Politika

Başbakan açıkladı; Alman ve Türk dışişleri bakanları salon krizini çözmek için nasıl bir yol izleyecek?

"Kemal Bey dağıtmış vaziyette; ana muhalefet partisi kimi zaman böyle gaflar yapıyor"

07 Mart 2017 09:01

Başbakan Binali Yıldırım, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin Almanya'daki toplantılarının iptal edilmesinin ardından başlayan kriz ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Almanya ile bulunan çözümü açıklayan Yıldırım, "Dışişleri bakanları yarın (bugün) bir araya gelecekler. Bizim programlarımız Almanya Dışişleri Bakanlığı'na verilecek. Nerede yapılacak, kimler katılacak ona göre tedbirlerini alıp bu şekilde uygulayacaklar. Aksilik olmazsa son geldiğimiz nokta bu. Bir yandan Türkiye’de OHAL var, engeller var diyeceksiniz. Bir yandan da oradaki 1 milyonu aşkın oy kullanacak vatandaşımızla buluşup onlarla görüşmemize engel çıkaracaksınız. Bu bir çifte standarttır" dedi.

"Ta Atatürk döneminden başlıyor, yeni değil. Biliyorsunuz, Atatürk İnönü’yü görevden aldı. Son yıllarında konuşmadı" diyerek mevcut sistemi değiştiren Başbakan Yıldırım, "Kemal bey dağıtmış vaziyette. Radyo’da demiş ki, ‘Bu sistem değişirse, başbakanla cumhurbaşkanı anlaşamazsa ne olacak bu memleketin hali.’ Neresinden bakarsan bak fecaat. Değişiklikten, haberi yok. Unutmuş neyi değiştiriyoruz" diye konuştu. Ana muhalefitin referandum çalışmalarını da eleştiren Yıldırım, "Biz Kılıçdaroğlu gibi milleti işte ‘namusunuzla şerefinizle gidin, hayır oyu verin’ diye yönlendirmiyoruz. Böyle bu millete bu laflar yakışır mı. Ana muhalefet partisi böyle zaman zaman gaflar yapıyor" görüşünü dile getirdi.

Başbakan Yıldırım, Suriye'deki son duruma ilişkin olarak "Mümbiç’te işler biraz keyifli hale geliyor. ABD bayrak dikiyor, Rusya’da yanına bayrak dikiyor. Bayrak yarışına döndü orada iş. Bir yandan da PYD’liler YPG’liler orada duruyor. İstiyorsanız üçlü mekanizma yaparız ABD, Rusya, Türkiye. Orada PYD ve YPG gibi terör grupları temizlenir. Suriyeliler buraya gelir, yerleşir" dedi. 

Başbakan Yıldırım, ATV-A Haber ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Yaldırım, özetle şunları söyledi:

"Avrupa'ya mesaj verildi"

"Bahçeli, anlamlı bir açıklama yaptı. Dayanışma örneği gösterdi. Avrupa’ya güzel mesaj verildi. Daha önce bunu Sayın Baykal da yapmıştı. Biz, zor durumlarda, sıkıntılı durumlarda ne kadar ayrı düşünsek de birlikte hareket edebiliyoruz. Türkiye’nin milli meselelerde nasıl bir araya geldiğini göstermesi bakımından önemli.

"Almanya hükümeti çaresizmi?"

Geçtiğimiz günlerde Şansölye Merkel’le uzunca bir telefon konuşması yaptık. Rahatsızlığımızı dile getirdik. Bir yandan Türkiye’de OHAL var, engeller var diyeceksiniz. Bir yandan da oradaki 1 milyonu aşkın oy kullanacak vatandaşımızla buluşup onlarla görüşmemize engel çıkaracaksınız. Bu bir çifte standarttır. Dışişleri bakanları yarın (bugün) bir araya gelecekler, bu konuda çözüme yönelik ne tedbirler alınır, bunun kararı alınacak. Savunma şu; ‘Bu yerel makamların işi biz bir şey yapamayız.’ Alman federal hükümeti bu kadar çaresiz mi? Bunu çok inandırıcı bulmadığımızı ifade ettik. Bizim programlarımız Dışişleri Bakanlığına bizim Dışişleri Bakanlığı tarafından verilecek. Nerede yapılacak, kimler katılacak ona göre tedbirlerini alıp bu şekilde uygulayacaklar. Aksilik olmazsa son geldiğimiz nokta bu.

"Bizde de yargı bağımsız kardeşim"

"Almanya ile bazı konularda derin fikir ayrılığımız var. FETÖ ve bölücü terör örgütlerinin unsurları Almanya’da cirit atıyor. Müthiş bir müsamaha var, sempati var. Alman kamuoyunu etkileyen unsurlar, Türkiye’nin düşmanları. Bir yandan PKK’nın ileri gelenleri, bir yandan da FETÖ’nün Türkiye’den kaçanları. Alman kamuoyu bunlara göre oluşuyor. Neymiş Türkiye gazetecileri içeri atıyormuş, özgürlükleri kısıtlıyormuş. Ben Merkel’e şunu söyledim. PKK’lılarla ilgili Sayın Cumhurbaşkanımız 4 bin 500 tane dosya verdi, çıt yok. PKK’ya kaynak aktaran 16 firma ismi verildi, ses yok. FETÖ’cülerle ilgili durum ortada. Hiçbir şey yapmıyorsunuz. Ondan sonra da burada bir gazeteci dedikleri hem Alman, hem Türk vatandaşı Türkiye’de bir suçlamadan dolayı gözaltına alınmış tutuklanmış. Biz ne oldu diyoruz bizim bu verdiğimiz dosyalar, ‘Efendim bizde de yargı bağımsız biz karışamayız.’ Ee bizde de yargı bağımsız kardeşim. Size gelince yargı bağımsız da bize gelince değil mi?

"Menbiç'te işler keyifli hâle geliyor"

"(Suriye’deki gelişmeler) Menbiç’te işler biraz keyifli hale geliyor. ABD bayrak dikiyor, Rusya’da yanına bayrak dikiyor. Bayrak yarışına döndü orada iş. Bir yandan da PYD’liler YPG’liler orada duruyor. Türkiye’nin dediği çok açık, Suriye toprağında gözümüz yok. Buradaki PYD ve YPG unsurları Fırat’ın doğusuna geçecek. İstiyorsanız üçlü mekanizma yaparız ABD, Rusya, Türkiye. Orada PYD ve YPG gibi terör grupları temizlenir. Suriyeliler buraya gelir, yerleşir. Hayat normale dönmüş olur. 

"(Menbiç’e operasyon olur mu?) Orada Rusya ile ABD ile koordinasyon sağlamadan operasyon yapmanın anlamı yok. Sonuç çıkmaz, olaylar daha karmaşık hale gelir. Askeri düzeyde teknik konuda görüşmeler yapılıyor.

"Barzani ile aynı görüşteyiz"

"(Irak’ta Sincar’daki durum) Sincar veya Şengal bizim için önemli. PKK, ikinci bir Kandil oluşturmaya çalışıyor. Buna izin vermeyeceğimizi söyledik. Peşmerge ve Bağdat yönetimi, biz o birlikte halledeceğiz dediler. Orada bir adım atılırsa ne ala. Atılmazsa biz kendi başımıza gereğini yapacağız. Barzani, ‘Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt devleti olmaz’ dedi. Barzani’nin bölgedeki bakışı teröre karşı bizimle farklı değil. PKK ile mücadele konusunda şu anda elle tutulur bize desteği veren Barzani, IKYB’dir.

"Rus pilotun ailesine izin"

"(Düşen Suriye uçağının pilotu) Tedavisi devam ediyor. İadesi veya tutulması ile ilgili bir işlem söz konusu değil. İnsani bir meseledir. Kaza kırım ekibi yarından itibaren çalışmalara başlayacak. Sonuçlar ortaya çıkınca ona göre işlem yapılacak. Ailesinin ziyaret talebi oldu. İnsani bir meseledir. İzin vereceğiz. Bu konuda Suriye rejimi ile ilgili tutumumuz bellidir. 3 milyon mülteciye kucak açmışız. İnsani muamele yapmak bizim geleneğimizde var.

"Atatürk, son yıllarında İnönü'yle konuşmadı"

"(Referandum) Bu sistem böyle devam edemez. İki kişinin çekişmesinden dolayı. Ta Atatürk döneminden başlıyor, yeni değil. Biliyorsunuz, Atatürk İnönü’yü görevden aldı. Son yıllarında konuşmadı. Kemal bey dağıtmış vaziyette. Radyo’da demiş ki, ‘Bu sistem değişirse, başbakanla cumhurbaşkanı anlaşamazsa ne olacak bu memleketin hali.’ Neresinden bakarsan bak fecaat. Değişiklikten, haberi yok. Unutmuş neyi değiştiriyoruz. Şuur altındaki gerçek su yüzüne çıkıyor. Tam da bizim dediğimizi diyor. Cumhurbaşkanı, başbakan mevcut sistem devam ederse mutlaka arıza çıkarır.

"Zaman zaman gaf yapıyorlar"

"(Anketler) Benim prensibim, anketi ben yaparsam o zaman ben inanırım. Çok yapılıyor havada uçuşuyor. Gerçek anket 15 Nisan akşamı sandıklar açılınca ortaya çıkacak. Biz Kılıçdaroğlu gibi milleti işte ‘namusunuzla şerefinizle gidin, hayır oyu verin’ diye yönlendirmiyoruz. Böyle bu millete bu laflar yakışır mı. Ana muhalefet partisi böyle zaman zaman gaflar yapıyor.

"Bunlar acizlik"

"(18 yaş düzenlemesi) Benim 5 tane torunum var, benim çocuklarımın en küçüğü 35 yaşını geçmiş durumda. Benimle ilgili ise yanlış hesap yapmışlar, böyle bir şey yok. Bunlar acizlik. Seçme yaşı aynı zamanda seçilme yaşıdır. Seçmek için ehliyetli ise seçilmek için de ehliyetlidir. Biz bu çarpıklığı ortadan kaldırıyoruz. Ana muhalefet partisi bunu gençlere çok görüyorsa benim buna diyecek bir şeyim yok. Çocuklar, torunlar meselesine gelince, Sayın Kılıçdaroğlu’nun, SSK genel müdürlüğü döneminde 14 aylık torununu sigortalı yaptığını biliyoruz.

"Bu bir teklif"

"(Ortak miting) Bu konuyu görüştük Sayın Bahçeli ile, onlar kendi biz kendi kampanyamızı yapacağız. Olmayacak demedik ama gelişmelere göre icap ederse yaparız dedik. Sayın Bahçeli bugün açıkladı, ‘yurtdışına gideceksek ben de gelirim’ dedi. Bu bir tekliftir, Sayın Cumhurbaşkanımız bunu değerlendirecektir. Bir amaç birlikteliğimiz var, ‘evet’ için yola çıktık. Dolayısıyla bu değişikliğin onaylanması için aynı doğrultuda ayrı programlar yapmaya karar verdik. Ama açık hava mitinglerini birlikte yapma düşüncemiz yok.

"Dedikodu ile amel olmaz"

(Erken seçim) Dedikodu ile amel olmaz. Bizim öyle bir düşüncemiz yok. Bu bir seçim değil, referandum. Aynen 2007’de olduğu gibi. 2007’de biz 22 Temmuz’da milletvekili seçimi yaptık, 21 Ekim’de de CHP’nin yüzünden cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi veya seçilmemesi konusunda halk oylaması yaptık. Halk yüzde 69 dedi ki halk seçsin. Önemli bir değişim gündeme geldiğinde CHP hemen ‘rejim elden gidiyor...’ Hemen onu öne sürüyor.

Rakamları açıkladı

"(OHAL komisyonu) Bu komisyon henüz göreve başlamadı. Mevcut komisyonlar itiraz değerlendirme komisyonuydu. Bunlar idari kararla kurulmuş komisyonlar. Komisyonların çalışmaları devam ediyor ama itiraz edenlere hukuki yolu açmıyor. Burada bu komisyon Olağanüstü Hal İşlemler İnceleme Komisyonu. Bu şu anda kuruluş aşamasında. Memuriyetten çıkarma işlemlerini değerlendirecek, özel kurum ve kuruluşların kapatılmasını, bunların durumunu değiştirecek. Emekli personelin rütbeleri söküldü, bunların iadesi veya iade edilmemesi bunları dğerlendirecek. 100 bin civarında müracaat var. Müracaatlar oraya devredilecek. Ayrı ayrı heyetler kurulacak, bunlar inceleyecekler. Bu gerçek anlamda hukuki bir hak arama yolunu da açmış olacak. Uzaklaştırma yani açığa alınma 31 bin 14, memuriyetten çıkarma 96 bin 999. Toplam 128 bin 13. Bu FETÖ’den dolayı. Bir de PKK ve DHKP-C gibi örgütlerle bağlantısı olanlar var, yaklaşık 3 bin. İade edilenler 12 bin 586. Dosyası bekleyenler yazılmamış ama 100 bin civarı.”