Gündem

"Barzani zaman kaybetmek istemiyor; Türkiye, referandumdan sonra da IKBY ile ekonomik ilişkilerini sürdürebilir"

"Almanya’nın resmi politikası referandumu reddetme yönünde"

23 Eylül 2017 17:49

Almanya'da gazeteci olarak çalışan Kamil Basergan, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nde 25 Eylül'de yapılacak "bağımsızlık referandumu"na ilişkin olarak "Artık zaman kaybetmek istemeyen Barzani’nin alternatiften kastı Bağdat ile yapılacak ciddi ve olumlu sonuçlar doğuracak bir müzakere" dedi. Türkiyeli yetkililerin, referandum kararına "sert" tepki gösterdiğini ifade eden Basergan, "Ama Türkiye’nin, bu sert tavrına rağmen referandumdan sonra IKBY ile ekonomik ilişkilerini devam ettireceğini düşünenlerin sayısı hiç de az değil" diye konuştu.

Almanya'da yayın yapan WDR Cosmo radyosunda yapılan söyleşi şöyle:

Referandum’un yapılmaması için Kuzey Irak’ yönelik baskılar giderek artıyor. Ne dersiniz yapılacak mı referandum?

Kamil Basergan: Mesud Barzani’nin açıklamalarına bakacak olursanız, referandumun yapılacağı tarihten bir gün öncesine yani 24 Eylül’e kadar bir sürpriz olabilir. Barzani, AB, BM ya da ABD’den Bağdat ile sorunun çözümünü garanti altına alacak makul bir alternatif sunulursa vazgeçebileceğini ima etti. Bunları söylerken bir yandan da Perşembe günü referandumun tarihinde bir değişiklik olmadığı, planlandığı gibi 25 Eylül’de yapılacağını beyan etti. Artık zaman kaybetmek istemeyen Barzani’nin alternatiften kastı Bağdat ile yapılacak ciddi ve olumlu sonuçlar doğuracak bir müzakere. Zira Irak hükümeti ile Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi arasında on yıldır süren pazarlıklar sorunların çözümünden daha çok çatışma yarattı. Ucu hala açık. Her taraftan referandum kararına yönelik uyarılar, tehditler geliyor. İsrail’in dışında hiçbir ülke referandum sürecini onaylayıp tanımadı. Tüm uluslararası baskılara rağmen Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani 25 Eylül’de yapılacak bağımsızlık referandumundan geri adım atmıyor. Dün Erbil’de düzenlenen referanduma destek mitinginde konuşan Barzani, “Referandum kararından önce Bağdat'a ‘Bunu ciddiye alın’ dedik. Referandum kararı tarihi ve cesurca bir karardır. Referandum şimdi hepimizin kararıdır” dedi.

Bu referandumun Iraklı Kürtler için anlamı ne?

Referandum aslında çok açık bir biçimde tanımlanmamış. Bu bir deneme girişimi mi yoksa Kürt bölgesinin Irak’tan kopuşunu mu hedefliyor tam olarak belli değil. Kerkük, Musul, Şengal gibi Kürdistan Eyaleti’ne mi yoksa Irak’a mı ait olduğu konusunda Bağdat ile Erbil arasında, fikir ayrılığı olan bölgeler var. Bu bölgelerin varlığı referandumu daha karmaşık bir hale getiriyor. Bu bölgeler ile ilgili oldukça hassas olan Bağdat Hükümeti bu nedenle de referanduma karşı çıkıyor. Iraklı Kürtler artık Bağdat’tan umudunu kesmiş durumda, çünkü iktidara gelen bütün hükümetler tarafından baskı gördüler, kovuşturmaya uğradılar. Saddam Hüseyin’in alaşağı edilmesinden sonra filizlenen, Irak toprakları üzerinde birlikte ve eşit yaşayabileceklerine dair umutları tek tek kurudu.

Sizin de söylediğiniz gibi dünyanın her yerinden, BM’den bile referanduma yönelik tepkiler var. Uluslararası toplum neden referanduma karşı çıkıyor?

Bu konuda üç farklı görüş var. Bazı ülkeler zamanlamanın doğru olmadığını düşünürken, bazı ülkeler ise referandum kararının alınması biçimini eleştiriyorlar. Bazı ülkeler ise tamamen Güney Kürdistan’ın bağımsız bir ülke olmasına karşı. Ayrıca referandumun bölgedeki istikrarı bozacağı, güvenliği tehlikeye sokacağına yönelik endişeler de dile getiriliyor. Örneğin ABD yaptığı açıklamada referandum yüzünden IŞİD ile mücadelenin önceliğini yitireceği uyarısında bulundu. Bence bu noktada şu soruyu sormalıyız; Acaba hangi istikrar ve güvenlikten bahsediliyor? Ortadoğu’da yüzyıllardır savaş ve kriz var. Sürekli bir savaş var ve bir terör örgütünü diğeri takip ediyor. Bence referandum olsun ya da olmasın, Şiiler ve Sünniler arasındaki kavga bitmeden Irak’a barış ve huzur gelmeyecek. Türkiye ve İran gibi ülkeler, Kürtler bağımsızlık yönünde adım atmasın diye yıllardır uluslarası topluma baskı yapıyorlar. Özellikle Türkiye ve İran, kendi ülkelerinde yaşayan Kürt toplumunun Kuzey Irak’taki referandumdan sonra kendilerini daha güçlü hissetmesinden ve aynı yola başvurmasından korkuyor. Öte yandan Türkiye’nin bu sert tavrına rağmen referandumdan sonra IKBY ile ekonomik ilişkilerini devam ettireceğini düşünenlerin sayısı hiç de az değil.

Peki Kuzey Irak’ta referanduma ayak direyenler var mı?

Buna ayak diremek demeyelim de eleştiri diyelim. Elbette Barzani’nin referandum kararını alma biçimini eleştirenler var. Bu eleştiride bulunanlar referandum kararı alınmadan önce partiler arası anlaşmazlıkların giderilmesi, mali krizin çözülmesi, hatta bazı ülkelerinin onayının sağlanması gerektiğini düşünüyorlar. Örneğin Süleymaniye’de resmi olarak başlatılan bir hayır kampanyası var, ancak o kadar zayıf ve etkisiz bir kampanya ki, adından bile söz edilmiyor.

Bu durumda referandumdan evet çıkma olasılığı büyük demektir.

Evet! 25 Eylül Pazartesi günü bağımsızlık referandumu gerçekleşirse, sandıktan büyük oranda evet çıkacaktır.

Evet çıkınca ne olacak peki, Kuzey Irak’ta bağımsız bir Kürt devleti mi kurulacak?

Elbette bu Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve bazı AB ülkelerinin referandum sonucunu kabul edip tanımasına bağlı. Bu kuruluş ve ülkeler referandumun yapılmasına bile karşı çıkıyorlar. Bu durumda Iraklı Kürtlerin işi hiç kolay değil. Ayrıca İran, Türkiye, Suriye gibi komşu ülkelerin tutumu da çok önemli. Onlar referandum sonucunu tanıyacaklar mı? Uluslararası alanda tanınmamış bir ülkenin bağımsızlığı tartışılır. Ve bence ayakta kalabilmesi de çok zor.

Komşu ülkelerdeki Kürtler için referandum ne ifade ediyor?

Sevinç, umut ışığı, destek ve güç.

Siz Almanya’da ve Alman medyasına çalışan bir gazetecisiniz. Merkel Hükümeti’nin tutumu nedir?

Mesut Barzani 8 Haziran 2017 tarihinde bağımsızlı referandumunu açıkladıktan bir gün sonra   Federal Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Kürtleri bu adımı atmamaları için uyardı. Gabriel, "Irak’ın toprak bütünlüğünü tehlikeye atarak, ülkeye yeni sınırlar çizmek doğru bir yol değildir. Bu bölgede zaten olmayan istikrarı daha da bozacaktır. Hem Erbil’de hem de Bağdat’ta" sözleriyle ifade etmişti Alman Hükümeti’nin pozisyonunu. Yani Almanya’nın resmi politikası referandumu reddetme yönünde.

Konu Almanya’da, Alman medyasında yoğun bir biçimde tartışılıyor mu?

Biliyorsunuz Pazar günü Almanya’da genel seçim var. Bu nedenle de konu Almanya’da pek fazla yankı bulmuyor. Seçim olmasa da tartışılır mıydı bilemiyorum. Zira Almanya Ortadoğu’da referandum yüzünden bir kriz daha çıkmasından çok endişe ediyor. O yüzden referandumun Alman medyasında az yer bulması beni şaşırtmıyor. Ancak benim çalıtığım WDR-Cosmo kanalı referandum günü iki dilde özel bir yayın yapacak. İlgilenenler için sayfa adresimizi verebilirim.

http://www1.wdr.de/radio/cosmo/programm/sendungen/bernama-kurdi/index.html

https://www.facebook.com/bernamakurdi/