Gezi Parkı eylemleri sırasında polisin gazlı müdahalesinden kaçanlara Divan Oteli'nin kapılarını açtığı için Başbakan Tayyip Erdoğan'dan sert tepki gören Koç Grubu'na ait TÜPRAŞ'a (Türkiye Petrol Rafinerileri A,Ş) Maliye ve polis ekipleri tarafından yapılan ortak baskını değerlendiren Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, "Türkiye'de ticari faaliyette bulunan her işletmenin denetlenmesi doğaldır, TÜPRAŞ akaryakıtın büyük tedarikçilerinden biri. Bu alanlara yapılan denetimin çok doğal olduğu kanısındayım" dedi.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, TÜPRAŞ'a (Türkiye Petrol Rafinerileri A,Ş), Aygaz ve OPET'e yapılan kaçak akaryakıt denetimleri ile alakalı, “Bir şey yoksa bir şey olamayacaktır ama, sonuçta bir şey varsa da onunla ilgili yaptırım devreye girer uygulanır. Öyle bir yol haritası düşünüyoruz. Dolayısıyla bunu herhangi bir şeyle bağlantılı görmenin doğru olacağı kanısında değilim” dedi.
Yazıcı, Bakanlık binasında, Türkiye Genç İdareciler Derneği (TÜGİAD) Başkanı Ali Yücelen ve beraberindeki heyeti kabul etti. Yazıcı, kabülde yaptığı konuşmanın ardından gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. TTÜPRAŞ'a yapılan mali denetimin Gezi Parkı olayları ile ilgili olduğu yönündeki iddiaların aktarılması üzerine Yazıcı, Türkiye’de ticari faaliyette bulunan her kurum ve işletmenin denetlenmesinin kamunun yetkisinde olduğunu kaydetti. TÜPRAŞ ve Aygaz’ ın Türkiye’deki akaryakıtın en büyük tedarikçisi olduğunu belirten Yazıcı, “Bu alanlarda denetim numuneler üzerinde yapılacak denetimin çok doğal olduğu kanısındayım. Sonuçta, bir şey yoksa bir şey olamayacaktır ama, sonuçta bir şey varsa onunla ilgili yaptırım devreye girer uygulanır. Öyle bir yol haritası düşünüyoruz. Dolayısıyla bunu herhangi bir şeyle bağlantılı görmenin doğru olacağı kanısında değilim. Ama biri ertesi gün bir yorum yapar, onu da dinler geçeriz.” diye konuştu.
'Ana hedefe varmamızı engelleyecek bir tutum içerisine giremeyiz'
Yazıcı, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “40 milyonluk Kürt toplumunun siyasi birlik sağlaması, 4 ülkede sorunun çözümünü kolaylaştırır.’ ifadelerinin Çözüm Süreci’ne zararı olur mu?” sorusuna da şöyle cevap verdi:
“2009 yılında milli birlik beraberlik başlattığımız Çözüm Süreci’nin hedefi, terörden arındırılmış, güçlü bir Türkiye toplumu oluşturmaktır. Böyle bir Türkiye’nin ne derece yol kat edeceği, herkesin malumudur. Biz bu ana hedefe yoğunlaşarak bu çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Oraya doğru yürürken, bu süreçte kimi zaman kabul edeceğimiz, kimi zaman etmeyeceğimiz gerçek dışı meyiller varmış gibi yapılan konuşmalara odaklanıp ana hedefe varmamızı engelleyecek bir tutum içerisine giremeyiz.”
