konuda Irak hükümeti ve IKBY yönetimiyle mutabakat bulunduğunu, Sincar'da PKK varlığına izin verilmeyeceğini bildirdi. Türkiye, Irak hükümetine, “PKK'nın Sincar'dan çıkarılması konusunu siz çözün. Siz çözemezseniz birlikte çözelim. Birlikte çözemezsek biz çözeriz. Ama Sincar'da PKK varlığını istemiyoruz. Buna müsaade etmeyiz" mesajı verdi.

Kaynaklar, Sincar'daki PKK varlığından dolayı Türkiye-Irak ilişkilerinin kötüye gitmesinden Irak hükümetinin de mutlu olmadığını vurgularken, “Bundan sonra bölgeden PKK öyle ya da böyle çıkarılacak" ifadesini kullandı. Suriye'de YPG yapılanması nasılsa PKK'nın Sincar'da da YBŞ (Sincar Demokratik Güçleri) içerisinde kendini kamufle etmeye çalıştığına işaret eden kaynaklar, buna müsaade edilmeyeceğinin, gerekenin yapılacağının net olarak vurgulandığını bildirdiler. Türkiye'nin önemsediği bir diğer konunun Musul'un DEAŞ'tan tamamen temizlenmesinin yanısıra buradaki demografik yapının değişmemesi olduğunu vurgulayan kaynaklar, “Eğer demografik yapının değişeceğine yönelik endişeler ortada durursa DEAŞ ile mücadele zorlaşır. Halk bundan ürkerse DEAŞ ciddi güç devşirir bundan. Herkes buna dikkat edecek" değerlendirmesinde bulundu.

 

"Musul-Kerkük şartı"

 

Yıldırım'ın ziyaretinde masadaki konulardan en önemlisi ise Mehmetçiğin bölge gönüllülerine askeri eğitimler verdiği Başika Üssü oldu. Bağdat'ın 'Başika' hassasiyetine karşılık 'Musul' ve 'Kerkük'ün durumuna dikkat çeken Ankara, buralardaki terör tehdidi bertaraf edilirse Türk askerinin Başika'da kalış sürecinin ele alınabileceği mesajı verdi. Bağdat yönetimine 'mezhep uyarısı'nda da bulunan Ankara, yeni gerginliklerin oluşmaması için 'Musul Musulluların, Tel Afer Tel Aferlilerindir' düsturunun benimsenmesini istedi. Hem Bağdat'ta hem de sonrasındaki Erbil ziyaretlerinde 'FETÖ ile ortak mücadele' vurgusu da yapıldı. Bu kapsamda buradaki FETÖ okulları Maarif Vakfı'na devredilecek. Bu arada Türkiye, Irak Kürt Bölgesel Yönetimine 'hastane' desteği verecek. Görüşmeler sonucu bölgeye peşmerge güçlerinin kullanımı için 'sahra hastanesi' kurulması kararı alındı. Öte yandan Erbil ziyareti sırasında IKBY lideri Mesut Barzani ile DEAŞ'a karşı cephe hattı Zerdık Dağı'na giden ve burada incelemelerde bulunan Başbakan Yıldırım'ı bin civarında peşmerge gücünün koruduğu öğrenildi.

 

"ABD halktan gizleyemiyor"

 

ABD'nin son dönemde PKK/PYD ile birlikte çalışmanın sürdürülemez olduğunu farketmeye başladığını, artık terör örgütüyle birlikte yürümenin zor olduğunu gördüğünü aktaran kaynaklar, şu bilgileri verdi: “Tüm bunlar Amerikan kamuoyundan gizlenemez noktaya geldi. ABD'nin PYD ile iş tuttukça bölgede işinin zorlaşmaya başlayacağını görmeye başladılar. Bu konular basında yazılıp çizilmeye devam ettikçe de Amerikan hükümetini bu politikalarını gözden geçirmeye zorlayacak. Yeni yönetimin bu konuda hareket alanı daha geniş olacak. Bizim baştan beri söylediğimiz bir konu bu. 'Yanlış yöntemlerle DEAŞ ile mücadeleyi zorlaştırırsınız, mücadeleyi yerel unsurlarla yapmalısınız' dedik. Eğer siz örneğin Musul'u temizlediniz, DEAŞ yerine başka unsurların geleceği endişesi olursa o halk DEAŞ'a sempati duyar. Bölgede PYD'yi ya da İran unsurları kullanılacağına mahalli unsurlar tercih edilmeliydi" yorumunu yaptı.

 

"O gruplar kontrol dışı kalmasın"

 

Ankara, 'Haşdi Şabi' unsurlarının Irak ordusunun bir parçası haline getirilmesinin Türkiye'nin menfaatine olduğunu da Bağdat yönetimine iletti. Türkiye'nin Haşdi Şabi, Haşdi Vatani, hangi grup olursa olsun bu grupların hükümete bağlı olmasını desteklediğini belirten yetkililer, “Bizim istediğimiz, orada hükümet dışında kontrolsüz yapılanmalar oluşmasın. Irak'ın egemenliği, toprak bütünlüğüne saygı duyan bir ülke olarak Haşdi Şabi'nin Irak Hükümeti ve devletinin kontrolü dışında hiçbir yerden emir almaması Türkiye'nin menfaatinedir. Şu anda bu tam sağlanmadı. Ama biz bunu doğru buluyoruz. Sonuçta bu durum, Haşdi Şabi'nin hareketlerinin sorumluluğunu alacak bir kurumun varlığına işaret ediyor. Meşru bir tabana oturacak" açıklaması yapıyor.