Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, "10 bin Suriyeli mülteciye vatandaşlık verilerek oy kullandırılacağı" iddiasına "10-20 bin seçmenle referandum neticesi değiştirilemez" yanıtını verdi.
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Anadolu Ajansı'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Kaynak'ın açıklamarından bazıları şöyle:
"Mevcut sistem krizler üretmeye müsait bir sistem. Anayasa değişikliği referandumunda temel argümanımız, sürekli istikrar sağlayan, hızlı icraat yapmaya odaklı yürütme organı olacaktır. Halk kendisi bizzat seçecektir yürütme organını ve güvenoyunu kendisi verecektir. Meclis tarafından 'başkanın ve hükümetin Türkiye'yi yönetmediği' iddiasıyla yeni seçim kararı alınırsa da halk, güvenini tazeleyecektir ya da tazelemeyecektir. Doğrudan halkın iradesine dayanan, gerçekten doğrudan demokrasinin çok güzel bir örneği olacaktır.
"ABD'nin 7 ülkeye koyduğu vize yasağı"
"ABD'nin vize yasağı kendi tarihini inkar olur. Türkiye'de 3 milyon mülteci var, bu mültecilerin büyük çoğunluğu Suriyeli ama Filistinliler, Iraklılar, Afganlar var hatta Ermeniler var. Biz, bunların tamamına sadece insan olarak bakıyoruz. Tamamının sağlığını, eğitimini, geleceğini inşa etmeye çalışıyoruz. Bizim hem kültürümüz hem tarihi köklerimiz böyle yapmamızı gerektiriyor.
10 bin Suriyeli'ninvatandaş yapılarak oy kullandırılacağı iddiası
"50 küsur milyon seçmenin olduğu bir ülkede, 10-20 bin seçmenle referandumun neticesinin değiştirilmesini düşünmek en hafif tabirle, büyük bir safdillik olur. 10-20 bin seçmenle referandum neticesi değiştirilemez, değiştirilmesi hayal bile edilemez. Bunlar gereksiz vehimlerdir."
Almanya, Yunanistan ve AB ile sorunlar
"Almanya'da evet mülteci meselesi var, Almanya'da bizim başka dertlerimiz var. Almanya hem PKK teröristlerine hem DHKP-C teröristlerine, Türkiye'nin başına bela olan her türlü teröriste kucak açmış bir ülkedir. En son darbecilerin önemli aktörleri, yargı ayağı Almanya'da misafir ediliyor ve Almanya, Yunanistan'la AB içerisinde en iyi ilişkiler kurabilen, Yunanistan'a ekonomik açıdan büyük destekler vermesini sağlayan bir ülke. Yunanistan'ın darbeci askerleri, bizzat darbeye katılan, bizzat helikopterimizi alıp Yunanistan'a o helikopterle kaçan darbeci askerleri vermemesiyle, Almanya'nın darbeci yargıçları ve savcıları, diğer PKK teröristleri vermemesi arasında bir fark yoktur. Türkiye Cumhuriyeti için kendi ülkesinin ve kendi milletinin güvenliğinden daha önemli bir şey yoktur. Ama AB'nin şunu hesap etmesi gerekir. Türkiye'nin, terörle mücadelesini gevşetmesi demek, aslında Avrupa'nın kendi güvenliğini riske etmesi demektir. Türkiye, terörle mücadelesini asla gevşetemez. Türkiye'nin terörle mücadelesini gevşetmesi demek, Avrupa'nın kendi güvenliğini riske etmesi demektir.
Türkiye asla Yunanistan'ın buralarda yeni bir alan açmasına imkan vermeyecektir."
