Gündem

Başbakan "En çok neyi özlüyorsunuz?" sorusunu yanıtladı: Elde tespihle yürümeyi

"Devlet sorumluluğu insanın kendi özgürlüğünden vermesi değil midir?"

28 Ocak 2018 12:42

Hürriyet yazarı Fatih Çekirge, Başbakan Binali Yıldırım'ın “En çok neyi özlüyorsunuz" sorusunu, "Yani şu anda, az ilerideki Bahriye Caddesi’nde elde tespih yürüsem; onu özlüyorum" diye yanıtladığını aktardı.

 

Başbakan Binali Yıldırım elbette bu soruya bir cevap verdi.

Ve çoook güldük... Ama önce cevabın hangi ortamda verildiğini anlatmalıyım.

Beyoğlu Belediye Başkanı Misbah Demircan’ın artık bir klasik haline getirdiği “Beyoğlu sohbetleri”nin bu defaki konuğu Başbakan Binali Yıldırım’dı...

Binali Bey, en keskin mesajları bile içimizi ferahlatarak verdiği için kahkahası bol bir gece oldu. Semavi dinlerin cemaat önderlerinden yabancı misyon şeflerine, iş dünyasından sanat ve medya dünyasına kadar neredeyse herkes oradaydı.

Herkes istediğini rahatça sordu. Başbakan da her zamanki samimi üslubuyla cevap verdi.

Özetle:

- Türkiye haklı bir savaş veriyor. Terörle mücadele ediyor.

- Türkiye AB rotasından kopmuş değil...

- ABD eğer gerçek müttefikse Türkiye’yi anlamak zorundadır...

- ‘Zeytin Dalı’ harekâtına hiçbir yabancı güç takvim veremez, teröristler temizlenene kadar sürecek. 

- Kürt sorunu yoktur. PKK/YPG ve terör sorunu vardır. 

- Yeni bir yargı paketi geliyor.

- Suriye’de çözüm için rejimi de elbette dikkate alacağız...

Tabanlıoğlu, AKM projesini teslim etmiş

Benim oturduğum masada Orhan Gencebay ve eşi Sevim Hanım, (Orhan Baba her zamanki gibi, saygısı sevgisiyle yarışıyor) Fehmi Yaşar, Talha Çamaş (TÜRSAB’la yine ilgilense keşke), Erhan Yazıcıoğlu (sanatçılar için çok önemli bir soru sordu), Erman Yerdelen (çook eski abimizdir), İKSV Genel Müdürü Görgün Taner... (Görgün’ü yeni tanıdım, iyi ki varlardan birisiymiş...)Hemen yanımda eski dost Murat Tabanlıoğlu... (Murat, bana göre mimar değildir. Aslında gizli bir ressamdır. Tek farkı, ruhuna yerleştirdiği cetveli bir fırça gibi kullanmasıdır...)

Murat AKM’yi yeniden çiziyor ya... Sordum: “AKM inşaatı ne zaman başlıyor...”

Her zamanki titizliğiyle cevap verdi:

“Bugün teslim ettim projeyi...”

Proje dediği de birkaç ciltlik ansiklopedi gibi. 6 ayda bitecek projeyi 3 ayda tamamlamış.

Türkiye’ye, Taksim’e yakışır bir AKM için kuyumcu gibi çalışmış.

Mermerinden çinisine, koltuğundan perde kumaşına kadar tek tek belirlemiş. 

İhaleyi alan firma bunları seçmek zorunda...

O nedenle inşaatı yapacak firma için pek fazla seçenek yok. Yani “toplu konutçuların” işi değil...

Bir başbakan en çok neyi özler

Şimdi geldim başlıktaki soruya.

Tayfun Topal sordu:

“En çok neyi özlüyorsunuz Sayın Başbakanım?”

Cevap yine bir alkış ve kahkaha:

Binali Bey, “Yani şu anda, az ilerideki Bahriye Caddesi’nde elde tespih yürüsem... Onu özlüyorum...”

Binali Bey bunu söylerken kendi kendime sordum:

“Devlet sorumluluğu insanın kendi özgürlüğünden vermesi değil midir?”

O caddede elde tespih yürüyenler bunun değerini düşünsün istedim...

İsmet Özel’in bir sokak yürüyüşünü özgürlük haline getirdiği deyişiyle,

“işaret parmağımda zincir,
cebimde sedef çakı
cebimde kırlangıçlar... çılgınlık sayfaları...
kafamda yasak düşünceler,
Gide mesela.”

Elif Dağdeviren'in Başbakan'a teklifi

Elif Dağdeviren, “Bir yapımcı olarak soruyorum” dedi ve ekledi:

“Sayın Başbakanım şu ana kadar müthiş bir performans sergilediniz. Yani size bir yapımcı olarak ‘talk show’ önerebilirim...” (Aslında Elif bu sözlerinin hemen arkasından çok önemli bir öneride bulundu.... Şimdi yazmıyorum...)

Ve Binali Bey: “3 Kasım 2019’dan sonra bu teklifinizi değerlendiririm...”

Başbakanlık sisteminin bitişi 3 Kasım seçimleridir ya... Böyle bir gerçek, kendisini her türlü egodan sıyırarak ve böyle gülerek mi anlatılır... İşte yol arkadaşlığı ve güven budur... Siyasette buna çok ihtiyaç var...

Ve elbette Başbakan Yıldırım’ın hemen arkasından gelen şu sözü:

“Arkadaşlar Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ve onun etrafında kenetlendik....”

Sonuç olarak...

Beyoğlu Belediye Başkanı Demircan çok önemli bir şey yapıyor...

Instagram, Facebook, Twitter falan derken yüz yüze konuşmayı unuttuğumuz bir dönemde, insanı hatırlatıyor. 

Belki de son dönemde birbirimizin gözüne bakmadan attığımız bu tweet’ler yüzünden kamplaşma artıyor...

Sohbete ihtiyacımız var arkadaşlar...

Üstelik birbirimizin gözüne bakarak, dokunarak sohbete ihtiyacımız var...