Gündem

Başbakan Yardımcısı Bozdağ: Bahçeli eksik söylemiş; 5 bin ülkücü değil, 80 milyon kişi var!

"Barzani'nin temsilcisi Türkiye'ye gelmeyecek"

29 Eylül 2017 14:49

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Başbakan Binali Yıldırım ve Irak Başbakanı Hayder-el İbadi'nin yüz yüze görüşeceğini bildirdi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "5 bin ülkücü gönüllü hazır" ifadelerine de değinen Bozdağ, "Bahçeli eksik söylemiş, 5 bin değil, 80 milyon hazır" dedi.

IKBY'deki gelişmelere değinen Bozdağ, referandumun yok hükmünde olduğunu belirterek,

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, TGRT Haber televizyonunda İhlas Haber Ajansı (İHA) ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın konuğu oldu. Yaz saati uygulamasına ilişkin konuşan Bozdağ, şu açıklamada bulundu:

"Danıştayın verdiği karar önemli. Yürütmeyi durdurma kararı verdiği için ama hükümet olarak biz yaz saati uygulamasının aynen devam etmesinden yanayız. Bu noktada da önümüzdeki günlerde gerekli adım atılacaktır. KHK'ya bu konuyu gündeme koymak üzere süreç dolmadan önce gerekli yasal değişiklik yapılacaktır. Yaz saati uygulaması herhangi bir değişiklik olmadan uygulanmaya devam edecektir. (Yaz saati ile ilgili eleştiriler) Bütün artısı, eksisi, ülke ekonomisine faydası, zararı, çocuklarımızın durumu hepsi ayrı ayrı değerlendirildi. Her ilde okul eş zamanlı başlamıyor. İhtiyaç duyulması halinde ayarlama, valilikler kendi illerinde bulunan şartları dikkate alarak değerlendirebilecektir. Artık bu sürekli hale geleceğe için bu tartışmalar da sona erecektir."

Kuzey Irak'taki gayrimeşru referandum 

Kuzey Irak'ta Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) tarafından gerçekleştirilen "bağımsızlık referandumunnun" gayrimeşru olduğunu ve Türkiye açısından yok hükmünde olduğuna dikkati çeken Bozdağ, şöyle konuştu:

"Yapılan referandum gayrimeşru ve yok hükmündedir. Hukuken hiçbir geçerliliği yoktur. Bizim açımızdan da yok hükmündedir. Bizim için Irak'ın toprak bütünlüğü, siyasal birliği ve egemenliği esastır. Irak'la olan ilişkilerimizde ana prensipler bunlar. Bunlar hem uluslararası hem de ikili anlaşmalarla kayıt altına alınmıştır. Türkiye bu noktada aklı selimle, sağduyu ile bir yaklaşımı ortaya koymuştur. Barzani ve ekibine sürekli çağrıda bulunmuştur. 'Vakit var, bundan dönün' çağrılarını defalarca yineledik. Sınır bölgesinde askeri hareketlilik oldu, orada TSK bir tatbikat da başlattı. Orada ayrıca şu anda tatbikata Irak merkezi hükümetine bağlı askerler de katılıyor. Esasında tatbikat Türkiye-Irak ortak tatbikatına dönüştü. Biz, bu noktada çok net, yapılması gerekenlerin hepsini aklı selim ile yapmaya, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'ni bu yanlış yoldan döndürmek için büyük bir çaba sarfettik. Referandumun gerçekleşmesi bir şey değiştirmez, çünkü gayrimeşrudur."

"Yakında İbadi ile Yıldırım bir araya gelecek"

Referandumun yapılmış olmasının büyük bir yanlışlık olduğunu anlatan Bozdağ, şu ifadeyi kullandı:

"Barzani bu süreçte Türkiye'yi dinlememiştir. Bugün gelinen noktada Türkiye'nin muhatabı bellidir. Biz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak Irak merkezi hükümetiyle bir koordinasyon içinde bölgedeki süreçleri beraber yönetme kararındayız. Irak Başbakanı Sayın Haydar El-İbadi ile dün Başbakanımız bir görüşme yaptı. Yakında da Sayın İbadi ile Başbakanımız bir araya gelecektir. Biz, bundan sonra Irak'la bütün ilişkilerimizi, Irak merkezi hükümet üzerinden yürütme kararı aldık. Dolayısıyla hudut kapıları dahil, seyahat konuları dahil, diğer bütün konularda vize konuları dahil."

"Barzani'nin temsilcisi Türkiye'ye gelmeyecek"

Irak hükümeti Türkiye'nin bölgeden petrol alırken sadece Bağdat yönetimini muhatap almayı kabul ettiğini duyurmuştu. Konuya ilişkin konuşan Bozdağ, "Irak merkezi hükümetinin çağrısı oldu, görüşmeler de devam ediyor. Esaslarına ilişkin değerlendirmeler iki ülke arasında yapılacaktır. Türkiye bu anlamda Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin Ankara'da bulunan temsilcine 'Türkiye'ye artık gelmeyin' çağrısında bulundu. Kendisi de Erbil'de olduğu için Ankara'ya gelmiyor" dedi. 

Barzani yönetimine bağlı yayın yapan televizyonlarla ilgili bir karar alındığını da kaydeden Bozdağ, "peşmerge güçlerine ilişkin ve benzeri konularda Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile ilgili çalışmaların tamamının sonlandırıldığını" ifade etti. Bozdağ, ilerideki günlerde bunları yeni adımların takip edeceğini dile getirdi. 

"Bütün opsiyonlar masada" 

Askeri seçeneğin masada olup olmadığının sorulması üzerine Bozdağ, "Hükümet olarak bizim aklı selim ve sağduyuyu rehber edinmemiz gerekiyor. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin aldığı referandum kararı, bunun uygulanması halinde doğacağı sonuçlar, bölgeye ve ülkemize dönük tehditlerin ne olduğunu Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti bütün boyutlarıyla görüştü. Hem MGK'da hem de arkasından yapılan Bakanlar Kurulu, güvenlik toplantısında enine boyuna değerlendirildi" şeklinde konuştu. 


Kuzey Irak'taki referandum sonrası şu anda bütün opsiyonların masada olduğuna işaret eden Bozdağ, şunları kaydetti:

"Ekonomi, güvenlik, siyasi opsiyonlar masada. Bunların hangi öncelikle uygulanacağı şartlara, gelişmelere bağlı olarak tercih edilecektir. Biz, bunu Irak hükümetiyle de işbirliği içinde yürütüyoruz. Ayrıca, İran hükümetiyle de bu konuda görüşmeler yapılıyor. Irak hükümetiyle de görüşmeler yapılıyor. Bundan sonraki süreçte de şartlar ve bölgedeki gelişmeler bu adımların değişmesine, artmasına veya sertleşmesine yol açacaktır. Biz, bilgiyle, tecrübeyle önümüzdeki bütün araziyi görerek adımlarımızı atıyoruz."

Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin açıklamaları 

Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Kuzey Irak referandumunun ardından devlet yönetiminde kafa karıştırıcı ve çelişkili açıklamalar geldiğine" dair sözlerini değerlendirerek, şu sözleri sarf etti:

"Bakanların açıklaması kendi bakanlıklarıyla ilgili spesifik bazı değerlendirmeleri içeriyor. Türkiye'nin Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin gayrimeşru referandumuna karşı tutumunu belirleyen açıklamalar değil, spesifik bazı olaylara dahil. Hükümetimizin bu konudaki tutumu çok nettir. O tutumda MGK'da ortaya çıkan tavsiye kararı, arkasından Bakanlar Kurulunda yapılan açıklama bellidir. Bakanlarımızın spesifik konulara ilişkin yaptıkları değerlendirmeleri Türkiye'nin bu konudaki tutumundan vazgeçme veya geri adım, gevşeme gibi kimsenin değerlendirmemesi lazım. Türkiye'nin tutumu çok nettir. Bu konuda yaptırımları adım adım Türkiye, gerektikçe devreye sokacak ve bu süreci ülkemizin ve bölgemizin çıkarlarına uygun bir şekilde yönetmeye devam edecek. Hükümetimiz ve Türkiye'nin tutumunda bir çelişki kesinlikle söz konusu değildir."

Bahçeli'nin '5 bin gönüllü ülkücü Kerkük için hazır bekliyor' sözleri 

Bahçeli'nin "5 bin gönüllü ülkücü Kerkük için hazır bekliyor" sözlerine ilişkin konuşan Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti:

"Sayın Bahçeli ülkemizin milli konularında hassasiyeti yüksek olan bir siyaset adamıdır. AK Parti'nin, Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin çıkarları söz konusu olduğunda takındığı tutumla Sayın Bahçeli'nin takındığı tutum arasında esasında fazlaca bir fark yoktur. Biz, bu milletin ve devletin hukukunu, çıkarlarını korumak için yola çıkmışız. Eğer, oradaki soydaşlarımızın ve milletimiz, devletimizin hukukuyla ilgili bir risk olduğu zaman o riski göğüsleyecek olanlar bellidir. Bunu yapacak olanlar bellidir. Bizim silahlı kuvvetlerimiz, diğer güvenlik güçlerimiz, istihbaratımız bu anlamda Türkiye Cumhuriyeti'nin güvenlik ihtiyaçlarını karşılayacak güçte ve kudrettedir. Ama şöyle deniyorsa, 'bu kadar adam var, biz bununla yaparız' deniyorsa buna ihtiyaç yok. Aksine Sayın Bahçeli eksik söylemiş, bana göre bu milletin bir güvenlik ihtiyacı ortaya çıktığı zaman, milli güvenlik ihtiyacı ortaya çıktığı zaman eğer devletin bu sorunu aşamaz bir noktaya geldiğinde 80 milyon, 5 bin kişi değil, 80 milyon insan var bu ülkede. Bu milletin ve devletin ordusunun, güvenlik güçlerinin ve istihbaratının baş edemediği bir tehlike ve tehditle karşı karşıya geldiğinde ordu-millet olmanın da gereği bu. 80 milyon insan var, o yüzden de burada bizim değerlendirmemiz bu noktada güvenlik güçlerimizin, silahlı kuvvetlerimizin, istihbarat örgütümüzün, devletimizin imkan ve kabiliyetinin şu anda Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu bütün tehlike ve tehditleri aşacak güce sahip olduğudur.

Vatandaşımızın bu noktada hassasiyet göstermesini anlıyoruz. Sayın Bahçeli'nin hassasiyet göstermesine çok değer veriyoruz ama bu noktada ülkemizin imkan ve kabiliyetlerine, devletimizin bu işlerle görevli olanlarına desteğimizi devam ettiriyoruz."

"Irak merkezinin Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'ne verdiği süre işliyor"

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Erbil Başkonsolosluğunun Erbil uçuşlarına ilişkin yaptığı açıklamaya işaret ederek, "Türkiye, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin bulunduğu bölgeyle ilişkileri dahil Irak'la bütün ilişkilerini Irak merkezi hükümeti üzerinden bundan sonra devam ettirecektir. Irak merkezi hükümeti, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'ne bir çağrıda bulundu, hudut kapılarının hava alanların ve petrol kuyularının olduğu yerlerin merkezi Irak hükümetine devri konusunda bir çağrıda bulundu. Yarın, saat 18.00'da dolacak bir süre verdi. O süre işliyor şu anda. O arada Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin tutumu netleşmiş olacaktır. Ondan sonra da yine bu konular merkezi hükümet ile istişare içinde değerlendirilecektir" diye konuştu. 

Habur Sınır Kapısı'nın kapatılıp kapatılmayacağı konusunun değerlendirileceğini anlatan Bozdağ, bütün konuların bir bütünlük içinde ele alınacağını dile getirdi. Bölgesel yönetimin geri adım atmaması durumunda bunun somut sonuçlarının herkes tarafından görüleceğini söyleyen Bozdağ, Türkiye'nin kafasının net olduğunu ifade etti. Türkiye'nin söylediklerinin tercümana gerek kalmadan çok net olduğuna işaret eden Bozdağ, vatandaşların hükümete bu konuda güvenmesi gerektiğini kaydetti. 

Bakan Bozdağ, bütün dünyanın bu referanduma ve yeni bir devlet oluşumuna karşı olduğunu belirterek, sözlerine şunları ekledi:

"Bütün dünyanın karşı olduğu bir işin neticeye ulaşması mümkün değildir. Bunu anlamaları lazım, anlatmak lazım. İşte bu yaptırımlar, bundan sonra atılacak adımlar bunu anlamayan veya kendilerine yapılan ikazları bunlar derler ama sonuçları çıkmaz diye kendi kendini avutanlar bu söylenen ikazların ne kadar gerçekçi ve ciddi olduğunu uygulandıkça göreceklerdir. Adım adım bu uygulamalar yansıyacaktır."

Diyanet'in kutlu doğum kararı 

Diyanet İşleri Başkanlığının 'kutlu doğum' kararına ilişkin konuşan Bozdağ, "Diyanet İşleri Başkanımız görevine başladı. Hicri yılbaşı münasebetiyle yayımladığı mesajda da Peygamber Efendimizin dünyayı şereflendirdiği doğum gününün bundan sonra hicri takvim esas alınarak kutlanacağını açık bir şekilde ifade etti. Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığının çıkardığı bir yönetmelik var. bu yönetmelikte bir değişiklik yapılması gerekiyor. Diyanet İşleri Başkanımız bu açıklamasından sonra yönetmeliği değiştirme konusunda da hazırlıklara başladı. Bizim kanaatimizde İslam'a ait değerlendirmelerin, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından birtakım adımlar atılacaksa onlar tarafından yapılmasıdır. Diyanet İşleri Başkanı bu konuda bir adım attı. Hicri takvime göre kutlanmasının Peygamber Efendimizin doğumu vesilesiyle değişik etkinlikler yapılmasının daha doğru olduğuna biz de inanıyoruz. Çünkü, hicri takvim esasında Müslümanların icat ettiği bir takvim. Bu esas üzerinden yürüyor. Peygamber Efendimizin doğum gününün o esas üzerinden yürümesi bize göre doğru olandır. Diyanet İşleri Başkanlığımızın aldığı bu kararı biz de destekliyoruz. 2018 yılında artık ismi ne olacak şu anda o konuda Diyanet İşleri Başkanlığı çalışıyor. Ona göre yeni ismiyle hicri takvim esas alınarak 2018'de kutlamalar yapılacaktır" ifadelerini kullandı. 
İsviçre'nin din görevlilerine getirdiği yasağın hatırlatılması üzerine Bozdağ, "Sadece İsviçre'de yok maalesef bu. Başka ülkelerde de benzer sıkıntılar var. Din ve vicdan hürriyeti bakımından değerlendirmek gerek. İsveç'te, başka yerlerde kundaklanan camiler, terörist muamelesi yapılan din alanları, çok örneklerle karşı karşıya kalıyoruz. Biz diyoruz ki yazdığınız ve övündüğünüz din ve vicdan hürriyetine ilişkin Avrupa Birliğinin temel ilkelerine sahip çıkın ama bunu yapmıyorlar" şeklinde konuştu. 

TEOG'un kaldırılması 

Bozdağ, ayrıca TEOG'un kaldırılmasının ardından dile getirilen önerilere ilişkin de şu açıklamalarda bulundu:

"Bu çok tartışılan bu konu. Her gün TEOG kalktı yerine şu uygulanacak diye tartışmalar yapılıyor. Ben buradan aziz vatandaşlarıma özellikle şunu ifade etmek istiyorum, gazetelerin, televizyonların yaptığı haberler elbette kamuoyuna bilgi aktarımıdır. Önemlidir ama onlar gerçeği yansıtmayabilir, beklentileri çoğu yansıtıyor. İhtimalleri, alternatifleri ortaya koyuyorlar. TEOG'un yerine uygulanacak usul ne olacak bunun doğru açıklamasını Milli Eğitim Bakanlığı ve hükümetimiz yapacaktır. Milli Eğitim Bakanlığımız değişim iradesi ortaya çıktıktan sonra zaten daha önce olan çalışmalarını hızlandırdı, bu konuda sona doğru gelindi. Henüz Bakanlar Kuruluna Milli Eğitim Bakanımız bu konuda sunum yapmadı. Önümüzdeki günlerde Bakanlar Kurulumuzda Milli Eğitim Bakanımızın ortaya koyduğu alternatifler değerlendirilecek, nihayetinde karar verilecektir. Vatandaşlarımız her gün yeni bir alternatifi dile getiren haberleri değerlendirebilirler ama bu uygulanacakmış gibi bir kanaate varmasınlar. Milli Eğitim Bakanlığımızın açıklamasını beklesinler, çünkü çok bilgi kirliliği vara"

Üniversite sınavlarına yönelik düzenleme 

Üniversite sınavlarına yönelik düzenlemeye ilişkin değerlendirmede bulunan Bozdağ, "Hazırlıklara göre değerlendirmeleri yapılacak, adımlar atılacaktır. Tabii bu alanlar ülkemizin geleceği ile ilgili konular. Burada çalışan herkes daha iyi olsun arayışı içinde. YÖK Başkanlığı bu konuda yeni sistemi devreye koyacaktır. Bunun detayları onların çalışması sonrası ortaya konacaktır. Öğrencilerimiz, velilerimiz bu konuda rahat olsunlar. Neler olacağı en kısa sürede çok net bir şekilde ortaya konacaktır. Öğrencilerimiz derslerine, velilerimiz çocuklarımızın iyi yetişmesine odaklansınlar ve sisteme ilişkin sıkıntılar olmayacaktır. Bunlar kısa sürede açıklanacaktır" diye konuştu. 

CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve bazı MHP'li milletvekillerine ait özel görüntü ve ses kayıtlarını internet ortamında paylaşılmasına yönelik yürütülen ve kamuoyunda 'kaset soruşturması' olarak bilinen aralarında 'FETÖ' lideri Fetullah Gülen'in de bulunduğu 171 kişinin şüpheli olarak yer aldığı iddianameye ilişkin Bozdağ, son olarak şu ifadeleri kullandı:

"Yargı ile ilgili bir konu bu. Sonuçta bu kaset konusu Türk siyasetini ve Türk hukukunu kirletmiştir. Maalesef pek çok zarar da ortaya çıkarmıştır. Pek çok haysiyetini, şerefini, onurunu hukuksuz ve ahlaksız bir şekilde ayaklar altına almıştır. Büyük bir zarar vermiştir. Türk siyasetini kasetle dizayn etme operasyonudur. Bu kasetleri ortaya çekenler, bir hesapla bunu yapıyorlar. Bu kirli, ahlaksız ve hukuksuz hesapların hesabını yargının sorması doğru olandır. Umarız ki maddi gerçek ortaya çıkar, bu kumpası kuranlar hak ettiği cezayı alırlar. Bu konuda bilgisi olanlar açık açık konuşsunlar, çekinmeye gerek yok. Ben bu davanın mağdurlarına da buradan sesleniyorum, onlar da yargıya çok net bir şekilde her şeyi paylaşarak yardımcı olsunlar."