Gündem

Başbakan Yıldırım: Bu sistem babayı oğula düşürür

Yıldırım, Karabük'te konuıştu

Fotoğraf: Arşiv

16 Mart 2017 20:05

Başbakan Yıldırım, referandum çalışmaları için gittiği Karabük'te konuştu. 

Yıldırım, 16 Nisan'da yapılması planlanan referandum için konuşurken, mevcut sistem ile ilgili "Bu sistem babayı oğula düşürür" dedi.

Yıldırım'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

Hazırladığımız bu anayasa değişikliğini Meclis'e getirdiğimizde, "367 oyla geçse bile millete getireceğiz" dedik. CHP ne dedi, "Yüzde 98'le kabul edilse bile tanımayız". Ya CHP, sen tanısan ne olur, tanımasan ne olur. Millet de seni tanımaz. Milleti tanımayanı Karabük tanır mı? Değerli kardeşlerim, Türkiye çok partili hayata 1950'de geçti, burayı iyi dinleyin. 67 sene geride kaldı. Peki şöyle bir bakalım; 67 yıl içerisinde hangi ülkede, ne kadar hükümet kurulmuş. İngiltere 15, Almanya 24, ABD 17, Fransa 11, Türkiye 65 hükümet. Bu ülkelerde 4 yıl, 5 yıl hükümet kurulduğunda devam ediyor. Türkiye'ye gelince sadece 17 ay. 17 ayda kardeşim, güzel Karabüklüler, 17 ayda bir hükümet ne yapabilir? 

AKP kurucusu, cumhurbaşkanımız, liderimiz Recep Tayyip Erdoğan. Cumhurbaşkanımızın size selamını getirdim. Üzerimde kalmasın. Böyle bir ortamda nasıl iş yapacaksınız? Nasıl Karabük-Ankara yolunu bölünmüş hale getireceksiniz. Nasıl iflas noktasına gelmiş Karabük Demir-Çelik fabrikasını ayağa kaldıracaksın. İşte bu kadar kısa süreli hükümetlerde ekonomi büyümez, refah artmaz. Ülkenin sorunları da bir başka bahara; sorunlar torunlara havale edilir. Ama şimdi AKP var. AKP Türkiye'nin teminatıdır. Biz her türlü hizmeti yapıyoruz. Bizim dönemimize kadar, yani 2002'ye kadar Türkiye'de ne yaşandığını belki unuttunuz. Hele hele, AKP iktidara geldiğinde doğan bebekler, bugün 15 yaşını doldurdu. 16 yaşında, geçmişi bilmeyebilirler. 

Hatırlayın; rahmetli Erbakan, Çiller hükümet kurdular. Protokol yaptılar. Bir sene biri başbakan, bir sene sonra diğeri başbakan olacak. Sonra kızım dediği, Tansu Çiller hanıma görevi vermedi. Arkasında kimse olmayan birine verdi. Ne oldu? Memleket kaybetti, ekonomi çöktü. Sorunlar büyüdü. Biz de diyoruz ki, bu iş fevri davranışlara bırakılmasın. Milletin sandıkta dediği neyse herkes onu yapsın. Türkiye bunları yaşadı. 2002'de rahmetli Ecevit, göklere çıkaramadığı Ahmet Necdet Sezer'i getirdi başa getirdi. Bütün partilerden destek aldı, en önce kendisi bozuştu. Çünkü bu sistemin yapısında sakatlık var. İki başlılık var. Bu sistem babayı oğula düşürür sevgili Karabüklüler. Şimdi AKP var, bizim aramızda ayrı gayrı yok. Ama sadece AKP'ye göre bir sistem inşa edilmez. Recep Tayyip Erdoğan, Binali Yıldırım fanidir. Gelir geçer. Ama Türkiye, bekası için ilelebet bağımsız olarak yaşamaya devam edecek. Onun için güçlü sistem inşa etmemiz lazım. Bizim şu an Allah'a şükür cumhurbaşkanımız başımızda. Uyumlu bir şekilde çalışıyoruz.

Bakın kardeşlerim, milletimiz için, geleceğimiz için öngördüğümüz bu anayasa değişikliği 20 yıl önce yapılsaydı bugün Türkiye'de kişi başı milli gelir 25 bin dolardı. Avrupa ortalamasındaydı. Geç kalınan her gün Türkiye'nin kaybıdır. İki kat daha Türkiye zenginlemiş olacaktı. Bugüne kadar ne yaptıysak millet için, memleket için yaptık. Bu mesele sen ben meselesi değildir. Bu mesele memleket meselesidir. Değerli kardeşlerim, bu doğrudan doğruya Türkiye'nin meselesidir. Türkiye'nin gelecek meselesidir. Türkiye'nin kalkınmasından, ilerlemesinden rahatsız olanlar Türkiye'ye yıllarca tuzak kurdular. Yeri geldi terör örgütleri, yeri geldi gazete manşetleri, yeri geldi vesayet odaklarıyla millete ayar vermeye çalıştılar. Demokrasiye tanklarla balans ayarı vermeye çalıştılar. Türkiye'nin geleceği ile, kaderiyle oynadılar. Allah'ın izniyle o eski alışkanlıklar 15 Temmuz'da da tekrar edildi değil mi? Ama bu sefer alçaklar tarafından. Ne dedi millet? "Millet varsa, zillet olmaz. Millet varsa zafer vardır". Ve o gün dünyaya demokrasi dersini verdi, siz verdiniz. Dünyaya bayrağın, ezanın, demokrasinin nasıl muzaffer olacağını, tankların tüfeklerin, uçakların nasıl yerle bir olacağını göğsünüzü siper ederek siz gösterdiniz. Kendinizle ne kadar gurur duysanız azdır. Sevgili Karabüklüler, 16 Nisan'da bu ülkeyi sahibine, milletin iradesine teslim etmeye hazır mıyız? (Evet sesleri) 

Değerli kardeşlerim. Sevgili gençler, şimdi biraz dinleyin. Bu işi Kılıçdaroğlu orada burada yalan dolan, memleket kazan bu kepçe karıştırıp duruyor. Ben buradan anlatayım. "AYM cumhurbaşkanına bağlı olacak". Ya bu kadar yalan olmaz. Şimdi cumhurbaşkanı AYM'ye 14 üye atıyor. Mevcut sistem, bunu değiştirmiyoruz. Askeri mahkemeleri kaldırdığımız için onlar gidiyor. Artık mahkemelerin askerisi yok, mahkeme mahkemedir. Orada rütbe geçmez, orada adalet geçer. Anayasa değişikliğiyle bunların sayısı 15'e düşüyor. Başka bir değişiklik yok. Yalan söyleyip de ölen var mı? Ama çıkıp ne diyorlar, AYM Cumhurbaşkanlığı'na bağlanacak. Gözüne dizine dursun diyeceğim ama hadi susayım. Allah ıslah etsin. AYM'ye cumhurbaşkanı istediğini atayacak. Bunlar okumuyor, bunlar okumadan üfürüyorlar. Peki bunlar nereden oturuyorlar. Tarafsız diye yere göğe sığdıramadığı bir cumhurbaşkanı var. Ahmet Necdet Sezer. Hatırlıyorsunuz değil mi, o zat cumhurbaşkanı olunca AYM üyeliğine kimi atadı biliyor musunuz? Bir üniversiteden arkadaşını. O zat atandı, bir de baktık ki adam CHP'nin parti üyesi. Bak bak bak, tarafsız CHP'ye bak. Ama bunların eski alışkanlığı.

Tek parti döneminde her şey bunlardı. Genel başkan da, cumhurbaşkanı da, parti başkanı da bunlardı. Tek adam arıyorsan geçmişine bak. Bunlar bu yalanları, bu iftiraları kendileri de biliyorlar ama işlerine gelmiyor. Kafalarında tarafsız olmak demek, CHP'li olmak demek. Bitti mi, bitmedi. Bu yalan rüzgarı gibi bir şey, bitmez. Neymiş, anayasa değişikliği olunca TBMM'nin yetkileri kısıtlanacak. Bu da kuyruklu yalan. Yalan var, yaldızlı yalan var, kuyruklu yalan var. Envai çeşit yalan var. TBMM, sevgili kardeşlerim, şu anki sisteme baktığınız zaman HSYK'ya üye atayamıyor. Milletin seçtiği Meclis, hakimlerin savcıların hakkında karar verecek kurula üye atayamıyor. TBMM bugün cumhurbaşkanını seçime götürebiliyor mu? Mümkün değil. Ancak hükümet kurulmazsa, 45 gün içinde mecburi seçime gidiliyor. Hani 7 Haziran'da seçim oldu, hükümet kurulamadı, 1 Kasım'da seçime gittik. Ne oldu? Millet gümbür gümdür tekrar iktidarı AKP'ye teslim etti. Sağ olun, var olun. 

TBMM bugün cumhurbaşkanı suç işleye yargılayamaz. Bunlar milletin gözüne baka baka yalan söylüyorlar. Önce adam gibi açın da şu anayasa değişikliği ne diyor, ne demiyor bir okuyun kardeşim. TBMM bu değişiklikle beraber HSK'ya 7 tane üye atayacak. Sizin adınıza atayacak, sizden aldıkları yetkiyle bunu yapacak. Milletin atadığına laf edeceksin, bürokrasinin kendi içinde atadığına ses etmeyeceksin. Bu demokrasi değil, bu statükodur. Bu eski Türkiye alışkanlığıdır. Yeni sistemde cumhurbaşkanı iyi işler yapmadı, yanlış yaptı diyelim. TBMM seçime gidecek. Seçime gidildiğinde Meclis hem kendisi seçime gidiyor, hem de cumhurbaşkanını seçime götürüyor. 

Kardeşim, hani nerede "Meclis etkinliğini kaybediyor". Yargı tam bağımsız oluyor, tam tarafsız oluyor. Yeni anayasa değişikliğiyle sizin seçtiğiniz vekiller, HSK'ya 7 tane üye atıyor. Yargı üyeleri arasındaki rekabete yönelik seçim de ortadan kaldırılmış oluyor. Milletin seçtiği, milletin iradesi öncelik kazanıyor. Bakın Almanya'da, Avusturya'da böyle bir sistem yok. İngiltere yargıçların tamamını kraliçe tek başına atıyor. Değerli kardeşlerim, biz dersimize iyi çalıştık. Anayasa değişikliğiyle HSK'nın 7 üyesini Meclis atayacak. Hala bu böyle olduğu halde yargıyı kendilerine bağlıyor demek Meclis'e saygısızlıktır. O Meclis'i seçen millete saygısızlıktır. En hafifi, ayıp be kardeşim ayıp. Okusalar böyle olur muydu? Okumadan, anlamadan, dinlemeden yorum yapmak. Okuyorlar da tersten okuyorlar, yine de anlamıyorlar. Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığı sistemi gelirse anayasanın ilk üç maddesi değişecek diyor. 

Sen değil miydin terör örgütünün yandaş IMC televizyonunda "Anayasanın ilk üç maddesi icap ederse değişir" diyen. Sayın Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı sistemiyle anayasanın ilk üç maddesi değişecek olsa siz dünden evet derdiniz. Türkiye'nin üniter devlet yapısına, bağımsız bütünlüğüne göz diken kim varsa bu millet onun gözünü uyar. Bu aziz millet, senin terör örgütü propagandası yapan, verdiğin o sözleri unuttu mu sanıyorsun? Niye hayır dediklerini bilmedikleri için milleti korkutmaya devam ediyorlar. Biz bunları tanıyoruz. Bunlar 15 yıldır yalandan, dolandan, iftiradan başka bu millete hiçbir şey söylemediler. CHP memleketin yalan fabrikası olmuş. Tek bildikleri yalan, tezvirat. Kıymetli kardeşlerim, değişiklik paketimize kim hayır diyor başka? Kandil'in koltuğunun altına girmiş, onların emrinden çıkmayan, çukur siyasetinin mimarı HDP. Başka kim? PKK. Başka kim? DEAŞ. Hayır çıkarsa biz bittik demiyorlar da, evet çıkarsa biz bittik diyorlar. Buradan söylüyorum, evet çıkacak, siz de biteceksiniz. Başka yolu yok. Bu aziz millet terör belasından kurtulacak. Başka kim hayır diyor? Avrupalılar. Avrupalılar da hayır kervanına katıldılar. İşi o kadar ileri götürdüler ki, gazetelerini Türkçe basıyorlar. Hayır diye manşet atıyorlar. Her türlü cinliğe başvuruyorlar. Hollanda'nın birkaç gün önce bakanlarımıza yaptıklarını gördünüz. Kardeşlerimize gösterdikleri şiddeti gördünüz. Avrupa Birliği tarihinin en karanlık, en talihsiz olaylarını hep birlikte görüyoruz. Konuştukları zaman mangalda kül bırakmazlar. Demokrasi, insan hakları, fikir hürriyeti özgürlükler... Hikaye, hikaye... Bunlar hikaye. Bunlar çifte standartçı, bunlar iki yüzlü. Kendilerine gelince özgürlük, Müslümanlara gelince yasak. Alman devlet televizyonunda Türkçe hayır propagandası var. Gazetelerinde hayır manşetleri var. Avrupalılar, sizi ırkçılık hakkında uyarıyoruz. En sonunda bakın Fransa'da baş örtüsünü yasakladılar. Bu Avrupa için utanç verici bir şey. Türkiye eski alışkanlıkları birer birer ortadan kaldırıyor. Yasakları birer birer tarihin derinliklerine gönderiyor. Avrupa ne yapıyor? Tekrar yasakları horlatıyor. Türkiye'nin demokrasi standartları yükselirken, Avrupa'nınki batıyor. İfade özgürlüğünü, seyahat özgürlüğünü, basın özgürlüğünü engelliyor. Hollanda, o akşam ne kadar Avrupa değeri varsa ayaklar altına aldı. Bunlar Suriye'de öz kardeşlerimiz katledilince sesleri çıkmaz. 15 Temmuz darbe girişimi olunca Türkiye'de, sesleri çıkmaz. Başbakan devrilecek diye, cumhurbaşkanı alaşağı edilecek diye ellerini ovuşturdular. Çifte standart bunların yaşam tarzı haline geldi. 

 

 

PKK'ya, FETÖ'ye her şey serbest; ama AKP, MHP bu çalışmalara giderse yasak kardeşim. Ne yaparlarsa yapsınlar, engelleyemezler. 16 Nisan'ın ayak sesleri, Karabük, Avrupa, işte Karabük. Rotterdam oradaysa Karabük burada. Bu meydandan haykırıyor, evet, evet, evet. Soğukkanlı olacağız. sağduyulu olacağız gençler. Yapılan bu haksızlığı, bu saygısızlığı onların yanına bırakmayacağız. 16 Nisan'da bu aziz millet kendisini makarnacı, kömürcü, takunyalı gibi sıfatlarla tanımlamaya çalışanları, dışarıdan gelen bu ırkçı saldırılara en güzel cevabı vercektir. 

Karabüklü kardeşlerimizin sorunlarıyla çok yakından ilgileniyoruz. Karabük'te son 14 yılda 5 milyar yatırım yaptık. Helali hoş olsun. Okul sayısını 125'ten 251'e çıkardık. Helali hoş olsun. 1186 derslik yaptık, okullarımızı bilgisayarlarla donattık.